El Kaide'nin yeni lideri İran'da ikamet eden Seyfu’l Adil mi?

Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı
Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı
TT

El Kaide'nin yeni lideri İran'da ikamet eden Seyfu’l Adil mi?

Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı
Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı

Birleşmiş Milletler'in (BM) yeni raporunda, Mısır Özel Kuvvetleri’nde eski bir subay olan El Kaide'nin üst düzey üyesi Seyfu’l Adil’in (62) artık El Kaide'nin tartışmasız lideri olduğuna dikkat çekti. ABD hükümeti, yakalanmasını veya öldürülmesini sağlayacak bilgiler için Seyfu’l Adil’in başına 10 milyon dolar ödül koymuştu.
El Kaide, geçen yıl Kabil'de örgüte ağır bir darbe indiren ABD füze saldırısında öldürüldüğüne inanılan Eymen el-Zevahiri'nin ardından gelen ismi resmi olarak açıklamadı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Çarşamba günü El Kaide’nin yeni lideri olduğu düşünülen Mısır vatandaşı Seyfu’l Adil’in İran’da olduğunu bildirerek, buna ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) raporunu doğrulamıştı. Seyfu’l Adil’in Eymen el-Zevahiri'nin Temmuz 2022'de öldürülmesi ardından El Kaide'nin lideri olduğunu aktarmıştı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, gazetecilerin konuyla ilgili bir sorusuna, “Seyfu’l Adil’in İran’daki varlığıyla ilgili değerlendirmemiz BM’nin raporuyla örtüşüyor” cevabını vermişti.
Ancak El Kaide’nin Eymen ez-Zevahiri’nin Kabil’deki ölümünü kabul etmeme konusundaki hassasiyeti ve Seyfu’l Adil’in İran’da bulunması nedeniyle liderliği ilan edilemiyor.
ABD'li bir istihbarat yetkilisi Ocak ayında yaptığı açıklamada, Zevahiri’nin ardından örgüt liderliğine kimin geçeceğinin hala belirsiz olduğunu söylemişti. BM’nin El Kaide’ye dair raporunda, “Bazı üyeler, Kasım ve Aralık aylarındaki tartışmalarda, Seyfu’l Adil’in halihazırda grubun tartışmasız fiili lideri rolünü yerine getirdiği görüşünü benimsemişti” ifadelerine başvuruldu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, El Kaide uzmanları, Zevahiri’nin ölümünün kanlı operasyonları dikkatli bir şekilde planlayabilen, cihatçı ağı yönetebilen bir lider seçmesi yönündeki baskıyı artırdığını söylüyor.
Uzmanlar, dünya çapında yayınlanan, ABD'yi tehdit eden şiddet içerikli videolarda sık sık yer alan önceki seleflerinin aksine Seyfu’l Adil’in gölgelerde hareket ederek saldırı planlayacağını düşünüyor. Seyfu’l Adil’in El Kaide'nin dünyanın en ölümcül silahlı grubu haline gelmesinde katkısı olduğu söyleniyor.
Seyfu’l Adil, Kasım 1998’de Tanzanya ve Kenya’daki ABD büyükelçiliklerine düzenlenen, 224 sivilin hayatını kaybettiği ve en az 5 bin kişinin yaralandığı bombalı saldırılarla ilgili olarak Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından aranıyordu.
Seyfu’l Adil’in halihazırda yalnızca üç fotoğrafı bulunuyor. Gençliğinde çekilen siyah beyaz fotoğrafı, ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun aranan listesinde kullanılıyor. ABD’li araştırmacıların aktardığına göre Seyfu’l Adil hakkında Afrika'daki operasyonlar, eğitim kampları ve 2002'de Pakistan'da Amerikalı gazeteci Daniel Pearl'ün öldürülmesiyle ilgili bağlantısı hakkında  çok az şey biliniyor.
ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı Rewards for Justice programı, El Kaide liderlik konseyinin bir üyesi olarak tanımladığı, örgütün askeri komitesine başkanlık eden Seyfu’l Adil’in yakalanmasını veya öldürülmesini sağlayacak bilgiler karşılığında 10 milyon dolar teklif ediyor.
Rewards for Justice web sitesinde, Afrika’daki bombalamaların ardından Devrim Muhafızları'nın koruması altında güneydoğu İran'da yaşamaya başladığı söyleniyor.
İran, diğer liderleriyle birlikte Seyfu’l Adil’i Nisan 2003'te ev hapsine almıştı. Sonrasında ise Yemen'de kaçırılan bir İranlı diplomat karşılığında dört kişiyle birlikte serbest bırakılmıştı.
