Depremler Şam’daki ev kiralarının artmasına yol açtı

Halep’te 20 Şubat’ta, meydana gelen depremde evleri yıkılan Suriyelilerin kaldığı kamptan bir görüntü (AFP)
Halep’te 20 Şubat’ta, meydana gelen depremde evleri yıkılan Suriyelilerin kaldığı kamptan bir görüntü (AFP)
TT

Depremler Şam’daki ev kiralarının artmasına yol açtı

Halep’te 20 Şubat’ta, meydana gelen depremde evleri yıkılan Suriyelilerin kaldığı kamptan bir görüntü (AFP)
Halep’te 20 Şubat’ta, meydana gelen depremde evleri yıkılan Suriyelilerin kaldığı kamptan bir görüntü (AFP)

M.Z. isimli bir Suriyeli, son yaşanan depremlerde evinin yıkılması sebebiyle Halep’ten göç ettikten sonra, 10 Şubat’tan bu yana başkent Şam yakınlarında makul fiyatlı bir kiralık daire arıyor ancak talep edilen kira bedellerinin yüksekliği nedeniyle herhangi bir sonuca ulaşamadı.
4 aile üyesiyle birlikte göç eden adam, yaşadıklarını Şarku’l Avsat’a şöyle anlattı:
“Ailemin oturduğu dairenin bulunduğu bina depremden dolayı tamamen yıkıldı. Evin içinde olmadığımız için hayatta kaldık. Bir sığınma merkezine gittik ama orada kalamadık.  Bunun dışında yeni bir deprem korkusu tüm aileyi öyle bir sardı ki artık uyuyamaz ve yemek yiyemez hale geldik. Daha güvenli olduğu için Şam’a gelme kararı aldık. Halep’te bizim için bir şey kalmadı, ev yıkıldı, ayrıca sahibi olduğum ve ailenin tek geçim kaynağı olan ayakkabı tamircisi dükkanı da yıkıldı.”
M.Z, Şam’a geldiğinden bu yana başkentin batısındaki bir mahallede bir akrabasında misafir olarak kaldığını, bu sırada kiralık bir daire aradığını ancak şimdiye kadar bulamadığını belirtti.
M.Z “Akıl almaz fiyatlar. Yarım milyona bir oda düşünün. 6 aylık kirayı da peşin istiyorlar yani 3 milyon lirayı. Bizim elimizde ise değeri 10 milyonu geçmeyen bir altın kolye var ve ben iş bulana kadar bununla geçinmek istiyoruz” dedi.
Şam’daki emlak ofislerinin sahiplerinden biri, Şarku’l Avsat’a Suriye’de savaşın patlak vermesinden bu yana kiralık daire talebinin önemli ölçüde arttığına ve fiyatların, savaş öncesine göre 100 kat daha yüksek olduğunu belirtti. Emlakçı “Depremden bu yana kiralık dairelere talep daha da arttı ve fiyatlar da yükseldi. Her gün, Halep ve Lazkiye’den kiralık ev isteyen insanlar geliyor” ifadelerini cümlelerine ekledi. Şam civarındaki mahallelerde iki oda ve müştemilatın eskiden 400 ile 500 bin arasında kiraya verildiğine, şimdi ise 600 ile 750 bin arasında kiraya verildiğine dikkat çekti. Ayrıca bugün Şam’ın merkezinde 100 metrekarelik bir dairenin kirasının iki milyon Suriye lirası civarında olduğunu belirtti.
Emlak ofisi sahibi, kira fiyatlarındaki bu artışın sebebini artan talebe ve arzın azlığına bağlayarak “Savaşta yüzbinlerce ev yıkıldı, yeni inşaat projeleri yok, depremler ise her şeyi daha da kötüleştirdi” dedi.
Ayrıca “Ev sahipleri, fiyatların yüksekliği nedeniyle geçim maliyetinde ciddi bir artış olduğunu ve kira gelirlerine bağlı olarak yaşamlarını sürdürdüklerini söylüyorlar.  Evsiz kalan ise kira fiyatlarının yüksek olduğunu haykırıyor” ifadelerine de yer verdi.
Suriye’de Mart ayı ortasında 12 yılına girecek olan savaş sırasında, ülke içinde binlerce ev yıkıldı ve yaklaşık 5 milyon vatandaş ülke içinde yerinden edildi, 6 milyondan fazla kişi ise komşu ülkeler ve Batılı ülkelere sığındı.
6 Şubat’ta ülkenin kuzeybatısını (İdlib, Halep, Lazkiye, Tartus ve Hama) ve Türkiye’nin güneydoğusunu vuran depremler sonucunda hayatını kaybeden ve yaralanan binlerce insanın yanı sıra bu felaket, resmi olmayan rakamlara göre evlerinin çökmesi veya çatlaması nedeniyle yaklaşık 4 milyon Suriyelinin evsiz kalmasına neden oldu.
Halep Valisi Hüseyin Diyab’ın 20 Şubat’ta yayınladığı açıklamalara göre, resmi istatistikler, yıkılan ve hasar gören bina sayısının 700’den fazla olduğunu gösterdi. Halep’te depremden doğrudan etkilenen aile sayısı 13 bini, yıkılan bina sayısı ise 54’ü aştı. Tehlike ve kamu güvenliği nedeniyle içinde oturan kalmayan bina sayısı 220’ye ulaştı. Güçlendirme ihtiyacı olan 93 evin bulunduğu da rapor edildi.
Lazkiye’ye gelince, depremler 103 binayı tamamen yıktı. Tahliye edilmesi ve yıkılması gereken tamamen hasarlı 336 bina bulunuyor. Yüzde 60 oranında hasarlı ve güçlendirilmesi gereken bin 697 bina varken, yüzde 20 oranında hasarı olan ve bakım görmesi gereken 5 bin 819 bina bulunuyor. Diğer yandan Hama’da, 7 bin 150’den fazla evin hasar gördüğü kaydedildi.
Şubat ayının başında, Şam’daki Suriye hükümeti, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile iş birliği içinde, Geri Dönüş ve İstikrar başlığı altında Suriye’deki nüfusun durumuna ilişkin dördüncü ulusal raporu yayınladı. Bu çalışma ile 2011’den bu yana ülkedeki ‘nüfus durumunu belirlemek ve demografik değişiklikleri belgelemek’ amaçlandı.
Raporda, 1994 yılında Suriye’de ikamet eden nüfusun yaklaşık 13 milyon 782 bin kişiyken, 2010 yılında yaklaşık 20 milyon 619 bine yükseldiği belirtildi. Merkezi İstatistik Bürosu 2020 yılında yaptığı çalışmada, Suriye nüfusunun yaklaşık 22 milyon 515 bin kişi olarak tahmin etti. Bundan önce, Merkezi İstatistik Bürosu’nun sunduğu verilere göre, sivil durum kayıtlarında 2020’nin başında Suriye’deki nüfusun 28 milyon 840 bine ulaştığı tahmin edilmişti.



