Kamyon şoförlerine şantaj: Husilerin Yemenlilere karşı savaşının diğer yüzü

Husi milisler malların girişini yasakladı ve tahsilat amacıyla 38 kontrol noktası kurdu

Husiler tarafından Zamar şehrinde kurulan bir kantar istasyonunun önünde yük kamyonları sıraya giriyor (Facebook)
Husiler tarafından Zamar şehrinde kurulan bir kantar istasyonunun önünde yük kamyonları sıraya giriyor (Facebook)
TT

Kamyon şoförlerine şantaj: Husilerin Yemenlilere karşı savaşının diğer yüzü

Husiler tarafından Zamar şehrinde kurulan bir kantar istasyonunun önünde yük kamyonları sıraya giriyor (Facebook)
Husiler tarafından Zamar şehrinde kurulan bir kantar istasyonunun önünde yük kamyonları sıraya giriyor (Facebook)

Yemen'de kamyon şoförleri sadece mesleğin kendisinden değil kronik hastalıkların vücutlarında artmasından da şikayetçi. Kamyon şoförleri, Husi darbecilerin kurduğu yeni kontrol noktalarında ve gümrüklerde uzun süre beklemeye tabi tutuluyor. Öyle ki kontrol noktalarında kamyon ve malları kontrol, harç, gasp ve yağmaya tabi tutuyorlar. Bu da Yemenlilerin yaşamları üzerinde büyük bir etki yaratıyor.
Geçtiğimiz günlerde Husi darbecilerin Sana'nın 260 km güneyinde bulunan Rahide kentinde kontrol noktaları ve gümrükleri, mal ve temel tüketim ürünleri yüklü yüzlerce kamyonun kontrolleri altındaki bölgelere girişini engelledi. Husi milisler, Hudeyde Limanı dışında herhangi bir limandan ithalatı engellemek için darbe kararı verildiği bahanesiyle şoförlerden yüklerini boşaltmak için Aden Limanı’na dönmelerini istediler.
Husi milisleri, ticaret şirketlerini ve ithalatçıları özgürleştirilen Aden Limanı yerine kendi kontrollerinde bulunan Hudeyde Limanı’nı kullanmaya zorluyor. Bu amaçla daha önce kurtarılmış bölgeler ile kontrolleri altındakiler arasındaki ticari kamyon şoförlerini, özel belgeler ve genel bir liste aracılığıyla, kontrolleri altındaki bölgelere mal ve emtia taşımama yükümlülüğü getirmişlerdi.
Söz konusu Husi önlemleri, Yemen hükümetinin Ulaştırma, Ticaret ve Sanayi Bakanlıklarının yaptığı ortak açıklamada, Husi milislerin kontrolü altındaki Hudeyde Limanı da dahil olmak üzere çeşitli Yemen limanlarına mal giriş ve ithalat prosedürlerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığına dair iddiasına rağmen gerçekleşti. Yemen hükümeti, Husi medyasının koalisyonun nakliye hatlarını ve kargo gemilerini Hudeyde limanlarına yönlendirme meşruiyetini destekleyen anlaşmasına ilişkin iddialarını yalanladı.
Güneydeki Aden Limanı ile başkent Sana arasında sefer yapan kamyon şoförlerinden biri, 384 kilometrelik mesafenin büyük çoğunluğunun Husilerin kontrolündeki bölgelerde olduğunu söylüyor. Şoför, bu yolda çalıştığı son yedi yılda şeker ve yüksek tansiyonun yanı sıra en ağırı böbrek ve idrar yollarında olmak üzere bir dizi kronik hastalıktan mustarip olduğunu ifade etti.
Sosyal medyadaki etkinliği ve şöhreti dolayısıyla milislerin onu tanıma ihtimali nedeniyle ismini vermek istemeyen sürücü, vücudunu yoran birçok acı hissettiğini söyledi. Şoför, hastanede yapılan tıbbi tetkikler sonucunda birçok hastalığı olduğunu öğrendiğini ve doktorların bu hastalıkların sebeplerinin uzun bekleyiş, kaygı ve stres olduğunu söylediklerini belirtti.
O, yaklaşık 10 yıldır çalıştığı yoldaki mal taşıma tecrübesini şöyle anlatıyor: “Eskiden Aden – Sana arasını bir günden az bir sürede kat ederdik ve sadece iki veya üç kontrol noktasında durdurulurduk. Ancak şimdi 7 yıl öncesine göre kontrol noktalarında bazen günler, haftalar geçiriyoruz ve her kontrol noktasında en iyi ihtimalle 3 saat bekliyoruz.”
Her iki üç transferden sonra ara verdiğini ekleyen şoför, “Ancak son yıllarda dinlenme sürelerini azalttığını ve ailesiyle daha az vakit geçirmek zorunda kaldığını, çünkü buna zaman olmadığını” söyledi. Husi kontrol noktaları ve hayat şartları, ticari şirketlerin ara vermek için izin isteyenlerle uğraşmak istememesi onu durmaksızın çalışmaya zorluyor.
Bununla birlikte Husi kontrol noktalarındaki kamyon şoförlerinin çilesi bunun ötesine geçiyor. Şantaja boyun eğmek veya geçişe izin verme karşılığında haraç ve rüşvet ödemek zorunda kalıyorlar. Ayrıca şoförler milisler, ticari şirketler ve mal sahipleri arasında müzakereci arabulucular haline geldiler. Her Husi kontrol noktasında veya gümrükte, milislerin talepleri hakkında onları bilgilendirmek için mal sahipleriyle iletişim kurmaya zorlanıyorlar.
Şoför stresli ve kaygılı olarak nitelendirdiği bu süreci şöyle anlatıyor: Husi milisler taleplerini bildirmek için mal sahipleriyle telefonda uzun saatler veya günler geçiriyorlar. Ardından yanıtları onlara iletip milisleri mümkün olan en az ücreti, harcı ve vergiyi almaya ikna etmeye çalışıyorlar.
Şoförün anlattığına göre, mal sahiplerinin cevabını beklemek zorunda kalıyorlar. Çünkü ya meşguller ya da uyuyorlar. Bu da onları kendi başlarına hareket etmeye ve milislerin dayattığı ücretleri ödemeye zorlayabiliyor. Daha sonra tüccarları, geçişlerine izin vermek ve malların kendilerine ulaşma süresini kısaltmak karşılığında bu meblağları ödemek zorunda olduklarına ikna etmeye çalışmakla uğraşıyorlar.
Milisler iki yıl önce yirmiden fazla kamyon kantar istasyonunun kurulmasını ve yeniden açılmasını onayladı. Kantarlar, kamyonların yol, tünel ve köprülere zarar vermesine neden olan aşırı yüklemeyi azaltmak için oluşturulur. Ancak milisler bu kararın arkasında aldıkları harçları artırmayı hedefliyor.
Bu yılın başında Husiler, kuşatma altında tuttukları Taiz şehrinin doğusundaki (Sana'nın 256 km güneyinde) el-Havban banliyösünde bir kantar istasyonunu yeniden faaliyete geçirdi. Ayrıca milisler tarafından kontrol edilen ulaşım sektöründeki kaynaklara göre, başkent Sana'nın 108 kilometre güneyinde bulunan Zamar şehrinin kuzeyindeki Cehran bölgesinde başka bir kantar istasyonu açtı. Milis kontrolündeki bölgelerdeki Yemen şehirlerini birbirine bağlayan birçok yol üzerinde bir dizi kantar istasyonu hazırlanıyor ve donatılıyor.
Kamyon şoförlerine göre, mal ve emtianın kalitesine göre yasa dışı ücretler tahsil edildikten sonra kamyonlar aks kantarlarında tartılıyor. Yeni ücretler ağırlığa göre onaylanıyor.
İnsan hakları raporları, geçtiğimiz yıl Husi milislerinin kontrolündeki 7 vilayetteki en önemli ana yollarda toplama, arama, el koyma, adam kaçırma ve gasp görevleri için kurduğu 38 ana kontrol noktasından bahsediyordu.
Bir yıl önce batıdaki liman kenti Hudeyde ile başkent Sana'yı birbirine bağlayan yolda çalışan kamyon şoförleri, Husi milisleri tarafından kontrol edilen Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü’ne şikâyette bulundular. Yetkilileri, kendilerine satılan akaryakıt fiyatlarını artırmanın yanı sıra, yasadışı ücretler ve yeni ihlaller yoluyla kendilerine şantaj yapmak ve mali borçlarını zorla temin etmekle suçladılar.
Ekonomistlere göre kamyon şoförlerine yönelik bu uygulamalar, emtia fiyatlarını yükseltiyor. Ayrıca şirketleri ve tüccarları bu vergileri mal ve ticari eşya taşıma maliyetlerine eklemeye zorlayarak Yemenlilerin acısını ikiye katlıyor.



AB, Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı karara uyulması çağrısını yineledi

Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
TT

AB, Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı karara uyulması çağrısını yineledi

Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)

Avrupa Birliği’nin (AB) Lübnan delegasyonu bugün (Cuma), acil ateşkes çağrısını ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının tam olarak uygulanması konusundaki kararlılığını yineledi.

Delegasyonun X platformundaki hesabından yapılan açıklamada, AB'nin Lübnan'ı, halkını ve toprak egemenliğini destekleme kararlılığı vurgulandı.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.

İsrail saldırıları binlerce kişinin ölümüne, en az bir milyon Lübnanlının Güney Lübnan'dan göç etmesine ve ülkenin çeşitli bölgelerinde geniş çaplı yıkıma neden oldu.