Halepliler yıkılan evlerinden ayrılmayı reddediyor

Savaşın yıkıma neden olduğu Halep’te deprem felaketi yaraları daha da derinleştirdi.

Halep’te deprem evlerin büyük kısmında ağır tahribata neden oldu. (AFP)
Halep’te deprem evlerin büyük kısmında ağır tahribata neden oldu. (AFP)
TT

Halepliler yıkılan evlerinden ayrılmayı reddediyor

Halep’te deprem evlerin büyük kısmında ağır tahribata neden oldu. (AFP)
Halep’te deprem evlerin büyük kısmında ağır tahribata neden oldu. (AFP)

Suriye’nin kuzeyindeki Halep şehrinde, depremin bir duvarını yıktığı evlerinin yatak odasında oturan Um Munir, anılarını ve ailesini içeren dairesinden ancak ölümün onu söküp atabileceği konusunda ısrar ediyor.
El-Meşaraka mahallesindeki bir binanın dördüncü katında yalnız yaşayan 55 yaşındaki Um Munir, AFP’ye verdiği röportajda “Ölüm dışında hiçbir şey beni evimden çıkaramaz (...) O zaman da doğruca mezarlığa gideceğim” dedi.
Yatağının üzerine taşlar saçılmış ve odasının ahşap mobilyaları zarar gören kadın durumunu anlatırken “Savaş koşullarımızı değiştirdi ancak en çetin yıllarında bile yerimizden göç etmedik. Şimdi de yerlerimizden ayrılmayacağız” ifadesini kullandı.
6 Şubat’ta Suriye ve Türkiye’yi vuran ve iki ülkede yaklaşık 49 bin kişinin yaşamının yitirmesine sebep olan yıkıcı depremin ardından birçok bina tamamen çöktü.
Um Munir’in yaşadığı yedi katlı binanın arka cephesi de yıkıldı. Arka tarafta kalan yatak odaları açık balkonlara dönüştü.
Suriyeli kadın tehlikenin farkında olmasına rağmen evinde kalma kararı aldı. Bazı komşularının da durumu aynıydı. Soğuktan korunmak için üzerine siyah bir mont giyen ve Suriye dışında yaşayan iki oğluyla cep telefonundan iletişim kuran kadın sözlerini şöyle sürdürdü:
“Binada çatlaklar olduğunu ve çökme tehlikesinin bulunduğunu biliyoruz ama savaş yılları boyunca Allah’a güvenerek yaşadık. Allah’ın bizi koruyacağına inanıyoruz.”
Önceki çatışmalar Um Munir’i temas hattına yakın olan evinden ayrılmasını sağlamadığı gibi artçı sarsıntılar sokağa çıkmasına neden olsa da evinden ayrılmasını sağlamadı. Kadın hemen dışarı çıkabilmek için zamanın çoğunu birinci kattaki komşusuyla geçirdiğini anlatırken “Komşum koşamıyor, bu yüzden ona yardım ediyorum. Olabildiğince hızlı bir şekilde bir dışarı koşuyoruz” dedi.
Pazartesi akşamı Türkiye ve Suriye’yi vuran yeni depremin ardından 55 yaşındaki Ali el-Baş ve ailesi aynı binanın birinci katındaki evlerinden sadece deprem sırasında çıktı. Duvarın çökmesi sonucu gardırobun devrildiği yatak odasından geri kalan mobilyalarını evin başka bir kısmına taşıyan adam, yatak odasında küçük bir taşın üzerinde, AFP’ye verdiği demeçte “Dün gece çocuklarımla ve eşimle yakındaki parka gittik ve deprem bittikten sonra geri döndük. İki hafta önceki ilk depremden beri böyleyiz” ifadesini kullandı.
El-Baş ve ailesi, binaları her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalsa da uyumak için eve dönmekte tereddüt etmedi. El-Baş açıklamasının devamında “Biz tehlikeye alıştık. Savaş boyunca evimiz temas hattı üzerindeydi. Mermiler üzerimize düştü, füzeler binamıza isabet etti” dedi.
Bitişikteki binanın tamamen çöken molozlarına işaret ederek “Depremden sonra duvarsız yaşıyoruz ve etrafımızdaki yıkımı görmezden geliyoruz” ifadelerini kullandı.
El-Meşaraka mahallesindeki iki binanın yıkılması sonucu 30’dan fazla kişi öldü. Resmi verilere göre Halep’te depremde yıkılan bina sayısı 54’e ulaştı.
Aynı evde yaşayan, el-Baş’ın 85 yaşındaki annesi Emine Raslan da evinin esk halini hatırladıkça gözyaşlarına boğuluyor. Raslan yıkılan duvarı işaret ederek şunları söyledi:
“Orada oğlumun çizdiği bir tablo, bir kutu, yanında da saat vardı. Yıkılan duvarla birlikte her şey dağıldı. 50 yıl bu evde yaşadık, şimdi yeni bir yere uyum sağlayamam. Başka birileriyle ya da barınaklarda yaşamaya alışkın değiliz, yeni bir ev kiralayacak durumumuz da yok.”
Torunları etrafına oturan yaşlı kadın, “Ben iki çocuğumu savaşta kaybettim. Evimden çıkmayacağım. (...) Daha fazla şey kaybetmek istemiyorum” dedi.
Muhammed Caviş de yaşadığı binanın bir kısmı çöktükten ve diğer kısmı da oturulamaz hale geldikten sonra ailesiyle birlikte Halep şehrinin Bostan el-Paşa mahallesinde aceleyle kurulan bir kampta onlarca aile ile yaşamaktan başka çaresi kalmadı.
Caviş açıklamasında “Bir evim olsaydı beni burada otururken bulamazdınız” dedi. Torunlarının bazılarının çıplak ayakla, eskimiş bir futbol topuyla oynamasını izlerken gözleri yaşlarla dolan adam kaybettiği evi, mobilyaları ve yok olan birikimi için ağladı.
Caviş, hayatını mahveden, ailesi ve kızının ailesiyle birlikte en fazla beş metrekarelik bir çadırda yaşamasına neden olan yıkıcı deprem sonucunda ‘sıfır noktasına’ geri döneceğini hiç düşünmediği belirtti.
Ağır bir sessizliğin ardından duygularını dile getirirken “Bu dar çadırda göğsüm sıkışıyor, çoğu zaman dışarıda oturuyorum. İçimdeki hüzün yüzünden ölecekmişim gibi hissediyorum” ifadelerini kullandı.



Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)

Avrupa'nın en büyük füze üreticisi MBDA, Gazze’de çocukların ölümüne yol açan bombalarda kullanılan parçaları İsrail'e tedarik ediyor.

Guardian ve bağımsız gazetecilik kuruluşu Disclose’la Follow the Money’nin ortak araştırmasında, MBDA’nın ABD’deki fabrikası aracılığıyla İsrail’e GBU-39 bombaları için kanat sistemleri sağladığı tespit edildi. 

MBDA, ABD’nin Alabama eyaletindeki fabrikasında ürettiği “Diamond Back” isimli kanatları, Boeing yapımı GBU-39 bombalarına takılmak üzere temin ediyor. Bu bileşenler, İsrail’e ABD'nin askeri yardımı kapsamında gönderilen binlerce bombada kullanılıyor. 

Fransa merkezli firma, İtalyan Leonardo, Hollandalı Airbus ve Britanyalı BAE Systems’ın ortaklığından oluşuyor. Şirketin gelirleri, Birleşik Krallık’taki MBDA UK aracılığıyla Fransa’daki ana firmaya aktarılıyor. 2024’te MBDA grubu, hissedarlarına toplamda 350 milyon sterlin (yaklaşık 19 trilyon TL) temettü dağıttı.

Analize göre GBU-39 bombaları Gazze’de en az 24 saldırıda kullandı. Bu saldırılarda 100’den fazlası çocuk olmak üzere en az 500 kişi öldürüldü. Saldırıların 16’sında okullar hedef alınırken, diğerlerinde kamplar, evler ve camiler vuruldu. 

Avustralya merkezli Silahlanma Araştırma Hizmetleri’nden (ARES) Trevor Ball, GBU-39 bombalarının okul ve sığınak gibi yerleri vurmak için sıkça kullanıldığını söylüyor. Bunun kanat sistemleri üzerindeki yazılardan ve kuyruk parçalarından tespit edilebildiğini belirtiyor. 

Britanya merkezli Silah Ticaretine Karşı Kampanya (CAAT) grubundan Sam Perlo-Freeman da “MBDA, İsrail’in silahlandırılmasından kâr ediyor” diyor.

MBDA'nın Guardian’a gönderdiği açıklamada, şirketin ABD'deki faaliyetlerini veya İsrail'e satılan ekipmanlara parça tedarikini durdurma planına ilişkin bilgi verilmedi. Açıklamada, “şirketi yasadışı uygulamalara dahil edebilecek faaliyetler yasaktır” dendi.

BAE Systems ve Airbus, MBDA'nın yanıtına ekleme yapmadı. Leonardo, “askeri teçhizat ihracatıyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam olarak uyulduğunu” savundu. Boeing, soruları ABD Dışişleri Bakanlığı’na yönlendirdi, bakanlığın açıklamasında Washington’ın İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediği belirtildi. 

Independent Türkçe, Guardian, France 24