Çin'in Ukrayna krizinin çözümüne yönelik önerileri Batı'da şüpheyle karşılandı

Çin'in, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasının yıl dönümünde krizin siyasi çözümü için ortaya attığı öneriler, ABD ve Avrupa Birliği'nin yanın sıra Ukrayna tarafından da kabul görmedi.

AA
AA
TT

Çin'in Ukrayna krizinin çözümüne yönelik önerileri Batı'da şüpheyle karşılandı

AA
AA

ABD Başkanı Joe Biden, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi Batılı liderler önerilere yönelik şüphelerini dile getirirken, Kiev yönetimi, ateşkes çağrısını da içeren önerilerin "bir barış planı olmadığı" belirtti.
Çin Dışişleri Bakanlığı, dün savaşın yıl dönümünde "Ukrayna krizinin siyasi çözümü" için önerilerini içeren "tutum belgesi" yayımlamıştı. Pekin'in çözüme dair izlenmesini önerdiği genel ilke ve esaslara yer verilen 12 maddelik belgede, ülkelerin egemenliklerine saygın gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, tek taraflı yaptırımlara son verilmesi ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.
Blinken: "Yeni saldırılar için kuvvet tazelemek amacıyla kullanacaktır"
ABD Başkanı Joe Biden, ülkesinde ABC televizyonuna verdiği röportajda, önerilerde Rusya'dan başkasına fayda sağlayacak bir şey göremediğini belirterek, "Bu (öneriler) neye yarar? Bir tek Putin alkışlıyor." dedi.
Washington yönetiminin Çin'in Rusya'ya silah sağlayacağı endişelerine ilişkin soruya tanıt veren Biden, "Bunu beklemiyorum, henüz böyle bir şey görmedik, Çin'in Rusya'ya silah sağlamak gibi büyük bir inisiyatif alacağını sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de dün yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya'ya yeniden silahlanması ve yeni saldırılara hazırlanması için fırsat sağlayacak koşulsuz bir geçici ateşkese mahal verilmemesi gerektiğini belirtti.
Blinken, "Konsey üyeleri geçici veya koşulsuz bir ateşkes çağrısına aldanmamalı. Rusya çatışmaların durmasını yasa dışı işgal ettiği topraklardaki kontrolünü sağlamlaştırmak ve yeni saldırılar için kuvvet tazelemek amacıyla kullanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, Çin'in önerilerinin ilk maddede, yani "tüm ülkelerin egemenliklerine saygı gösterilmesi" çağrısında bitmiş olması gerektiğini belirtti.
Çin'den müzakere çağrısı
Güvenlik Konseyi toplantısında Çin'in çözüm önerilerini dile getiren BM Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Dai Bing, uzun vadeli diplomatik müzakerelerin, krizin çözümü için "tek doğru yol" olduğuna işaret ederek, Rusya ve Ukrayna'ya ön koşulsuz müzakere için platform sağlanması çağrısı yaptı.
Dai, "Çatışmanın taraflarını müzakere masasına getirmek kolay olmayacak fakat bu siyasi çözüm için atılması gereken ilk adım." dedi.
Çin'in tek taraflı yaptırımlara karşı olduğunu yineleyen Dai, savaşın küresel tedarik zincirlerine etkisinin en çok gelişmekte olan ülkeleri etkilediğine, gıda, enerji ve finans krizlerinin bedelini en çok bu ülkelerin ödediğine dikkati çekerek, "Umarız ilgili taraflar eylemlerinde sorumlu davranır, tek taraflı yaptırımları ve sınır aşırı yargı yetkisini kötüye kullanmayı bırakır." dedi.
5 Çin şirketi daha kara listeye alındı
Bu arada ABD Ticaret Bakanlığı, geçen yıl Rusya'ya yardım ettikleri şüphesiyle yaptırım listesine aldığı şirketlere, 5 Çin şirketini daha ekledi.
Bakanlık, yaptığı açıklamada, söz konusu şirketlerin, "Rusya'nın askeri ve/veya savunma sanayi kapasitesine ciddi katkıda yaptığı ve ABD ulusal güvenliği ve dış politikasına aykırı faaliyetlerde bulunduğu" belirtildi.
Karar, ABD'li yetkilerin, hafta boyunca Çin'e Ukrayna Savaşı'nda Rusya'ya silah desteği sağlamaması konusunda yaptığı uyarıların ardından geldi.
Dışişleri Bakanı Blinken, Amerikan istihbaratının, Çin'in, Rusya'ya Ukrayna savaşında destek olmak için silah ve mühimmat sağlamayı değerlendirdiğine dair bilgiler edindiğini, Çinli şirketlerin, halihazırda Rusya savunma sanayisine "öldürücü olmayan" türde destek sağladığını, yeni bilgilerin, Pekin'in doğrudan "öldürücü" nitelikte silah ve mühimmatı da sağlayabileceğini gösterdiğini ileri sürmüştü.
