Bir Husi liderin kız kardeşi aleyhinde verdiği karar nedeniyle Sana'da bir yargıç cezalandırıldı

Husi yargısı tarafından beş yıl hapis cezasına çarptırılan Sanatçı İntisar el-Hammadi (AFP)
Husi yargısı tarafından beş yıl hapis cezasına çarptırılan Sanatçı İntisar el-Hammadi (AFP)
TT

Bir Husi liderin kız kardeşi aleyhinde verdiği karar nedeniyle Sana'da bir yargıç cezalandırıldı

Husi yargısı tarafından beş yıl hapis cezasına çarptırılan Sanatçı İntisar el-Hammadi (AFP)
Husi yargısı tarafından beş yıl hapis cezasına çarptırılan Sanatçı İntisar el-Hammadi (AFP)

Husi darbeciler, Sana Ticaret Mahkemesi'nde bir kadın yargıcı grup tarafından kontrol edilen bölgelerde sözde yüksek yargı konseyi başkanı konumundaki Husi lider Ahmed el-Mutevekkil’in kız kardeşi tarafından açılan bir davayı reddetmesi nedeni ile tutuklayarak soruşturmaya sevk etti. Yargıcın, konseyin yargıçlara yönelik eleştirileri ve maaşlarının kesilmesi hususundaki tutumunu eleştirdiği bir yayını delil olarak gösterdiler.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı belgelere göre, Husi liderin kız kardeşi Umme es-Subur el-Mutevekkil, Ticaret Mahkemesi'nde yargıç Umme er-Rahman el-Maghafi'den yatırımcılardan birinin müştekiden kiraladığı araziden çıkarılmasını talep eden bir dava açtı. Ancak yargıç bu talebi reddeden bir karar çıkardı.
Husi liderliğin temyiz ve ardından Yüksek Mahkeme'ye sevk olmak üzere iki aşamalı dava sistemi mevcut. Dolayısıyla kanunen karara itiraz edilmesi olası iken neticede hâkimin ceza aldığı kaydedildi.  
Belgelere göre yaşananlar Ceza Kanunu'nda düzenlenen kurallara aykırıydı. Diğer bir Husi lider Ahmed eş-Şehari başkanlığındaki yargı teftiş kurumuna şikâyette bulunan Umme Mutevekkil, “Yargıcın yüksek yargı konseyi başkanı konumundaki Ahmed el-Mutevekkil’in kız kardeşine yönelik olumsuz tutumu, açılan davayı reddetme kararını doğrudan etkiledi” değerlendirmesinde bulundu.
Şehari ise davayı hızla kabul ederek, Ticaret Mahkemesi Başkanı'na hitaben, yargıcın şikâyete bir hafta içinde yanıt vermesini isteyerek, yargıç Umme Maghafi’nin Disiplin Kurulu'na sevk edilmesinin önü açıldı.  
Yargıçlardan ikisi, bu asılsız şikâyetin ön kararın verilmesi üzerinden dört ay geçtikten sonra kabul edilmesinin maaşlarını ödememekle suçladıkları Ahmed el-Mutevekkil’in yargıçlardan intikam alma niyetini yansıttığını söylüyor. Yargı üzerinde milis kontrolünü sağlamak için sözde adalet sistemini kuran ve bunu Yemenlilere dayatan Muhammed Ali el-Husi tarafından finanse ve himaye edilen medya aracılığıyla tahrik ve karalama kampanyalarına maruz kaldıklarını dile getiren yargıçlar, Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçte, Umme Maghafi'nin Disiplin Kurulu’na kesinlikle sevk edileceğini, zira şikâyette bulunan kişinin Ahmed el-Mutevekkil’in kız kardeşi olduğunu vurguladı.
Söz konusu iki kaynak, nitekim Husi teftiş ekibinin Umme Maghafi aleyhindeki kararının hazır olduğunu, işten uzaklaştırılacağını kendisine önceden bildirdiğini belirtti. Umme Mutevekkil’in yasal yolu izlemek yerine kendi lehine karar vermesi için kararı çıkaracak ilgili hakime kardeşi yoluyla baskı yaptığına dikkat çeken kaynaklar, Husi grubunun kendilerine itaat eden yargı mensuplarını görevlendirmek, itaat etmeyenleri ise uzaklaştırmak istediğine dikkat çekti.
Adli kaynaklar, sözde adli teftiş komisyonunun yargıç Arafat Cafer aleyhinde ikinci bir disiplin davası açtığını, Cafer’in ise sahte yargılamanın başlatılması ve davanın bir an önce Sayıştay'a sevk edilmesini talep ettiğini hatırlattı. Ancak teftiş kurulunun milis üyeleri, yargıçlardan hesap sorma ve disiplin cezası verme yetkisini elinde tutan sözde yargı konseyinin direktiflerini beklediklerini söyledi.
Neden disiplin kuruluna sevk edildiğini bilmediğini dile getiren Yargıç Cafer, adaleti sağlamak için 2019'dan bu yana milis otoritesinden kendisine yetki verilmesini talep ettiğini söyledi. Ancak meşru taleplerini yerine getirmek yerine aleyhinde disiplin davası açtıklarına değinen Cafer, aynı gerekçelerle ikinci bir disiplin davası açtıklarına dikkat çekti.
Husilerin kendisine Muhammed Ali el-Husi’ye muhalefet ettiklerini hatırlattıklarını belirten Cafer, Muhammed Ali el-Husi’yi arayıp rica ettiği taktirde aleyhindeki davaların kapatılacağının söylendiğini ifade etti. Ancak böyle bir teklifi reddettiğini vurgulayan Cafer, Husi’nin ofisinde çalışan, sekreterlik için birbirleri ile yarışan 12 yargıç olduğunu belirtiyor. Yargının prestijine ters düşen bu durumu kendisinin asla kabul etmeyeceğinin altını çizen Cafer durumu, yargı bağımsızlığının alenen ihlali ve yargı işlerine açık bir müdahale olarak nitelendiriyor.



