Filistin: Nablus saldırısı İsrail'in uluslararası mahkemelerde yargılandığı dosyaya eklenecek

AA
AA
TT

Filistin: Nablus saldırısı İsrail'in uluslararası mahkemelerde yargılandığı dosyaya eklenecek

AA
AA

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Yahudi yerleşimcilerin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentindeki saldırılarının İsrail'in uluslararası mahkemelerdeki dava dosyasına ekleneceğini söyledi.
Iştiyye, Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Yahudi yerleşimcilerin Nablus'a bağlı Huvvara beldesinde düzenlediği saldırıdan tamamen İsrail hükümetinin sorumlu olduğunu söyledi.
Filistin Başbakanı, "Dün korkunç bir gece yaşadık. (Yahudi) Yerleşimciler, öldürme, yakma, çocuk ve kadınlar arasına korku salma gibi en kötü suçları işledi. Bu suçlar, İsrail'in uluslararası mahkemelerde yargılandığı dosyaya eklenecek." ifadelerini kullandı.
Iştiyye, hükümetin saldırıya uğrayan Filistinlilerin zararlarının tazmin edilmesine katkıda bulunmak amacıyla bir bakanlar komitesi oluşturacağını belirtti.

"Filistin halkının geri adım atacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar"
Öte yandan, Fetih Hareketi Sözcüsü Hüseyin Hamayil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Huvvara beldesindeki saldırılara ilişkin, "Yerleşimcilerin saldırıları suçtur, benzeri görülmemiş bir terördür. Bu yaptıkları terör eylemleriyle Filistin halkının geri adım atacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar." dedi.
Fetih Hareketinin teyakkuza geçtiğini kaydeden Hamayil, Yahudi yerleşimciler ve İsrail güçleriyle tüm temas noktalarında halk direnişi çağrısında bulundu.
Hamayil, "Biz Filistinliler olarak kendimizi savunmak için her şeyi yapacağız, bu yönde tüm imkanları kullanacağız." diye konuştu.
Nablus'a bağlı Huvvara beldesinde dün bir araca düzenlenen silahlı saldırıda 2 Yahudi yerleşimcinin öldürülmesinin ardından bölgede gerginlik artmıştı.
Yahudi yerleşimciler ile İsrail güçleri, gece boyunca işgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılar düzenlemiş, Filistinlilerin yanı sıra evlerin ve araçların da hedef alındığı saldırılarda 37 yaşındaki Samih Hamdallah Mahmud Aktaş hayatını kaybetmişti. Filistinli Aktaş'ın Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Türkiye'de gönüllü olarak arama kurtarma çalışmalarına katıldığı ortaya çıkmıştı.

Nablus'ta Filistinlilere yönelik saldırılar artıyor
İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Nablus kenti, son günlerde İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimlerin yoğun şiddetine sahne oldu.
İsrail güçleri, 22 Şubat'ta Nablus'a düzenlediği baskında 11 Filistinliyi öldürmüş, 6'sı ağır 100'den fazla Filistinliyi de yaralamıştı.
Yahudi yerleşimciler de Nablus ve Nablus'a bağlı Huvvara ve Burin gibi bölgelerdeki Filistinlilere karşı taşlı, sopalı ve biber gazlı saldırılar, ev ve araç kundaklama, zeytinlik ve tarlalara zarar verme ve yağmalama gibi şiddet eylemlerinde bulunuyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Yahudi yerleşimciler 2022'de Batı Şeria'da Filistinlilere ve mülklerine yönelik 849 saldırı gerçekleştirdi.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs çevresinde yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.