İran'da Reform Cephesi, krizi sona erdirmek için Hatemi’nin önerilerini destekliyor

Mir Hüseyin Musevi’nin açıklamasını destekleyenlere baskı yapılıyor.

Temmuz 2009’da Hatemi ve müttefiki Mir Hüseyin Musevi Tahran’da (Getty Images)
Temmuz 2009’da Hatemi ve müttefiki Mir Hüseyin Musevi Tahran’da (Getty Images)
TT

İran'da Reform Cephesi, krizi sona erdirmek için Hatemi’nin önerilerini destekliyor

Temmuz 2009’da Hatemi ve müttefiki Mir Hüseyin Musevi Tahran’da (Getty Images)
Temmuz 2009’da Hatemi ve müttefiki Mir Hüseyin Musevi Tahran’da (Getty Images)

İran'da aktivistler ve gazeteciler, ‘İslam Cumhuriyeti’ rejiminin yıkılması çağrısında bulunan reformist lider Mir Hüseyin Musevi'nin açıklamasına verdikleri desteği geri çekmeleri için güvenlik birimleri tarafından bir baskı altında. Reform Cephesi ise eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin rejimi ‘birden çok krizden’ kurtarma önerilerine desteğini dile getirdiği bir açıklama yayınladı.
Hatemi devrimin yıldönümü münasebetiyle, krizlerden kurtulmak için 15 öneri içeren bir bildiri yayınlamıştı. Hatemi söz konusu bildiride, “Denenen yol ve yaklaşımda reform talep etmek, imkansız hale geldi demesek de bir kayaya çarptı ve çıkmaza girdi diyelim” ifadelerini kullanmıştı.
Hatemi, “Ülkedeki yönetim sisteminin en büyük hatası, toplumda daha iyi bir geleceğe dair ümidini kesmiş olan çoğunluğun kızgınlığını artırmak pahasına, kendisine sadık gördüğü küçük bir toplum kesimini memnun etmesidir” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Öneriler arasında şunlar yer alıyordu; tüm yönelimlerin, eğilimlerin ve uyrukların katılımıyla ulusal dayanışma çağrısı yapılması, bağımsız ve rekabetçi seçimlerin düzenlenmesi, toplumdaki tüm çatışmaların sona erdirilip kamuoyunun yatıştırılması, reformist liderler Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi’nin ev hapsine son verilmesi, din adamları, akademisyenler, işçiler, sanatçılar, medya mensupları ve sendika üyeleri aleyhindeki tüm davaların düşürülmesi ve siyasi tutuklular ile ‘isyan’ ve ‘ayaklanma’ eylemlerine katıldıklarına dair güvenilir kanıt bulunmayan kişilerin serbest bırakılması için genel bir af çıkarılması.
Hatemi açıklamasında iki şeyden dolayı üzgün olduğunu ifade etmişti; birincisi, iktidardaki müesses nizamdan reform ve hatalardan kaçınma konusunda herhangi bir sinyal gelmemesi. İkincisi ise ‘halkın mevcut siyasi sistemden duyduğu umutsuzluktu’. Ancak mevcut anayasanın ruhuna dönerek reform çağrısında bulunmuş ve ‘rejimin devrilmesinin mümkün olmadığını’ söylemişti.
İran'daki reformist hareketle bağlantılı internet sitelerine göre çatısı altında reformist partilerin ve oluşumların Hatemi'nin açıklamalarına destek vermeye karar verdiği Reform Cephesi, bir haftalık sessizliğin ardından yetkililere dün, konuyu gündeme almaları çağrısında bulunduğunu duyurdu.
Reform Cephesi, Hatemi’nin açıklamasından önce reformist lider Mir Hüseyin Musevi’nin yaptığı açıklama hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Musevi, mevcut rejimin ‘sürdürülemeyeceğini’ söyleyerek, esas krizin rejimin ‘çelişkili’ yapısı olduğunu vurgulamıştı. Yetkililer tarafından Şubat 2011'den bu yana ev hapsinde tutulan Musevi, daha önce desteklediği ‘anayasayı tavizsiz uygulama’ sloganının ‘artık etkili olmadığını’ vurgulayarak yeni bir anayasa hazırlanması, referandum yapılması ve bağımsız bir şekilde seçimlerin düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu.
Reform Cephesi, aktivist Mustafa Taçzade ve aktivist Faize Haşimi Rafsancani gibi İran hapishanelerinde tutulan önde gelen reformistlerin Musevi’nin açıklamasına destek verdiklerini duyurdu.
Çoğu İran'da ikamet eden 350'den fazla siyasi ve sivil aktivist ile gazeteci Musevi'nin önerilerini desteklediklerini açıkladı. İran medya kaynakları, bir grup imzacının, açıklamadan imzalarını geri çekmeleri yönünde güvenlik güçlerinin baskısı altında olduklarını belirtti.
İran’da ‘Kadın, yaşam, özgürlük’ sloganı altında düzenlenen protestoların gerekçelerinin belirtildiği açıklamaya imza atanlar açıklamalarında: “Mevcut durum, ‘siyasi sistemin sarsılmasına neden oldu. Hükümet, tüm baskı gücüne rağmen özgürleştiren fikirleri dizginleyemedi. Halihazırdaki toplumsal uyanış ve toplumun mevcut yapı çerçevesinde reform yapma çaresizliği karşısında, halkın kaderini kendi eliyle belirlemesinden başka çare yok” ifadelerini kullandılar.
İmzacılar, İslam Cumhuriyeti'ne ‘barışçıl, şiddet içermeyen bir geçiş’ çağrısında bulunarak, “12 yıldır ev hapsinde olan Mir Hüseyin Musevi’nin, halkın protestolarına, taleplerine ve direnişe verdiği destek mesajı takdir ediyoruz” ifadelerini kullandılar. Musevi'nin öne sürdüğü üç önerinin yerine getirilmesi konusunda ısrarcı olduklarını belirten imzacılar, ülkenin mevcut sorunlarının ‘Velayet-i Fakih’e dayalı sistemin yetersizliğinden’ kaynaklandığını belirttiler.



