BAE gazeteleri Türkiye ile imzalanan ortaklık anlaşmasını 'mihenk taşı' olarak değerlendirdi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gazeteleri, Türkiye ile BAE arasında imzalanan "Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın iki ülke tarihinde bir mihenk taşı olduğunu, işbirliği ve dostluk ilişkilerinde de yeni bir aşama başlattığını vurguladı.

AA
AA
TT

BAE gazeteleri Türkiye ile imzalanan ortaklık anlaşmasını 'mihenk taşı' olarak değerlendirdi

AA
AA

BAE'nin başkenti Abu Dabi'de dün, Ekonomi Bakanı Abdullah bin Tavk el-Merri, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zuyudi ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un katılımıyla Türkiye-BAE Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması İmza Töreni düzenlenmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al-Nahyan da toplantıya video konferans yöntemiyle bağlanmıştı.
BAE resmi haber ajansı WAM'a göre, ulusal gazeteler, ortaklık anlaşmasının, ilişkilerin seyrinde yeni bir aşamayı başlattığını, iki ülke tarihinde bir mihenk taşı olduğunu, işbirliği ve dostluk ilişkilerinde ise yeni bir aşama başlattığını yazdı.
BAE merkezli El-İttihad Gazetesi, anlaşmayı manşetten, "BAE ile Türkiye arasında kapsamlı ekonomik ortaklık" başlığıyla verdi.
Gazete, anlaşmanın "ticaret alışverişini hızlandırmak için güçlü temeller oluşturduğunu" vurgulayarak, haberinde, "Türkiye, BAE'nin ilk 10 ticaret ortağı arasında en hızlı büyüyen ortaktır." ifadelerine yer verdi.
İttihad Gazetesi, BAE ve Türkiye'nin en önemli ve en gelişmiş ekonomiler arasında yer aldığını belirterek, iki ülkenin Doğu ile Batı'yı birbirine bağlayan geçiş noktaları ve iki önemli ticaret merkezi olarak buluştuğunu vurguladı.
Gazete genişçe verdiği haberinde, ortaklığın, sadece iki ülke arasında değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel düzeyde kalkınmanın ilerlemesine katkıda bulunacağı değerlendirmesini yaptı.
El-Vatan gazetesi de anlaşmanın iki ülke tarihinin niteliksel ilişkiler sürecinde bir mihenk taşı oluşturduğunu belirterek, bunun iki ülke yararına daha geniş alanlara yönelik ortak işbirliği sürecinde yeni bir dönem olacağı vurgusunu öne çıkardı.
Gazete manşetinde, "Erdoğan ve Al Nahyan, BAE ile Türkiye arasında kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşmasının imzalanmasına tanık oldu." ifadelerine yer verdi.
El-Beyan gazetesi de manşetten duyurduğu anlaşmanın ikili işbirliği ve dostluk ilişkilerinde de yeni bir aşama olduğunu aktardı.



Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebrik telefonu

Reuters
Reuters
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebrik telefonu

Reuters
Reuters

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud, telefonla aradığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmesi dolayısıyla tebrik etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim başarısını kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

Görüşmede, ikili ilişkiler ve bölgesel konular da değerlendirildi.


Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Büyükelçi Şen: Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü

Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Büyükelçi Şen: Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü
TT

Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Büyükelçi Şen: Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü

Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Büyükelçi Şen: Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü

Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Büyükelçi Salih Mutlu Şen, “Türkiye-Mısır ilişkilerinin normal haline döndüğünü” söyledi.

Suudi Arabistan merkezli “Eş-Şark lil-Ahbar” televizyon kanalına video-konferans yöntemiyle bağlanan Büyükelçi Şen, Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkiler, ekonomik, ticaret ve turizmin yanı sıra çeşitli alanlarda ortak meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mısır ile normalleşmeye yönelik önemli adımların atıldığını ve iki ülke arasında güvenin yeniden tesis edildiğini ifade eden Şen, “İki kardeş ülke (Türkiye-Mısır) ve halkları gelecekte tüm alanlarda iş birliği yapma arzusunda. İki ülke arasında bazı engeller vardı ama, tüm bunların hepsinin üstesinden gelmeyi başardık. Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü. Biz şu anda ise ekonomik, turizm ve kültür gibi çeşitli alanlarda iki ülkenin halklarının çıkarları çerçevesinde çalışabileceğimiz resmi iş birliği imkanlarını konuşuyoruz. Bundan dolayı iki ülke arasındaki durum, üst düzey güven ve saygı çerçevesinde geleceğe doğru ilerliyor.” dedi.

Geçen 10 yıllık süreçte her iki ülkenin de ekonomik ilişkilere önem verdiğini ve ekonomik ilişkilerin siyasi durumdan etkilenmemesine özen gösterildiğini söyleyen Şen, ekonomik iş birliğinin, diplomatik ilişkilerin tamamen iyileşmesiyle daha fazla gelişmesinin mümkün olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2002 yılında Türkiye-Mısır arasındaki ticaret hacmi 9,7 milyar dolara ulaşmıştı. Şu anda ise iki ülkenin liderlerinin arasındaki siyasi iradeyle iş insanları toplumu da ticaret alanında daha fazla iş birliğine gidecektir. Orta vadede yıllık ticaret hacminin 20 milyar dolara yükselebileceğini söyleyebilirim. Ayrıca, Mısır'ın en büyük ihracat pazarının Türkiye olduğu gerçeğini de vurgulamam gerekiyor. Aynı zamanda Türkiye, Mısır gazını satın alan bir numaralı müşteri.”

Mısır’a gelen Türk turist sayısının orta vadede 3 katına çıkacağını tahmin ediyoruz”

Mısır ile Türkiye arasındaki turizm sektörüne de değinen Büyükelçi Şen, Mısır’ın turistik kentlerini ziyaret eden Türk turist sayısının orta vadede 3 katına çıkmasının beklendiğini belirtti.

Şen ayrıca, “Tatil, alışveriş ve Türk lezzetlerini tatmak için ülkemize gelen çok sayıda Mısırlı turist bulunuyor. Mısır hükümetinin Türk vatandaşlarına yönelik vize konusunda sağladığı kolaylıkların ardından Hurgada, Şarm eş-Şeyh ve Asvan gibi Mısır’ın turistik kentlerine gelen Türk turist sayısının orta vadede 3 katına çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu alanda birçok çalışmaya da şahit olacağız.” şeklinde konuştu.

Büyükelçi Şen, Türk firmalarının Mısır’daki yatırımına ilişkin ise halihazırda ülkede yaklaşık 2,5 milyar dolar değerinde ihracat ve yerel pazara yönelik çeşitli alanlarda yatırımların bulunduğunu ve Mısır’daki en büyük ihracatçı tekstil şirketlerinin Türk şirketleri olduğunu bildirdi.

İki ülkenin halklarının çıkarları çerçevesinde ekonomik ilişkilerin her zaman korunduğunu ve siyasi ilişkilerden etkilenmediğini aktaran Şen, “Mesela Mersin-İskenderiye arasında Ro-Ro seferleri vardı ama bazı lojistik sorunlardan dolayı sekteye uğradı. Yani siyasi meselelerden etkilenmedi. Bundan dolayı Türkiye-Mısır arasındaki Ro-Ro seferlerini yeniden aktifleştirmeyi arzuluyoruz. Önümüzdeki süreçte de bu konuya odaklanacağız.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sisi’nin önümüzdeki 3-6 ay içinde bir araya gelmesi bekleniyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin beklenen görüşmesine de değinen Büyükelçi Şen, söz konusu görüşmenin önümüzdeki 3-6 ay içinde gerçekleşebileceğini ifade etti.

Şen, “Cumhurbaşkanı Sisi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği tebrik mesajı ve iki lider arasında yapılan telefon görüşmesi gayet dostça bir adımdı. Bu adımın, ilişkilerde ilerlemeye yönelik güçlü siyasi bir arzunun teyidi olduğunu söyleyebilirim.” ifadelerini kaydetti.

Büyükelçi Şen, şöyle devam etti: 

“Zaten diplomatik ilişkilerin en üst düzeye, Büyükelçi düzeyine çıkartılması kararlaştırıldı. Yani iki lider arasında bir zirve olacaktır. Ben şahsen bu görüşmenin önümüzdeki 3-6 içinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor ve temenni ediyorum. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yoğun bir programı olacaktır. Bu yılın sonuna kadar Ankara veya Kahire’de liderlerin bir araya geleceğini tahmin ediyorum.”

-“Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusu işbirliğine açıktır”

Spikerin sorusu üzerine Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusuna değinen Şen, “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusu işbirliğine açıktır, rekabet konusu değildir.” dedi.

Söz konusu meseleye ilişkin Büyükelçi Şen, “Belki uzmanlar da söylediklerime katılacaktır, Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusunda Mısır-Türkiye arasında esas noktasında bir anlaşmazlık yoktur. Önümüzdeki süreçte bu konuyu da kapsayan çalışmalar yapılacak ve ilerleme kaydedilecektir. Daha önce de söylediğim gibi bu konuda Türkiye-Mısır arasında esas noktasında bir anlaşmazlık yok.” değerlendirmesinde bulundu.


Türk yargısından Ghosn davasında üç sanığa beraat kararı

Nissan'ın eski Başkanı Carlos Ghosn, (Reuters)
Nissan'ın eski Başkanı Carlos Ghosn, (Reuters)
TT

Türk yargısından Ghosn davasında üç sanığa beraat kararı

Nissan'ın eski Başkanı Carlos Ghosn, (Reuters)
Nissan'ın eski Başkanı Carlos Ghosn, (Reuters)

Nissan'ın eski başkanı Carlos Ghosn'un Japonya'dan kaçtıktan sonra İstanbul üzerinden Lübnan'a kaçmasıyla ilgili davada Türk yargısı üç kişi hakkında beraat kararı verdi.

Bir uçak işletme şirketi yöneticisi ve iki pilot daha önce suçlu bulunmuş ve 2021 yılında göçmen kaçakçılığından dört yıl iki ay hapis cezasına çarptırılmışlardı.

Uçak işletme şirketinin yöneticisinin avukatı Muhammed Fatih Danacı, temyiz mahkemesinin davanın yeniden görülmesine karar verdiğini ve dosyayı alt mahkemeye iade ettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre Danacı “Kararı temyiz ettik, yeniden yapılan yargılamada mahkeme, müvekkilimiz ve iki pilot hakkında beraat kararı verdi” dedi.

Bir zamanlar küresel otomobil endüstrisinin öncülerinden olan Ghosn, 2018’in sonlarında Japonya'da tutuklanmış ve mali suiistimalle suçlanmıştı. Ghosn suçlamaları reddetti ve gözaltına alınmasının Nissan yöneticilerinin bir birleşmeyi raydan çıkarma planının bir parçası olduğunu söyledi.

Renault, Nissan Motor ve Mitsubishi Motors ittifakının devrik başkanı, yargılanmayı beklerken 2019'un sonlarında Lübnan'a kaçtı ve o zamandan beri ülkesinde bulunuyor.


Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu seçim sonuçlarını değerlendirdi: Maalesef, çocukları Erbakan Hoca'mızın bıraktığı emanete doğrudan doğruya ihanet ettiler

AA
AA
TT

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu seçim sonuçlarını değerlendirdi: Maalesef, çocukları Erbakan Hoca'mızın bıraktığı emanete doğrudan doğruya ihanet ettiler

AA
AA

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Meclis'te grup kurulabilmek için çaba gösterileceğini, bu arayış içinde olmalarının "gayet tabii" olduğunu söyledi.

Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Önemli bir seçim sürecinin tamamlandığını belirten Karamollaoğlu, bu süreçte her türlü algı ve manipülasyon ile akla, hayale gelmedik yalan ve iftiraların yer aldığını ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüm bunlara rağmen sakinliğini koruduğunu ve samimiyetle gayret gösterdiğini ifade eden Karamollaoğlu, bu duruşu nedeniyle kendisine teşekkür ederek, "Hemen hemen her iki seçmenden birinin oyunu almayı başarması nedeniyle de kendisini tebrik ediyorum." dedi.

"Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz." diyen Karamollaoğlu, seçimlerin anormal şartlar altında yapıldığı gerçeğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, süreç boyunca ağır bir kamplaştırma ve kutuplaştırma siyaseti yürütüldüğünü savundu.

"Partimiz, toplumun makul çoğunluğunun takdirini kazanmıştır"

Saadet Partisi olarak elde ettikleri seçim sonuçlarını titiz bir şekilde değerlendirdiklerini aktaran Karamollaoğlu, her parti gibi kendilerinin de bu seçim sonuçlarından çıkaracakları dersler bulunduğunu dile getirdi.

Değerlendirmeleri parti teşkilatları ve "milli görüşçü kuruluşlarla" bütün yönleriyle ele alacaklarını kaydeden Karamollaoğlu, kendi paylarına en doğru değerlendirmeleri yaparak milletin en hızlı ve en geniş şekilde kucaklamanın yollarını taramaya devam edeceklerini anlattı.

Karamollaoğlu, "Seçim sonuçları ne olursa olsun, Saadet Partimiz, bu seçimlerdeki duruşuyla toplumun makul çoğunluğunun takdirini kazanmıştır. Yürüttüğü ilkeler siyasetiyle toplumda derin kırılma ve kutuplaşmaları engelleme gayreti içerisinde olmuştur." ifadelerini kullandı.

Dünden bugüne Türkiye'deki siyasi partilerle seçim işbirliği, ittifak ve koalisyonlar yaptıklarına işaret eden Karamollaoğlu, bundan sonra da yapmaktan çekinmeyeceklerini vurguladı.

"Biz suni çıkışlara itibar etmeyiz"

Konuşmaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu'na 28 Mayıs akşamı Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakı liderleri olarak CHP'de yaptıkları görüşme hatırlatıldı.

Karamollaoğlu, bir araya gelmelerinin "tabii bir mesele" olduğunu, görüşmede hiçbir "ciddi meseleye" girilmediğini, "nezaket toplantısı" olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yeniden Refah Partisinin aldığı oy oranını hatırlatan bir basın mensubunun "Milli görüş oyları sizce nereye gitti? Saadet nasıl bir oy kaybı yaşadı?" sorusunu ise Karamollaoğlu, şöyle yanıtladı:

"Biz suni çıkışlara itibar etmeyiz. Allah rahmet eylesin, Erbakan Hoca'mız Saadet Partisinin Genel Başkanı olarak hayata veda etti. Bu çok önemli bir konu. Onun arkasından, maalesef, çocukları Erbakan Hoca'mızın bıraktığı emanete doğrudan doğruya ihanet ettiler. Kendilerinin birlikte olması için bir gayret gösterdik biz, ama şu anda burada detayına inmeyeceğim, birçok konular gündeme geldiği için babasına ihanet eden AK Parti'ye gitti, onlarla beraber hareket etti. Bunun altında da birtakım konular yatıyordur diye düşünüyorum. Ama elbette biz onların durumunu da değerlendiririz. Milletimiz bugüne kadar seçimlerde birtakım değerlendirmelerde bulundu. Onların attığı adımları da bir siyasi parti olarak değerlendirmeye mecburuz. Ama siyasi parti, gerçekler üzerine inşa edilir. Erbakan Hoca'mızın söylemlerini ezberleyip onu ekranlarda dile getirmek, hocamızın yolunda olmanın işareti de değildir."

"Meclis'te grup kurma arayışı içinde olmamız tabiidir"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Meclis'te grup kurulmasına yönelik çağrısına ilişkin soruya ise Karamollaoğlu, geçmişte bu gayreti gösterdiklerini ancak bir ittifak sağlanamadığını hatırlattı.

Karamollaoğlu, "Meclis'te bir grup kurulabilmek için birtakım çabalar gösterilecek. Nasıl bir netice alınır onu zaman içinde göreceğiz. Biraz erken belki şartları, altyapısı nasıl olur konuşmak için ama bu arayışın içinde olmamız gayet tabiidir." ifadelerini kullandı.


Bakan Nebati: "Uçakta yaşananlar kamuoyuna çarpıtılarak yansıtıldı"

Fotoğraf: Independent Türkçe
Fotoğraf: Independent Türkçe
TT

Bakan Nebati: "Uçakta yaşananlar kamuoyuna çarpıtılarak yansıtıldı"

Fotoğraf: Independent Türkçe
Fotoğraf: Independent Türkçe

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 29 Mayıs'ta yolcusu olduğu Ankara-İstanbul uçağında yaşananların kamuoyuna tamamen çarpıtılarak yansıtıldığını belirterek, rötarın sebebinin hava muhalefeti olduğunu, buna rağmen bir CHP milletvekilinin provokatif yönlendirmesi sebebiyle, millet iradesini içine sindirememiş bir grubun sözlü sataşmasına maruz kaldığını bildirdi.

Bakan Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 29 Mayıs Pazartesi akşam saatlerinde, yolcu olarak yer aldığı Ankara-İstanbul uçağında yaşananların kamuoyuna tamamen çarpıtılarak yansıtıldığını, konuyla ilgili manipülasyonun devam etmesi üzerine kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bir açıklama yapmanın zaruri hale geldiğini ifade etti.

Uçağın kalkış saatinde yaşanan gecikmenin şahsıyla hiçbir ilgisinin olmadığını aktaran Nebati, şunları kaydetti:

"Rötar yaşanmasının tek sebebi, diğer yolcularla birlikte bana da bildirilmiş olduğu üzere hava muhalefetidir. Kaldı ki ben uçakta yerimi aldıktan sonra bazı diğer yolcuların da binişlerini gerçekleştirmeye devam ettikleri, kaydedilen görüntülerden açıkça anlaşılmaktadır. Uçaktaki yerimi aldığım esnada, bir CHP milletvekilinin provokatif yönlendirmesi sebebiyle, millet iradesini içine sindirememiş bir grubun sözlü sataşmasına maruz kaldım. Gecikmenin sebebi hava muhalefeti olmasına rağmen, sanki benden kaynaklanıyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışarak olmadık suçlamalarda bulundular. Bunun üzerine bu şahıslara yaşanan rötarın sebebini ve milletimizin demokratik tercihlerini artık kabullenmeleri gerektiğini açık ve net bir şekilde hatırlattım. Bu hatırlatmayı da sadece bu birkaç şahsa yönelik yaptım."

"Kötü niyetli hiçbir algı operasyonu milletimizle aramıza giremeyecek"

Nebati, 21 yıldan bu yana millete efendilik taslamak şöyle dursun, tam tersine hizmetkar olmak, ülkeye asırlık eserler kazandırmak için gece gündüz çalışan bir siyaset anlayışının neferleri olduklarını belirtti. Bu sebeple kötü niyetli hiçbir algı operasyonunun, milletle asla aralarına giremeyeceğini vurgulayan Nebati, "Kopmaz gönül köprülerimize asla zarar veremeyecektir. Bu durum, geride bıraktığımız seçim sonuçlarıyla da zaten milletimiz tarafından bir kez daha tescillenmiştir. Sorumlu gazetecilik anlayışı ve basın ahlakıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan, tamamen bir algı operasyonundan ibaret bu çirkin çarpıtmaları milletimizin takdirine bırakıyor, bu malum çevreleri, yalanlar üzerine asla siyaset inşa edilemeyeceği gerçeğini artık kabullenmeye davet ediyorum." ifadelerini kullandı.


Erdoğan’dan Türkiye’yi bölgenin ‘yükselen yıldızı’ yapma sözü

Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)
Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)
TT

Erdoğan’dan Türkiye’yi bölgenin ‘yükselen yıldızı’ yapma sözü

Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)
Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından üçüncü dönem politikasını belirleyerek, Türkiye’yi bölgenin ‘yükselen yıldızı’ haline getirme ve çeşitli çevrelerle yakınlaşmaya dayalı bir politika benimseme sözü verdi.

Ayrıca enflasyonu düşürme ve depremin vurduğu bölgeleri yeniden inşa etme sözü veren Erdoğan, muhalefeti hatalarını gözden geçirmeye ve gelecekte ne yapacağını düşünmeye çağırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci tur seçimi kazanmasının ardından TOBB 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Hedefimiz, Avrupa’dan Karadeniz’e, Kafkasya ve Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki pürüzleri giderdik” dedi.

Muhalefete eleştiri

Seçim sonuçlarının Türkiye’nin çıkarına olduğunu söyleyen Erdoğan, halkın önce mecliste çoğunluğu Cumhur İttifakı’na, ardından cumhurbaşkanlığını şahsına vererek, 5 sene daha ‘İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün’ dediğini söyledi.

Erdoğan konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü;

“Bakınız; ben hesap uzmanı değilim, ekonomistim. Burada, bu hesabı sizlerle de paylaşayım. CHP’nin vekil sayısı 2018’de 146 idi. 2023’te vekil sayısı 169’a çıktı. Fakat buradan tabii kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane kiralık vekil gidince bu defa net olarak nereye düştü CHP’nin vekil sayısı? 129’a düştü. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 17 vekil burada düşmüş oldu. Bundan sonrasını herhalde, oraya gönül vermiş olan tüm CHP’li arkadaşlar da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı, sandıkta milletten ikinci kez kırmızı kart yemiştir.”

Yeni hükümetin önceliğinin depremzedelerin yaralarını sarmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başını ağrıtan yüksek enflasyon meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz olacağız” dedi.

İktidarının devam etmesinin, ülke ve bölgede istikrarın yayılmasına katkıda bulunacağını dile getiren Erdoğan, “Farklı hesaplarla hareket edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara, ortak akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyasıyla, sivil toplumuyla, siyaset kurumuyla el birliği, gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep beraber inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

28 Mayıs gecesini Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkede adeta bayram gecesine çevirenlere teşekkür eden Erdoğan, “Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı ayrıca, “Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu vize sorununu en kısa sürede hal yoluna koyacağız” dedi.

Parlamento seçimleri

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), milletvekili seçimlerinin kesin sonuçlarını açıkladı.

YSK Başkanı Ahmet Yener’in dün yaptığı açıklamaya göre, milletvekili seçimlerine katılım oranı, yurt içinde yüzde 88,92, yurt dışında 53,80 oldu.

Yurt içi, yurt dışı ve gümrükler dahil olmak üzere toplam yüzde 87,05 oranında katılım sağlandı.

Yener, AK Parti’nin 268, CHP’nin 169, Yeşil Sol Parti’nin 61, MHP’nin 50, İYİ Parti’nin 43, Yeniden Refah Partisi’nin 5 ve Türkiye İşçi Partisi’nin ise 4 milletvekili ile Meclis’te temsil edileceğini bildirdi.

TBMM Genel Kurulu, milletvekillerinin yemin töreni için Cuma günü toplanacak.

Genel Kurulu, en yaşlı üye sıfatıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM Geçici Başkanı olarak yönetmesi bekleniyor.

Muhalefet sonuçları değerlendiriyor

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, seçimin ardından yaptığı açıklamada, “Hiçbir şey olmamış gibi siyaset yapacağımızı hiç kimse düşünmesin. 25,5 milyonun sorumluluğuyla hareket edeceğiz” dedi.

Partinin liderlik yapılarında büyük değişiklik beklentileri arasında seçim sonuçlarını değerlendirme süreci devam ederken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumartesi günü parti liderleriyle bir toplantı yapacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümü kutlamasında yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Bu ülkedeki değişim iradesini sil baştan inşa etmek zorundayız. Hatalarımızdan, eksikliklerimizden ders çıkarabiliriz. Çıkaracağız. Sırt sırta verirsek ve inanırsak, en imkansız görünenlerin bile imkansız olmadığını gösterebiliriz. Göstereceğiz. Bütün bu aşamaları hep birlikte bu ülkenin değişim isteyen milyonlarıyla birlikte yapacağız.”

Millet İttifakı partilerinden Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da, ‘toplumsal barış projesi’ olarak nitelendirdiği 6’lı Masa’nın başarısız olmadığını söyleyerek, “Ne yazık ki, devletin resmi kanalı TRT de dahil olmak üzere tüm iletişim kanallarının bize kapalı olması nedeniyle tüm samimi çabalarımıza rağmen biz de size yeterince ulaşamadık. Ancak siz de şunu görün; AK Parti bu seçimi olumlu icraatları ile değil ürettiği korku ve dürtü politikası ile kazandı” dedi.

Soruşturma ve tutuklama

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), izleyicilerden gelen şikayetlerin ardından Halk TV, Tele 1, KRT, TV5, Flash Haber ve SCZ TV hakkında inceleme başlattı. 

RTÜK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“İzleyicilerden gelen yoğun şikayetler üzerine sandıkların açıklaması ve sonuçların belli olmasıyla birlikte halkı aşağılayan, hakaret ve saldırılarla necip milletimizi küçük düşürmeye çalışan konuşmalara yer verilen HALK TV, TELE 1, KRT, TV 5, FLASH HABER ve SZC TV ilgili de incelemeler yapılmaktadır.”

Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü Acil Müdahale Koordinatörü Gürkan Özturan, RTÜK’ün seçim döneminde eleştirel haberler ve bağımsız gazeteciliği cezalandırmak için Cumhur İttifakı’nın bir aracı gibi hareket ettiğini söyledi.

Öte yandan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan HDP Parti Meclisi (PM) üyesi Murat Aydın, hakkında açılan bir soruşturma nedeniyle İfade vermeye gittiği İzmir’de tutuklanarak cezaevine sevk edildi.


Resmi Gazete'de yayımlandı: Recep Tayyip Erdoğan Vakfı kuruldu

AA
AA
TT

Resmi Gazete'de yayımlandı: Recep Tayyip Erdoğan Vakfı kuruldu

AA
AA

Recep Tayyip Erdoğan Vakfı kuruluşuna ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü ilanı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Vakfın mal varlığının 120 bin lira olduğu bildirilen ilanda, "Vakfın sona ermesi halinde tasfiyesinden arta kalan mal varlığı, kurucular kurulunun uygun göreceği bir vakıf veya kamu kurumuna devredilir." hükmü yer aldı.

İstanbul'da kurulan vakfın yönetim kurulunda Necmeddin Bilal Erdoğan, Vedat Demiröz, Mehmet Tevfik Göksu, Esra Albayrak, Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Hüseyin Aydın, Ahmet Özel, Nuri Aksu yer aldı.

Vakfın amacı ise "İstanbul ilinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsına ait veya görevi sırasında kendisine tevdi edilen eşyalardan uygun görülenlerin sergileneceği Recep Tayyip Erdoğan Müzesi ve toplumun eğitim ve kültür seviyesinin yükseltilmesi ile eğitim ve araştırma çalışmalarına katkı sağlanması amacıyla Recep Tayyip Erdoğan Kütüphanesi kurmak, ayrıca bilimsel, kültürel ve sanatsal programlar ile sergiler düzenlemektir." şeklinde tanımlandı.


Milletvekilleri 2 Haziran'da yemin edecek

AA
AA
TT

Milletvekilleri 2 Haziran'da yemin edecek

AA
AA

Milletvekilleri, 2 Haziran Cuma günü 28'inci Dönem 1'inci Yasama Yılı'nın açılışında yemin edecek.

TBMM Genel Kurulu, Meclis İçtüzüğü'ne göre, Yüksek Seçim Kurulunun milletvekili genel seçimi kesin sonuçlarını ilanını takip eden üçüncü gün saat 14.00'te çağrısız toplanacak.

Yeni yasama döneminin ilk birleşiminde milletvekilleri yemin edecek. Genel Kurulun ilk birleşimini, MHP Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli'nin, en yaşlı üye sıfatıyla TBMM Geçici Başkanı olarak yönetmesi bekleniyor.

TBMM Geçici Başkanlık Divanı'nda ise AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir, AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak, AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, AK Parti Gaziantep Milletvekili Mesut Bozatlı, AK Parti İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan ile Yeşil Sol Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın görev yapacak.

Geçici Başkanlık Divanı, TBMM Başkanı ve Başkanlık Divanı seçimine kadar görev yapacak.

Geçici Meclis Başkanı Bahçeli'den başlamak üzere milletvekilleri kürsüden yemin edecek.

Milletvekilleri, Anayasa'da yer alan "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim" şeklindeki yemini ederek görevlerine başlayacak.

Ant içme töreninde bulunmayan milletvekilleri, katıldıkları ilk birleşimin başında yemin edebilecek.

Ant içmekten imtina eden milletvekilleri, milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan yararlanamayacak.


CHP Genel Merkezi önünde parti yönetimine "istifa" çağrısı

CHP Genel Merkezi (AA)
CHP Genel Merkezi (AA)
TT

CHP Genel Merkezi önünde parti yönetimine "istifa" çağrısı

CHP Genel Merkezi (AA)
CHP Genel Merkezi (AA)

 Eski CHP Muş Gençlik Kolları Başkanı Erkan Çakır ve beraberindekiler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetimini istifaya çağırdı.

Çakır, CHP Genel Merkezi önünde yaptığı açıklamada, 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci turunun ardından Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin istifa etmesi gerektiğini savundu.

Erkan Çakır, şunları kaydetti:

"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a 'diktatör' diyor. Ama asıl diktatör kendisidir. 13 yıldır partinin başından inmiyor. Bizi perişan etti. Muş'tan geldim, Kürt'üm ben. 'Ne mutlu Türk'üm.' diyebiliyorum. 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun.' diyebiliyorum. Bunu Sezgin Tanrıkulu, Canan Kaftancıoğlu, Oğuz Kaan Salıcı diyebiliyor mu? Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini bunların elinden almak istiyoruz. Biz Deniz Baykal'ın dönemindeki CHP'yi özledik.

2010'da Sayın Cumhurbaşkanı Davos'a gitti. Deniz Baykal grup toplantısında 'Ülkemizin Başbakanı'na yapılan bu hakareti kabul etmiyoruz.' dedi ama şimdi ki CHP, onları destekliyor. Amerika'ya dönüyor, İngiltere'ye gidiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, daha seçim çalışmaları başlamadan önce İstanbul'u bırakmış, Trabzon'a, Rize'ye ve Şanlıurfa'ya gitmiş. İstanbul bir daha sana güvenip oy verir mi?"

CHP'de şu anda koltukta oturanların kendilerini desteklediğini ancak korktuklarını öne süren Çakır, "Hani Recep Tayyip Erdoğan diktatördü? Niye korkuyorsunuz? Çıkın meydana, elinizi vurun masaya. İstifa edeceksiniz. Sadece Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifasını demiyoruz. Yönetim komple istifa edecek." dedi.


Erdoğan'ın galibiyeti, ABD basınında nasıl yorumlandı?

AA
AA
TT

Erdoğan'ın galibiyeti, ABD basınında nasıl yorumlandı?

AA
AA

İlk turda hiçbir adayın gerekli oy oranına ulaşamamasıyla ikinci tura kalan seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52,18 oranında oyla sandıktan galip çıktı. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 47,82 oyla mağlup oldu.

ABD basını, ilk turda olduğu gibi ikinci turu da yakından takip etti. 

Analizlerde, Erdoğan'ın seçimleri ilk turda kazanamaması, Türkiye'deki kutuplaşma ve izlenecek olası politikalar masaya yatırıldı. 

"Erdoğan seçimleri kazanmış olabilir ama halkın sevgisini kaybetti"

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'de yayımlanan "Erdoğan'ın galibiyeti göründüğü gibi değil" başlıklı analizde, seçimlerin ikinci tura kalmasını sağlayan ana muhalefetin aslında başarılı olduğu savunuldu. 

New York Üniversitesi'nden tarihçi Ruth Ben-Ghiat'ın kaleme aldığı analizde, Kılıçdaroğlu'nun ikinci turda yüzde 47,82 oranında oy toplamasına dair "Muhalefeti giderek daha fazla baskı altına alan bir otokratla rekabet etmenin zorlukları göz önüne alındığında, bu muhalefet için çok sağlam bir sonuçtu" değerlendirmesi yapıldı.

Yazıda, Erdoğan'ın muhalefet üzerindeki baskısını özellikle 2016'daki darbe girişiminden sonra artırarak daha da otoriterleştiği iddia edildi. Ben-Ghiat, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da seçimleri "darbe teşebbüsü" diye nitelediğini hatırlattı. 

"İmamoğlu, muhtemelen Erdoğan'ı yenebilecek tek kişiydi"

Analizde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay hapis cezası verilmesiyle ilgiliyse "Muhtemelen Erdoğan'ı yenebilecek tek kişiydi ve bu nedenle otokratik bir bakış açısından, onu oyun dışı bırakmak mantıklı bir hamleydi" yorumu yapıldı.

Ben-Ghiat'ın, Erdoğan'ın 5 yıl daha iktidarda kalmaya hak kazanmasıyla muhalifler üzerindeki baskısını daha da artırabileceğini savunarak, "Bu seçimi kazanmış olabilir ama Türk halkının büyük bir kısmının sevgisini ve inancını yitirdi" diye yazdı. 

"Erdoğan, Batılı müttefikleriyle çıkmazları aşmaya odaklanacak"

Ülkenin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) "Erdoğan'ın seçim zaferi: Türkiye'nin dünya sahnesindeki rolünü şekillendirmek" başlıklı analizinde, cumhurbaşkanının sandıktan galip çıkarak gücünü pekiştirdiği belirtildi. 

WSJ'nin Ortadoğu muhabiri Jared Malsin'in analizinde, Erdoğan'ın yeni dönemine dair şu yoruma yer verildi: 

Dünya, bir darbe girişimini ve ülke içindeki birçok krizi atlattıktan sonra kendi mirasını güvence altına almaya yönelen, artık hem müttefiklerinden hem de düşmanlarından taviz koparmaya alışmış, öngörülemez bir figürle mücadele etmek zorunda kalacak.

Analizde, Erdoğan'ın Rusya'yla ilişkilerini geliştirerek ABD ve Avrupa'yı kızdırdığına işaret edilirken, liderin yeni döneminde "Batılı müttefikleriyle ilişkilerindeki çıkmazları aşmaya odaklanacağı" değerlendirmesi yapıldı.

Öte yandan Malsin, Erdoğan'ın Türkiye vizyonunu hayata geçirmesinin önündeki en büyük engelin mali sıkıntılar olduğunu savundu. Yazıda, Erdoğan'ın Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İsrail gibi ülkelerle ilişkilerini düzelterek, ekonomiyi uzun vadede rayına oturtmayı hedeflediğine işaret edildi.

"Seçilmiş otokrat"

Ülkenin tanınmış gazetelerinden Washington Post'tan (WP) Ishaan Tharoor'un analizinde Erdoğan "seçilmiş otokrat" diye nitelendi. 

Tharoor, Erdoğan'ı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban'a benzeterek, cumhurbaşkanının bu liderleri "gölgede bıraktığını" yazdı. 

Analizde, Erdoğan'ın izlediği siyasete dair şu yorumlara yer verildi: 

Dünya sahnesinde çok az devlet adamı, kendi ulusları üzerinde böylesine belirleyici bir iz bırakmıştır. Yine çok az lider, Erdoğan'ın kurnazlığı ve acımasızlığıyla seçimlerdeki zorlukların üstesinden gelmiş, dindar ve milliyetçi seçmenlerden oluşan çekirdek bir bloğu aralıksız kültür savaşıyla seferber etmiş ve aynı zamanda devlet aygıtı üzerindeki ezici kontrolünü kendi lehine kullanmıştır.

Tharoor, analizinde "Erdoğan'ın medya üzerindeki tekeli ve devlet kurumları üzerindeki kontrolü göz önüne alındığında, seçimlerin 'adil' olarak nitelenmesi imkansız" değerlendirmesini de paylaştı.

"Demokratik direncin kanıtı"

ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nden Aslı Aydıntaşbaş ise WP'de yayımlanan yazısına "Erdoğan Türkiye'deki seçimleri kazandı. Ancak bu hikayenin sonu değil" başlığını attı.

Aydıntaşbaş, seçimlerin ikinci turda kafa kafaya geçtiğine dikkat çekerek, şöyle yazdı: 

Bu Türkiye için hikayenin sonu değil. Erdoğan bir 5 yıl daha iktidarda kalabilir. Bu 5 yılın kurumların içinin daha da boşaltılmasına ve otoriter siyasi alışkanlıkların ülkenin bilincine işlemesine yol açacağı neredeyse kesin. Ancak seçimler özgür ve adil olmasa da çok çekişmeli geçti.

Yazıda, Kılıçdaroğlu'nun ikinci turda 25 milyondan fazla oy aldığına işaret edilerek bu, "Türk toplumunun süregelen demokratik direncinin bir kanıtı" diye nitelendi. 

Independent Türkçe, CNN, Washington Post, Wall Street Journal