İsrail basınına göre Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırıları İsrailli iki bakanın desteğiyle olduhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4184536/i%CC%87srail-bas%C4%B1n%C4%B1na-g%C3%B6re-yahudi-yerle%C5%9Fimcilerin-filistinlilere-sald%C4%B1r%C4%B1lar%C4%B1
İsrail basınına göre Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırıları İsrailli iki bakanın desteğiyle oldu
Üst düzey güvenlik kaynakları, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'i "Huvvara'daki Yahudi isyancıları desteklemek ve Batı Şeria'da gerilimi artırmaya çalışmakla" suçladı
İsrail basınına göre Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırıları İsrailli iki bakanın desteğiyle oldu
AA
Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde pazar günü Filistinlilere karşı giriştiği organize saldırıların İsrailli iki bakan tarafından desteklendiği belirtildi.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberinde, İsrail kabinesinin aşırı sağcı üyelerinden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Nablus’a bağlı Huvvara beldesinde Filistinlilere karşı organize saldırılara girişen Yahudi yerleşimcileri desteklemekle itham edildi.
Haberde, “(Adı paylaşılmayan) Üst düzey güvenlik kaynakları, bakanlardan Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir ile bunların partilerinden (Dini Siyonizm ve Yahudi Gücü) milletvekillerini, Huvvara'daki Yahudi isyancıları desteklemek ve Batı Şeria'da gerilimi daha da artırmaya çalışmakla suçladı.” ifadelerine yer verildi.
Huvvara'daki hadisenin “iyi organize edildiğine” işaret edilen haberde, “Yahudi gençlerin önceden hazırlanmış molotofkokteylleriyle beldeye girdikleri” vurgulandı.
Aynı bağlamda, “Israel Hayom” gazetesi de, güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, “Huvvara olaylarına karışanların siyasi düzeyde desteklendiğini” aktararak, "saldırılara karıştıkları tespit edilen ve gözaltına alınan 7 Yahudi şüpheliden 6'sının serbest bırakıldığını" yazdı.
Yerleşimcilerin Huvvara saldırıları
İsrail güçlerinin 22 Şubat'ta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus'a birkaç noktadan düzenlediği baskın bölgede gerilimi yeniden tırmandırmıştı.
Nablus'un tarihi Eski Şehir bölgesindeki bir evin etrafını kuşatan İsrail askerleri, baskını protesto eden Filistinlilere gerçek mermiyle müdahalede bulunmuş, biri çocuk, ikisi yaşlı olmak 11 Filistinliyi öldürmüş, 6'sı ağır 100'den fazla Filistinliyi yaralamıştı.
Batı Şeria'nın kuzeyindeki Huvvara beldesinde pazar günü iki Yahudi yerleşimcinin silahlı saldırıda öldürülmesinin ardından da yüzlerce fanatik Yahudi, İsrail ordusunun gözetiminde Huvvara'ya gelerek Filistinlilere karşı toplu intikam saldırıları düzenlemişti.
Yerleşimciler, beldede onlarca evi ve arabayı kundaklamış, Filistinlilere saldırmış ve 1 kişiyi öldürmüştü.
Gazze’de insani felaket büyüyor: Son 10 günde 20 ev yıkıldı, en az 15 ölühttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5222000-gazze%E2%80%99de-insani-felaket-b%C3%BCy%C3%BCyor-son-10-g%C3%BCnde-20-ev-y%C4%B1k%C4%B1ld%C4%B1-en-az-15-%C3%B6l%C3%BC
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü personeli, cumartesi günü Gazze'deki savaş kurbanlarının cesetlerini arama çalışmaları sırasında Han Yunus'taki bir evin enkazını kaldırıyor. (EPA)
Gazze’de insani felaket büyüyor: Son 10 günde 20 ev yıkıldı, en az 15 ölü
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü personeli, cumartesi günü Gazze'deki savaş kurbanlarının cesetlerini arama çalışmaları sırasında Han Yunus'taki bir evin enkazını kaldırıyor. (EPA)
Hasarlı ya da kısmen yıkılmış binalar olmalarına rağmen, çok sayıda Gazzeli başka bir seçenek bulamadığı için bu yapılarda yaşamayı sürdürüyor. Yıkılmak üzere olan duvarlara aldırmayan Gazzeliler, söz konusu binaları, rüzgârın savurduğu, yağmur sularıyla dolan ve en temel güvenli yaşam koşullarından yoksun çadırlara kıyasla daha iyi görüyor.
Son günlerde etkili olan şiddetli rüzgâr ve günlerce süren yoğun yağışlar sırasında, bazı binalar ve evler sakinlerinin üzerine çöktü. Son 10 gün içinde en az 20 bina ve evin yıkıldığı, bu olaylarda 15’ten fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirildi. Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeniden imar sürecindeki ‘oyalanmanın’ ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Dün şafak vakti, Gazze kentinin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan mahallesinde bir bina daha çöktü. Olayda bir erkek, eşi, iki kızı ve daha önce savaş sırasında İsrail bombardımanında babasını ve kardeşlerini kaybetmiş olan torunları hayatını kaybetti. Sivil savunma ekipleri, kısmen hasarlı ve çok katlı olduğu belirtilen binanın enkazından aynı aileden üç kişiyi kurtarmayı başardı.
Son 10 gün içinde yalnızca Şeyh Rıdvan mahallesinde en az altı binanın çöktüğü, Gazze kentinin farklı bölgelerinde de başka bina ve evlerin yıkıldığı belirtildi. Yıkımların büyük bölümünün kentin batı ve kuzey kesimlerinde; en-Nasr Mahallesi, eş-Şati Mülteci Kampı ve Tel el-Heva mahallesi gibi bölgelerde meydana geldiği aktarıldı.
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü personeli, Gazze'deki savaş kurbanlarının cesetlerini arama çalışmaları sırasında Han Yunus'taki bir evin enkazını kaldırıyor. (EPA)
Uzmanlar, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde patlayıcı yüklü araçlar kullanarak gerçekleştirdiği imha operasyonlarının, yapı çatlakları ve çökmelerin artmasındaki başlıca nedenlerden biri olabileceği değerlendirmesinde bulunuyor. Bu operasyonlarda, araçların içine tonlarca patlayıcı yerleştiriliyor ve uzaktan infilak ettiriliyor; ortaya çıkan şiddetli sarsıntıların etkisi kilometrelerce alana yayılıyor ve bazı durumlarda İsrail’in orta kesimlerine kadar ulaşıyor.
Söz konusu operasyonların, geçtiğimiz ekim ayının 10’unda yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen, sarı hattın her iki tarafında da devam ettiği belirtiliyor.
Barınma merkezleri tehlikeli
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, kısmen hasar görmüş olmaları nedeniyle 90’dan fazla binanın çökme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, bu binalarda barınacak başka yer bulamayan binlerce Gazzelinin yaşadığını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Basal, sivil savunma ekipleri ile diğer ilgili kurumlara bağlı uzmanların geniş çaplı saha incelemeleri gerçekleştirdiğini, söz konusu binalarda yaşayanlardan tahliye talep edildiğini ve bazı yapılarda oturanların her an çökme riski bulunduğu konusunda uyarıldığını aktardı.
Basal, Sivil Savunma Müdürlüğü’nün imkânlarında ciddi bir yetersizlik yaşandığını, bunun da bina çökmeleri sırasında halka yardım etme kapasitesini olumsuz etkilediğini ifade etti. Özellikle enkaz altından kurtarma çalışmalarında ilkel araçlara bağımlı olunmasının büyük zorluklara yol açtığını vurguladı.
Ayrıca barınma merkezlerinin de şiddetli yağışlar nedeniyle su baskınlarına maruz kaldığını belirten Basal, bu durumun, büyük bölümü zaten hasar görmüş olan söz konusu merkezlerde kalan yerinden edilmiş kişilerin, barınakların herhangi bir bölümünün çökebileceği yönündeki endişelerini artırdığını söyledi.
Basal, Gazze halkına acil yardım ulaştırılması, temel ihtiyaçların karşılanması ve ‘gerçek bir yeniden imar sürecinin başlatılmasına zemin hazırlamak amacıyla’ prefabrik konutların bölgeye sokulması çağrısında bulundu. Yeniden imar dosyasındaki gecikmelerin uzaması halinde daha fazla can kaybının yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Diğer yandan Sivil Savunma Müdürlüğü daha önce yaptığı bir çağrıda, İsrail güçlerinin geçmişte hedef aldığı ve ‘yaşamaya elverişsiz, tehlikeli’ olarak sınıflandırılan bina ve evlerin boşaltılmasını istemişti. Kurumdan yapılan açıklamada, ayın 10’unda Gazze’de etkili olmaya başlayan şiddetli yağışlar sonrasında 22 ev ve binanın kısmen ya da tamamen çöktüğü, bu olaylarda 4’ü hâlen enkaz altında kayıp olmak üzere 18 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. İçişleri Bakanlığı ise çöken bina ve ev sayısının 46’ya ulaştığını açıkladı.
Devam eden ihlaller ve çökmekte olan sağlık sistemi
Bu gelişmeler, İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam etmesiyle aynı döneme denk geliyor. Şucaiyye mahallesinde dün bir insansız hava aracı (İHA) tarafından düzenlenen saldırıda üç Filistinli hayatını kaybetti.
Cumartesi günü ise Gazze’nin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde bir barınma merkezine İsrail topçu birlikleri tarafından iki mermi atılması sonucu, aynı aileden yedi kişi hayatını kaybetti. Olay, ailenin bir üyesinin düğün töreni sırasında meydana geldi.
Cumartesi günü Gazze’nin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde düzenlenen düğün merasimi sırasında gerçekleşen İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze töreninden (AP)
10 Ekim’den bu yana, ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra süregelen İsrail ihlalleri nedeniyle 400’den fazla Filistinli hayatını kaybetti.
Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, insani durumla ilgili yaptığı açıklamada, sağlık sisteminin ‘iki yıl süren savaş ve uygulanan ablukanın ardından ciddi ve benzeri görülmemiş bir tükenme’ yaşadığını bildirdi. Bu durumun, tanı ve tedavi hizmetleri sunma kapasitesinde keskin bir düşüşe, ilaç stokları, tıbbi malzeme ve laboratuvar malzemelerinde ciddi eksikliklere yol açtığı belirtildi.
Bakanlık, temel ilaç listesindeki 321 ilacın stoklarının tükendiğini ve bunun yüzde 52’lik bir açık oranına denk geldiğini açıkladı. Tıbbi sarf malzemelerinde ise 710 ürünün tükenmiş olduğu, eksiklik oranının yüzde 71 olduğu bildirildi. Laboratuvar testleri ve kan bankalarında yaşanan eksiklik oranı ise yüzde 59 olarak kaydedildi.
Gazze şehrindeki bir barınağı hedef alan İsrail hava saldırısında ailesinin diğer üyeleriyle birlikte öldürülen beş aylık erkek kardeşinin cenazesini kucaklayan bir genç (AFP)
Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın Eczacılık Dairesi Başkanı Ala Hillis dün düzenlediği basın toplantısında, acil servis ve yoğun bakım hizmetlerindeki eksiklik oranının yüzde 38’e ulaştığını belirtti. Hillis, bu durumun 200 bin hastanın acil servisten, 100 bin hastanın ameliyat hizmetlerinden ve 700 hastanın yoğun bakımdan mahrum kalmasına yol açabileceğini ifade etti.