G7'den "üçüncü ülkelere" uyarı
ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya'nın oluşturduğu G7 ülkeleri de savaşın yıl dönümünde yayımladıkları ortak açıklamada, Rusya'ya saldırganlığına derhal son verme ve işgal topraklardan koşulsuz çekilme çağrısı yaparken, "üçüncü ülkelere" ve diğer uluslararası aktörlere Rusya'ya ekonomik ve askeri yardımda bulunmaktan kaçınmaları uyarısında bulundu.
Açıklamada, "Rusya'ya karşı yaptırımların aşılmasına yardımcı olan üçüncü ülkeler, ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalacak." ifadesine yer verildi.
"Çin tarafını seçmişti"
Avrupalı liderler de Çin'in tutum belgesinde yer alan önerilere ilişkin kuşkularını ve itirazlarını dile getirdi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Estonya ziyaretinde yaptığı açıklamada, Çin'in Rusya-Ukrayna Savaşı'nda tarafsız davranmadığını vurgulayarak, "Bu belgeyi, arka planıyla görmemiz gerekiyor. Çin, Ukrayna işgali başlamadan önce Rusya ile 'limitsiz dostluğunu' ilan ederek tarafını seçmişti." dedi.
Genel ilke ve yaklaşımlardan oluşan önerileri dikkate alacaklarını belirten von der Leyen, "İlkeleri tabii ki değerlendireceğiz, fakat arka planda Çin'in tarafını seçmiş olduğunu hatırlayarak değerlendireceğiz." ifadelerini kulandı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile savaşın başlamasından hemen önce, 4 Şubat 2022’de, Putin'in Pekin Kış Olimpiyatları için Çin'e yaptığı ziyaretteki görüşmenin ardından, iki liderin,"Çin ile Rusya arasındaki dostluğun limiti olmadığına" vurgu yapan ortak açıklaması, Çin'in Olimpiyatlar’ın sona ermesinin hemen ardından başlayacak askeri operasyonlardan "önceden haberi olduğu" ve "örtülü onay verdiği" yorumuna yol açmıştı.
"Çin ile ilgili illüzyon içinde olmamalıyız"
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da ülkesinde ZDF televizyonuna yaptığı açıklamada, "Çin ile ilgili illüzyon içinde olmamalıyız. Şu ana kadar Rusya'ya karşı bir duruş sergilemediler." değerlendirmesinde bulundu.
Hollanda'nın Çin Büyükelçisi Wim Geerts, ülkesindeki bir internet sitesinde yayımladığı yazıda Çin'in önerilerinin, "siyasi motivasyon olduğu", "Rusya'nın suçlarını örtmeyi ve onun yerine Batı'yı suçlamayı amaçladığını" savundu.
Geerts, yazısında, "Bu birilerini kandırabilir ancak Ukraynalılar kendi vatandaşlarını ölümünün sorumlusunun silahı çekip tetiği sıkan olduğu gerçeğini görüyor." yorumunu yaptı.
AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Sözcüsü Nabila Massrali de Çin'in 12 maddelik tutum belgesinin BM Şartı'nın bazı ilkelerini vurguladığını ancak Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sonuçları açısından seçici ve yetersiz değerlendirmeler içerdiğini belirtti.
Belgenin "saldırgan" ile "kurban" arasında ayrım gözetmediğine dikkati çeken Massrali, "Pekin'in tutumu, 'tarafların meşru güvenlik çıkarları ve kaygıları' olarak ifade edilen hususa hatalı şekilde odaklanıyor. Böylece Rusya'nın yasa dışı işgalinin meşruluğunu ima ediyor ve 'saldırgan' ile 'saldırılanın' sınırlarını muğlaklaştırıyor." diye konuştu.
Massrali, Çin'in Rusya'ya askeri birliklerini Ukrayna'dan çekme çağrısında bulunan BM kararında çekimser oy kullanmasından üzüntü duyduklarını, bu tavrın çözüm önerilerine dair soru işaretleri yarattığını vurguladı.
"Barış planı değil, savaşın dondurulması"
Bu arada çatışmanın taraflarından Ukrayna da Çin'in önerilerinden memnuniyetsizliğini dile getirdi.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Mihail Podolyak, yaptığı açıklamada, "Ateşkes ve yeni sınır hattı çizilmesini öngören herhangi bir barış planı, Ukrayna topraklarındaki işgali ve Rus soykırımını sürdürecektir. Bu, barış değil, savaşın dondurulmasıdır. Ukrayna’nın yenilgiye uğraması, Rus soykırımının sonraki aşaması olacaktır." ifadelerini kullandı.



Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
TT

Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)

İçişleri Bakanı dün verdiği bir röportajda, Almanya'nın, suç işlemekten hüküm giymiş Afgan mültecilerin sınır dışı edilmesini kolaylaştırmak için Afganistan'da iktidardaki Taliban yetkilileriyle doğrudan müzakere etmeyi düşündüğünü söyledi.

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Alexander Dobrindt Alman “Focus” dergisine verdiği mülakatta şunları söyledi: “Mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Afganistan ile doğrudan anlaşmalar yapmaya çalışıyoruz.”

Muhafazakar bakan, Taliban ile iletişimin şu anda sadece aracı ülkeler üzerinden sağlandığını belirterek, “bu durumun kalıcı bir çözüm olamayacağını” vurguladı.

Sosyal Demokrat Olaf Scholz başkanlığındaki bir önceki hükümet, göç konusundaki sertliğini göstermek amacıyla, 30 Ağustos 2024 tarihinde, Taliban'ın Ağustos 2021'de iktidara dönmesinden bu yana benzeri görülmemiş bir şekilde, suç işlemekten hüküm giymiş 28 Afgan'dan oluşan bir grubu sınır dışı etti.

Berlin Taliban hükümetini tanımadığı için o dönemde Alman makamları Katar üzerinden dolaylı müzakereler yürütmüştü.

Ancak, farklı siyasi partilerden Alman yetkililerin, hükümetin Almanya'da suç işlemekten hüküm giymiş Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmesini yoğunlaştırma niyetinde olduğunu teyit etmelerine rağmen bu süreç tekrarlanmadı.

Daha önce Suriye'yi sınır dışı edilebilecek güvenli olmayan ülkeler kategorisine alan ve eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle diplomatik ilişkilerini kesen Almanya, Suriyeli mültecilere yönelik politikasını gözden geçirmeye çalışıyor.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz bu hafta yaptığı açıklamada, “Suriye'ye sınır dışı edilmenin artık mümkün olduğunu” söyledi.

Avusturya hükümeti dün, son yıllarda Avrupa Birliği içinde ilk olarak, bir suçtan hüküm giymiş bir Suriye vatandaşının ülkesine sınır dışı edildiğini duyurdu.

Bu arada Alman haber dergisi Focus, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt'in dün Almanya'nın hüküm giymiş Afgan suçluların ülkelerine geri gönderilmesini kolaylaştırmak için Taliban ile doğrudan görüşmeler yapmak istediğini söylediğini aktardı. Dobrindt ayrıca, Suriye'ye sınır dışı edilmeleri de kolaylaştırmaya çalıştıklarını söyledi. Avusturya İçişleri Bakanlığı, 15 yıl sonra ilk kez Suriyeli bir göçmeni dün İstanbul üzerinden Şam'a giden ticari bir uçakla ülkesine sınır dışı ettiğini açıkladı.

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner, nisan ayında o zamanki Alman mevkidaşı Nancy Wieser ile birlikte Şam'ı ziyaret ettiğini söyledi. Ziyaretin odak noktası tehlikeli suçluların ve İslamcı tehdit oluşturan kişilerin sınır dışı edilmesiydi.

Şarku’l Avsat’ın Focus dergisinden aktardığına göre Dobrindt, “Suriyeli suçluların ülkelerine geri gönderilmesine ilişkin bir anlaşma için Suriye ile temaslar var ama henüz bir sonuç alınamadı” ifadelerini kullandı.

Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP) Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP)

Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Beşşar Esed rejiminin aralık ayında devrilmesinin ardından yaşanan kaos sırasında, Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili kararları askıya almıştı. Suriyeli sığınmacıların başvuruları mayıs ayında yeniden değerlendirmeye alındı.