İbadi el-Cevher ud dinletisiyle izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan’ın ‘Kuruluş Günü’ yıl dönümünü kutlamak için başkent Riyad’daki Ebubekir Salim Tiyatrosu’nda sahneye çıkan İbadi el-Cevher, Talal Selame, Abdullah Reşad ve Ali Abdulkerim geceyi taçlandırdılar.
Cevher, Selame, Reşad ve Abdulkerim uzun süre sahnelerden uzak kaldıktan sonra, bu özel gecede Suudi Arabistan Eğlence Otoritesi’nin önde gelen sanatçıları desteklemesiyle yeniden izleyiciyle buluştu.
Talal Selame’nin performansı büyük beğeniyle izlendi.
Gece, Reşad’ın ‘Waneen’ isimli şarkısını söylemesiyle başladı. Daha sonra, ‘Kan Wedi Naltaqı’ ve ‘Ene Li Fi’l Heva Sahib’ şarkılarıyla dinleyicileri mest etti. Reşad, dinleyicileri anılarına yolculuğa çıkaran en meşhur şarkılarından bazılarını da seslendirdi. Reşad’ın sahnesi, Suudi Arabistan’ın ‘Kuruluş Günü’ yıl dönümünü vesilesiyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman’a ithaf edilen ‘Ya Muhammed Asaka ala’l-Kuvve’ adlı ulusal şarkıyla sona erdi.
Ardından Abdulkerim sahneye çıktı. ‘Her zaman ve her yerde hazır olduğunu’ vurulayan sanatçı görkemli sesiyle izleyiciyi kendisine hayran bıraktı. Abdulkerim, ‘Bentiqaa’ şarkısıyla başladığı konserinin kapanışını ‘Ya Seyyidi Ya Mazlum’ şarkısıyla yaptı. Abdulkerim’in şarkıları izleyiciler tarafından neşe ve coşkuyla karşılandı.
Abdullah Reşad uzun bir aradan sonra sahnelere geri döndü.
Bir üre sonra sahneye çıkan Reşad, Cidde’nin eski mahallelerinde başladığı ve körfezin en ünlü seslerinden biri olmaya devam ettiği uzun kariyeri boyunca söylediği en güzel şarkısı ‘Memleketuna el-Galiye’ ile kapanış yaptı. Reşad’ın şarkılarına seyirci de eşlik etti.
Farklı bir duyguyla sahneye çıkan Selame de her zaman daha fazla konser talep eden seyircisi önünde Suudi Arabistan’ın ‘Kuruluş Günü’ yıl dönümünü kutladı. Selame, ‘Anadielek’ ve ‘Fi Sahabe’ şarkılarıyla izleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı.
Ali Abdulkerim’in konseri büyük beğeni kazandı. (Şarku’l Avsat)
Selame, Mısırlı sanatçı Ümmü Gülsüm’ün ‘Enta El Hob’ isimli şarkısı ile kalplere hitap etti. Ülkesinin kuruluş yıl dönümünde ‘Quad Al Sama’ isimli şarkısıyla sahnesini tamamladı.
Daha sonra her zamanki sakinliği ile Arap şarkıcı Cevher sahne aldı.
En bilinen şarkısı ‘Şumuhuna Fevk es-Sehab’ ile açılış yapan Cevher, ud eşliğinde icra ettiği ‘Habr ve Varak’ adlı şarkısıyla ustalığını sergiledi. Cevher konserine ‘Tala’s-Sukut’ ve ‘Tedrin ve Edri Nefterik’ şarkılarıyla devam etti. Hüzünlü sesiyle sahnesi sarsan Cevher, ‘Saka Taweile’, ‘Min Azabi’ ve ‘Galo Tara’ şarkılarıyla da geceyi sonlandırdı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin ve Lübnan'ın yanındayız… İran'a yönelik saldırıları reddediyoruz
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) – Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde konuşma yapıyor. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, ülkesinin İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını kesin bir dille reddettiğini ve Suudi Arabistan'ın Lübnan'a ve topraklarının korunmasına verdiği desteği yineledi. Muhammed bin Selman ayrıca, ülkesinin, İsrail'in Lübnan topraklarını hedef alan askeri operasyonlarını şiddetle kınadığını ve Lübnan'ın güvenlik ve istikrarının tehdit edilmesini, toprak bütünlüğünün ihlal edilmesini ve vatandaşlarının yerlerinden edilmesini reddettiğini ifade etti.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman bugün başkent Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) – Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz adına sizleri ikinci ülkeniz olan Suudi Arabistan'da ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu zirve, İsrail'in kardeş Filistin halkına yönelik hukuksuz saldırılarının devam etmesi ve bu saldırıların kardeş Lübnan'a karşı genişlemesi ışığında bir önceki ortak zirvenin devamı olarak düzenleniyor” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ülkesinin İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 150 binden fazla şehit, yaralı ve kayıp verilmesine neden olan soykırımı kınadığını ve kategorik olarak reddettiğini yineledi.
