Akdeniz suları neden çekiliyor?

Bazı uzmanlar Mısır ve Lübnan’da deniz suyunun çekilmesini tsunamiyle ilişkilendirdi

Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde bulunan el-Ariş şehrindeki sahil (Facebook)
Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde bulunan el-Ariş şehrindeki sahil (Facebook)
TT

Akdeniz suları neden çekiliyor?

Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde bulunan el-Ariş şehrindeki sahil (Facebook)
Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde bulunan el-Ariş şehrindeki sahil (Facebook)

Depremlerden sonra deniz suyunun çekilmesi, belirli koşullar yerine geldiğinde tsunami felaketinin habercisidir. Suriye ve Türkiye’de yıkıma neden olan depremlerden bu yana iki haftadan fazla bir süre geçmesine ve bu koşulların sağlanamamasına rağmen, Mısır, Lübnan ve Akdeniz’e kıyı bazı ülkelerde suların çekildiğinin görülmesi, bu felaket olasılığına dair bilimsel dayanağı olmayan korkuları artırdı.
Sosyal medyada yayınlanan fotoğraflar, Lübnan kıyı şeridi boyunca ve Kuzey Sina Valiliği’ndeki el-Ariş şehrinde deniz suyunun çekildiğini gösteriyor. Bu görseller, depremden sonra Türkiye tarafından yapılan açıklamalarla korkuları artırdı.
Tsunami, dev dalga, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgalarıdır. Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Deniz Bilimleri Uzmanı ve Mısır’daki Ulusal Uzay Bilimleri kurumunda görevli Prof. İlham Mahmud’un ifade ettiği gibi depremin merkez üssünün deniz tabanı olmaması ve deprem sırasında yer kabuğunun hareketinin yatay değil dikey olması tsunami yaşanmasına engel oldu.  
Şarku’l Avsat’a konuşan Mahmud, “El-Ariş Üniversitesi’nde uzun yıllar çalıştım. Suyun çekilme sahnesi gelgitler gibi başka faktörlerden kaynaklanabiliyor. Bu olağan bir manzaraydı. Ancak görünen o ki, Türkiye’deki depremin sonuçlarından duyulan korku, insanları daha önce dikkatlerini çekmeyen şeylere odaklandırdı” dedi.
Türkiye’deki depremler sırasında yer kabuğunun dikey hareket ettiğini belirten Mahmud, “Buda, Türkiye’nin korku yaratan tsunami açıklamasını geri çekmesine neden oldu” dedi.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Haluk Özen tarafından depremin ardından yapılan açıklamalarda, Mısır ve Lübnan gibi Akdeniz ülkelerini tehdit eden bir tsunami tehlikesi olduğu söylendi. Türkiye depremle ilgili daha fazla veri ortaya çıktıktan sonra bu açıklamaları geri çekse de açıklamalar bölgede geniş yankı uyandırdı. Mahmud’un açıkladığı gibi, depremle de bağlantılı olarak İskenderiye Valiliği’nde (Kahire’nin kuzeyinde) denizin renginin değiştiği görüldü.
Mahmud, “Bir depremden sonra tsunami meydana gelmesi için doğru koşullar mevcut olduğunda, en fazla 1 gün sonra tsunami yaşanır. Oysaki Suriye ve Türkiye’yi vuran depremlerin üzerinden 2 haftadan fazla bir süre geçti, bu yüzden endişeye gerek yok. Akdeniz sakinlerine bölgede bilinen yer değiştirme türünün dikey değil yatay olduğunu ve bu nedenle gelecekte bölgede tsunami olmayacağına dair güvence veririm” dedi.
Mahmud’un bahsettiği bu nedenlerin yanı sıra Ulusal Astronomi ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü sismoloji Anabilim Dalı Başkanı Şerif el-Hadi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Depremin kaynağına denizden uzaktaki faylardan biri neden oldu. Ancak bu fay denizden geçen bir diğer fayla kesiştiği için Türk yetkililer bunun denizden kaynaklanan artçı şokların oluşmasında etkisi olabileceğini düşündü. Ancak bu olmadı” dedi.
Mısır Deniz Bilimleri Enstitüsü Başkanı Amr Zekeriya ise, sudaki düşüşün aniden değil depremden önce bile kademeli olarak gerçekleştiğini söyleyerek, “Ancak depremden sonra tsunami olasılığı hakkında çıkan açıklamalar, depremle tsunami arasında bir bağlantı kurdu” dedi.
Zekeriya, “Bu sahne tekrarlanıyor. Sadece Mısır ve Lübnan’da değil, tüm Akdeniz ülkelerinde sular farklı oranlarda geri çekiliyor. Bu durum Mısır plajları için faydalı” dedi. Zekeriya, “Deltanın erozyonuna yol açan ve yükselen deniz seviyelerinin neden olduğu iklim değişikliğinin yansımaları hakkında sık sık şikayet var. Ancak şu anda olan şey deniz suyunda bir düşüş olduğu” diye ekledi. Zekeriya, mevcut düşüşün önceki yıllara göre daha yüksek olduğunu inkar etmezken, şu anda enstitünün yürüttüğü araştırmaların sonuçlanması halinde bunu kamuoyuna açıklayacaklarını ifade etti.



Trump yönetimi, gönüllü olarak ülkelerine dönmeyi kabul eden her göçmene 1.000 dolar ödül teklif ediyor

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (AP)
TT

Trump yönetimi, gönüllü olarak ülkelerine dönmeyi kabul eden her göçmene 1.000 dolar ödül teklif ediyor

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (AP)

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, dün, ülkelerine gönüllü olarak dönmeyi kabul eden belgesiz göçmenlere 1.000 dolar hibe edeceğini ve seyahat masraflarını karşılayacağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Trump, programdan yararlanmaya karar veren bazı kaçak göçmenlerin yasal olarak ABD'ye geri dönebileceğini söyledi. Beyaz Saray'daki tören sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Her birine bir miktar para ödeyeceğiz ve geldikleri yere güzel bir yolculuk yapmalarını sağlayacağız" dedi.

Trump,"Onlarla birlikte çalışıp, belki bir gün, biraz çalışarak, eğer iyi insanlarsa, eğer Amerika Birleşik Devletleri'nde görmek istediğimiz nazik insanlarsa, buraya geri dönmelerini sağlayacağız" "Bu onlara ülkemize geri dönme imkânı verecek" diye devam etti.

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem yaptığı açıklamada, "Yasadışı yollarla burada bulunanlar için kendi ülkelerine gönüllü olarak geri dönmek, Amerika Birleşik Devletleri'nden ayrılmanın ve tutuklanmaktan kaçınmanın en güvenli ve en uygun maliyetli yoludur" dedi.

Bakan, açıklamasında, İç Güvenlik Bakanlığı'nın "şu anda Gümrük ve Sınır Koruma'nın CBP Home uygulaması aracılığıyla yasadışı göçmenlere seyahat için mali yardım ve ülkelerine dönmeleri için nakit para yardımı" sunduğunu belirtti.

CPP Home, İç Güvenlik Bakanlığı tarafından oluşturulan ve ülkelerine gönüllü olarak geri dönmek isteyen belgesiz göçmenlerin dönmesini sağlayan bir uygulamadır.

Bakanlık, 1.000 dolar tutarındaki meblağın, kişilerin ülkelerine dönüşlerinin uygulama üzerinden doğrulanmasının ardından ilgililere ödeneceğini bildirdi.

Bakanlığın açıklamasına göre belgesiz göçmenlerin kendi ülkelerine gönüllü olarak geri dönmeleri, "Amerika Birleşik Devletleri'nden ayrılmanın onurlu bir yolu olup, belgesiz yabancıların Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza birimleriyle karşılaşmalarını önleyecek."

İç Güvenlik Bakanlığı, "CPP Home uygulamasını kullanmanın, seyahat ve finansal maliyetler dahil edildiğinde bile, sınır dışı etme maliyetlerini yaklaşık yüzde 70 oranında azaltacağı tahmin edildiğini" belirtti.

Trump, başkanlık kampanyası sırasında milyonlarca kaçak göçmeni sınır dışı etme sözü vermişti. Pew Araştırma Merkezi'nin resmi verilere dayanarak yaptığı tahminlere göre, 2022 yılında belgesiz göçmen sayısı 11 milyona ulaştı.