İsrail’in Lod şehrindeki Araplar ve Yahudiler güvenlik eksikliğini protesto etti

Pazar günü Kudüs’te hükümet daireleri önünde Lod için yapılan gösteri (Siteler)
Pazar günü Kudüs’te hükümet daireleri önünde Lod için yapılan gösteri (Siteler)
TT

İsrail’in Lod şehrindeki Araplar ve Yahudiler güvenlik eksikliğini protesto etti

Pazar günü Kudüs’te hükümet daireleri önünde Lod için yapılan gösteri (Siteler)
Pazar günü Kudüs’te hükümet daireleri önünde Lod için yapılan gösteri (Siteler)

İsrail’in Lod şehrinin Arap ve Yahudi yüzlerce sakini dün (Pazar) hükümet binası önünde şehirdeki güvenlik ve asayiş eksikliğini ve toplum şiddetinin tehlikeli bir şekilde yayılmasını protesto etmek üzere gösteri düzenledi. Zira asayişin sağlanamaması kapsamında, 10 gün içinde 5 vatandaş hayatın kaybetti.
Protesto, iktidardaki Likud Partisi’nin liderlerinden biri olarak kabul edilen Belediye Başkanı Avukat Yair Revivo tarafından gösterilen tepkilerin parçası olarak düzenlendi. Halkın içeri alınmaması veya hizmet verilmemesi için belediye binasının kapıları kapatıldı ve yüzlerce vatandaş hükümet toplantısı sırasında gösteri yapmak için Kudüs’e yöneldi.
Göstericiler, şiddet dalgasını durdurmak, suçluları ve yasadışı silah taşıyanları yargılamak için derhal ve acilen harekete geçme, suç ve şiddetle mücadele etmek için şehirdeki polis güçlerini yıl boyunca sürekli ve istikrarlı bir şekilde güçlendirme ve Lod’da merkezi bir konumda bulunan ciddi suçlara yönelik Lahav 443 birimi dahil olmak üzere İsrail İç İstihbarat Servisi (Şin Bet) ve özel polis birimlerinin müdahalede bulunmasını sağlaması için hükümete çağrıda bulundu.  Göstericiler, “Terör suçlarına son verilsin”, “Emniyet ve güvenlik istiyoruz”, “Lod’daki kaos yeter” ve “Silah kaosu nereye varacak?" şeklinde sloganlar attı.
Revivo “Artık sessiz kalamayacağımız bir noktaya geldik. Bugün başbakanlık önündeki gösteride sesimizin, feryadımızın, acımızın duyulmasını istiyoruz. Lod’da olanlar savaş mesabesindedir” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Araplar ve Yahudiler dahil olmak üzere Lod’un tüm sakinleri olarak, hükümet tarafından uygun bir çözüm bulunana kadar protesto adımlarına devam edeceğiz” dedi.
Lod belediyesinin bir üyesi Abdulkerim ez-Zebarika, “Toplumsal şiddet kurbanlarının çoğu Arap. Bu olgu hakkında sessiz kalmak suç olduğu için Arap toplumu suçlara müsamaha göstermemeli” ifadelerini kullandı. Arap toplumundaki güvenlik kaosundan İsrail polisini sorumlu tutan Zebarika “Polis bu suçlarla mücadele etme konusunda görevini yerine getirmiyor. Toplum olarak da polisin yaygın suçla mücadele etmek için kullandığı araçlara ve yetkilere sahip değiliz” dedi.
Lod’daki Halk Komitesi ve Sivil Barış Komitesi üyesi Gassan Mounir “Özellikle aracın patlatılması, insanların kalplerine korku saldı. Basit meselelerle ilgili olabilecek suçlarda, teknolojik gelişme ve ısrar var. Ne yazık ki, Lod'un Arap vatandaşlarına kişisel güvenlik sağlamayan polisin eylemsizliği gölgesinde, insan hayatının artık saman çöpü kadar değeri kalmadı” ifadelerini kullandı.
Mounir “Yahudi toplumunda işlenen suçlara kıyasla, Arap toplumunda işlenen suçlar, suç mahalline gelse de olayı çözmeye veya failleri bulmaya çalışmayan polisin pervasızlığını gösteriyor” dedi. Bu bağlamda “Bir hafta önce şehirde bir suç işlendi ve Yahudi bir kadın komşusu tarafından öldürüldü. Saatler içinde katil tutuklandı ve soruşturma aynı gün sona erdi” ifadeleri ile bir örnek verdi. Mounir son olarak “Polis, Arap vatandaşlarıyla düşman olduğu taktirde ilgileniyor. Kurbanlar sıradan vatandaşlar olsa da, suç dünyasına özgürlük veriliyor. Özellikle kötüleşen koşullar gölgesinde durum kesinlikle dayanılmaz” ifadelerini kullandı.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.