ABD'den Gazze'de ölüm tuzağı kuran yardım ağına büyük bağış

Birleşmiş Milletler, GHF'nin Gazze'de "ölüm tuzakları" kurduğunu söylüyor (Reuters)
Birleşmiş Milletler, GHF'nin Gazze'de "ölüm tuzakları" kurduğunu söylüyor (Reuters)
TT

ABD'den Gazze'de ölüm tuzağı kuran yardım ağına büyük bağış

Birleşmiş Milletler, GHF'nin Gazze'de "ölüm tuzakları" kurduğunu söylüyor (Reuters)
Birleşmiş Milletler, GHF'nin Gazze'de "ölüm tuzakları" kurduğunu söylüyor (Reuters)

ABD, Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (Gaza Humanitarian Foundation/GHF) 30 milyon dolar bağışlayacak.

Guardian’ın incelediği bir belgeye göre ABD Dışişleri Bakanlığı, GHF’ye halihazırda 7 milyon dolar bağış göndermiş durumda.

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla konuşan yetkililer, bağış başvurusunun GHF tarafından yapıldığını ve fonun ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) bütçesinden karşılanacağını söylüyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın kararıyla bütçesinde kesintiye gidilen USAID’in faaliyetlerinin kısıtlanması ve kademeli olarak Dışişleri Bakanlığı bünyesine dahil edilmesi planlanıyor.

Kaynaklar, USAID ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin başvuruyla ilgili gerekli incelemeleri yapmadan süreci “aceleye getirerek” bağışı onayladığını belirtiyor.

Reuters’a konuşan yetkililer de 30 milyon dolarlık bağışın her ay verilecek şekilde hazırlanabileceğini ifade ediyor.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Guardian’a gönderilen yazılı açıklamada “İç müzakereler hakkında yorum yapmayacağız” dendi.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF’ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddediyor.

Birleşmiş Milletler’in aktardığına göre GHF mayısta faaliyetlerine başladığından bu yana en az 460 Filistinli, kuruluşun dağıtım noktalarında yardım almaya çalışırken öldürüldü.

Gazze sakinlerinden Ümmi Reyid Nüeyzi, İsrail ordusunun yardım almaya çalışanlara ateş açtığını belirterek şunları söylüyor:

Çocuklarımızın hayatı neden bu kadar ucuz görülüyor? Oğlum kendini ve kardeşlerini doyurmak için bir paket un almaya gitmişti, şimdiyse yoğun bakımda.

GHF'nin kurulmasını sağlayan ABD'li danışmanlık firması Boston Consulting Group, yardım kuruluşuyla bağlarını haziranın başında koparmıştı. GHF’nin CEO'su Jake Wood da tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle uyumlu şekilde görevini yapmanın artık mümkün olmadığını vurgulayarak 25 Mayıs'ta istifasını açıklamıştı.

İsrail ve ABD destekli GHF’nin Gazze’de yarattığı kaos sürerken, bölgede yer yer Hamas karşıtı protestolar da patlak veriyor.

Sosyal medyada paylaşılan gönderilerde gösterilere katılan Ahmed el Mesri’nin Hamas militanları tarafından dövülerek hastanelik edildiği ileri sürülüyor. Mesri’nin protestolarda “Hamas bizi temsil etmiyor” yazılı bir pankart taşıdığı bilgisi paylaşılıyor. Başka bir eylemdeyse “Hamas’ı istemiyoruz. Onlar bizi yok etti. Yeter artık” diye bağırdığı bildiriliyor.

Olayın ne zaman yaşandığına dair bilgi paylaşılmazken, Filistinli örgüt de iddialara ilişkin açıklama yapmadı.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Times of Israel