Bakan Kurum: Depremden etkilenen illerimizde yerleşim alanlarına ilişkin yerler belirlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde bugün itibarıyla yerleşim alanlarına ilişkin yerlerin belirlendiğini söyledi.

AA
AA
TT

Bakan Kurum: Depremden etkilenen illerimizde yerleşim alanlarına ilişkin yerler belirlendi

AA
AA

Bakan Kurum, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Gaziantep AFAD merkezinde depremler sonrası yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Bölgede yürütülen hasar tespit çalışmalarını yerinde incelediklerini, vatandaşlarla bir araya gelip dertleştiklerini ve enkaz kaldırma süreçlerine büyük bir titizlikle başladıklarını ifade eden Kurum, acil öncelikli binalardan başlamak üzere yıkım süreçlerini de özenle yürüttüklerini belirtti.
Kurum, jeofizik ve jeoloji uzmanlarıyla çalışıldığını, sivil toplum örgütlerinin, vatandaşların ihtiyaçları ve taleplerinin değerlendirildiğini, ayrıntılı mikro bölgeleme ve zemin etüt çalışmalarının yapıldığını dile getirerek, "Bugün itibarıyla hemen hemen her ilimizde, depremden etkilenen illerimizde yerleşim alanlarına ilişkin yerler belirlendi." dedi.
Tüm ekiplerin, mühendislerin, mimarların, uzmanların söz konusu alanlara ilişkin ayrıntılı jeolojik etüt raporları hazırladığına dikkati çeken Bakan Kurum, "Cumhuriyet tarihimizin en büyük afet konut yapım seferberliğini yürüteceğiz." diye konuştu.

Yöresel mimariye uygun konutlar
Kurum, mart ayı başı itibarıyla sahada belirlenen alanlarda inşaat faaliyetlerine başlanacağını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Hasar tespiti tamamlanan yerlerde, vatandaşımıza 1 gün, 1 saat, 1 dakika bile daha önce verebilme gayretiyle, anlayışıyla, motivasyonuyla konutlarımızı yapacağız. Konutlarımız zemin artı 3-4 katı geçmeyecek ve yöresel mimari ihtiyaçları doğrultusunda inşallah oranın kültürüne, geleneğine, göreneklerine göre planlanmış ve bu plan çerçevesinde yapılmış olacak. Eski yerleşim alanlarına ilişkin mevcuttaki imar yoğunluğunun, zeminlerin detaylı bir şekilde incelenmesine müteakip, eğer zeminlerinde problem varsa fay hattına yakınlığı söz konusuysa burada da vatandaşımızı mağdur etmeyecek şekliyle her türlü imar kısıtlaması, bina yüksekliği ve yoğunluğu dahil, yapılaşma dahil her türlü kısıtlamayı da içerir bir süreci yürüteceğiz."
Vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde gerek kamulaştırma gerekse trampa süreçlerini tamamlayacaklarını ifade eden Kurum, şehirlerin 50 yılını, 100 yılını planlayacaklarını belirtti.
Bakan Kurum, master planı yapacaklarını dile getirerek, inşaat ve malzeme tedarikine kadar bütün süreci bilfiil takip ettiklerini, hasar tespitinin tamamlandığı yerlerde etap etap konutların yapılacağını aktardı.

Hasar tespit sürecine yönelik çalışmalar
Kurum, hasar tespit sürecinin vatandaşların alacağı kira, taşınma ve eşya gibi birçok yardımı da netleştireceğini söyleyerek, şu bilgileri verdi:
"Hasar tespit çalışmalarımızı sahada 7 bin 328 uzmanımızla 11 ilimizde yapıyoruz. Bugüne kadar 3 milyon bağımsız bölümü inceledik, bu 684 bin binaya tekabül ediyor. 90 bin 609 binada yer alan 345 bin bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptık. Bu kapsamda 3 milyon konutun 2 milyon 700 binini de bütün iller için az hasarlı ve hasarsız olduğunun tespitini yapmış olduk. Yine Gaziantep genelinde 34 bin 961 bağımsız bölümden oluşan 14 bin 341 binanın da yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespitini yaptık. Kalan hasarsız ve az hasarlı konutlarımız, orta hasarlı konutlarımıza ilişkin e-devlet üzerinden vatandaşlarımız detaylı her türlü bilgiye ulaşabilirler.
Az hasarlı ve hasarsız olan konutlarımıza, vatandaşlarımız dilerlerse girebilirler, az hasarlılardaki tadilatları yapmaları kaydıyla. Orta hasarlı binalara tadilatlarımızı yapmadan giremeyiz. Vatandaşlarımızın bu alanlardaki bina güçlendirme, statikteki güçlendirmeyi yapmasına müteakip orta hasarlı binalara girebilme durumu var. Ağır hasarlı binalar zaten yıkılacak."

Binalardan eşyaların taşınması
Bakan Kurum, binalardan eşya alınma sürecine ilişkin olarak da vatandaşa uyarıda bulunduklarını söyleyerek, "Eşya taşımak isteyen vatandaşımıza zaten AFAD'dan biz gerekli her türlü desteği ilk günden itibaren veriyoruz. Askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, UMKE'mizle, tüm ekiplerimizle birlikte sahadayız ve taşınma sürecini de beraber yöneteceğiz. Acılarımızı paylaşacağız, burada biz başka acılar yaşamak istemiyoruz." diye konuştu.
Eşya taşınma sürecinin valilikler kanalıyla yürütülmesinin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Kurum, bazı binaların eşya alınamayacak kadar ağır hasarlı olduğunu aktardı.
Bakan Kurum, söz konusu binalara inceleme sonrası "eşya alınabilir" veya "eşya alınamaz" raporu verileceğini kaydetti.
Yerleşim alanında vatandaşın konut bulamaması gibi durumlarda vatandaşların eşyalarının şehirdeki güvenli bir bölgeye taşınacağı bilgisini veren Kurum, "Vatandaşımız evi tuttuğu zaman da eşyalarının taşınma sürecini onlarla birlikte yönetiyor olacağız." diye konuştu.

Enkaz kaldırma çalışmaları
Enkaz kaldırma sürecini de özenle, hassasiyetle yürüttüklerine dikkati çeken Bakan Kurum, "Çevreye, şehre zarar vermeyecek şekilde yönetmek üzere 10 ilimize talimatları gönderdik ve bu kapsamda belirlediğimiz enkaz döküm alanlarına bu enkazlar dökülecek. Burada ayrıştırılabilecek tüm malzemeler ayrıştırılarak geri dönüşüme tabi tutulacak ve yine buradaki enkazları, molozları da kuracağımız kompresörlerle birlikte buradan elde edeceğimiz alt temel malzemeleri de yine içme suyu, altyapı, yol yatırımlarında vatandaşımız için kullanacağız." dedi.
Bakan Kurum, ilk 30 bin konutun projelendirme çalışmalarının tamamlandığını, bu projelerin şubat sonu itibarıyla sözleşme süreçlerinin başlayacağını da sözlerine ekledi.



ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında

ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
TT

ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında

ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)

Ömer Önhon

Güney Kafkasya'da devam eden büyük oyunda, siyaset, ekonomi ve güvenliği bir araya getiren yeni bir proje öne çıktı. Beyaz Saray'da 8 Ağustos Cuma günü düzenlenen törende, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasında barış için ortak deklarasyona imza attılar. Törene, anlaşmanın hamisi olarak belgeyi imzalayan ABD Başkanı Donald Trump da katıldı.

Ortak deklarasyon sınırlara saygı, bölgesel çatışmanın sona erdirilmesi ve güç kullanımının reddi gibi yedi temel maddeden oluşuyor. Taraflar ayrıca, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) Minsk Grubu'nun kapatılması için ortak bir talepte bulunmak da dahil olmak üzere çeşitli bazı belgeler üzerinde de anlaşmaya vardı ve bunları imzaladı. Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları, ‘Devletler Arasında Barış ve İlişkilerin Kurulmasına Dair Anlaşma’ taslağını imzalayarak, nihai metni tamamladılar. Bakü, Erivan'ın imzaların atılmasından ve nihai onaylamadan önce bölgesel talepleri sona erdirecek anayasa değişikliklerini yapmasını bekliyor.

Anlaşma ayrıca, Azerbaycan'ın ana kısmını Ermenistan toprakları üzerinden Nahçıvan'a bağlayan ‘Zengizor Koridoru’ olarak bilinen engelsiz bir geçiş bölgesi kurulmasını da kapsıyordu. Ermenistan, ABD ve üzerinde anlaşmaya varılan diğer dış taraflarla birlikte, ‘Trump'ın uluslararası barış ve refah yolu’ olarak adlandırılan bir çerçeve oluşturmak için çalışmayı taahhüt etti. Washington’daki görüşme önemli bir başarı olsa da, birçok ayrıntı hala net bir anlaşma ve daha fazla açıklığa ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycanlılar ve Ermeniler arasındaki çatışma, 20’nci yüzyılın başlarına, her iki ülkenin de işgal altında olduğu ve 1990 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazandıkları döneme kadar uzanıyor. O zamandan beri, tarihsel anlaşmazlıklar ve bölgesel talepler nedeniyle aralarında zaman zaman savaşlar patlak verdi. Ermeniler, özellikle Rusya'nın büyük dış desteğiyle Karabağ ve diğer Azerbaycan bölgelerini işgal etti.

Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.

Azerbaycan, 2020 yılında Karabağ'ın büyük bir bölümünü geri alan bir askeri operasyon düzenledi ve ardından 2023 eylülünde terörle mücadele çerçevesinde hızlı bir harekatla işgal altındaki topraklarının geri kalanını da kurtardı. O tarihten bu yana Türkiye, ABD, İsrail, Fransa ve İran gibi ülkelerin farklı roller oynadığı karmaşık bir siyasi ve güvenlik sürecine girildi. Bu ülkeler, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için çaba sarf ettiler.

Başkan Trump, uzun süredir savaşları sona erdirme ve ekonomik ilişkileri güçlendirerek ve refahı artırarak ülkeleri bir araya getirme sloganını savunuyor ve bu konuda ABD'nin ekonomik çıkarlarına odaklanıyor. Ancak, savaşları birkaç gün içinde sona erdirebileceğine dair tekrar ettiği abartılı açıklamaları, özellikle bir günde sona erdirebileceğini söylediği Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirememesi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından manevra yapıldığını itiraf etmesi, güvenilirliğini zedeledi.

fgthyu7
Nahçıvan Özerk Bölgesi'nin Stepanakert (Hankendi) şehrinde düzenlenen bir askeri geçit töreni, 8 Kasım 2023 (AFP)

Bu sefer işler onun lehine gelişebilir, çünkü yakında Putin ile görüşmeye hazırlanıyor ve bu da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirme umutlarını canlandırıyor. Pakistan ile Hindistan, Tayland ile Kamboçya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasındaki çatışmaları sona erdirmeyi kendine mal eden Trump için, Kafkasya’daki son başarısı, uluslararası arenada başarılarını övünmek için yeni bir fırsat sunuyor.

Washington zirvesinin en önemli sonucu, anlaşmada ‘geçiş bölgesi’ olarak adlandırılan ve Zengizor Koridoru olarak bilinen, Ermenistan’da 43 kilometre uzunluğundaki şerit oldu. Bu şerit, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ana kısmını, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'ndeki topraklarından ayırıyor.

Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.

Başkan Donald Trump, Zengizor Koridoru’nu, Azerbaycan'a Nahçıvan'a tam erişim hakkı tanıyan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğüne tam saygı gösteren özel bir geçiş bölgesi olarak tanımladı. Projeye, Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu (TRIPP) adı verildi.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığını tahmin ediyorlar.

Trump, Ermenistan'ın bu koridoru inşa etmek için ABD ile özel bir ortaklık kuracağını ve Washington'a 99 yıl süreyle uzatılabilir yönetim hakları vereceğini açıkladı. Projenin hayata geçirilmesi için ABD ve diğer ülkelerden müteahhitlerin yer alacağı bir koalisyon kurulacak ve ABD, Azerbaycan ve Ermenistan karı üzerinde anlaşmaya varılan oranlarda paylaşacak.

Teknik şüphelerle çevrili olan proje, çünkü Ermenistan koridorda egemenlik haklarına sahip olacak, ancak yolcuların ve malların denetimi ve kontrolü, trafiği veya ticari faaliyetleri engellemeyecek şekilde gerçekleştirilecek. Fakat bu durum, uygulama açısından hala belirsizliğini koruyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu tarihi adımın Trump'ın kişisel müdahalesi olmasaydı gerçekleşemeyeceğini vurgulayarak, 35 yıl süren savaşı sona erdirdiği için Nobel Barış Ödülü'nü hak ettiğini ve onu bu ödüle aday göstereceklerini açıkladılar.

