Yemen’de 15 bin yazma eser yok olma tehdidi altında

Yemen’de 15 bin yazma eser yok olma tehdidi ile karşı karşıya ve 160 bin antika parça kayıt altında değil

UNESCO listelerinde yer alan Sana’nın eski yapılarının genel bir görüntüsü (EPA)
UNESCO listelerinde yer alan Sana’nın eski yapılarının genel bir görüntüsü (EPA)
TT

Yemen’de 15 bin yazma eser yok olma tehdidi altında

UNESCO listelerinde yer alan Sana’nın eski yapılarının genel bir görüntüsü (EPA)
UNESCO listelerinde yer alan Sana’nın eski yapılarının genel bir görüntüsü (EPA)

Yemen’de Husi milislerin kontrolündeki bölgelerdeki kültürel miras tehlike altında.  On binlerce antika parça, çalınma ve satılma tehdidi ile yüz yüze. Binlerce tarihi el yazması, bilimsel kurallara uygun olarak korunmadığı için çürüyüp yok olma tehlikesi yaşıyor. Tarihi yapılar, müzeler ve buna bağlı kuruluşlar ise yıkılmaya yüz tutmuş durumda.
Tüm bunların üstüne, (darbeci) Yönetim Konseyi Ofisi’nin direktörlüğünü yapan nüfuz sahibi Ahmed Hamid (Ebu Mahfuz), sanat, kültür ve eski eserler ile ilgili ödenekleri durdurduktan sonra Kültür ve Miras Fonu'nun gelirlerinden milyarlarca riyale el koydu.
Husi milislerinin kontrolündeki bölgelerde yaşayan kültür sektörü çalışanları Şarku’l Avsat’a verdikleri röportajda, darbe hükümetinin kültür sektörü için vergiye tabi bin dolar tutarında aylık bir bütçeyi onayladığını ve bu bütçenin, milisler tarafından maaşları ayda 30 doları geçmeyen küçük sözleşmeli çalışanlara dağıtıldığını açıkladılar.
Çalışanlar, Yönetim Konseyi Ofisi’nin direktörlüğünü yapan Husi lideri Ebu Mahfuz’un, Kültür ve Miras Fonu'nun tüm gelirlerine el koyduğunu ve kendi tasarrufuna geçirdiğini söylediler. Ebu Mahfuz’un darbe hükümeti içinde kurumların ve vilayetlerin ödeneklerinin yanı sıra fon, gümrük vb. gelirleri kontrol ettiği için ‘devlet gelirlerinin bekçisi’ olarak tanındığına dikkati çektiler.
Bu kaynaklara göre, Sana’da bulunan ve aralarında müzisyenlerin, performans sanatçılarının ve dansçıların da bulunduğu Yemen'deki ana sanat grupları acınacak koşullarda yaşıyorlar. Gösteri kıyafetleri parçalanmış veya yıpranmış durumda. Talepleri Husi maliyesi, darbe hükümetinin başkanlığı ve Yönetim Konseyi Ofisi tarafından reddedildikten sonra ekipten birine en sade halk kıyafetini satın almakta zorlanıyorlar.
Kaynaklara göre kültür-sanat sektörü çalışanları, bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bir sefalet ve ıstırap döneminden geçerken; milyarlar kâh savaşçıların tasarrufuna bırakılıyor kâh daha fazla güç toplamak için harcanıyor kâh da ülkenin tüm kuruluşlarında ve bölgelerindeki Husi denetmenlere gidiyor.
Öte yandan siyasi kaynakların aktardığına göre darbeci Husi hükümetinin Kültür Bakanı, Ebu Mahfuz’un yıllık milyarlarca riyale ulaşan Kültür ve Miras Fonu’nun gelirlerine el koymasından rahatsız olduğunu dile getirdi. Bakan, Sana Ulusal Müzesi’nde en önemli eserler arasında yer alan 160 bin parça olduğunu ve bunların ‘belgelenmemiş, arşivlenmemiş ve kayıt edilmemiş’ olduğunu vurguladı. Eski binaların yıkılmaya yüz tuttuğunu ve bakıma ihtiyacı olduğunu belirterek Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) bazı projeler için gösterdiği çabalara övgüde bulundu.
Kaynaklara göre Husilerin liderinin soyundan gelen bakan, rutubet ve doğal faktörlere bağlı olarak yok olan yazma eserlerin bulunduğunu, 15 bin el yazmasının da depolarda çürümek üzere olduğunu ve elinden hiçbir şey gelmediğini söyledi. Bakan durumun dört ayağı olduğunu söyleyerek ilkini şubeleri ile birlikte Ebu Mahfuz’un oluşturduğunu belirtti. Darbeci Bakanlar Kurulu olduğunu ve milisler tarafından sektörler adı altında devlet kurumuna paralel kurulan oluşumlar olduğunu vurguladı. Bu oluşumların darbe hükümetinin bakanlarının yetkilerini ele geçirdiğini ve her sektörün milislerin liderliğinde söz sahibi bir tarafı takip ettiğini belirtti. Dördüncü ayağı ise Milli Görüş Komitesi adlı kuruluşun oluşturduğunu söyledi. Darbe hükümetindeki bakan, yaşananları alaya alarak her ay yeni bir matrisleri olduğunu ve her bir tarafın hedefleri ve uygulama matrisini değiştirmek istediğini söyledi. Aynı zamanda tarihi yazma eserlerin bir kısmına el koyan milislerin oluşturduğu Vakıflar Kurumu'nun müdahalesinden de şikayet etti.

Sana el yazmaları tehlike altında
Sana Ulu Camii'ndeki el yazmalarının elbise çantalarına konulduğunu, bunların bir kısmını toprak solucanlarının yediğini, geri kalanını da rutubetin yok ettiğini söyledi. Bunu ‘affedilemez bir suç" olarak nitelendiren bakan, milis liderlerinden birinin komutasındaki bu Vakıflar Kurumu’nun, 20 yıl önce Ulu Camii'nin çatısındaki sandıklarda bulunan eski bir Kur’an-ı Kerim nüshasını tahrip ettiğini, bu lideri takip eden unsurların nüshayı parçalara ayırdıklarını ve yazmaların yarısına hasar verdiklerini söyledi.
Bu gelişmelerle birlikte, Husi hükümetindeki Tarım Bakanlığı'nın yeni bir tahsilat dairesine dönüştüğü açığa çıktı. Veriler, bakanlığa paralel bir oluşum olarak kurulan Tarım Komitesi’nin, tarımsal araştırmalar için yarım milyar Yemen riyalini (1 dolar yaklaşık 560 riyale tekabül ediyor) ele geçirip üstüne yaklaşık üç ay sonra ek bir bütçe talep ettiğini gösteriyor.
Kaynaklar, bu komitenin Tarım Hizmetleri Genel Kurumu ile birlikte kanun dışı vergiler dayatıp bunların tahsilini yaptığını belirttiler. Veriler, Tarım Bakanlığı çalışanları yedi yıldır maaşlarını alamazken bu iki oluşumun yerel meclislerin gelirlerinin yüzde 35'ini aldıklarını gösteriyor. Bu da 2021 yılında 11 milyar riyale tekabül ediyor.
Husi milislerinin, meşru hükümeti kontrolü altındaki bölgelerdeki çalışanların maaşlarını ödemeye çağırırken, devlet kurumlarının tüm gelirlerini ve çeşitli tahsilatları savaşçılarının yararı ve nüfuz sahibi liderlerinin zenginleşmesi için kullanması dikkat çekici.



Mısır'ın Hamas ile İsrail arasındaki gerilimi kontrol altına alma çabaları sürüyor

Gazze Şeridi sınırı yakınlarında konuşlanmış bir İsrail tankı (AFP)
Gazze Şeridi sınırı yakınlarında konuşlanmış bir İsrail tankı (AFP)
TT

Mısır'ın Hamas ile İsrail arasındaki gerilimi kontrol altına alma çabaları sürüyor

Gazze Şeridi sınırı yakınlarında konuşlanmış bir İsrail tankı (AFP)
Gazze Şeridi sınırı yakınlarında konuşlanmış bir İsrail tankı (AFP)

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalının bugün (Pazartesi) üst düzey bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Hamas'ın Kerem Şalom bölgesini bombalaması İsrail ile ateşkes görüşmelerinin sekteye uğramasına neden oldu.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, dün (pazar) Kerem Şalom bölgesindeki İsrail ordusu birliklerine roket attığını, İsrail'in de buna Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir roket rampasını ve askeri bir hedefi bombalayarak karşılık verdiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığı habere göre kanal, Mısır güvenlik heyetinin Hamas ve İsrail arasındaki mevcut gerilimi kontrol altına almak için temaslarını yoğunlaştırdığını bildirdi.

Görgü tanıkları, bugün erken saatlerde, İsrail ordusunun bölgede operasyon başlatma niyetini açıklamasının ardından binlerce kişinin Filistin'in Refah kentinin dış mahallelerinden Gazze Şeridi'nin merkezindeki bölgelere doğru yola çıktığını söyledi.

AWP'ye konuşan görgü tanıkları, Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşması ve esir değişimi konusunda ilerleme kaydedildiğine dair olumlu haberlerden bir gün sonra gelen İsrail'in ani çağrısı karşısında yerlerinden edilmiş kişiler arasında bir kafa karışıklığının hâkim olduğunu belirtti.


