Siyasi bir ‘yumuşama’ belirtileri yurtdışındaki İhvan üyelerini Mısır'a dönmeye teşvik ediyor

Uzmanlar, ‘şiddet olaylarına karışanlarla’ anlaşma olasılığını dışladı

2018 yılının Temmuz ayında Müslüman Kardeşler’in bazı üyelerinin Kahire'deki duruşmasından bir fotoğraf (AFP)
2018 yılının Temmuz ayında Müslüman Kardeşler’in bazı üyelerinin Kahire'deki duruşmasından bir fotoğraf (AFP)
TT

Siyasi bir ‘yumuşama’ belirtileri yurtdışındaki İhvan üyelerini Mısır'a dönmeye teşvik ediyor

2018 yılının Temmuz ayında Müslüman Kardeşler’in bazı üyelerinin Kahire'deki duruşmasından bir fotoğraf (AFP)
2018 yılının Temmuz ayında Müslüman Kardeşler’in bazı üyelerinin Kahire'deki duruşmasından bir fotoğraf (AFP)

Mısırlı siyasetçi Memduh Hamza'nın, gıyabi hapis cezasıyla hüküm giydikten 3 yıldan fazla bir süre sonra Mısır'a dönüşü, yurtdışında ikamet eden (hükümet tarafından aranmayan) bazı Mısırlılar için siyasi bir ‘yumuşamanın’ gündeme gelmesine yol açtı. Bu gelişme, yurtdışındaki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) örgütünün bazı liderlerini ‘Mısır'a dönmeyi ima etmeye’ teşvik etti. Ancak Mısırlı uzmanlar ‘şiddet olaylarına karışanlarla’ anlaşmayı reddetti.
Mısır'a döndükten sonra Hamza, Mısır'ın tüm sadık evlatları ile ilgili bir ‘yumuşamaya’ dair ümidini dile getirdi. ‘Yanlış haber yayma’ suçundan bir yıl hapis yattıktan sonra iki yıl önce serbest bırakılan Siyaset Bilimi Profesörü Hasan Nefa da benzer ifadelerle bir açıklamada bulundu ve “Tüm vatanseverlerin dönüşü ile önemli adımın tamamlanmasını umuyoruz” dedi.
Londra ve İstanbul arasında seyahat eden Müslüman Kardeşler lideri Hamza'nın dönüşünün ardından Hilmi el-Cezzar, “Memduh Hamza'nın dönüşünün, göçmenlerin anavatanlarına dönmelerini desteklemeye katkıda bulunacağını umuyorum” dedi. Ayrıca Türkiye'de ikamet eden Müslüman Kardeşler lideri Kutub el-Arabi'nin yaptığı paylaşımda, "Mısır bizim ülkemiz ve dönmeyi arzuluyoruz” ifadelerine yer verdi. Ancak Cezzar ve Kutub'un açıklamaları, yurtdışındaki bazı Müslüman Kardeşler liderleri tarafından reddedildi.
Öte yandan Mısır’da radikal meseleler konusunda araştırmacı olan Amr Abdulmunim, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Yurtdışındaki bazı Müslüman Kardeşler liderlerinin Mısır'a dönüşlerine ilişkin işaretlerin hukuki ve siyasi yönlerle ilgili birden fazla boyutu var. Siyasi ve hukuki statüleri göz önüne alındığında çeşitli vatandaşlıklar elde eden Müslüman Kardeşler üyelerinin Mısır’a dönmesi oldukça zordur. Mısır'da şiddet eylemlerine karışan veya cinayet ve radikalizm davalarından hüküm giyenlere gelince bunlar için Mısır yargısının kararlarını uygulamaktan ve kanunun verdiği karara uymaktan başka hukuki çıkış yolu yok. Bu nedenle geri dönmeyi düşünmüyorlar ve örgütün bazı unsurlarının geri dönme iması, yurtdışındaki liderlerle herhangi bir kazanım elde etmeye veya Mısır'da onlara destek sağlamaya çalışıyor” şeklinde konuştu.
Eski Mısır İçişleri Başkanı Yardımcısı ve Senato Üyesi Faruk el-Mekrahi ise Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Müslüman Kardeşler üyelerinin Mısır'a dönmeleri yönündeki her türlü çağrı siyasi ve halk tarafından reddedilir. Örgütün bazı unsurları tarafından bu tür imaların ve açık çağrıların ortaya çıkması, liderlik konusunda aylardır kötüleşen bölünmeleri önleme girişimidir. Mısır devleti, Müslüman Kardeşler’in çağrılarına kulak asmıyor ve cevap vermiyor. Çünkü o bir devlet, Müslüman Kardeşler de bir terör örgütü. Örgütün yurtdışındaki üyelerinin çoğu şiddet, terör ve tahrik davalarıyla suçlanıyor. Bazıları sadece Batı ülkelerine güzelleme yapmak için Mısır'a dönmek istedi. Bu sayede ülkelerine geri dönmek, bu ülkelerin sempatisini kazanmak istiyorlar” dedi.
Mısırlı insan hakları aktivistleri, ‘şiddet eylemlerine karışanlar için Mısır'a geri dönüş olmadığı’ konusunda hemfikir. Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti üyesi Mısırlı hukukçu Necat el-Buri şunları söyledi:
“Mısır hükümetinin, yurt dışında ikamet eden (şiddet olaylarında aranmayan) tüm Mısırlıları, yargılanmayacaklarına dair garanti verirken ülkelerine geri dönmeye davet etmesi zorunlu hale geldi.”
Geçtiğimiz aylarda, Mısır makamlarının ‘terörist’ olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler örgütünün bazı üyeleri tarafından ‘Mısır makamlarıyla uzlaşma’ konusunda yeni açıklamalar yapıldı. Ancak bu Müslüman Kardeşler söylemleri, ‘ülkede resmi ve popüler bir saygısızlıkla karşılandığı için Mısır'da sahada önemli bir etki yaratmadı’ ve sadece sosyal medyadaki İhvan yanlısı sayfalarda etkileşim uyandırdı.



