Husilerin emlak piyasasına müdahalesi felaketle sonuçlanabilir

Sana’da Husiler tarafından satılan binalar çökme tehlikesiyle karşı karşıya

Yemen’in Eski Şehir’de UNESCO listesinde yer alan binaları gösteren bir kare (EPA)
Yemen’in Eski Şehir’de UNESCO listesinde yer alan binaları gösteren bir kare (EPA)
TT

Husilerin emlak piyasasına müdahalesi felaketle sonuçlanabilir

Yemen’in Eski Şehir’de UNESCO listesinde yer alan binaları gösteren bir kare (EPA)
Yemen’in Eski Şehir’de UNESCO listesinde yer alan binaları gösteren bir kare (EPA)

Emlak sektöründeki Yemenli işçiler ve mühendisler, Husi milislerinin Yemen başkenti Sana’da inşaatına izin verdiği konutların, gerekli şartnamelere uygun olmaması sebebiyle yıkılma ihtimaline karşı uyarıda bulundu. Milislerin, binaları denetlemekle yükümlü olan makamların inceleme yapmasına veya bina ve toprak güvenliğini sağlamasına engel olduğu belirtildi.
Kaynaklar, Husi liderlerinin ve tacirlerinin hızlı kâr elde etme hırsı nedeniyle, gerçek maliyetinin üç katına satılan bu gayrimenkullerin inşaat sırasında hesap verebilirlik ve gözetimden muaf tutulduğunu belirtti.
Sana’daki emlak sektörü çalışanlarının Şarku’l Avsat’a anlattıklarına göre, Husi milis liderleri, ‘Adalet Kurumu, ‘Toprak Askeri Komitesi’ ve ‘Vakıflar Otoritesi’ olarak bilinen üç oluşumu kurmalarının ardından, devlet mülkü, vakıflar veya kuzey Yemen’i yöneten İmamlık rejiminin mülkü olduğu gerekçeleriyle geniş arazilere el koydu. Arazi fiyatlarında çılgın bir artışa neden olduğu için askeri mevkilerinin yanı sıra kamu görevlileri ve askeri birlik mensuplarının konut imar planlarına da el konuldu, bu da arsa fiyatlarında çılgın bir artışla sonuçlandı.
Kaynakların söylediğine göre, Husi milislerinin önde gelen liderleri, halkın barınma ihtiyacından yararlandı. Tacirlerle ortaklıklara girmek için anlaşmalar yaptı ve bu da son yıllarda, özellikle 4 milyon nüfusa sahip şehrin güney ve doğu kesimlerinde benzeri görülmemiş bir şekilde bir sitelerinin inşa edilmesi ile sonuçlandı.
Husi liderlerinin yaptıklarının ciddiyetinin bir teyidi olarak, tanınmayan Husi darbe hükümetinin Çalışma Bakanı Galip Mutlak, bu binaların şartnameleri ihlal etmesi nedeniyle bir felaketin yaşanmasına yönelik uyarıda bulundu. Bir şey olursa yönetimin sorumlu tutulmasını istedi. Mutlak, “Türkiye ve Suriye’deki depremin yarısı burada olsa bu apartmanlar yıkılır” ifadelerini kullandı. Ayrıca Bakanlığının bu apartmanların üzerine inşa edildiği zemini test etmesine, yapı malzemelerinin kalitesinin ve inşaatta kullanılan çimento karışımının kalitesini incelemesine ve binaların uygun olup olmadığını tespit etmesine izin verilmediğini belirtti.
Milislerin tabi olduğu yasa dışı meclisteki yetkilileri ve milletvekilleri bir araya getiren toplantıda konuşan Mutlak, bu apartmanların inşasında çok fazla dolandırıcılık ve suç işlendiğini zira bir dairenin maliyetinin 25 bin dolar olduğunu ancak bunların 80 bin dolara satıldığını ve maliyetinin sadece iki katına satmayı reddettiklerini belirtti. Milis liderliğinin ‘bir felaket meydana gelmeden ve yüz binlerce kişi hayatını kaybetmeden önce’ bu apartmanların incelenmesine yardım etmesini temenni etti.
Husi milis hükümetinin marjinal rolünü vurgulayan bir pozisyonda, Mutlak, bakanlığıkta en iyi üniversitelerden mezun, uluslararası deneyime sahip 15 bin mühendis bulunduğunu, ancak bunların kenara itilmiş olduğunu, sadece üçünün basit pozisyonlara atandığını belirtti.
Bunun yanı sıra, Sana’da kamu işlerinde çalışan kaynaklar Şarku’l Avsat’a, 4 milis liderinin artık emlak piyasasını ve planlarını kontrol ettiğini, ticari inşaat ruhsatlarının verilmesini tekelleştirdiğini belirtti. Bu kişilerin, Adalet Kurumu Başkanı Muhammed Ali el-Husi, başkentin güneyindeki Husi Askeri Bölümü’nün komutanı Abdullah er-Razami, sözde Silahlı Kuvvetler Kara Komitesi Başkanı Abdullah Cehaf ve sözde Yaralılar Kurumu’nun Başkanı Halid el-Medani olduğu aktarıldı.
Söz konusu kaynaklara göre, Husi liderler toprakları ele geçirdikten sonra, apartmanların inşasında tacirlerle ortaklığa girerek, onları korudu ve işlerine başka bir tarafın karışmasını veya kanunla belirlenmiş inşaat teknik kurallarına ne ölçüde uyup uymadıklarını incelenmesine engel oldu.
Kaynaklar, dört Husi liderini bu adımları ile milyonlarca dolar kazanmakla suçladı. İnsanların ev almak için kırsal kesimdeki mülklerini satmak zorunda kaldığını, bazılarının da eşlerinin ve annelerinin mücevherlerini sattıklarını, ancak evin şartnamelere aykırı olarak inşa edildiğini bilmediklerini belirtti.



