Libya Temsilciler Meclisi, seçimlerle ilgili Anayasa Beyannamesi'ndeki değişikliği yürürlüğe koydu

Temsilciler Meclisi'nin (TM), Devlet Yüksek Konseyi'nin onayını almaksızın tek taraflı yürürlüğe koyduğu Anayasa Beyannamesi'ndeki 13'üncü değişiklik, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin düzenlenmesinin yolunu açıyor

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya İstihbarat Teşkilatının Trablus'taki karargahını ziyareti etti  (Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya İstihbarat Teşkilatının Trablus'taki karargahını ziyareti etti (Başkanlık Konseyi)
TT

Libya Temsilciler Meclisi, seçimlerle ilgili Anayasa Beyannamesi'ndeki değişikliği yürürlüğe koydu

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya İstihbarat Teşkilatının Trablus'taki karargahını ziyareti etti  (Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya İstihbarat Teşkilatının Trablus'taki karargahını ziyareti etti (Başkanlık Konseyi)

Libya'nın doğusundaki Temsilciler Meclisi (TM), cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin düzenlenmesinin yolunu açan Anayasa Beyannamesi'ndeki 13'üncü değişikliği Devlet Yüksek Konseyi'nin onayını almaksızın tek taraflı yürürlüğe koydu.
TM Sözcüsü Abdullah Buleyhık, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anayasa Beyannamesi'ndeki 13'üncü değişikliğin, Temsilciler Meclisi'nde onaylandıktan sonra resmi gazetede yayımlanması yürürlüğe girdiği anlamına gelir." dedi.
Libya Devlet Yüksek Konseyi ise seçimlerin düzenlenmesini kapsayan 13'üncü değişikliğin ele alınacağı oturuma bazı göstericilerin Konsey üyelerinin Meclis'e girişini engellemesi üzerine oturumu erteledi.
Libya Devlet Yüksek Konseyi Üyesi Saad bin Şerade, Trablus merkezli Libya el-Ahrar televizyon kanalına yaptığı açıklamada, 13'üncü değişikliğin ele alınacağı oturumun pazar gününe ertelendiğini söyledi.
Bazı göstericilerin Konsey üyelerinin Meclis'e girmesini engellediğini belirten bin Şerade, oturumu düzenlemek için yeterli üye sayısına ulaşılamadığını belirtti.
Bin Şerade, engellemenin nedenine dair bilgi vermezken, Konsey de konuya ilişkin bir açıklama yapmadı

- Anayasa Beyannamesi'ndeki 13. değişiklik
Anayasa Beyannamesi'nde yapılan 13'üncü değişiklik, cumhurbaşkanı ve başbakanın yetkileri, yasama organının bileşenleri ve işlevlerinin tanımlanmasını içeriyor.
Değişiklik, cumhurbaşkanının barış ve savaş hali ilan etme yetkisini ve Ulusal Meclis'in yerinin başkent Trablus, bir sonraki Temsilciler Meclisi'nin merkezinin ise Bingazi kentinde olmasını kapsıyor.
Ayrıca, senato üye sayısının doğuda Berka, batıda Trablus ve güneyde Fizan olmak üzere Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak belirlenmek üzere 900 kişiden oluşmasını kapsayan değişiklik, Temsilciler Meclisi'nin nüfus yoğunluğuna göre seçilen 200 üyeden oluşmasını öngörüyor.
TM Başkanı Akile Salih, 6 Şubat’ta ülkenin geçici anayasası hükmündeki "Anayasa Beyannamesi" üzerinde değişiklik yapılarak seçime gidilmesi teklifinde bulunmuştu.
TM, 7 Şubat’ta oy birliğiyle tek taraflı onayladığı 13. değişikliğin bir nüshasını Devlet Yüksek Konseyi’nde bugün planlanan oturumda ele alınması için göndermişti.
Libya'da Muammer Kaddafi rejiminin (1969-2011) devrilmesinin ardından ilan edilen "Anayasa Beyannamesi" ülkede geçici anayasa hükmünde.
TM ile Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin, ülkeyi seçimlere götürecek anayasal metinle ilgili yürüttüğü görüşmelerden ise "askerler ile çifte vatandaşlığı olanların adaylığı" meselesinde yaşanan anlaşmazlık nedeniyle şu ana kadar bir sonuç alınamadı.

- Libya'daki seçim çıkmazı
Birleşmiş Milletler öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun Kasım 2020'deki toplantılarında, ülkede devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Aralık 2021'de yapılmasına karar verilmiş ancak seçimler planlanan tarihte yapılamamıştı.
Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, mevcut Ulusal Birlik Hükümeti'nin görev süresi 24 Aralık 2021'de dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat 2022'de ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa'yı başbakan seçmiş, 1 Mart'ta da Başağa hükümetine güvenoyu vermişti.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise Temsilciler Meclisi'ni Cenevre Anlaşması'nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak görevinin başında olduğunu, görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini söylemişti.
Libya Devlet Yüksek Konseyi çifte vatandaşlığı olanlar ile askerlerin, Devlet Başkanlığı seçimlerine adaylığının engellenmesini isterken, TM buna izin verilmesinde ısrar ediyor.