Sudan savaşında vahşet: Kafa kesme ve iç organ boşaltma olayları başladı

Sudan'daki savaşta binlerce kişi öldü ve birçok kamu tesisi harap edildi. (Reuters)
Sudan'daki savaşta binlerce kişi öldü ve birçok kamu tesisi harap edildi. (Reuters)
TT

Sudan savaşında vahşet: Kafa kesme ve iç organ boşaltma olayları başladı

Sudan'daki savaşta binlerce kişi öldü ve birçok kamu tesisi harap edildi. (Reuters)
Sudan'daki savaşta binlerce kişi öldü ve birçok kamu tesisi harap edildi. (Reuters)

Sudanlılar, ordu üniforması giyen kişiler tarafından Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) mensup olduğu iddia edilen bir kişiye karşı işlenen vahşi suçun korkunç sahneleriyle şok oldular. Şahsı öldürüp cesedini parçaladıktan sonra iç organlarını çıkaran bu kişiler, ‘ayağa kalkıp tekbir getiren’ büyük bir vatandaş kalabalığının önünde cesedi sallamaya başladılar.

Bu son olay, yaygın olarak dile getirilen El Kaide ve DEAŞ'a mensup aşırılık yanlısı grupların Sudan'daki savaşa müdahil olduğu yönündeki iddiaları güçlendirdi. Ayrıca ülke içinde, bölgesel ve uluslararası düzeyde yaşanan bu kaos ve güvenlik karmaşası, terörist grupların faaliyetlerini Sudan'a taşımaya teşvik edeceği yönündeki korkuları da artırdı.

İğrenç olarak nitelendirilen bu suçun görüntüleri, aylar önce meydana gelen ve yine asker üniforması giyen kişiler tarafından işlenen bir başka şok edici olayı akıllara getirdi. Söz konusu olaydaki kişiler, iki HDK üyesinin kafalarını kesmiş ve etrafta sallamışlardı. Böylece ellerine düşen herkesin kaderinin bu olacağı şeklinde yorumlanan bir mesaj vermişlerdi.

cf brg
Başkent Hartum'da bir sokakta Sudan ordusuna bağlı bir kuvvet (AFP)

Sudan'ın orta kesimindeki El Cezire eyaletinin kırsal bir bölgesinde çekilen ve sosyal medya platformlarında geniş yankı uyandıran videoda bir ordu mensubu, cesetten çıkardığı bağırsakları sergileyerek neredeyse çiğneyecekmiş gibi ağzına yaklaştırdı. Sosyal medya platformlarındaki öncü şahsiyetler de bu olayların hayal edilebilecek şiddet düzeyini aştığını dile getirdi. Bu olay, aşırı çirkinliği nedeniyle Sudan toplumu arasında birçok soru ve tepkiye yol açtı. Resmi askeri üniforma giyen kişiler tarafından bu tür iğrenç eylemlerin gerçekleştirilmesi şiddetle kınandı.

Benzer bir olay Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd yakınlarında meydana gelmişti. Üst düzey bir subayın liderliğindeki ordu üniformalı bir grup asker, HDK’ye mensup oldukları iddiasıyla dört kişiyi gözaltına almış ve kesici aletlerle vücutlarını parçalamıştı. Olayın ardından bazıları, bu kişilerin HDK ile herhangi bir bağlantısı olduğundan şüphe duymuştu.

Bazıları bu tür eylemlerin ordunun yanında savaşan radikal İslamcı terörist grupların izlerini taşıdığından eminler. Ordu, bir önceki kafa kesme olayını soruşturacağına ve kendi kuvvetleriyle bağlantılı oldukları kanıtlandığı takdirde olaya karışanları sorumlu tutacağına söz vermişti. Ancak olayın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen soruşturmanın sonuçları açıklanmadı. HDK, üç kişinin katledilmesini ‘Burhan milisleri ve Ömer el-Beşir liderliğindeki eski rejimin tugayları tarafından gerçekleştirilen aşırı suç fiili’ olarak nitelendirdi.

dfvebrt
Sudan ordusuyla savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (AFP)

Sudan Kongre Partisi lideri Halid Ömer Yusuf, askerlerin ‘insanların derilerini yüzmekten ve bağırsaklarını deşmekten zevk aldıklarını’ belgeleyen vahşi video kayıtlarının bireysel uygulamalar olmaktan çıkıp, ülkeyi parçalayan ve asla içinden çıkamayacağı bir sarmala doğru sürükleyen terörist bir model oluşturup tekrarlanan eylemler haline geldiğini söyledi. Facebook sayfasında, “insanlıkla hiçbir ilgisi olmayan bu eylemler en güçlü şekilde kınanmalı, failleri hesap vermeli ve cezadan kaçmalarına izin verilmemelidir” diyen Yusuf, “Bu faydasız savaşın devam etmesi ülkemizi derin bir uçuruma sürükleyecektir” ifadesini kullandı.

İnsan hakları aktivistleri ülkedeki savaşın farklı bir yola girerek bazı nüfus gruplarını etnik ve bölgesel temelde hedef almasından korkuyor. Bu korkular, ordu ile HDK arasında devam eden çatışmalarla hiçbir bağlantısı olmayan çok sayıda vatandaşın öldürüldüğü olayların meydana gelmesiyle de pekişiyor.