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında etkili olan başlıca güçlerden biri olan Türkiye, Washington’daki zirvenin sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirirken bunu son derece önemli bir gelişme olarak nitelendirerek ABD'nin rolünü takdir etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan anlaşmaya övgüde bulundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Zengizor Koridoru’nu Türkiye'yi Kafkasya ve Hazar Denizi üzerinden Türk dünyasına, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Asya'nın derinliklerine bağlayan önemli bir bağlantı noktası olacağını belirtti.

juı8
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump'ın da hazır bulunduğu Washington'daki Beyaz Saray'da düzenlenen barış anlaşması imza töreninde tokalaşırken, 8 Ağustos 2025 (AFP)

Türkiye ve Azerbaycan, ‘iki devlet bir millet’ deyişiyle ifade edilen yakın bir ilişkiye sahipler. Dışişleri Bakanı Fidan da bu çerçevede ‘Türk dünyası’ terimini kullandı. Ankara, Ermenistan-Azerbaycan savaşının başından itibaren Bakü'nün yanında yer aldı ve askeri destek sağlayarak Azerbaycan'ın zaferinde önemli bir rol oynadı. Türkiye, 21 Eylül 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve mevcut anlaşmazlıklar nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gerildi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2022 yılında Türkiye'nin diplomatik girişimlerine yanıt verdi ve iki ülke arasında uzlaşı sürecinin ilk adımları atıldı. Bu süreç, geçtiğimiz haziran ayında Paşinyan’ın Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretle taçlandı.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığı tahminlerinde bulunuyorlar. Birçok Ermeni Taşnak, özellikle de Ermeni diasporasından olanlar, Başbakan Nikol Paşinyan'ın Ermenistan'ın ulusal çıkarlarına aykırı davranışlarda bulunduğunu düşünüyor, ancak halkın geniş desteğine sahip olan Paşinyan bu eleştirilerden etkilenmeyecektir.

Ekonomik faaliyetler ve normalleşme ile ulaşım koridorlarının sağlayacağı fırsatlar büyük bir etki yaratacak olsa da bu durum, mevcut tüm gerilimleri ve zorlukları bir anda ortadan kaldırmaz.

Rusya, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgelerde veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun değil. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği biliniyor.

İran ve Rusya ise Aliyev ve Paşinyan’ın görüşmesi ve anlaşmaları imzalamalarının olumlu bir gelişme olduğunu vurguladılar. Ancak aynı zamanda, ABD'nin Moskova'nın arka bahçesi olarak gördüğü bölgede Rusya'ya karşı önemli bir diplomatik zafer elde etmesinden duydukları endişe ve rahatsızlığı da dile getirdiler. Bu gelişme, Rusya ile Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde gerçekleşti.

Ermenistan, Paşinyan liderliğinde Rusya'nın nüfuzundan uzaklaşarak güvenliğini sağlamak için Batı'ya yakınlaşmaya çalışırken, Aliyev liderliğindeki Azerbaycan'ın politikası Rusya ile ilişkilerinde temkinli olmakla birlikte, son zamanlarda daha açık bir tutum sergilemeye başladı.

gthyu
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın 19 Eylül 2023'te yayınladığı bir videodan alınan ve Bakü’nün Azerbaycan güçlerinin Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesinde kullandığı mevzileri imha etmesi sonucu meydana geldiğini söylediği bir patlamayı gösteren bir görüntü (AFP)

Öte yandan İran, Bakü ile Erivan arasındaki ilişkilerin iyileşmesini memnuniyetle karşıladı, ancak projenin olası sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Ulaştırma yollarının açılmasının, karşılıklı çıkarlar ve egemenliğin korunması çerçevesinde gerçekleşmediği sürece bölge halklarına fayda sağlamayacağını vurgulayan Tahran, doğu ile batıyı birbirine bağlayan Zengizor Koridoru’nun, kendisinin teşvik ettiği kuzey-güney koridoruna büyük zarar vereceğinden ve Ermenistan'a doğrudan erişimini engelleyeceğinden endişe ediyor.

İran, bölgenin güvenliğini tehlikeye atabilecek dış müdahalelere karşı uyararak Tahran'ın varlığını ve Azerbaycan'daki İsrail varlığını ciddi bir endişe kaynağı olarak gören ABD'ye açık bir gönderme yaptı.

Burada sorun, İran'ın bu projeyi gerçekten durdurabilecek durumda olup olmadığında. Ancak Rusya'nın, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgede veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun olmadığı biliniyor. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği de biliniyor.

ABD’li yetkililerin, Washington'ın anlaşmalarının ve projelerinin Rusya, Çin ve İran'ı hedef alan jeopolitik manevraların bir parçası olduğunu açıkça ilan etmesiyle, bu ülkelerin tek tek veya toplu olarak bu planları engellemek yahut bozmak için karşı projeler veya planlar ortaya koyması şaşırtıcı olmaz.