Mısır Ortadoğu'nun “en büyük” teleskopunu inşa etmek için neden Racum Dağı’nı seçti?

Şarku’l Avsat’a konuşan Mısır Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü Başkanı: Projenin tahmini maliyeti 100 milyon dolar

Katameya Rasathanesi (Katameya Rasathanesi Facebook sayfası)
Katameya Rasathanesi (Katameya Rasathanesi Facebook sayfası)
TT

Mısır Ortadoğu'nun “en büyük” teleskopunu inşa etmek için neden Racum Dağı’nı seçti?

Katameya Rasathanesi (Katameya Rasathanesi Facebook sayfası)
Katameya Rasathanesi (Katameya Rasathanesi Facebook sayfası)

Mısır Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü, başkent Kahire’ye 80 kilometre uzaklıkta bulunan Katameya Rasathanesi’ne alternatif olarak Ortadoğu'nun en büyük teleskopunu Sina Yarımadası’nın güneyindeki Racum Dağı’na inşa etmeye karar verdi.
Katameya Rasathanesi, 1903 yılında açılışı yapılan Helvan Rasathanesi’nin bir uzantısı olarak 1964 yılında kuruldu. Mısır ve Ortadoğu'daki en eski rasathanelerden biri olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz Eylül ayında 58’inci kuruluş yılını kutlayan Katameya Rasathanesi’nin kurulması nedeniyle Helvan Rasathanesi’nin çalışmalarına son verilmedi. Rasathanelerin her birinin kendilerine göre kullanımları olmaya devam etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Mısır Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü Başkanı Cad el-Kadi, Racum Dağı Rasathanesi projesinin, Katameya Rasathanesi’nin çalışmalarını sona erdirmeyeceğini, çünkü Katameya Rasathanesi’nin astronomi ve uzay bilimleri için uluslararası bir eğitim merkezine dönüşeceğini söyledi.
Kadi, 1903 yılında açılan Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü’nün, Katameya teleskopunun sunduğu özelliklerden daha fazlasına sahip yeni bir teleskopa sahip olmak istediğini ve projenin tahminen 100 milyon dolara mal olacağını söyledi.
Aynasının çapı sadece iki metre olan Katameya teleskopu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın şu ana kadar ki en büyük teleskopu olsa da Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü, yeni teleskopun ayna çapının 6,5 metre olacağını açıkladı. Kadi’nin Şarku’l Avsat’a söylediğine göre yeni teleskopun Akdeniz ülkelerinin en büyük teleskopu olması planlanıyor.
Kadi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu özelliklere sahip bir teleskop, Mısır’ın gökyüzü gözlemi alanında Katameya Rasathanesi’nin başardıklarının ötesinde daha büyük başarılar elde etmesi için Akdeniz ülkelerini geride bırakmasını sağlaması bekleniyor.”
Katameya Rasathanesi, geçtiğimiz Kasım ayında Dünya'dan 2,4 milyar ışık yılı uzaklıkta meydana gelen bir yıldızın patlaması gibi şimdiye kadarki en güçlü ve en parlak yıldız patlamalarının izlenmesi dahil olmak üzere son aylarda birçok uluslararası bilimsel başarılar elde etti. Rasathane ayrıca geçtiğimiz ağustos ayında bir değişken yıldız keşfetti. Keşif, değişen yıldızların bilimsel keşiflerini kaydetmek ve onaylamakla görevli uluslararası kuruluş olan Amerikan Değişken Yıldız Gözlemcileri Birliği’nin (AAVSO) internet sitesinde tescillendi. Keşifle birlikte, Mısır ve Katameya Rasathanesi adına kayıtlı yeni keşfedilen yıldızların sayısı 11’e yükseldi.
Mısır Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü, elde edilen tüm bu başarılara rağmen yapılan gözlemleri etkileyen kentleşme kaynaklı ışık kirliliğinden uzaklaşarak gözlemleme faaliyetinde daha çok başarıya imza atmayı hedefliyor.
Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü’nün astronomi bölümü başkanı Eşref Şakir, Katameya Rasathanesi'ne çok yakın olan yeni idari başkentte konut projelerinin başlamasıyla birlikte gözlem faaliyetlerinin daha çok zorlaşacağını ve bunun da yeni bir rasathane kurulması ihtiyacını doğuracağı söyledi.
Şakir, açıklamasında şunları söyledi:
“Enstitüden heyetler, yeni rasathaneye bir yer bulmak için Mısır'ın dört bir yanını gezdi ve yeni yer olarak gerekli tüm şartları sağlayan, yerleşim birimlerinden ve ışık kirliliğinden uzak, yüksek bir yer olan Sina Yarımadası’nın güneyi seçildi. Yapılan incelemelerde meteorolojik çalışmalar için bu yerin uygun olduğu kanıtlandı.”
Gözlem faaliyetlerini etkileyen nem ve hava girdapları gibi çeşitli faktörlerin test edilmesi için sahada bir yıl boyunca yılın dört mevsimini kapsayacak şekilde meteorolojik çalışmalar yapıldı.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."