Yemen’den Avrupa’ya Husiler üzerinde baskı kurma çağrısı

Yapılan çağrıda ekonomik reformların desteklenmesi de var.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, 59. Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış oturumuna katıldı. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, 59. Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış oturumuna katıldı. (SABA)
TT

Yemen’den Avrupa’ya Husiler üzerinde baskı kurma çağrısı

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, 59. Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış oturumuna katıldı. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, 59. Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış oturumuna katıldı. (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Avrupa'nın Husi milisler üzerinde baskı kurmasını sağlamak ve meşru hükümet tarafından uygulanan ekonomik reformlara destek çekmek için gerçekleştirdiği Brüksel ziyareti kapsamında Avrupalı ​​yetkililerle görüşmelerini yoğunlaştırdı.
Alimi, cuma günü başlayan 59. Güvenlik Konferansı'na katılmak üzere Münih'e gitmeden önce çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi. Resmi basının bildirdiğine göre Alimi’nin Yemen'deki gelişmelerin barış ve istikrarı yeniden tesis etme fırsatlarının gözden geçirileceği, İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerin sebep olduğu insani krizin konuşulacağı ana diyalog oturumunda konuşma yapması planlanıyor.
Alimi, oturum aralarında ortak zorluklar ve çeşitli düzeylerdeki tutumlar ile vizyonları koordine etmenin yolları hakkında görüş alışverişinde bulunmak için küresel düzeydeki bu toplantıya katılan bir dizi uluslararası lider ve önde gelen isimle görüşecek.
Konsey üyesi Ferec el-Bahseni eşliğinde Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile bir araya gelen Alimi, yerel gelişmelere, Yemen halkının çektiği acıları hafifletme, devlet kurumlarını, barışı, istikrarı ve kalkınmayı yeniden tesis etme yönünde hak ettikleri seçimleri destekleme kapsamındaki acil Avrupa müdahalelerine değinmişti.
Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi, krizin köklerine, İran’ın bölgedeki yıkıcı projesiyle ilişkili tarihsel ve entelektüel uzantılarına ilişkin yanıltıcı anlatıların düzeltilmesi kapsamında Yemen meselesine ilişkin gelişmiş anlayışın önemini vurguladı.
Milis liderliği ve İranlı destekçileri üzerinde azami baskı uygulamadan Yemen'de sürdürülebilir barışa ulaşmanın zorluğuna işaret eden Alimi, Husilerin gerici vizyonunun yanı sıra komşu ülkelere, dinlere, haklara ve insan onuruna karşı saldırganlığının tasfiye edilmesi gerektiğine değindi.
Uluslararası Ortaklıklardan sorumlu Avrupa Komiseri Jutta Urpilainen ile bir araya gelen Alimi, yerel gelişmeleri görüştü. Ayrıca Husilerin barışı tesis etme karşısındaki tutumu nedeniyle milislere Avrupa baskısı uygulamanın ve Yemenlilerin çıkarlarının öncelenmesinin önemini iletti. İkili ayrıca Başkanlık Konseyi ve hükümet liderliğindeki ekonomik ve hizmet reformlarına, petrol tesislerine ve küresel enerji arzına yönelik Husi saldırıları dolayısıyla Yemen devletinin insani acıyı hafifletmekte karşılaştığı zorluklara ve Arap Koalisyonu ülkelerinin bu yıkıcı saldırıların yansımalarını sınırlamadaki rolüne değindi.
SABA’nın haberine göre birliğin daha büyük bir insani yardım paketi ve daha sürdürülebilir adımlar yoluyla Yemen Başkanlık Konseyi ve hükümetini destekleme taahhüdünü teyit eden Urpilainen de Yemen'de kapsamlı kurumsal ve ekonomik reformları teşvik etmek için gerekli teknik yardımı sağlamaya hazır olduklarını vurguladı.
Uluslararası ve bölgesel çabalar, Husi milislerin Yemen ateşkesinin yenilenmesi hususundaki uzlaşmazlığı nedeniyle hala sekteye uğruyor.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik son yaptığı açıklamada şu ifadeleri kulandı:
“BM ateşkesini yenileme çabaları, geçtiğimiz ekim ayından bu yana Husilerin uzlaşmazlığıyla çatışıyor. Husilerin petrol tesislerine ve diğer bölgelere yönelik terörist saldırılarına ek olarak anlaşmanın yenilenmemesi de durumu büyük ölçüde karmaşık hale getiriyor. Böylece yeniden gerilim riskleri artıyor. Husi milislerin durumdan faydalanıp şiddete yönelmemesi ve barışa giden gerçek bir yolun izlenmesi için gerekli güvencelere sahip olmanın önemini vurguluyoruz. Konu, Husilerin radikal yaklaşımını, İran'ın ciddi nüfuzu ve Yemen'i komşu ülkeleri ve uluslararası nakliye yollarını tehdit etmek için bir platform olarak kullanması ile ilgili. Herhangi bir mantıksız ve gerçekçi olmayan bir çözüm daha fazla krize yol açabilir. Yarım kalmış çözümler Yemen'i sürdürülebilir bir barışa götüremez. Husiler, İran ile birlikte, İran'ın finans kaynaklarından gelen petrol sevkiyatlarının girişine ilişkin birçok kuralı sürekli olarak çiğniyor. Husilerin sürekli olarak İran'dan gelen silah ve yakıtla finanse edildiğini, birçok terör eylemi gerçekleştirdiklerini, şu an durumun tehlikeli olduğunu ve silah teftiş mekanizması da dahil olmak üzere birçok mekanizmayı bozmakla tehdit ettiklerini biliyoruz.”



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24