İsrail'in masum insanlara karşı işlediği suçları sürdürmesinin, Mescid-i Aksa'nın kutsallığını ihlal etmeye devam etmesinin ve Filistin Yönetimi'nin tüm Filistin topraklarındaki önemli rolünü baltalamasının, Filistin halkının meşru haklarının elde edilmesi ve bölgede barışın tesis edilmesine yönelik çabaları boşa çıkaracağını vurguladı.
Veliaht Prens ayrıca, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) Filistin topraklarında yardım çalışmaları yürütmesinin ve insani yardım kuruluşlarının Filistin halkına yardım sağlamasının engellenmesini de kınadı.
Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın, devam eden İsrail saldırganlığının feci insani sonuçlarının üstesinden gelmeleri için Filistin ve Lübnan'daki kardeşlerine verdiği desteği bir kez daha teyit etti. Uluslararası toplumu, İsrail'in Filistin ve Lübnan'daki insanlara yönelik saldırganlığını derhal durdurarak ve İsrail'i İran’ın egemenliğine saygı göstermeye mecbur bırakarak uluslararası barış ve güvenliği koruma sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkelerimiz, İsrail'in haksız saldırganlığını kınamak ve Filistin davasının merkeziliğini teyit etmek üzere uluslararası düzeyde ortak hareket ederek önemli adımlar atmışlardır. Daha fazla barışsever ülkeyi Filistin devletini tanımaya teşvik etmeyi başardık. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun Filistin'i BM'ye tam üye olarak kabul eden kararlarında ifade edildiği üzere Filistin halkının haklarını desteklemek ve Filistin topraklarındaki yasadışı İsrail işgaline son verilmesini talep etmek üzere uluslararası arenayı harekete geçirdik. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) ve Norveç ile ortaklaşa İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon’u başlattık ve kısa bir süre önce Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde ilk toplantısını gerçekleştirdik. Diğer ülkeleri de bu koalisyona katılmaya çağırıyoruz.”
Muhammed bin Selman, “Bul perspektiften hareketle, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik ortak çabalarımızı sürdürmenin önemini ve Lübnan devletinin tüm toprakları üzerindeki egemenliğini koruma ihtiyacını teyit ediyor ve bu zirvenin hepimizin arzuladığı hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunmasını dört gözle bekliyoruz” dedi.
50'den fazla ülkenin lider ve temsilcilerinin katılımıyla bugün Riyad'da başlayan İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi, Gazze Şeridi ve Lübnan'da ateşkese ulaşmanın yollarını görüşmek üzere bir yıl önce Riyad'da düzenlenen İİT-Arap Birliği Ortak Zirvesi’nin devamı niteliğinde.
İsrail'in Filistin toprakları ve Lübnan'a yönelik saldırılarının yanı sıra bölgedeki gelişmeleri de ele alacak olan liderlerin Sudan krizinin insani yansımaları ve Kızıldeniz'deki Husi tırmanışı gibi diğer konulara da dikkat çekmesi bekleniyor.
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin halkının, yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump yönetimine ‘Filistin halkına adaletli davranan ve bağımsız devletlerini kurma haklarını veren ciddi bir barış sürecine girmesi için’ elini uzattığını söyledi.
Filistin’in Başbakanlık görevinin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı görevini de yürüten Mustafa, dün Riyad'da düzenlenen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi kapsamında Suudi Arabistan’a yaptığı ziyarette verdiği röportajda, Filistin devletinin tanınması ve iki devletli çözüm dosyasında Suudilerin üstlendiği önemli role övgüde bulundu. Mustafa, iki devletli çözümün ilk toplantısına 90 ülke ve BM’nin katılmasının, ‘Suudilerin Filistin halkını desteklemek için üstlendiği liderlik rolünün öneminin bir göstergesi’ olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz yıl gerçekleşen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde alınan kararla oluşturulan bakanlar komitesini, İİT-Arap Birliği zirveleri tarihindeki en başarılı komite olarak nitelendiren Filistin Başbakanı, bazı kararların alındığını ve bazı kararlardan ise vazgeçildiğini, ancak bu komitenin göreve geldiğinden beri sürekli hareket ve faaliyet içinde olduğunu, bölgesel ve uluslararası alanda olumlu etkileşim yakaladığını açıkladı.
Diğer yandan Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Dr. Fuad Hüseyin, Gazze Şeridi ve Lübnan'da devam eden savaş nedeniyle bölgedeki çatışmaların yayılma riskinin halen yüksek olduğunu belirterek, bu durumun başka bölgelerde başka savaşlara yol açabileceği, bunun da bölge ve dünyada güvenlik ve barışı tehdit ettiği uyarısında bulundu.
Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, bölgenin içinden geçtiği tehlikeli ve hassas koşullar nedeniyle zirvenin toplanmasının gerekli olduğunu belirten Hüseyin, Suudi Arabistan'a bu zirveye öncülük ettiği, yönettiği ve sponsor olduğu için teşekkür etti. Hüseyin ayrıca, İran'ın, ülkesinin topraklarını İsrail'i hedef almak için kullanmayacağını açıkça taahhüt ettiğini söyledi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة