Libyalı taraflar, ABD'nin ‘askeri birlik’ kurma önerisine yanıt vermekte yavaş kalıyor

Libya Ulusal Ordusu’ndan bir yetkili, askeri birliği sağlamanın önündeki ‘lojistik engellere’ dikkat çekti.

Muhammed el-Haddad ve Abdurrezzak en-Nazuri, AFRICOM Komutanı General Michael Langley arabuluculuğunda Roma'da bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)
Muhammed el-Haddad ve Abdurrezzak en-Nazuri, AFRICOM Komutanı General Michael Langley arabuluculuğunda Roma'da bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)
TT

Libyalı taraflar, ABD'nin ‘askeri birlik’ kurma önerisine yanıt vermekte yavaş kalıyor

Muhammed el-Haddad ve Abdurrezzak en-Nazuri, AFRICOM Komutanı General Michael Langley arabuluculuğunda Roma'da bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)
Muhammed el-Haddad ve Abdurrezzak en-Nazuri, AFRICOM Komutanı General Michael Langley arabuluculuğunda Roma'da bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)

Libya'daki askeri ve siyasi taraflar, ABD'nin Libya'daki askeri güçlerin yeniden birleşmesinin önünü açan bir adımla ilk kez her iki taraftan askeri kuvvetleri içeren bir ‘ortak askeri birlik’ kurma konusunda yinelenen girişime yanıt vermekte yavaş kalıyor.
Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO), ABD Büyükelçiliği’nin LUO Genelkurmay Başkanı Abdurrezzak en-Nazuri ile Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad’ın birlikte olduğuna dair açıklamasına yönelik herhangi bir yorum yapmadı. İkili çarşamba akşamı Roma'da düzenlenen Afrika Savunma Şefleri Sempozyumu'na ABD Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley’in davetiyle katıldı.
Hafter'in sözcüsü Tümgeneral Ahmed el-Mismari de Libya Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe de duruma ilişkin sessiz kaldı. Diğer yandan, LUO’dan bir askeri yetkili Şarku'l Avsat'a, ‘ortak askeri birliğin oluşumunun halen aksadığını’ söyledi ve söz konusu girişimin gerçeğe dönüştürülmesini engelleyen ‘lojistik ve mali engeller’ olarak tanımladığı nedenlere işaret etti.
Adının açıklanmamasını isteyen bir kaynak, LUO’nun ‘askeri kurumu birleştirmek için herhangi bir yerel veya uluslararası çaba’ olarak tanımladığı girişimlerle iş birliği yapma taahhüdünü doğruladı.
ABD, önceki gün büyükelçiliği aracılığıyla Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Nazuri ve Haddad'ın Libya askeri kurumunu yeniden birleştirme taahhüdüne övgüde bulundu. İlk adım olarak iki tarafın güçleri arasında bir ‘ortak birim’ kurulmasına verdiği desteği yineledi. Ayrıca ekonomik refah ve bölgesel istikrarla karakterize edilen güvenli bir geleceğe ulaşmak için Libya halkının barış, ulusal birlik ve tam egemenlik çağrılarında yer almaya devam edeceğine söz verdi.
Libya, askeri kurumun ülkenin doğusu ile batısı arasında birleştirilmesi yolunda ‘önemli’ olarak nitelendirilen adımlar attı. Ancak siyasi bölünmeler nedeniyle bocalıyor. Bunlardan en önemlisi, Eylül 2017'den bu yana Kahire'nin ev sahipliği yaptığı Libya askeri liderlerinin toplantılarıydı.
O dönemki toplantılar, bir buçuk yıl boyunca ordunun birleşmesi konusunda görece bir yakınlaşma sağlama ve Libya askeri kurumunun teşkilat yapısı, Yüksek Savunma Konseyi, Milli Güvenlik Konseyi ve Genel Komuta Konseyi'nin kurulması konusunda anlaşmada kayda değer bir başarı kaydetti.
Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK), Temsilciler Meclisi (TM) tarafından onaylanan ve ülkede ertelenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasının önünü açan Anayasa Beyannamesi’ndeki 13’üncü değişikliğe onay verdiğini savundu. DYK yaptığı açıklamada, ‘oylama oturumunun hukuka uygunluğunu sorgulamayı reddettiğini’ belirterek, ‘yasal ve tam bir nisap olduğuna inandığını ve anayasa değişikliğine ilişkin oylamanın sonucunun hazır bulunanların çoğunluğunun ‘evet’ oyu ile sonuçlandığını’ bildirdi. Açıklamanın devamında, oturumun olağan ve acil oturumların organizasyonuna ilişkin iç düzenlemelere uygun olarak yapıldığı ifade edildi. Ayrıca oturumun yasallığına itiraz edenlerin uyuşmazlığı karara bağlamak için Yargıtay’ın Anayasa Dairesi’ne başvurma hakkına sahip olduğunu değerlendirdi.
DYK ayrıca önümüzdeki kasım ayında seçimlerin yapılması için ‘ciddi ve gerçek çalışmaların’ yapılması umudunu da dile getirdi. Açıklama, oylamanın geçerliliği konusunda çıkan anlaşmazlıklara yanıt olarak geldi.
TM gelişmeler hakkında yorum yapmazken Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu, TM tarafından onaylanan anayasa değişikliğinin DYK tarafından onaylanmasını memnuniyetle karşıladı. Söz konusu değişikliğin ‘Libya iç işlerine dış müdahalenin önünü tıkadığına’ dikkat çekti.
Buna karşılık, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi dün Bağlantısızlar Hareketi Temas Grubu Zirvesi’nin oturum aralarında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ortak iş birliği perspektiflerini görüştüğünü söyledi. Görüşmede ayrıca Başkanlık Konseyi'nin kapsamlı ulusal uzlaşı yolundaki çabaları ve ülkedeki istikrarı artırmadaki başarısı ve siyasi sürecin ilerletilmesi amacıyla seçimlerin içinde bulunulan yılda sağlıklı ve yasal zeminde yapılması yönündeki çabaları ele alındı.
Diğer yandan Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki UBH, İçişleri Bakanı olarak atanan İmad Trabelsi'nin Paris Havaalanı’nda tutuklandığı ve büyük miktarlarda paraya sahip olduğu gerekçesiyle sorguya çekildiği iddialarına sessiz kaldı. UBH Sözcüsü Muhammed Hammude, yerel medya ve özellikle yerel aktivistler tarafından yayınlananlar hakkında yorum yapmaktan kaçındı.
Dibeybe konut, kamu hizmetleri ve ulaşım projeleri ile merkezlerin geliştirilmesini yürüten dairelerin yöneticileriyle yaptığı toplantıda, bu yılki iş planında taahhüt edilen stratejik projelerin tamamlanması için takvim belirlenmesi ve ardından sözleşme ve teknik işlemlerin tamamlanmasını takiben söz konusu projelerin tüm bölge ve belediyelerde başlatılması çağrısında bulunmuştu.



Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
TT

Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının ocak ayı ortalarında başlayabileceği yönündeki söylentiler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmenin önemli sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan İsrail kaynaklarından ‘aşamanın başlaması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak uygulama mekanizmalarında hala boşluklar olduğu’ yönünde sızıntılar geldi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre ikinci aşamada haftalarca süren durağanlığın ardından ortaya çıkan bu olası süreç, Washington'ın anlaşmayı uygulamaya istekli olmasına bağlı. İsrail'in ikinci aşamaya devam etmeyi kabul edeceği ve şartlarını, kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa hakkı verecek ve Hamas'ı silahsızlandırma bahanesiyle geri çekilmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceği beklentileri arasında, bu durum geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe giren ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planını karmaşık hale getiriyor.

İsrail gazetesi Israel Hayom dün, Trump’ın Kaliforniya’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Gazze'deki planının ikinci aşamasını 15 Ocak'ta başlatması için Netanyahu'ya bir tarih belirlediğini bildirdi.

Bir diğer İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın Gazze'deki planını mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koymayı taahhüt ettiğini ve ikinci aşamanın başlamasını Gazze Şeridi'nden son rehinenin cesedinin iadesi ile ilişkilendirmeme sözü verdiğini yazdı.

ABD merkezli Axios internet sitesi dün, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun, Trump'ın ekibiyle uygulama mekanizmaları konusunda anlaşmazlıkları olmasına rağmen, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini kabul ettiğini bildirdi.

İsrail basını, Netanyahu ile Trump'ın yakın çevresi arasında ikinci aşamaya geçiş ve Hamas’ın ortadan kaldırılması konusunun atlanması konusunda önemli görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından Trump, Florida'da düzenlenen ortak basın toplantısında çoğu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Netanyahu ile Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda konuştuğunu da sözlerine ekleyen Trump, Hamas’ın ‘bunu yapmak için çok az zamanı olduğunu, aksi takdirde ağır bir bedel ödeyeceğini’ vurguladı. Ancak, Hamas tamamen silahsızlandırılmadan önce İsrail'in Gazze'den askerlerini çekip çekmeyeceği sorulduğunda, “Bu daha sonra konuşacağımız başka bir konu” yanıtını verdi.

vgt
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planının ikinci aşaması halen bazı eksikliklerle karşı karşıya (Mısır Başkanlığı)

Al-Farabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubbaşi, tarih belirleme konusunun Washington'ın iradesine ve İsrail'in uygulamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Dr. Gubbaşi’ye göre pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında yapılan toplantıda yaşananlar, birden fazla konuda ortak koordinasyonlarına rağmen Trump'ın işleri hızla ilerletmeye istekli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava’ya göre Trump ve İsrailli yetkililerin farklı vizyonlara sahip olduğu açık. Trump, hızlı hareket etmek istiyor, ancak silahsızlanma engeliyle karşı karşıya, İsrail ise ikinci aşamayı bölmek istiyor, bu da o aşamada takılıp kalacağımız anlamına geliyor.

Mattava, ikinci aşamanın planlandığı gibi başlamasını bekliyor. Bu aşamada, sınır kapılarının açılması, yardım kamyonlarının sayısının artırılması, bir ‘barış konseyi’ ve Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir komite atanması gibi adımlar atılacak. Bunun yanında Washington, Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verecek.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, CNN televizyonuna verdiği röportajda “Mısır, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve ikinci aşamaya geçmek, erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarına devam etmek için çabalarını sürdürecek” dedi.

fvgb
Gazze şehrinin sahil şeridinde sıralanan ve Filistinli mültecileri sert kış koşullarından koruyan çadırlar (AFP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın ‘Başkan Trump’ın Gazze Şeridi ve tüm bölgede barışı sağlama yeteneğine güvenmeye devam ettiğini’ söyledi.

Kasım, Trump'a ‘İsrail'e daha fazla baskı uygulayarak Şarm ei-Şeyh'te alınan kararlara uymasını sağlaması’ çağrısında bulundu.

Kasım, Hamas'ın silahsızlandırılması talepleri hakkında resmi bir yorumda bulunmadı, ancak Hamas, daha önce bunun için bazı koşullar belirlemişti.

Öte yandan İsrail'in engellerinin ikinci aşamanın hızlı ilerlemesini geciktireceğini, ancak Mısır'ın bu engelleri aşmak için çabalarını sürdüreceğini düşünen Gubbaşi, “İsrail'in Trump ile yapılan görüşmenin sonuçlarına bağlılığı ışığında, ikinci aşamanın başlangıç tarihi veya gecikmesi konusunda her şey mümkün” diye ekledi.


Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.