Idris Elba: Kendimi "siyah oyuncu" diye tanımlamadığım için beni eleştirmek aptalca

Yıldız, toplumun "kafayı ırkla bozduğunu" söylemişti

Idris Elba, Netflix yapımı Luther: The Fallen Sun'da (John Wilson/Netflix)
Idris Elba, Netflix yapımı Luther: The Fallen Sun'da (John Wilson/Netflix)
TT

Idris Elba: Kendimi "siyah oyuncu" diye tanımlamadığım için beni eleştirmek aptalca

Idris Elba, Netflix yapımı Luther: The Fallen Sun'da (John Wilson/Netflix)
Idris Elba, Netflix yapımı Luther: The Fallen Sun'da (John Wilson/Netflix)

Idris Elba, kendisini "siyah oyuncu" diye tanımlamayı bırakma kararı nedeniyle toplumun kendisini eleştirmesinin "aptalca" olduğunu söyledi.
50 yaşındaki yıldız, geçen ay yeni filmi Luther'ın tanıtımı için verdiği bir röportajda ırk meselesi üzerine konuşmuştu.
Ünlü oyuncu, Esquire'a yaptığı açıklamada, "İnsanlar olarak kafayı ırkla bozmuşuz" demişti.
Elba, "Ve bu takıntı birilerinin isteklerini, birilerinin büyümesini gerçekten engelleyebilir. Irkçılık elbette tartışılması gereken bir konu olmalı. Irkçılık çok gerçek. Ancak benim bakış açıma göre, sadece izin verdiğiniz kadar güçlü" diye konuşmuştu.
"Beni kalıplara soktuğunu fark ettiğimde kendimi siyah oyuncu diye tanımlamayı bıraktım. Büyümek zorundayız. Bunu yapmak zorundayız. Tenimiz bundan daha fazlası değil: sadece ten. Laf kalabalığı bitti."
Elba'nın "Tabii ki ben de siyah topluluğunun bir üyesiyim" uyarısıyla dile getirdiği bu sözler sosyal medyada büyük tartışma yarattı.
Ünlü oyuncu yakın zamanda The Guardian'a verdiği yeni bir röportajda bu tartışmanın, sosyal medyanın nasıl bir "çatışma kuluçkası" olabildiğini gösterdiğini belirterek, "Kendime siyah oyuncu demekten hoşlanmadığımı söylemek benim hakkım. Bu benim, siz değilsiniz" dedi
"Siz de dönüp bana "siyahlığımı inkar ettiğimi" söylüyorsunuz. Neye dayanarak? Bunu duydunuz mu? Nerede inkar ediyorum? Ve ne için? Bu çok aptalca. Her neyse."
Elba, neo-noir türündeki The Fallen Sun'da, David Robey adlı sadist kötü karakteri canlandıran Andy Serkis'le birlikte Londralı, çok sevilen, yıllanmış dedektif rolünü yeniden canlandırıyor.
The Independent'ın filmle ilgili üç yıldızlı eleştirisini buradan okuyabilirsiniz.



Merakla beklenen yeni uyarlamaya ilk tepkiler: Büyüleyici

Maia Kealoha, Billy Magnussen ve Hannah Waddingham'ın başrolleri paylaştığı film, 23 Mayıs'ta izleyiciyle buluşacak (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Maia Kealoha, Billy Magnussen ve Hannah Waddingham'ın başrolleri paylaştığı film, 23 Mayıs'ta izleyiciyle buluşacak (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

Merakla beklenen yeni uyarlamaya ilk tepkiler: Büyüleyici

Maia Kealoha, Billy Magnussen ve Hannah Waddingham'ın başrolleri paylaştığı film, 23 Mayıs'ta izleyiciyle buluşacak (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Maia Kealoha, Billy Magnussen ve Hannah Waddingham'ın başrolleri paylaştığı film, 23 Mayıs'ta izleyiciyle buluşacak (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Disney'in son canlı çekim uyarlaması Lilo ve Stiç (Lilo & Stitch), basına özel gösterimlerde izleyicilerle buluştu. Filme dair ilk tepkilerse son derece olumlu.

Eleştirmen Wendy Lee Szany, X hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: 

Lilo ve Stiç, bugüne kadarki en iyi Disney canlı çekim uyarlaması. Stiç'i beyazperdede bu haliyle görmek tarifsiz bir nostalji yaşattı. Bol bol kahkaha ve sıcacık anlar var. Film, aslının izinden giderken yeni tatlar da katmayı başarmış.

Gazeteci Laura Sirikul ise filmi şu sözlerle değerlendirdi: 

Lilo ve Stiç sıcacık bir yapım olmuş ve ilk filme Lilo ve Nani karakterleri üzerinden daha fazla derinlik kazandırmış. Maia Kealoha gerçek bir yıldız! Stitch'in tasarımı harika. 23 yıl sonra animasyonla canlı çekimin bu kadar başarılı harmanlanabileceğini hayal bile etmezdim. Gerçekten büyüleyici ve çok tatlıydı.

Filmi erkenden izleme fırsatı bulan isimlerden biri olan Eric Goldman, bazı yan karakterlerin yeterince işlenmediğini belirtse de yeni versiyonun, aslının güçlü duygusal yapısını koruduğunu vurguladı: 

Bazı yan karakterler arka planda kalsa da, Lilo ve Stiç 2025, ilk filmin güçlü duygusal çekirdeğini muhafaza ediyor. Özellikle Lilo ve Nani arasındaki bağ daha ön planda. Bazı Disney uyarlamalarında eksik olan o samimi ruh burada fazlasıyla var.

The Direct yazarlarından Russ Milheim ise Stiç'in CGI uyarlamasını ve oyuncu kadrosunu övdü: 

Lilo ve Stiç'i izlemek büyük keyifti. Stiç'in canlı çekim hali kesinlikle beklentileri karşılıyor. Oyuncu kadrosu harika; özellikle Sydney Agudong'un Nani'si ve Maia Kealoha'nın Lilo'su etkileyici. Aralarındaki ilişki filmin en güçlü yanı. Disney'in en başarılı canlı çekim uyarlamalarından biri olmuş.

2002'de vizyona giren ilk Lilo ve Stiç, Disney'in 2000'lerde çektiği animasyon filmini canlı çekim formatına uyarladığı son proje. Her iki film de Hawaiili yalnız bir kız çocuğu olan Lilo'nun, Stiç adını verdiği sevimli ve yaramaz bir uzaylıyla kurduğu bağı konu alıyor. Lilo ve ablası Nani, Stiç'e aile olmanın anlamını öğretiyor.

2002 yapımı Lilo ve Stiç, 80 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya genelinde 273 milyon dolar hasılat elde ederek gişede büyük başarı yakalamıştı. En İyi Animasyon Film dalında Oscar adaylığı kazanan film, ödülü büyük usta Hayao Miyazaki'nin klasiği Ruhların Kaçışı'na (Spirited Away) kaptırmıştı. Stiç'in çocuklar arasında büyük ilgi görmesi sayesinde devam filmleri, televizyon dizileri ve video oyunları da yapılmıştı.

Filmin yönetmen koltuğunda ödüllü animasyon Ayakkabılı Deniz Kabuğu Marcel'le (Marcel the Shell with Shoes On) tanınan 43 yaşındaki yönetmen Dean Fleischer Camp oturuyor.

Independent Türkçe, Variety, The Direct