SDG lideri: Suriye’deki yeni yönetimle bölünme projelerini reddetme konusunda anlaştık

Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)
Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

SDG lideri: Suriye’deki yeni yönetimle bölünme projelerini reddetme konusunda anlaştık

Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)
Suriye'nin Deyrizor bölgesinde konuşlu SDG üyeleri (Arşiv- Reuters)

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bölgelerini kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, Şam'daki yeni yönetimle ülkenin birliğini tehdit eden ‘her türlü bölünme projesini’ reddetme konusunda anlaştıklarını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Abdi, geçtiğimiz ayın sonlarında Şam'da iki tarafın üst düzey isimleri arasında yapılan görüşmenin ‘olumlu’ geçtiğini belirterek, “Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğünden yana olma ve ülkenin birliğini tehdit eden her türlü bölünme projesini reddetme konusunda hemfikiriz” ifadelerini kullandı.

Suriye'nin kuzeyinde ve doğusundaki geniş alanlar, 2011 yılında Suriye'deki çatışmaların başlaması ve hükümet güçlerinin çatışmadan çekilmesinin ardından Kürtler tarafından kurulan KDSÖY’ün kontrolüne geçti.

DEAŞ'la mücadele eden Kürtler eğitim, sosyal ve askeri kurumlar kurdular. Çatışmaların yaşandığı yıllar boyunca kazanımlarını korumaya çalıştılar. Suriye’nin eski yetkilileri ise onları ‘ayrılıkçı’ eğilimlerinden dolayı suçladı.

Omurgasını Kürt ağırlıklı Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu ve Washington tarafından desteklenen SDG’den bir heyet, Şam'daki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. Bu görüşme, Beşşar Esed rejiminin geçtiğimiz ayın başlarında devrilmesinden sonra iki taraf arasında yapılan ilk görüşmelerden biriydi.

Abdi, AFP’ye gönderdiği yazılı açıklamasında şunları söyledi:

“Esed rejiminin düşmesinden sonraki aşamayı ve Suriye'nin nasıl yeniden ve bu kez sağlam sütunlar üzerine olmak üzere inşa edileceğini ele aldık.”

Suriyeliler arasında yapıcı bir diyaloğa zemin hazırlamak amacıyla yeni yönetimin Suriye'de istikrar yaratma çabalarını desteklediğini vurgulayan SDG lideri, Suriye genelinde ateşkes sağlanması için müdahalede bulunmanın yeni yönetimin sorumluluğu olduğunu belirtti.

Suriyeli Kürtler, Esed rejiminin düşmesinin ardından yeni otoriteye karşı bir iyi niyet göstergesi olarak muhalif grupların benimsediği bağımsızlık bayrağını kurumlarına çekmiş ve bu hareket Washington tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.

Heyet Tahri Şam’ın (HTŞ) 11 günde Şam'a ulaşmayı başaran Şera liderliğindeki sürpriz saldırısının ardından, Türkiye’ye yakın Suriyeli gruplar Suriye'nin kuzeyinde SDG’ye saldırdı. Bu saldırı, SDG’nin bazı bölgelerden çekilmesine neden oldu.

Ankara, Kürt ağırlıklı YPG’yi terör örgütü olarak nitelendirdi ve on yıllardır kendisine karşı silahlı isyan yürüten PKK’nın bir uzantısı olarak görüyor. Analistlere göre Türkiye, son olaylar çerçevesinde SDG’nin Suriye'deki konumunu zayıflatmaya çalışıyor.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamaya göre dün Türkiye'nin Halep'in doğu kırsalındaki Tişrin Barajı'na giden sivil konvoyları hedef alan bombardımanında beş sivil öldü, 15 sivil de yaralandı. KDSÖY, bu saldırının hayati öneme sahip Tişrin Barajı'na yönelik devam eden bombardımanı kınama çağrısına bir yanıt olduğunu öne sürdü.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) aktardığına göre ABD'nin arabuluculuğundaki ateşkese rağmen SDG ile Ankara yanlısı Suriyeli gruplar arasında ülkenin kuzeyindeki Münbiç kırsalında devam eden çatışmalar pazar sabahı itibariyle, iki günde 100'den fazla kişinin ölümüne neden oldu.

Türkiye 2016 yılından beri Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK/YPG'ye karşı birçok askeri operasyon gerçekleştirdi ve geniş bir sınır şeridini kontrol altına almayı başardı.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan salı günü yaptığı açıklamada, Esed sonrası ‘kansız’ bir geçiş için Ankara'nın şartlarını kabul etmemesi halinde, Kürt ağırlıklı grupları yeni bir operasyon başlatmakla tehdit etti.