İsrail'in kontrol noktasını bombalaması sonucu Lübnan ordusundan bir asker öldü, 18 kişi de yaralandı

Lübnan ordusu askerleri (Arşiv - Reuters)
Lübnan ordusu askerleri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail'in kontrol noktasını bombalaması sonucu Lübnan ordusundan bir asker öldü, 18 kişi de yaralandı

Lübnan ordusu askerleri (Arşiv - Reuters)
Lübnan ordusu askerleri (Arşiv - Reuters)

Lübnan ordusu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in ülkenin güneyindeki Nakura yolu üzerinde bulunan el-Amiriye güvenlik kontrol noktasını hedef alan topçu saldırısında bir mensubunun öldüğünü ve 18 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Ordudan yapılan açıklamada, bombardımanın ciddi hasara yol açtığı belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre, İsrail topçu ateşinin hedefi olan el-Amiriye kontrol noktasındaki depolarda yangın çıktı.

El-Amiriye bölgesindeki kontrol noktası ateş altına alınır alınmaz, er-Risale İlk Yardım Derneği'nden ekipler hedef alınan bölgeye hareket etti. Ekipler yaralı bir kişiyi bölgedeki hastaneye nakletmek için yoğun uğraş verdi.

Bu gelişme, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in İsrailli mevkidaşı Yisrael Katz'a ‘Lübnan Silahlı Kuvvetleri ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü'nün (UNIFIL) emniyet ve güvenliğinin sağlanmasının önemini’ vurgulamasının ardından geldi.

ABD Savunma Bakanı ayrıca, ülkesinin Lübnan'da İsrailli ve Lübnanlı sivillerin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlayacak diplomatik bir çözüme olan bağlılığını yineledi. Bugünkü saldırıyla birlikte 18'i görev yerlerinde, 24'ü de evlerinde olmak üzere savaş sırasında öldürülen Lübnan ordusu personelinin sayısı 42'ye yükseldi.

Lübnan ordusu, İsrail ordusunun eylül ortasından bu yana Hizbullah'a karşı yürüttüğü savaşta, özellikle de Hizbullah'ın 8 Ekim 2023'te Güney Lübnan cephesini Gazze'yi destekleyen bir cepheye dönüştürmeye karar vermesi nedeniyle, siyasi bir kararla etkisiz hale getirildi.

Ordu komutanlığı, Lübnan topraklarına ilerlemeye çalışan İsrail askerleriyle doğrudan bir sürtüşme yaşanmaması için ileri sınır karakollarında konuşlu bazı askerleri başka yerlere kaydırarak yeniden konumlandırma kararı aldı.