Filistin'den İsrail'in Mescid-i Aksa'yı havaya uçurma planları konusunda uyarı

Mescid-i Aksa (Reuters)
Mescid-i Aksa (Reuters)
TT

Filistin'den İsrail'in Mescid-i Aksa'yı havaya uçurma planları konusunda uyarı

Mescid-i Aksa (Reuters)
Mescid-i Aksa (Reuters)

Filistin Dışişleri Bakanlığı bugün, ‘Mescid-i Aksa'nın havaya uçurulması ve yerine tapınak (Süleyman Mabedi) inşa edilmesine ilişkin olarak Yahudi örgütlere ait platformlarda dolaşıma sokulan haberlerin tehlikesi’ konusunda uyarıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, söz konusu planı, ‘işgal altındaki Kudüs'te bulunan kutsal mekanların hedef alınmasına yönelik sistematik bir kışkırtma’ olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “İsrail'in iktidardaki sağ kanadı, özellikle Gazze Şeridi'nde işlediği soykırım suçlarına ve tezahürlerine yönelik cılız uluslararası tepkiler ışığında yayılmacı ve ırkçı Yahudileştirme planlarını uygulayabileceğini düşünüyor” denildi.

Bakanlık, uluslararası toplumu ve yetkili Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarını ‘bu kışkırtmayla ciddi bir şekilde ilgilenmeye, İsrail hükümetinin Filistin halkı üzerindeki tekeline son vermek için uluslararası hukukun dayattığı önlemleri almaya, İsrail’i uluslararası meşruiyet kararlarına ve soykırımı durdurmaya yönelik uluslararası mutabakata uymaya ve halkımızı koruyacak mekanizmaları sağlamaya zorlamaya’ çağırdı.

Diğer yandan İsrail makamları, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'nın Ramallah ve Nablus vilayetlerindeki bazı kasaba ve köyleri ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.