İsrail, Suriye'nin güneyinde Hizbullah'ı vurmakla tehdit ediyor

Havadan dağıtılan broşürlerde, Lübnanlı Hizbullah ile iş birliği yapılmaması uyarısında bulunuluyor.
Havadan dağıtılan broşürlerde, Lübnanlı Hizbullah ile iş birliği yapılmaması uyarısında bulunuluyor.
TT

İsrail, Suriye'nin güneyinde Hizbullah'ı vurmakla tehdit ediyor

Havadan dağıtılan broşürlerde, Lübnanlı Hizbullah ile iş birliği yapılmaması uyarısında bulunuluyor.
Havadan dağıtılan broşürlerde, Lübnanlı Hizbullah ile iş birliği yapılmaması uyarısında bulunuluyor.

İsrail insansız hava araçlarının salı ve çarşamba günleri Suriye'nin güneyindeki Kuneytra ve Dera illerine havadan attığı broşürlerde Suriye ordusu komutanları ve üyelerine Hizbullah unsurlarının barındırılmaması uyarısı yer aldı. Bu tutum, Lübnanlı partinin işgal altındaki Golan Tepeleri yakınlarında konuşlandığı bölgelere karşı yeni saldırılar başlatma olasılığına ilişkin tartışmalara neden oldu.
Söz konusu broşürlerde, “Hizbullah'ın Tel el-Hara Askeri Üssü’ndeki varlığının ve onunla herhangi bir şekilde iş birliğinin devam etmesini hiçbir koşulda kabul etmeyeceğiz. Hizbullah bölgede silahlarını yaymaya devam ediyor, varlığı felaket ve yıkım getiriyor. İlk zarar gören siz olacaksınız” ifadelerine yer verildi.
Dera ilindeki muhalif gruplardan eski bir komutan, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Tel el-Hara'nın 2018'den bu yana İsrail tarafından üç kez hedef alındığını söyledi. Dera Valiliği'nin kuzeybatısında yer alan bu tepe, işgal altındaki Golan'ı gözeten yüksek konumu ve İsrail sınırına sadece yaklaşık 15 km uzaklıkta olması sebebiyle en önemli stratejik askeri alanlardan biri sayılıyor. Ayrıca Şam'ın batı kırsalı ile Dera ve Kuneytra arasında bir bağlantı ve izleme noktası konumunda. 2018 yılı öncesinde, çevresiyle birlikte muhalif grupların kontrolünde olan ve yaklaşılması yasak sayılan Tel el-Hara askeri bölgesi, aynı yıl Rusya'nın sponsorluğunda Suriye rejim güçleri ve İran'a bağlı milisler tarafından kontrol altına alınmıştı.
Aktivistler, Tel el-Hara tepesinin daha önce Suriye rejim güçlerine ve İran milislerine karşı çıkan gruplar için önemli bir konuşlanma noktasını temsil ettiğini söylüyor. İran milisleri, Tel el-Hara'ya komşu olan, Dera'nın kuzeybatı kırsalı, Kuneytra kırsalı ve Şam'ın batı kırsalı arasında uzanan ‘ölüm üçgeninde’ konuşlanıyor. Onlarca önemli tepeyi içerisinde barındıran ‘ölüm üçgeni’; Afgan ve İranlılardan oluşan Fatımiyyun Tugayı, Hizbullah, rejim güçleri ve bölgede konuşlu muhalifler arasında kanlı çatışmalara sahne olduğu için bu adla anılıyor.
Suriye rejim güçleri, 2015'ten bu yana başta Kuneytra kırsalındaki Tel eş-Şaar ve Golan Tepeleri'nin karşısında, Dera’nın kuzeybatı kırsalındaki Tel Kureyn olmak üzere bölgedeki tepelerin çoğunda kontrolü elinde tutuyor.
Söz konusu muhalif lideri, 2018'den bu yana Suriye'nin güneyindeki askeri bölgelere ve çeşitli merkezlere onlarca hava ve füze saldırısı düzenlendiğini aktardı. İsrail, Kuneytra’daki gözlem ve izleme noktalarını, Suveyda’daki radar ve hava savunma noktalarını da hedefliyor. Hedef alınan noktaların birçoğunun Suriye ordusuna ait askeri alanlardan oluştuğu, birden çok kez bombalandığı biliniyor. Ancak bombalamaların ardından kısa bir süre içerisinde yeniden kurularak aktif hale getiriliyor.
Defalarca kez bombalanan en önemli askeri noktalar, Suriye'nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde ateşkes hattı boyunca kuzey Kuneyra kırsalındaki Hadar beldesi civarında bulunuyor. Suveyda’da hava savunması için askeri kışla konumundaki 159. Birlik, es-Sale Askeri Havaalanı ve ed-Dur Tugayı bölgeleri, ayrıca Tel es-Sahn, Tel Kine, Tel el-Mesih ve Tel Kalib gibi radar noktaları hedef alınıyor. Tel Kalib en son 18 Şubat 2023'te bombalanmıştı.
İsrail geçtiğimiz yıl da rejim güçleri liderleri ve üyelerine hitaben Kuneytra’nın farklı bölgelerine broşürler atmıştı. Söz konusu broşürlerde şu ifadelere yer verilmişti:
“Tekrar tekrar, seçimlerinizden kaynaklanan zararlardan siz sorumlusunuz. Hizbullah'ın Suriye'deki Tel el-Kalib sahasında süregelen varlığı ve onunla herhangi bir şekilde iş birliği sizin için iyi olmamış ve olmayacaktır.”
Suveyda’dan gazeteci Reyan Maruf, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Suriye'nin güneyinde ve özellikle Suveyda’da bombalanan bölgelerin çoğunlukla hava savunma teçhizatı ve askeri radarlar içerdiğini söyledi. İran'ın bu mevkilerin yeniden kurulmasına sponsorluk ettiğinin düşünüldüğünü belirten Maruf, İsrail'in Suriye'deki saldırılarını resmi düzeyde itiraf etmediğine dikkat çekti. Ancak İsrail söylemi, bombalamayı Hizbullah’ın güney bölgesindeki varlığına bağlıyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.