Burhan'ı destekleyen hareketler, onun emrine girme kararını reddediyor

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
TT

Burhan'ı destekleyen hareketler, onun emrine girme kararını reddediyor

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)

Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan silahlı hareketler, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın, savaşta kendisine destek veren güçleri silahlı kuvvetlerin emrine tabi kılma kararını uygulamakla ‘ilgilenmediklerini’ açıkladılar.

Bu hareketler, silahlı kuvvetlerin (ordunun) müttefikidir ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) karşı Kordofan ve Darfur bölgesinde ‘Ortak Kuvvetler’ adı altında savaşmaktadır. Bu güçler, Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi ve Darfur Bölgesi Valisi Mini Arko Minawi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi’nden oluşmaktadır.

uı8o9
Darfur Bölgesi Valisi Mini Arko Minawi (Facebook)

Adalet ve Eşitlik Hareketi Sözcüsü Muhammed Zekeriya, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Silahlı mücadele hareketleri şu anda silahlı kuvvetlerin komutası altında isyancı milislere karşı savaşıyor. Ordu Komutanı Orgeneral Burhan'ın bu hareketleri 2007 tarihli Ordu Kanunu'na tabi tutma kararı, Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan hareketlere uygulanmaz. Anlaşma, bu hareketlerin belirli ve üzerinde anlaşmaya varılmış güvenlik düzenlemeleri kapsamında silahlı kuvvetlere entegre edilmesini açıkça belirtiyor” ifadelerini kullandı.