El Kaide unsurlarını takip eden eski FBI özel ajanı Ali Süfyan, Terörle Mücadele Merkezi tarafından yayınlanan ifadelerinde, gerçek adı Muhammed Salahaddin Zeydan olan Seyfu’l Adil’in duygu ve düşünceleri hakkında hiçbir izlenimin oluşmadığını, donuk yüz hatlarına sahip zeki bir kişilik olduğunu vurguluyor.
Eski FBI özel ajanı Süfyan, “Seyfu’l Adil, kendisini rahatsız eden herkesi şiddetle tehdit etmeye hazır. İhanete şiddetle ve acımasızca karşı koymasıyla tanınıyor. Bazen takipçilerini hor gördüğü, hatta bir anlık öfke anında onlara acımasız davranabildiği söyleniyor. Ancak aynı zamanda nazik tavsiyeler veren bir akıl hocası olarak da biliniyor. Mutlu olduğu anlarda futbol yeteneğini konuşturduğu, muziplik yaptığı söyleniyor” ifadelerini kullanıyor.
Cihatçı hareketleri takip eden uzmanlar, bir zamanlar Usame bin Ladin'in baş koruması ve önde gelen militan eğitmeni olan Seyfu’l Adil’in kanlı uzun kariyerine 1981'de eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat suikastına karıştığına dair şüphelerin gölgesinde başladığını söylüyor.
Oxford Üniversitesi'nde silahlı hareketler uzmanı Elisabeth Kendall, “Seyfu’l Adil’in profesyonel askeri geçmişi ve 11 Eylül öncesinde El Kaide'nin askeri komitesi başkanlığını yaptığı kapsamlı deneyim, El Kaide'nin genel liderliğini üstlenmek için güçlü niteliklere sahip olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullanıyor.
Seyfu’l Adil’in, 2 bin 977 kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarının ardından büyük ölçüde merkezi olmayan bir grup haline gelen El Kaide'nin komutanlığını üstleniyor.
Uzmanlar, Seyfu’l Adil’in El Kaide'nin eski muhafızlarının hayatta kalan birkaç üyesinden biri olduğunu, onlarca yıl örgütün merkezi liderliğine yakın kaldığını söylüyor. Kendisine verilen görevlerin, Ortadoğu, Afrika ve Asya'daki El Kaide bağlantılı gruplara stratejik rehberlik sağlamayı içerdiğini de ekliyor.
Bazıları, kariyerinin çoğunu militan kamplarda gizli ajan veya eğitmen olarak geçiren Seyfu’l Adil’in El Kaide'nin güçlü bir lideri olma olasılığı hakkındaki soru işaretlerine değiniyor.
Brüksel merkezli Crisis Group'ta cihatçılık ve modern çatışma analistlerinden Jerome Drevon, “İçeriden birçoğu, Seyfu’l Adil’in geçmişte El Kaide operasyonlarında önemli bir rol oynadığını, ancak liderlik için nitelikli olmadığını söylüyor. Becerileri, onu geniş bir mensuplar ağını yönetmekten çok silahlı operasyonları organize etmede çalışmaya uygun hale getiriyor” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlar tarafından genellikle örgütün en üst düzey üçüncü yetkilisi olarak sınıflandırılan Seyfu’l Adil, 1990'lı yıllarda Sudan, Pakistan ve Afganistan'da örgüte bağlı eğitim kampları kurmuştu.
Güvenlik uzmanları, Seyfu’l Adil’in 1993'te Mogadişu'da Black Hawk Down olarak bilinen, ABD helikopterlerinin pusuya düşürülmesi olayında rol oynadığını söylüyor. 18 ABD askerinin hayatını kaybettiği olayın ardından ABD ve BM askerlerinden oluşan bir barış gücü Somali'den çekilmeye başlamıştı.
ABD vatandaşlarını öldürmeyi planlamak ve ABD’deki binaları yıkmakla suçlanan Seyfu’l Adil, FBI'ın en çok arananlar listesinde yer alıyor.
Afganistan'daki Sovyet işgal güçlerine karşı mücadelelerinde diğer Arap savaşçılara katıldıktan sonra aşırılık yanlıları saflarındaki itibarını pekiştiren Seyfu’l Adil, El Kaide'nin önde gelen isimlerinden biri olmadan önce bir eğitim kampına başkanlık etmişti.
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Terörizm ve Düşük Yoğunlukta Çatışma Programı başkanı Yoram Schweitzer ise “Seyfu’l Adil, cesur, profesyonel ve çok acımasız bir karakter” vurgusunda bulunuyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.