İsrail, Suriye-Lübnan sınırındaki Humus kırsalında bir sınır kapısını hedef aldı

Humus'ta yaşanan bombardımanın ardından binalardan dumanlar yükseliyor. (Arşiv - Reuters)
Humus'ta yaşanan bombardımanın ardından binalardan dumanlar yükseliyor. (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail, Suriye-Lübnan sınırındaki Humus kırsalında bir sınır kapısını hedef aldı

Humus'ta yaşanan bombardımanın ardından binalardan dumanlar yükseliyor. (Arşiv - Reuters)
Humus'ta yaşanan bombardımanın ardından binalardan dumanlar yükseliyor. (Arşiv - Reuters)

Suriye resmi haber ajansı SANA dün (Cumartesi) İsrail savaş uçaklarının Suriye-Lübnan sınırındaki Humus kırsalında yer alan el-Kusayr bölgesindeki Cusiyye Sınır Kapısı’nı hedef alan bir saldırı düzenlediğini bildirdi. Ajans daha fazla ayrıntı vermedi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye televizyonundan aktardığına göre, İsrail'in Cusiyye – el-Kaa Sınır Kapısı’na yönelik saldırısı, Suriye ve Lübnan geçiş noktalarını birbirine bağlayan yolda önemli hasara yol açtı.

Suriye Savunma Bakanlığı on gün önce İsrail'in Asi Nehri üzerindeki köprüleri ve Humus kırsalında Suriye-Lübnan sınırındaki yolları bombaladığını duyurmuştu.

Bakanlığın resmi Facebook hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Düşman İsrail, Lübnan topraklarından Asi Nehri üzerindeki köprüleri ve Humus kırsalındaki el-Kusayr bölgesinde Suriye-Lübnan sınırındaki yolları hedef alan bir hava saldırısı başlattı” denildi.

Diğer yandan İsrail ordusu, Suriye-Lübnan sınırında bulunan ve Hizbullah’a ‘savaş araçları’ aktarmak için kullanılan Suriye rejimine ait ulaşım merkezlerini bombaladığını açıkladı.