Hamas lideri: İsrail'in Refah'taki bölgelerden tahliye emri "tehlikeli bir gelişme"

 İsrail uçakları, Doğu Refah'ta yaşayanların tahliye edilmesini talep eden broşürler attı (DPA)
İsrail uçakları, Doğu Refah'ta yaşayanların tahliye edilmesini talep eden broşürler attı (DPA)
TT

Hamas lideri: İsrail'in Refah'taki bölgelerden tahliye emri "tehlikeli bir gelişme"

 İsrail uçakları, Doğu Refah'ta yaşayanların tahliye edilmesini talep eden broşürler attı (DPA)
İsrail uçakları, Doğu Refah'ta yaşayanların tahliye edilmesini talep eden broşürler attı (DPA)

Üst düzey bir Hamas lideri bugün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah'taki bölgelerden tahliye emrinin "tehlikeli bir gelişme ve sonuçları olacağını" söyledi.

Reuters'e konuşan Filistin lideri "Bu terörde, işgalin yanı sıra Amerikan yönetimi de sorumluluk taşıyor" ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun Refah'ın bazı Filistin bölgelerinde yaşayanları askeri operasyon nedeniyle Han Yunus'a tahliye etmeye çağırdığını söyledi.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrinin doğusundaki bölgelerde yaşayanlara yaptığı tahliye çağrısının "sınırlı kapsamlı" ve geçici bir operasyon olduğunu belirtti.

İsrail ordu sözcüsü, tahliye edilecek kişi sayısı hakkındaki bir soruya yanıt olarak, "tahminlerin 100.000 civarında olduğunu" söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre kentte yaşayanların sayısı yaklaşık 1,2 milyon kişi civarında. Bunların çoğunluğu Hamas hareketi ile İsrail arasında yedi aydır devam eden savaş sonucunda Gazze Şeridi'ndeki diğer bölgelerden yerlerinden edilmiş kişilerden oluşuyor.


Sudanlılardan ‘insani anlaşma’ çağrısı

Şemseddin Kebaşi (sağda) ve Abdulaziz el-Hilu (solda), Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda Cuba’da bir araya geldi. (SUNA)
Şemseddin Kebaşi (sağda) ve Abdulaziz el-Hilu (solda), Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda Cuba’da bir araya geldi. (SUNA)
TT

Sudanlılardan ‘insani anlaşma’ çağrısı

Şemseddin Kebaşi (sağda) ve Abdulaziz el-Hilu (solda), Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda Cuba’da bir araya geldi. (SUNA)
Şemseddin Kebaşi (sağda) ve Abdulaziz el-Hilu (solda), Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda Cuba’da bir araya geldi. (SUNA)

Sudanlı siyasi partilerin ve sivil grupların çoğunluğu, cumartesi günü Sudan Ordusu Komutan Yardımcısı Korgeneral Şemseddin el-Kebaşi ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) lideri Abdulaziz el-Hilu arasında varılan anlaşmanın ardından, başta ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) olmak üzere savaşan taraflardan, çatışma bölgelerinde açlık tehdidiyle karşı karşıya olan milyonlarca mağdur insana yardım ulaştırılması için anlaşmaya varmaları talebinde bulundu.

Nisan 2023'te savaşın başlamasından bu yana türünün ilk örneği olan anlaşmaya göre her iki taraf da uluslararası insani yardımın kendi kontrolleri altındaki bölgelere ulaşmasına izin vermeyi kabul ediyor.

Eski Başbakan Abdullah Hamduk'un liderliğini yaptığı Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum), bu anlaşmayı vatandaşların acılarını hafifletmeye yönelik ‘büyük bir adım’ olarak nitelendirdi. Hamduk, ordu ile ülkedeki en geniş alanları kontrol eden ve silahlı çatışmalar nedeniyle milyonlarca kişiyi yerinden eden HDK arasında da benzer bir anlaşma yapılması çağrısında bulundu.

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) liderleri de el-Hilu – Kebaşi anlaşmasını memnuniyetle karşılayarak, anlaşmanın ‘savaş krizi tünelinde bir ışık’ olmasını, savaşı durdurmaya ve insani yansımalarını ele almaya yönelik adım olmasını beklediklerini ifade ettiler. ÖDBG, savaşan taraflara, Cidde Bildirgesi'nde insani yardımın koşulsuz olarak ulaştırılması konusunda verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri çağrısında bulunarak, savaşı durdurmak için cesur bir karar almalarını, kapsamlı ve kalıcı bir barışın temellerini atacak, sürdürülebilir demokratik sivil yönetimin kurulmasını sağlayacak siyasi bir süreç başlatmalarını istedi.

Sivil güçlerin çoğunluğu Güney Kordofan'daki insani yardım anlaşmasını memnuniyetle karşılarken, çoğu devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in destekçileri olan savaşın devamını savunanlar, bunu, Kuzey Kordofan'ı kontrol eden HDK’ye karşı ordu ve SPLM-N arasında yeni bir ittifaka açılan kapı olarak değerlendirdi.


İsrail ordusu Refah sakinlerine ‘derhal tahliye’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)
TT

İsrail ordusu Refah sakinlerine ‘derhal tahliye’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)

İsrail ordusu bugün (Pazartesi) Filistin'in Refah kentinde yaşayanlara ‘derhal bölgeyi boşaltmaları’ çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun, Filistin'in Refah kentinin bazı bölgelerinde yaşayanlardan Han Yunus'a gitmelerini istediğini söyledi. Adraee, Gazze Şeridi’nin ‘tehlikeli savaş bölgesi’ olmaya devam ettiğini vurgulayarak, kuzeye geri dönülmemesi ya da doğu ve güney güvenlik çitlerine ve Gazze Vadisi'nden kuzeye yaklaşılmaması konusunda uyarıda bulundu. “Güvenliğiniz için ordu sizi derhal el-Mevasi'deki genişletilmiş insani yardım bölgesine gitmeye çağırıyor” diyen Adraee, bu çağrının eş-Şevka beldesinde ve Refah bölgesindeki es-Selam el-Cuneyne, Tebbe Ziraa ve el-Beyuk mahallelerinde yaşayan tüm sakinlere ve yerinden edilmiş kişilere yönelik olduğunu belirtti.

‘Ordunun bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da söz konusu bölgelerdeki terör örgütlerine karşı çok güçlü bir şekilde hareket edeceği’ uyarısında bulunan Adraee, “Terör örgütlerinin yakınında bulunan herkes kendi hayatını ve ailesinin hayatını tehlikeye atmaktadır” dedi.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin doğusunda bulunan bölgelerin boşaltılması çağrısının ‘sınırlı ölçekli’ ve geçici olduğunu belirtti.

Bir ordu sözcüsü gazetecilere verdiği online brifingde “Bu sabah Refah'ın doğusundaki sivilleri geçici olarak tahliye etmek için sınırlı ölçekli bir operasyon başlattık” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer ülkeler, İsrail'in bir milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin yaşadığı Refah'a geniş çaplı kara operasyonu düzenleyebileceği uyarısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah'a yönelik herhangi bir askeri operasyonunun ‘katliama yol açabileceğini’ ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışmalarını felce uğratabileceğini belirtti.

OCHA Sözcüsü Jens Laerke Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, herhangi bir kara operasyonunun Refah ve çevresindeki 1,2 milyon sivil ve yerinden edilmiş Filistinli için ‘daha fazla acı ve ölüm anlamına geleceğini’ ifade etti.


Kahire'deki anlaşma Hamas’ın reddettiği bir maddeye takıldı

Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Kahire'deki anlaşma Hamas’ın reddettiği bir maddeye takıldı

Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazzeliler hem büyük bir umut hem de büyük bir umutsuzluk içinde Hamas Hareketi’nin liderlerinden oluşan heyetin (Mısır’ın başkenti) Kahire'de İsrail heyetiyle yaptığı, ABD'nin gözetiminde ve Arap Altılısı'nın desteğiyle ateşkes ve esir takası anlaşmasını gündeme getirildiği görüşmelerin sona ermesinin ardından öneri taslağına vereceği yanıtı bekliyor.

Gazzeliler Hamas'ın ‘son şans’ anlaşmasına vereceği yanıtı gerginlik içinde bekliyorlar. Bu ‘son şans’ uzun süren savaşı ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan ve sayıları 1,5 milyona ulaşan yerinden edilenlerin yoğun olarak sığındığı Refah'a karadan girmesini reddetmek anlamına geliyor.

Üç seçenek

Taraflar arasında dolaylı olarak gerçekleştirilen müzakerelerin yapıldığı odalardan sızan haberleri takip eden Gazzeliler, üç yolun kesiştiği bir kavşağın önünde olduklarının farkındalar. Ya kalıcı bir ateşkes, ki bu savaşın sona ermesi, nispeten uzun soluklu bir ateşkese varılması ve ardından çatışmalara geri dönülmesi anlamına gelecektir ya da görüşmelerin tamamen başarısızlığa uğraması ve çökmesi. Ki bu da İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde kalan Hamas Hareketi’nin askeri kolu İzzettin Kassam Tugayları’nın dört birliğini ortadan kaldırmak için Refah'a girmesi demek olacaktır.

cdfb g
Gazzeliler dolaylı olarak gerçekleştirilen müzakerelerin yapıldığı odalardan sızan haberleri takip ediyorlar (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Eğer Gazzeliler kendi hallerine bırakılsalar, kesinlikle savaşın derhal ve kalıcı olarak durdurulmasını ya da en azından sivillerin nefes alabilecekleri ve şehirlerinin ve geçim kaynaklarının yok edilmesinden sonra hayatlarını yeniden kurabilecekleri nispeten uzun soluklu bir ateşkesi tercih ederlerdi.

Gazzeliler endişeli

Akıbetleri konusunda endişeli olan Gazzeliler umutlarını Hamas'ın vereceği yanıta bağlamış değiller. Gazze sakinlerinden Emira el-Gusayn, “Arabulucuların en azından insani bir ateşkese varmayı başaracaklarını umuyorum. Yerine getirilmesini umduğum tek koşul bu, yoksa hiçbir ayrıntı umurumda değil” dedi.

Zuhdi el-Mısri isimli Gazzeli ise ister geçici ister kalıcı olsun, savaşı durduracak bir anlaşmanın kabul edilmesi gerektiğine inanıyor. Uzlaşmazlığın doğal olarak müzakerelerin çökmesine yol açacağını ifade eden Mısri, bunun da çatışmaların devam edeceği ve daha fazla Gazzelinin kendi hataları olmaksızın öleceği ve mağdur olacağı anlamına geldiğini vurguladı.

xscdf b
Mısırlı arabulucular CIA Başkanı William Burns'ün de katılımıyla Hamas ile uzun ve karmaşık görüşmeler gerçekleştirdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Hamas'ın bu kez savaşmaya devam etmeye karar vermesi halinde, Gazzelilerin gözünden düşeceğini ve onların düşmanı haline geleceğini düşünen Bera Hammade, Hamas Hareketi liderlerinin ateşkes çerçeve anlaşmasını reddetmenin Refah'a kara saldırısı, Gazze'den geriye kalanların yok edilmesi, sivillerin kanının dökülmesi ve evlerinin İsrail zırhlı araçları tarafından yerle bir edilmesi anlamına geldiğini bildiklerini söyledi.

Hamas bir madde dışında her şeyi kabul etti

Mısırlı arabulucular, İsrail ile Hamas Hareketi arasında bir ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılması için ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns'ün de katılımıyla Hamas'la uzun ve kafa karıştırıcı görüşmeler gerçekleştirdi. Hamas’ın kendisine sunulan öneri taslaklarını prensipte kabul ettiği ve Kahire’de ayrıntıları görüştüğü bildirildi.

Kapalı kapılar ardında neler olup bittiği henüz bilinmiyor. Ancak Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin Basın Danışmanı Tahir en-Nunu, Hamas heyetinin müzakerelerde önemli bir yol kat ettiğini ve İsrail'in Filistinli grupların şartlarını kabul etmesi halinde bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.

Filistinli grupların üç temel şartı var. Bunlardan birincisi, yerinden edilen Gazzelilerin Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeyine geri dönmesi, ikincisi, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamından çekilmesi, üçüncüsü ise Hamas’ın Gazze Şeridi'nde tuttuğu İsrailli rehineleri serbest bırakması karşılığında, savaşın durduğuna ve çatışmaların sona erdiğine dair açık bir bildiri yayınlanması.

İsrail net tavizler verdi

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a göre İsrail, Hamas'ın talepleri konusunda net tavizler verdi ve yerinden edilenlerin hiçbir kısıtlama olmaksızın geri dönmesini kabul etti. Ayrıca İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesine de itiraz etmedi. Çünkü İsrail Gazze Şeridi’ni işgal etme niyetinde değil ve savaşın sona ereceğine dair garantiler var.

fdvfgrth
Filistinli grupların üç temel şartı var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Öte yandan İsrail'deki siyasi atmosfer ve haberler Kahire'dekinden pek farklı değil. Ancak Binyamin Netanyahu hükümeti savaşı sonlandırmayı reddediyor ve beklenen ateşkesin üç aşamasının sona ermesinin ardından, savaşa kaldığı yerden devam etmeyi planlıyor.

Hamas çatışmaların devam etmesini istemiyor

Heniyye’nin Basın Danışmanı Nunu, ABD’nin arabulucuların baskısı üzerine Hamas'a ateşkes sona erdikten sonra çatışmaların duracağına dair güvence verdiğini söyledi. Nunu, Hamas’ın şu anki talebinin, garantör devletlerin, tüm tutukluların teslim edilmesinden sonra çatışmaların yeniden başlamaması olduğunu da sözlerine ekledi.

ABD, Katar ve Mısır, İsrail tarafına garantörlük taahhüdünde bulundular. Hamas ise Türkiye ve Rusya'nın da garantörler arasında yer almasını istedi. Ancak ABD ile İsrail bu talebi reddetti.

Nunu, taraflar bir şekilde çatışmaların kalıcı olarak durdurulması için bir formüle ulaştılarsa da Hamas’ın İsrail'in anlaşmaya uymayacağından korktuğunu ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kahire uzun süredir beklenen anlaşmanın son halini yazmaya başladı.

Kullanılan ifadelerle ilgili anlaşmazlık

Anlaşmanın birkaç gün içinde varılabilecek son versiyonunda, İsrail’in istediği ‘sürdürülebilir ateşkes’ ve Hamas'ın talep ettiği ‘savaşın kalıcı olarak durdurulması’ ifadelerinin kullanımı konusunda bir anlaşmazlık söz konusu.

İsrail Devlet Televizyonu KAN’ın haberine göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mısırlı arabulucu aracılığıyla Hamas liderlerine, ateşkes anlaşmasına varmak için sadece bir haftaları olduğunu aksi takdirde Refah'a kara saldırısının başlayacağını bildirdi.

KAN ayrıca İsrail ordusunun, Refah'a kara saldırısı için hazırlıklarını tamamladığını, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin Hamas'ın son kalesine yapılacak operasyon planlarını onayladığını ve Kahire'deki siyasi gelişmeler çerçevesinde saldırıyı başlatma kararının verileceğini aktardı.

“Taht kavgası”

Siyasi aktivistlere göre Kahire'de, savaşın durmasının ve İsrail'in bunu kabul etmesinin, Hamas'ın Gazze'yi yönetmeye devam edeceği anlamına geleceğini belirtiyor. Geçici bir ateşkeste ise Kassam Tugayları’nın geri kalan birliklerinin yok edilmesi ve yeniden Gazze’yi yönetmesinin engellenmesi amacıyla savaşın yeniden başlaması anlamına gelen bir ‘taht kavgası’ yaşanıyor.

KAN televizyon kanalının aktardığına göre İsrail, Hamas’la yapılan esir takası anlaşması çerçevesinde Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeyi kabul etmedi. Ancak arabulucuların savaşı sona erdirme garantilerine de karşı çıkmadı. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Danışmanı Mark Regev, “Savaş, ancak Hamas'ın ortadan kalkmasıyla sona erecek” ifadelerini kullandı.

Tüm bu açıklamalar ve İsrail'in savaşı sürdürme konusundaki ısrarcı tutumu, Nunu'yu, Hamas'ın Gazze'deki savaşın kalıcı olarak durdurulmasını açıkça ifade etmeyen bir anlaşmayı hiçbir koşulda kabul etmeyeceğini açıklamaya itti.

Nunu, Hamas Hareketi’nin anlaşmada, tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldığına dair açık bir maddenin yer almasını istediğini söyledi.

Nunu'ya göre Hamas, arabulucular tarafından kendisine iletilen ve anlaşmanın esir takası yapılacak 40 günlük ilk aşamasından sonra savaşın sona ereceğine dair ABD tarafından verilen güvencelerle ilgili ikna olmuş değil.

 


İsrail'in Refah'a düzenlediği saldırılarda iki aileden 16 kişi hayatını kaybetti

Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)
Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail'in Refah'a düzenlediği saldırılarda iki aileden 16 kişi hayatını kaybetti

Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)
Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)

Kurtarma ekipleri ve sağlık görevlileri bugün (Pazartesi) şafak vakti, Hamas'ın Kerem Şalom Sınır Kapısı’na düzenlediği saldırıda üç İsrail askerinin öldürülmesinin ardından, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği saldırılarda iki aileden 16 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Sivil Savunma ekipleri, “el-Attar ailesinin hedef alınması sonucu 7, Kişta ailesinin hedef alınması sonucu 9 şehit olmak üzere Refah'ta yaşamını yitirenlerin sayısının 16'ya ulaştığını” bildirdi. Sağlık kaynakları da şehit sayısını doğrulayarak, iki saldırının dün (pazar) akşam ‘Yebna Mülteci Kampı ve Refah'ın doğusundaki es-Selam mahallesinde’ gerçekleştiğini kaydetti.

İsrail saldırıları Kerem Şalom Sınır Kapısı’na düzenlenen roket saldırısında üç İsrail askerinin ölmesi ve 12 askerin de yaralanmasının ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre İsrail ordusu, Refah'a yakın bir bölgeden Kerem Şalom Sınır Kapısı’na 14 roket atıldığını ve yaralılardan üçünün durumunun kritik olduğunu bildirdi.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınır kapısının yakınındaki bir askeri karakola roket atılmasının sorumluluğunu üstlenerek, İsrail ordusunun sınır kapısını kapatmasına neden oldu.

Diğer yandan Netanyahu, dört Hamas tugayının konuşlandığını söylediği Gazze Şeridi'nin güney ucundaki kalabalık Refah kentine saldırı tehdidinde bulunuyor.

Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerinin henüz girmediği tek yer olan şehir, başka yerlerdeki bombardıman ve çatışmalardan kaçan yüz binlerce sivilin son sığınağı haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre 1,2 milyon Filistinli Refah’ta toplanmış durumda.


4 sivilin öldürülmesi Güney Lübnan cephesini yeniden alevlendirdi

Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)
TT

4 sivilin öldürülmesi Güney Lübnan cephesini yeniden alevlendirdi

Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)

Hizbullah ile İsrail arasında çatışmaların yaşandığı Güney Lübnan cephesi, İsrail'in dün (Pazar) sınır kasabası Meys el-Cebel'e düzenlediği saldırıda dört Lübnanlı sivilin hayatını kaybetmesinin ardından yeniden alevlendi.

Söz konusu gerilim iki hafta içinde yaşanan ilk gerilim olurken, cephede sınırlı bir bombardıman yaşanmış ne Hizbullah ne de İsrail ordusu kayıplar konusunda bir açıklama yapmıştı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre cephedeki hareketlilik, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel kasabasına düzenlediği ve ‘aynı aileden dört kişinin ölümüne’ neden olan saldırının ardından arttı.

Bu arada Fransa ile Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri arasında güneydeki durumu yatıştırmaya yönelik müzakereler, Berri'nin bugün (Pazartesi) Beyrut'taki Fransız Büyükelçiliği’ne Şii İkili’nin (Emel Hareketi ve Hizbullah), Başbakan Necib Mikati ile koordineli olarak hazırladığı Fransız belgesinin ikinci versiyonuna ilişkin notaları teslim etmesiyle yeni bir aşamaya giriyor.


Gazze ateşkesi ve çözümsüz istişareler

 İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)
İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi ve çözümsüz istişareler

 İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)
İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında bir ateşkesin yakın olduğu yönündeki ‘iyimserliğe’ rağmen, dün (pazar) akşam itibariyle her iki taraftan gelen açıklamalar, Hamas'ın ısrar ettiği ve Tel Aviv'in reddettiği ‘savaşın sona erdirilmesi’ maddesine ilişkin tıkanan istişarelerin akıbetini belirlemedi.

Hamas heyetinin Mısır'ın ateşkes önerisine yanıtını verdikten sonra dün akşam Kahire'den ayrıldığı açıklanırken, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, “hareketin savaşı sona erdirecek ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini sağlayacak kapsamlı ve birbirine bağlı bir anlaşmaya varmak için halen istekli olduğunu” vurguladı.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in ateşkes önerisini kabul etmek için Hamas'ın savaşı sona erdirme şartını ‘kabul edemeyeceğini’ söyledi. Netanyahu, Hamas'ın taleplerine ‘boyun eğmenin’ İsrail için ‘korkunç bir yenilgi’ olacağını savundu.

Washington ve Tel Aviv anlaşmanın gecikmesinden Hamas'ı sorumlu tutarken, Heniyye dün yaptığı açıklamada, “Netanyahu saldırganlığı sürdürmek ve çatışmayı genişletmek için kalıcı gerekçeler icat etmek istiyor” dedi.

Kahire, Hamas heyeti ile arabulucu ülkelerin (Mısır, Katar ve ABD) temsilcileri arasında yeni bir görüşme turuna ev sahipliği yaparken, İsrail bu görüşmelere heyet göndermedi.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Refah'ın doğusundaki Kerem Şalom Sınır Kapısı yakınında bulunan askeri karakolda konuşlu İsrail güçlerine roket saldırısı düzenleyerek, yaklaşık 10 İsraillinin yaralanmasına neden oldu. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Mısırlı bir güvenlik kaynağı, İsrail tarafının Mısırlı yetkilileri Kerem Şalom Sınır Kapısı’nın kapatıldığı ve yardım tırlarının sınır kapısından Gazze Şeridi'ne girişinin süresiz olarak durdurulduğu konusunda bilgilendirdiğini söyledi.

İsrail’de hükümet çevrelerinde, Benny Gantz liderliğindeki Ulusal Birlik bakanlarının da yer aldığı ve haftalık oturumu boykot eden ekip arasında bir bölünme hakimdi. Üyelerin üçte biri (13 bakan) oturumu terk etti ve Hamas'la yapılan anlaşmayı reddetme, savaşı sürdürme ve Refah'ı işgal etme çağrısında bulunarak, hükümet karşıtı bir gösteriye katıldı. Son bir grup ise oturuma katıldı, ancak ‘oybirliğiyle’ alınan ve yetkililerin uygulamaya başladığı Katar kanalı El Cezire’nin ofislerini kapatma kararıyla meşguldü.


İsrail Kerem Şalom sınır kapısını süresiz olarak kapattı

Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
TT

İsrail Kerem Şalom sınır kapısını süresiz olarak kapattı

Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)

Arap Dünyası Haber Ajansı’nın (AWP) haberine göre resmi bir Mısır güvenlik kaynağı bugün (Pazar) İsrail tarafının Mısırlı yetkililere, Filistinli gruplar tarafından hedef alınmasının ardından Kerem Şalom (Kerm Ebu Salim) sınır kapısının kapatıldığını ve yardım kamyonlarının kapıdan Gazze Şeridi'ne girişinin süresiz olarak durdurulduğu konusunda bilgi verdiğini söyledi.

Kaynak AWP’ye "İsrail tarafıyla yaptığımız temasların ardından, bugün Filistinli gruplar tarafından bombalanan Kerem Şalom geçiş noktasındaki çalışmaların süresiz olarak durdurulduğu yönünde bilgilendirildik" açıklamasında bulundu.

Kaynak, "Çalışmaların yeniden başlayacağı tarih konusunda bize bilgi verilmedi, geçidin trafiğe açıldığı bilgisi alınır alınmaz tırlar gönderilecek" dedi.

Hamas hareketinin silahlı kanadı el Kassam Tugayları, Refah şehrinin doğusundaki Kerem Şalom askeri üssünde bulunan İsrail ordusuna ait komuta karargahına füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. İsrail ordusu, yaklaşık 10 İsraillinin yaralanmasına neden olan saldırıya tepki olarak Gazze'de birçok bölgeyi bombaladığını duyurdu.