Hillis, kanser hastalarına yönelik hizmetlerde kullanılan ilaçların yüzde 70’inin temin edilemediğini, mevcut tedavi protokollerinin tamamlanamadığını ve bunun hastalarda sağlık gerilemelerine yol açtığını vurguladı. Eksiklikler nedeniyle bazı hastaların yaşamını yitirdiğini de açıkladı.
Yetkililere acil yardım çağrısında bulunan Hillis, tüm ilgili kurumların ‘tam sorumluluklarını yerine getirerek tıbbi malzemelerin ve sağlık hizmetlerinin sağlanmasını garanti altına alması’ gerektiğini belirtti.
El-Alimi, Geçiş Konseyi’ni bilgelik ve diyaloğa öncelik vermeye çağırdıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5221975-el-alimi-ge%C3%A7i%C5%9F-konseyi%E2%80%99ni-bilgelik-ve-diyalo%C4%9Fa-%C3%B6ncelik-vermeye-%C3%A7a%C4%9F%C4%B1rd%C4%B1
El-Alimi, Geçiş Konseyi’ni bilgelik ve diyaloğa öncelik vermeye çağırdı
Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi (hükümet medyası
Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, dün Güney Geçiş Konseyi'ndeki ortaklara "akıllı davranma ve diyalog dilini önceliklendirme" çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Ofisi'nden bir kaynak, el-Alimi'nin ayrıca "Yemen halkını ve bölgesel ve uluslararası güvenliği eşi görülmemiş tehditlerden koruma ve Suudi liderliğindeki koalisyonun desteğiyle son yıllarda elde edilen kazanımlardan, özellikle de Güney'in haklı davasının kazanımlarından vazgeçmeme" çağrısında bulunduğunu açıkladı.
Kaynak, Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı'nın "karar alma birliğini zayıflatan veya anayasal çerçeve ve geçiş dönemi için belirlenen referans şartlarının dışında herhangi bir politika dayatmaya çalışan her türlü ihlale karşı tüm yasal ve idari tedbirlerin alınması" talimatını verdiğini ifade etti.
“Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi tarafından temsil edilen meşru siyasi liderlik, devletin en üst siyasi pozisyonlarını belirleme yetkisine sahip tek kuruluştur. Bu nedenle, gücü kötüye kullanmak, resmi konumunu veya unvanını siyasi kazanç elde etmek için kullanmak, anayasanın ve hukukun ciddi bir ihlalidir” vurgusunda bulundu.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynak ayrıca el-Alimi'nin "tüm siyasi bileşenleri ve Yemen halkının evlatlarını ulusal devlet projesi etrafında birleşmeye, devlet kurumlarını yeniden kurma, İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerinin darbesini önleme ve insani acılara son verme mücadelesine tüm enerjilerini seferber etmeye" çağırdığını belirtti.
Faysal bin Ferhan ve Safadi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldılarhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5221970-faysal-bin-ferhan-ve-safadi-b%C3%B6lgesel-ve-uluslararas%C4%B1-geli%C5%9Fmeleri-ele-ald%C4%B1lar
Faysal bin Ferhan ve Safadi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldılar
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Ayman Safadi, resmi bir ziyaret için Riyad'a geldi.
Riyad'daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı'na varışında, kendisini Dışişleri Bakan Yardımcısı Mühendis Velid bin Abdulkerim el-Hureyci karşıladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Riyad'a gelişi sırasında kendisini karşılarken (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Riyad'a gelişi sırasında kendisini karşılarken (SPA)Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün Riyad'da Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler İşleri Bakanı Ayman Safadi'yi kabul etti.
Görüşmede, iki ülke arasındaki kardeşlik ve tarihi ilişkiler gözden geçirildi ve çeşitli alanlarda ortak iş birliğini geliştirme fırsatları ele alındı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşıyla yaptığı görüşme sırasında (SPA)
Bölgesel ve uluslararası alandaki son gelişmeler ve bunlara ilişkin çabaların koordinasyonu da görüşüldü.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة