ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in Tel Aviv'deki görüşmelerinin odak noktası İran

Mark Milley İran dosyasını İsrail'deki yetkililerle görüşecek (Reuters)
Mark Milley İran dosyasını İsrail'deki yetkililerle görüşecek (Reuters)
TT

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in Tel Aviv'deki görüşmelerinin odak noktası İran

Mark Milley İran dosyasını İsrail'deki yetkililerle görüşecek (Reuters)
Mark Milley İran dosyasını İsrail'deki yetkililerle görüşecek (Reuters)

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, İsrailli mevkidaşı Herzi Halevi, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Mossad Başkanı David Barnea ve diğer güvenlik görevlileri ile görüşmek üzere ani bir ziyaretle dün (Cuma) İsrail'e geldi.  Milley, İsrailli yetkililerle yaptığı görüşmede bölgesel meseleler ve özellikle, yüzde 84 oranında uranyumun zenginleştirdiği tespit edilmesinden sonra İran'a ve askeri projelerine karşı ortak mücadele yollarını ele aldı.
Siyasi kaynaklar Milley'in Filistin Yönetimi'ni ziyaret etmeyeceğini, "ancak İsrail dışı taraflarla görüşme ihtimalinin olduğunu" bildirdi.
Mossad eski başkan yardımcısı Ram Ben-Barak, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda: “ABD’liler "aptal liderlerimizin" ateşli arka cepheler açıp İran'la savaşmak, yargıya yönelik çılgınca saldırı düzenlemek, nüfusun yüzde 60'tan fazlası ile anlaşmazlığa girmek gibi eylemlerle ne yapmak istediğini anlamak için peş peşe ziyaret gerçekleştiriyor.” ifadelerini kullandı.
 İki ay öncesine kadar Knesset'te Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi başkanı olan ve İran dosyasındaki durumu iyi bilen Ben Barak, “Amerikalıların İsrail'in bu konudaki politikasını anlamakta zorlandıklarını söyledi. İsrail toplumunda büyüyen ayrışmalardan ve Filistin topraklarındaki artan gerilimden endişe duyuyorlar. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun iki keskin cephe açarken İran meselesini gündeminin ilk sıralarına koyma konusunda gerçekten ciddi olup olmadığını şimdi merak ediyorlar” dedi
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in de Mısır ve Ürdün'ü kapsayan Ortadoğu turu kapsamında önümüzdeki Çarşamba günü İsrail'e gidecek olması dikkat çekiyor. Bu ziyaret öncesinde aralarında İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi’nin de yer aldığı İsrail hükümetinden üst düzey bir heyet, bu konunun sorumlularıyla Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmek üzere gelecek hafta ABD’ye gidecek. Görüşmelerde İran konusu da ele alınacak.”
İsrail Kanal 13 televizyonu, Milley'nin İsrail ziyaretinin, İsrail hükümeti ile ABD yönetimi arasında son haftalarda yaşanan gerilim ışığında geldiğini belirtti. Gerginliğin sebepleri arasında İsrail hükümetinin karakolları yasallaştırma ve yerleşim yerlerinde binlerce yeni konut inşa etme kararının yanı sıra, Dini Siyonist Parti Genel Başkanı ve İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in "Huvara beldesinin yok edilmesi" çağrısında bulunan açıklamaları ve ABD’nin yargıyı zayıflatma planından duyduğu memnuniyetsizlik yer alıyor. ABD yönetimi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Smotrich'in sözlerini alenen kınamaya çağırdı. Ancak Netanyahu, Smotrich'in sözlerini kınamaktan kaçınıyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu, göstericileri terörist olarak nitelendirdi ve onları tutuklanmak ve hesap vermekle tehdit etti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ABD’li yetkililer, İsrail'deki mevkidaşlarına, Smotrich'in Huvara hakkındaki açıklamalarının, yerleşimciler tarafından terör saldırılarına sebebiyet vermesinden endişe ettiklerini belirttiler.



Aile içi şiddet dünya genelinde her 10 dakikada bir kadını öldürüyor

 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)
 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)
TT

Aile içi şiddet dünya genelinde her 10 dakikada bir kadını öldürüyor

 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)
 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yayınlanan istatistiklere göre, 2023 yılında dünya genelinde en az 85 bin kadın ve kız çocuğu, çoğunluğu aile üyeleri tarafından olmak üzere, kasten öldürüldü ve kadın cinayetlerinin “önlenebilir” seviyesinin “endişe verici” olduğu belirtildi.

Viyana'daki Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve New York'taki BM Kadın Birimi tarafından hazırlanan bir raporda, 2023 yılında öldürülen 85 bin kadının yüzde 60'ının, yani her gün ortalama 140 ya da her on dakikada bir kadının, “kocalarının ya da diğer aile üyelerinin” kurbanı olduğu belirtilerek, kadınlar için “evin en tehlikeli yer olmaya devam ettiği” kaydedildi.

Raporda, bu olgunun "sınırları aşarak tüm sosyal grupları ve yaş gruplarını etkilediği" ifade edilerek, Karayipler, Orta Amerika ve Afrika'nın en çok etkilenen bölgeler olduğu, ardından bu bölgeleri Asya'nın takip ettiği belirtildi.

Amerika ve Avrupa kıtalarında kadın cinayetlerinin çoğunluğu hayat arkadaşları tarafından işlenirken, dünyanın geri kalanında çoğu vakada katilleri aile bireyleri oluşturuyor.

Bazı ülkelerdeki verilere göre, birçok mağdur ölmeden önce fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddete maruz kaldıklarını bildirdi. Raporda, örneğin "ihtiyati tedbirler ve adli emirler" yoluyla "birçok cinayetin önlenebileceği" ortaya çıktı.

BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin (UNODC) 107 ülkeden aldığı rakamları analiz ettiği rapora göre, bir eğilimin tespit edilebildiği bölgelerde kadın cinayeti oranı 2010 yılından bu yana sabit kalmış veya çok az bir düşüş göstermiştir; bu da bu tür şiddetin “sosyal uygulamalara ve normlara kök saldığını” ve ortadan kaldırılmasının zor olduğunu göstermektedir.

Şarku’l Avsat’ın rapordan aktardığına göre, birçok ülkede gösterilen çabalara rağmen “kadın cinayetleri endişe verici düzeyde.” Ancak BM Kadın Birimi İcra Direktörü'nden alıntı yapılan bir basın açıklamasında, bu gerçeğin "kaçınılmaz bir kader olmadığı" ve ülkelerin yasama yönünü güçlendirmesi ve veri toplama sürecini iyileştirmesi gerektiği vurgulandı.