Irak: Diyala katliamı soruşturması genişliyor

Iraklı bir milletvekili, Diyala'daki katliamın arkasında milislerin olduğunu iddia ediyor

Korgeneral el-Halidi, katliam soruşturmasını denetlemek için Diyala'ya geldi (INA)
Korgeneral el-Halidi, katliam soruşturmasını denetlemek için Diyala'ya geldi (INA)
TT

Irak: Diyala katliamı soruşturması genişliyor

Korgeneral el-Halidi, katliam soruşturmasını denetlemek için Diyala'ya geldi (INA)
Korgeneral el-Halidi, katliam soruşturmasını denetlemek için Diyala'ya geldi (INA)

Irak’ın Diyala kentinde bulunan Bakuba'nın kuzeydoğusundaki el-Cayala bölgesinde 20 Şubat’ta meydana gelen katliamda 2'si kadın 9 çiftçi hayatını kaybetti. Valilik yardımcısı Raad ed-Dehleki, asi silahlı milisleri katliama karışmakla suçladı.
Bölge halkı, parlamento üyeleri ve yerel yetkililerin huzurunda kurbanların cenazesini kaldırdı. Bazı kaynaklar, olayda en az 13 ölü ve yaralı kaydedildiğini söylüyor.
Irak Güvenlik Medya Birimi tarafından daha önce yapılan açıklamada, “Diyala’daki el-Halis İlçesine bağlı el-Cayala ve el-Bubali köyleri arasında çıkan aşiret çatışmasında, 2’si kadın olmak üzere çok sayıda ölü ve yaralı kaydedildi. Derhal olay yerine gelen asker ve polis ekipleri, iki köyü çembere alarak ayırdı. Olaya karışanlardan bir kısmı ordu ve polis birimleri tarafından tutuklandı. Haklarında temel yasal tedbirlerin alınması, kazaya karışan diğer kişiler hakkında takip ve kovuşturma süreci devam ediyor” ifadeleri kullanılmıştı.
Milletvekili Raad ed-Dehleki, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şöyle söyledi:
“Olayın bir kabile anlaşmazlığından kaynaklandığını söyleyen yalancıdır, gerçekleri kasten karartmaktadır. Olayın aslı hiç de öyle değil. Meseles yaklaşık üç hafta önce Cayala’ya komşu Şii çoğunluğun yaşadığı Bubali bölgesinde silahlı bir grubun bir grup insanı öldürmesi ile başladı. Failler her zamanki gibi ceza almaktan kurtuldu. ilahlı bir grup, cinayetin arkasında oldukları bahanesiyle Cayala köyünden 7 kişiyi kaçırdı. Olay bir aşiret çatışması ile değil, milislerin ve nüfuzlu gruplarla bağlantılı hiziplerin topraklarına ve mülklerine el koymak istediği bölge halkını korkutarak kaçırmak istemesi ile ilgili. Bir grup silahlı, Pazartesi günü Cayala köyüne girerek tarım alanında çalışan 2 kadını, ayrıca 6 çiftçiyi öldürdü. Kaçırılan engelli bir gencin Babali’de parçalanmış cesedine rastlandı. Olayın milis terörizmine bağlı olduğunu söylüyorum. Zirâ her türlü terör örgütünün karşısına çıkabilen güvenlik güçleri, belli partilerin desteklediği bazı milislerin karşısına çıkmaktan çekiniyor. Devletin bu konuda gösterdiği ihtimam yetersiz. Olaya karışan 6 kişi tutuklandı. Ancak ihmalkarlık yapılmamasını, daha önceki katliamlarda olduğu gibi faillerin daha sonra serbest bırakılmamasını talep ediyoruz. Başbakan'ın bölgeyi ziyaret etmesini, soruşturma gidişatını bizzat denetlemesini talep ediyorum.”
Dehleki, daha önceki açıklamasında ise “Güvenlik güçlerini tamamen sorumlu tutuyor, araziye el konulması ve faillerden intikam alınması için görevlerini yerine getirmeleri, bu tür talihsiz olayların tekrarlanmaması için ailelere güvence vermeleri çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Aynı zamanda Başkomutan bizzat müdahale etmediği, güvenlik güçleri vatandaşların hayatını koruyamadığı taktirde savunmasız insanları korumak için uluslararası ve yasal seçeneklere gidilme ihtimaline karşı uyarıda bulunmuştu. Dehleki, “Milislerin güpegündüz suç işlemesi, güvenlik güçlerinden korkmadan katliam yapması çok tehlikeli bir olgudur. Kontrolün devletin elinden çıktığının açık bir kanıtıdır. Devlete, hukuka ve toplumsal barışa meydan okumadır” vurgusunda bulunmuştu.
Diyala Operasyonları Komutanı Tümgeneral Ali Fadıl Umran, gazeteye verdiği demeçte, “Saldırı önceki anlaşmazlıklar nedeniyle gerçekleşti. Güçlerim, failleri suçlayacak tüm delil ve belgelere sahip. Derhal adli işlemler yapıldı, evlerine baskın düzenlendi. Şuan bölge dışına kaçıyorlar” ifadelerine başvurdu. İçişleri Bakanlığı Polis İşlerinden Sorumlu Müsteşarı Korgeneral Adil Abbas el-Halidi dün katliamı soruşturma komisyonunu doğrudan denetlemek için Diyala’ya geldi. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “İçişleri Bakanı Abdulemir Şimmeri’nin direktifleri kapsamında Polis İşlerinden Sorumlu Müsteşarı Korgeneral Adil Abbas el-Halidi güvenlik heyeti başkanlığında Diyala’yı ziyaret etti. Halidi, Pazartesi günü meydana gelen olayın detaylarını öğrenmek, teşkil edilen soruşturma komisyonunu doğrudan denetlemek üzere emniyet müdürleriyle toplantı düzenleyerek asayiş durumunu kısaca dinledi” ifadelerine başvuruldu.



Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
TT

Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)

Devrik Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kuzeni ve işadamı Rami Mahluf, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen eski rejim özel kuvvetler komutanı “Kaplan” lakaplı Süheyl el-Hasan ile işbirliği içinde  özel kuvvetler kurduklarını açıkladı.

Mahluf, bu güçlerin amacının intikam almak olmadığını, kıyı bölgelerinde yaşayan halkı korumayı hedeflediğini söyledi. Suriye hükümetinden “ülkeyi korumak için işbirliği yapmasını” isteyen Mahluf, "Kıyı şeridinde yaşayan halkı katliam, öldürme, kaçırma ve esaretten koruyamadılar" dedi.

Mahluf'a atfedilen ve hala kırmızı, beyaz ve siyah renklerden oluşan eski bayrağın yer aldığı Facebook hesabından yapılan açıklamada Mahluf, “kıyı bölgesinin” korunması için destek çağrısında bulundu.

Mahluf, 150 bin kişilik bir özel kuvvetler tümeninin yanı sıra aynı sayıda bir yedek kuvvetin ve yaklaşık bir milyon kişilik halk komitelerinin kurulduğunu açıkladı ve bu oluşumlar üzerinde Süheyl el Hassan ile işbirliği içinde çalıştığını söyledi.

Kıyı bölgesi halkı onurlu ve barış içinde yaşayamayacağı herhangi bir çözümü reddettiğini açıklayan Mahluf, "Rusya'daki dostlarımız” olarak tanımladığı uluslararası topluma “Suriye kıyı bölgesini” desteklemeleri çağrısında bulundu.

Tüm ekonomik, askeri ve halk potansiyelimizi uluslararası toplumun gözetimi altına koyduklarını ifade eden Mahluf, Putin'den ortak bir çalışma mekanizması için formüller bulmak üzere Şam hükümetiyle temasa geçmelerini istedi.

Mahluf rejimin çöküşü ile ilgili olarak şunları söyledi: “Eğer Esad kukla olsaydı Suriye düşmezdi.” Kaplan'ın önderliğinde kendisinin ve adamlarının askeri, ekonomik, sosyal ve idari destek sağladığını ve eski rejimin ordusunun “savaş boyunca çökmesini” engellediğini belirten Mahluf, Beşar Esad ve adamlarını ülkeyi adaletsizliğe ve yolsuzluğa sürükleyen “çocuklar” olarak tanımladı.

9 Mart'ta kıyıdaki olayları değerlendiren Rami Makhlouf, 4. Tümen Tuğgenerali Gıyas Dalla ve askeri güvenlik şefini yaşanan katliamların sorumlusu olmakla, halkının kanının ticaretini yapmakla, sivilleri töhmet altında bırakmakla ve onların para ihtiyacını sömürmekle suçladı.