Araştırma: Çok az tuz tüketmek kalp yetmezliği hastaları için zararlı olabilir

Yeni bir araştırma, çok az tuz tüketmenin kalp yetmezliği bulunan hastalar için zararlı olabileceğini ortaya koydu.

AA
AA
TT

Araştırma: Çok az tuz tüketmek kalp yetmezliği hastaları için zararlı olabilir

AA
AA

Healthday sitesinin haberine göre, 9 çalışmanın ortak analizini içeren araştırmada günde 2,3 gramın altında kalan tuz tüketiminin fayda sağlamadığı ve ölüm riskini artırabileceği belirlendi.
Bulguları, 5 Mart'ta Amerikan Kardiyoloji Kolejinin yıllık toplantısında sunulacak olan analizin baş yazarı Dr. Anirudh Palicherla, "Bulgularımız, sodyum diyetini tavsiye edilenden daha azıyla sınırlamanın kalp yetmezliğiyle mücadelede ters etki yarattığını gösterdi." dedi.
Palicheria, "Kalp yetmezliğine yardımcı olmak için sodyumun sınırlandırılması hala kullanılan bir yol ancak kısıtlamanın miktarı tartışmaya açıldı. Bu araştırma, sodyumu aşırı derecede kısıtlamak yerine güvenli bir sodyum tüketimi düzeyi oluşturmaya odaklanılması gerektiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Analiz edilen 9 çalışma, kalp yetmezliği olan yaklaşık 3 bin 500 kişinin farklı sodyum düzeylerinin değerlendirilmesinin yanı sıra ölüm ve hastaneye yatış oranlarına ilişkin verileri içeriyor.
Araştırmacılar, sodyum alım hedefi günde 2,5 gramın altında kalan diyet uygulayan hastaların ölme olasılığının, günde 2,5 gram veya daha üzeri diyet uygulayanlara göre yüzde 80 daha fazla olduğunu tespit etti.



Kanseri belirtiler çıkmadan çok önce tespit edebilen kan testi geliştirildi

Fotoğrafta kan bağışı sırasında kullanılan kan toplama tüpleri görülüyor (AFP)
Fotoğrafta kan bağışı sırasında kullanılan kan toplama tüpleri görülüyor (AFP)
TT

Kanseri belirtiler çıkmadan çok önce tespit edebilen kan testi geliştirildi

Fotoğrafta kan bağışı sırasında kullanılan kan toplama tüpleri görülüyor (AFP)
Fotoğrafta kan bağışı sırasında kullanılan kan toplama tüpleri görülüyor (AFP)

Bilim insanlarının geliştirdiği "yüksek hassasiyete sahip" bir kan testi, ilk semptomlar ortaya çıkmadan birkaç yıl önce kanserli tümörlerin belirtilerini tespit edebiliyor. Bu gelişme, hastaların tedavilerden daha iyi sonuç almasını sağlayabilir.

ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar tümörlerin saldığı genetik materyalin, hastalara ilk teşhis konmadan çok önce kan dolaşımında saptanabildiğini keşfetti.

Cancer Discovery adlı hakemli dergide yayımlanan araştırma, kanserin neden olduğu bu genetik mutasyonların bazı hastaların kanında üç yıldan uzun süre önce tespit edilebildiğini ortaya koydu.

Çalışmanın ortak yazarı Yuxuan Wang "Üç yıl önce tespit etmek, müdahaleye zaman tanır. Tümörler çok daha az ilerlemiş ve tedavi edilme olasılığı daha yüksek olur" diyor.

Bilim insanları araştırmada, kalp krizi, felç, kalp yetmezliği ve diğer kardiyovasküler hastalıkların risk faktörlerini araştırmak için ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından finanse edilen büyük bir çalışmanın katılımcılarından toplanan kan plazması örneklerini inceledi.

Araştırmacılar son derece isabetli ve hassas genom dizileme teknikleri geliştirerek önceki çalışmanın 52 katılımcısından alınan kan örneklerini analiz etti.

26 katılımcıya örneklerin alınmasından sonraki 6 ay içinde kanser teşhisi kondu ve teşhis konmayan 26 kişi, karşılaştırma amacıyla kontrol grubu görevi gördü.

52 katılımcıdan 8'i, kan örnekleri alındığı sırada yapılan çoklu kanser erken tanı (MCED) laboratuvar testinde pozitif sonuç aldı.

MCED testi, DNA ve proteinler de dahil, kanda kanserin imzası olan molekülleri analiz ederek tek bir kan örneğinden birden fazla kanseri erken aşamada bulmak için tasarlandı.

8 kişinin tamamına, kan örneklerinin alınmasından sonraki 4 ay içinde kanser teşhisi kondu.

Bu 8 katılımcının 6'sından, kanser teşhisinden yaklaşık 3 ila 3,5 yıl önce fazladan kan örnekleri alınmıştı.

Bu vakaların 4'ünün önceki kan örneklerinde, tümör büyümesiyle bağlantılı mutasyonlar saptandı.

Araştırmacılar bulguların, "kanserlerin çok erken teşhisinde MCED testlerinin umut vaat ettiğinin" işareti olduğunu belirtiyor.

Bu, daha standartlaştırılmış kan testleriyle insanların her yıl veya iki yılda bir taranmasını sağlayarak erken teşhisi artırabilir ve kanserlerin tedaviye dirençli tümörlere dönüşmesini önleyebilir.

Bilim insanları şöyle yazıyor: 

Bu sonuçlar, klinik tanıdan üç yıldan daha önce dolaşımda olan tümör DNA'sını saptamanın mümkün olduğunu ve bunu yapmak için gereken hassasiyet seviyesini sağladığını gösteriyor.

Çalışmanın bir başka yazarı Nickolas Papadopoulos, "Kanserleri klinik tanıdan birkaç yıl önce saptamak, tedavinin daha olumlu sonuçlar vermesini sağlayabilir" diyor.

Bilim insanları bu bulguların daha fazla katılımcının yer aldığı büyük ölçekli bir çalışmada doğrulanmasını umuyor.

Independent Türkçe