Zekeriya, 15 Nisan 2023'te ordu ile HDK arasında çıkan savaşın, güvenlik düzenlemeleriyle ilgili protokollerin uygulanmasını engellediğini açıkladı.

dfgth
Orduya bağlı Sudan Kalkanı Güçleri'nin komutanı Ebu Akile Kikel (Arşiv)

Zekeriya sözlerini şöyle sürdürdü: “Güvenlik düzenlemeleri, birleştirme ve terhis işlemlerinin ötesinde, güvenlik kurumlarının reformu, ordunun, polisin ve güvenlik güçlerinin komutanlığında tüm Sudanlıların adil temsilinin sağlanması ve uygulamanın takibi için ortak bir üst komite kurulmasını içeren kapsamlı bir süreçtir. Öncelik savaşta zafer kazanmak. Ardından birleşik ve profesyonel bir ulusal ordu kurma yolunda ilerleyeceğiz.”

Burhan, silahlı kuvvetlerin yanında çalışan tüm destek güçlerinin ordu kanunlarına tabi olmasını ve çeşitli bölgelerdeki silahlı kuvvetler komutanlarının emri altında olmasını öngören bir karar çıkarmıştı.

Burhan'ın kararı, ABD Başkanı'nın Ortadoğu ve Afrika Danışmanı Massad Boulos ile İsviçre'nin Zürih kentinde görüşmesinden birkaç gün sonra, Ordu Genelkurmay Başkanlığı'nda yaptığı geniş çaplı değişikliklerin ardından geldi.

Sudan Barış Anlaşması, silahlı hareketlerin orduda birleştirilmesini öngörüyordu, ancak anlaşmanın üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen, bu hareketlerin liderlerinin egemenlik ve bakanlar kurullarında önemli pozisyonlar elde etmelerini sağlayan iktidar paylaşımı protokolü dışında hiçbir madde uygulanmadı ve güvenlik düzenlemeleri maddesi askıda kaldı.

sdfgth
Yaser Arman (sosyal medya)

Savaşın başlamasından bir yıl sonra, Darfur bölgesindeki Silahlı Mücadele Hareketleri Ortak Gücü tarafsızlık pozisyonundan ayrıldığını ve HDK’ye karşı orduyla birlikte savaşacağını açıkladı... Bu güçler, başkent Hartum ile el-Cezire ve Sennar eyaletlerini geri almak için savaşlara katıldı ve HDK’nin kontrolündeki Darfur bölgesini geri almak için Kordofan eyaletinde savaşmaya devam ediyor.

Ordunun saflarında savaşan diğer önemli gruplar arasında İslamcı harekete bağlı Bera bin Malik Tugayları ve General Ebu Akile Kikel komutasındaki Sudan Kalkanı Güçleri bulunuyor.

yu78ı
Sudan ordusu birlikleri el-Gadarif'te (AFP)

Sudan Halk Kurtuluş Hareketi - Devrimci Akım lideri Yaser Arman, “Diğer güçlerin ve milislerin silahlı kuvvetlere tabi olması kararı, güvenlik sektörü ile siyasi hayat arasında kesin bir ayrım sağlayan yeni düzenlemelerle savaşın sona erdirilmesini ve güvenlik sektörünün devlete tabi olmasını gerektirir” dedi.

Ordu komutanının bazı etkili İslamcı subayları etkileyen ve silahlı kuvvetlerin komuta yapısının yeniden düzenlenmesini öngören kararlarını ‘önemli’ olarak nitelendiren Arman şunları söyledi: “Ordudaki İslamcıların tasfiyesi, istikrar, demokrasi, kalkınma ve komşu ülkelerle ve uluslararası toplumla ilişkilerin düzeltilmesi için temel bir koşuldur. Silahlı kuvvetler hiçbir siyasi oluşumu bünyesinde barındırmamalıdır.”