Fransa'da sendikalar, emeklilik reformunu protesto ediyor

Geçen Ocak ayında Fransa'daki protestolardan bir kare (AFP)
Geçen Ocak ayında Fransa'daki protestolardan bir kare (AFP)
TT

Fransa'da sendikalar, emeklilik reformunu protesto ediyor

Geçen Ocak ayında Fransa'daki protestolardan bir kare (AFP)
Geçen Ocak ayında Fransa'daki protestolardan bir kare (AFP)

Fransa’da sendikalar, emeklilik reformuna karşı mücadelede tüm güçlerini seferber ediyor ve stratejik sektörlerde genişletilebilecek kitlesel gösteriler ve grevler düzenliyor. Sendikalar yarın (Salı), hükümeti projesinden geri adım atmaya zorlamak için ülkeyi "felç etmeyi" göze almış durumda.
 Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un onaylamayı planladığı reformun ana hükümlerinden biri, protestoların odak noktası olan emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılması. Senatoda görüşülecek olan yasa tasarısı milyonlarca Fransız'ı sokaklara döktü ve Ulusal Meclis'te hararetli tartışmalara yol açtı.
 Hükümet, bugüne kadar düzenlenen 5 günlük protestolara rağmen planından geri adım atmayı düşünmüyor. 8 büyük Fransız sendikası ve 5 gençlik örgütü, yarın hükümeti reforma planından vazgeçmeye zorlamak adına ülkeyi felç etmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarına söz verdiler.
Sendikalar, polisin 1,27 milyon katılımcı saydığı 31 Ocak'taki gösterileri aşan sayıda protestocuyu harekete geçirmeye çalışıyor. Bir polis kaynağı, 60 bin ila 90 bini Paris'te olmak üzere toplam 1,1 ila 1,4 milyon göstericinin sokaklara çıkmasını bekliyor.
Fransa'nın en büyük sendikalarından biri olan Genel Emek Konfederasyonu'nun (CGT) Başkanı Philippe Martinez, Journal du Dimanche gazetesine yaptığı açıklamalarda, “Seferberlik daha yüksek bir düzeye taşınıyor.” dedi.
Tüm sendikaların, başkentteki metroları denetleyen ulusal demiryolu şirketi (SNCF) ve Paris Otonom Ulaşım Otoritesi (RTB) bünyesinde 7 Mart’tan itibaren uzatılabilir grev çağrısı yapmasının ardından şehir içlerinde ve trenlerde ulaşımın ciddi şekilde aksaması bekleniyor. Bu akşamdan itibaren tır şoförleri sanayi bölgelerini kapatmayı planlıyor. Hava trafiğine gelince, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü havayollarından Salı ve Çarşamba günleri uçuşlarının yüzde 20 ila 30'unu iptal etmelerini istedi. Hava trafik kontrolörlerinin de greve gitmesi bekleniyor. Genel Emek Konfederasyonu, diğer meslek gruplarını “reform geri çekilene kadar” uzatılabilecek bir grevi uzatmaya çağırdı. Konfederasyonun çağrısı, rafinerilerdeki işçilere, elektrik ve gaz teknisyenlerine, atık toplayıcılara, liman işçilerine, cam ve seramik işçilerine ve diğerlerine yöneliktir.
 Kimya sektöründeki "CGT" sendikasının genel sekreteri Emmanuel Lepine, taleplerin elde edilmesi için "Fransız ekonomisine diz çöktürmeye" istekli olduklarını ifade etti. CGT tarım-gıda sektöründe, Fransa'daki büyük şeker üreticilerini ve Bigard grubuna ait mezbahaları Salı gününden itibaren kapatmaya çağırdı. Enerji alanında grev, birkaç nükleer santralin üretiminin azaltılmasıyla Cuma günü öğleden sonra başladı.
 Fransan Ulaştırma Bakanı Clement Bonne, grevlerin ülkede hizmetlerin aksamasına veya yakıt arzını tehdit edip etmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtladı:
 "Sorumsuz veya yıkıcı bir hareketle karşı karşıya kalacağımızı düşünmüyorum. Bunu önlemek için her şeyi yapacağız" dedi.
 Fransa’da bu yıl 8 Mart Dünya Kadın Hakları Günü, kadınlara karşı adil olmadığı iddia edilen emeklilik reformunun gölgesinde kutlanacak. Hükümetin yeni planı 62 yaşına gelen annelere olumsuz yansıyabilir. Kadınlar emekliliklerinde hayatlarındaki annelik süresi ile orantılı olarak ek fasıllardan yararlanıyorlardı, ancak emeklilik yaşının 64'e çıkarılmasıyla bu “iptal” edilebilir.
Öğretmenlerin yeni bir greve gitmesi beklenirken, sendikaların da atölyelerin durdurulması, dükkanlarda kepenklerin kapatılması, yolların kapatılması ve benzeri olağandışı hamleler yapacağı tahmin ediliyor. Hafta, Cuma günü sona ermesi beklenen Senato'daki tartışmalara paralel başka hamlelere de sahne olacak.  Öğrenci hareketleri ayın dokuzunu seferberlik günü ilan etti. Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (radikal sol) lideri Jean-Luc Melenchon, geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada gençlere hitaben şunları söyledi: "Engelleyebileceğiniz her şeyi engelleyin."
Sendika liderleri, bir dizi başarılı seferberliğin ardından bu kez hükümetten bir yanıt bekliyor.
Fransız Demokratik İşçi Sendikaları Konfederasyonu (CFDT) ulusal sekreteri İvan Ricordo, "7 Mart'ın ilk sonucu, hükümetten veya cumhurbaşkanından siyasi bir açıklama olacak" dedi.
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne yarın akşam bir televizyon kanalı aracılığıyla açıklama yapacak.
Fransa Çalışma Bakanı Olivier Dussopt, dün akşam "kaybedeni olmayan" bir "sol reform"u savundu. Diğer yandan, Fransa Kamu Hesaplarından Sorumlu Devlet Bakanı Gabriel Attal, ses tonunu yükselterek "çalışkan" Fransızların zarar göreceği grevleri kınadı.

 



Tel Aviv, Güney Lübnan'ın tamamına yönelik ‘saldırı operasyonunu’ duyurdu

Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabasında İsrail hava saldırısında vurulan evlerinin camından zafer işareti yapan Lübnanlılar (AP)
Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabasında İsrail hava saldırısında vurulan evlerinin camından zafer işareti yapan Lübnanlılar (AP)
TT

Tel Aviv, Güney Lübnan'ın tamamına yönelik ‘saldırı operasyonunu’ duyurdu

Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabasında İsrail hava saldırısında vurulan evlerinin camından zafer işareti yapan Lübnanlılar (AP)
Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabasında İsrail hava saldırısında vurulan evlerinin camından zafer işareti yapan Lübnanlılar (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Güney Lübnan'daki savaşın 200’üncü gününde, kuvvetlerinin güneyde bir ‘saldırı operasyonu’ yürüttüğünü ve Hizbullah liderlerinin yarısını ortadan kaldırdıklarını söyledi. Askeri bir gelişme olarak ise Tel Aviv, iki taraf arasındaki karşılıklı gerilimin ortasında güneyde ‘Ateş Kemeri’ stratejisini uygulamaya koydu.

Gallant, Lübnan'ın kuzey sınırında gerçekleştirdiği turun ardından yaptığı açıklamada, “Sınıra çok sayıda kuvvet konuşlandırıldı ve ordu güçleri şu anda Güney Lübnan'ın tamamında saldırı operasyonları yürütüyor. Güney Lübnan'daki Hizbullah liderlerinin yarısı ortadan kaldırıldı, diğer yarısı ise saklanıyor ve güçlerimizin operasyonları karşısında sahayı terk ediyor” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu dün (çarşamba) erken saatlerde, Lübnan'ın güneyindeki Ayta eş-Şaab civarında silah ve cephane depoları ile altyapı sistemleri dahil olmak üzere 40 Hizbullah hedefini hava ve topçu ateşiyle bombaladığını duyurdu. İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre Ayta eş-Şaab bölgesini terörist amaçlar için kullanan Hizbullah, bu bölgeye İsrail'in iç cephesine yönelik onlarca terör aracı ve altyapısı yerleştirdi.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), Gazze'deki bombardıman stratejisine benzer bir gelişmeyle ‘İsrail'in Ayta eş-Şaab ve çevresindeki bazı köylerin yakınlarında Ateş Kemeri stratejisini uyguladığını’ ve Ayta eş-Şaab, Ramiya, Cebel Balat ve Halle Verde kasabalarının eteklerini hedef alan 13'ten fazla saldırı gerçekleştirdiğini bildirdi.

Söz konusu İsrail saldırıları, Hizbullah'ın dün akşam Lübnan'ın güneyindeki Hanin kasabasında bir eve düzenlenen İsrail bombardımanında aralarında 11 yaşında bir kız çocuğunun da bulunduğu iki sivilin öldürülmesine misilleme olarak İsrail'in kuzeyindeki Şumira’ya onlarca Katyuşa roketi fırlattığını ve ‘Avivim yerleşiminde İsrail askerlerinin bulunduğu bir binayı uygun silahlarla hedef alarak onları öldürdüğünü ve yaraladığını’ açıklamasının ardından geldi. Hizbullah, salı günü Akka'nın kuzeyindeki iki İsrail askeri bölgesine, İsrail saldırısında bir savaşçısının öldürülmesine karşılık olarak insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlediğini duyurdu.

İsrail topçusunun ed-Dahira ile Yarin arasındaki ormana yangın çıkarıcı işaret fişeği bombaları atması ve Alma eş-Şaab kasabası yakınlarındaki bir evi hedef alan hava saldırısı ile güney kasabalarına yönelik bombardıman gün boyunca devam etti.

Güney cephesindeki savaşın 200’üncü gününde İsrail'in kayıplarına ilişkin rakamlar yayınlayan Hizbullah, iki binden fazla kişinin yaralandığını ve öldüğünü, 186 yerleşim birimi, 176 sınır noktası, 51 hava saldırısı ve 55 geri mevzi olmak üzere toplam bin 650 askeri operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu. Hizbullah, bombardıman sonucunda 722 yerleşim biriminin imha edildiğini ve beş İHA’nın düşürüldüğünü, beş Demir Kubbe platformu, iki askeri fabrika ve 192 askeri aracın imha edildiğini belirtti.

Devam eden çatışmalar nedeniyle savaş kayıplarına ilişkin resmi istatistiklerin bulunmadığı Lübnan'da bin 200'den fazla konutun yıkıldığı ve beş binden fazlasının da kısmen hasar gördüğü tahmin ediliyor. Bombardıman altındaki bölgelerde 100 binden fazla kişi evlerinden olurken, Lübnan'da 252'si Hizbullah savaşçısı, aralarında çocuk, sağlık görevlisi ve gazetecilerin de bulunduğu 72 sivil olmak üzere en az 380 kişi hayatını kaybetti.


Çorlu'da 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazası davasında karar açıklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Çorlu'da 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazası davasında karar açıklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi.
 


Rapor: Mısır, İsrail'in Refah'taki hamlelerini durdurmak için Gazze müzakerelerini ilerletmeye çalışıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmiş Filistin kamplarının uydu görüntüsü (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmiş Filistin kamplarının uydu görüntüsü (AFP)
TT

Rapor: Mısır, İsrail'in Refah'taki hamlelerini durdurmak için Gazze müzakerelerini ilerletmeye çalışıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmiş Filistin kamplarının uydu görüntüsü (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmiş Filistin kamplarının uydu görüntüsü (AFP)

Arap Dünyası Haber Ajansı (AWP), İsrail Yayın Kurumu'nun bugün (Perşembe) ismini açıklamadığı kaynaklara dayandırdığı haberinde, Mısır'ın, İsrail'in Refah'taki hamlelerini durdurmak için İsrail ile Hamas arasında esir takası anlaşması müzakerelerini ilerletmeye çalıştığını bildirdi.

Ajans ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin en güney bölgesine yakın bir zamanda gireceğinin konuşulmasıyla birlikte, İsrail'in ‘Hamas'la müzakerelerin temelini oluşturacak yeni ana hatlar’ olarak tanımladığı taslakları hazırlamaya başladığını belirtti.

AWP, müzakereler hakkında bilgi sahibi olduğunu söylediği iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Güvenlik Kabinesi üyelerinin bugün yapılması beklenen oturumda, müzakere ekibinden, görüşmelerin bir özetini alacağını bildirdi.

Mısır dün (Çarşamba) Gazze'de acil ve sürdürülebilir bir ateşkes sağlanması, esir değişimi ve insani yardımların ulaştırılması gerekliliği konusundaki kararlılığını vurguladı.

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, ‘Filistin'in Refah kentindeki askeri gerilimin ciddiyeti ve bölgeyi istikrarsızlığa itebilecek yansımaları’ konusunda uyarıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşması sağlanması amacıyla arabuluculuk yapıyor. Ancak ocak ayından beri süren arabuluculuk çabaları şu ana kadar başarısızlıkla sonuçlandı.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri geçtiğimiz hafta CNN'e verdiği röportajda, “Görüşmeler devam ediyor, hiç kesintiye uğramadı. Sürekli fikirler ortaya atılıyor ve hedefe ulaşılana kadar da bunu yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Washington, Lübnan-İsrail sınırında ‘sert bir gerilim’ yaşanabileceği konusunda uyardı

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf (Şarku’l Avsat)
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf (Şarku’l Avsat)
TT

Washington, Lübnan-İsrail sınırında ‘sert bir gerilim’ yaşanabileceği konusunda uyardı

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf (Şarku’l Avsat)
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf (Şarku’l Avsat)

ABD'nin Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf, Lübnan-İsrail sınırında ‘sert bir gerilim’ yaşanabileceği uyarısında bulundu. Ancak ‘diplomatik çözüm için halen bir fırsat’ olduğunu vurgulayarak, yönetimin Hizbullah tarafından başlatılan saldırılara nasıl karşılık vermesi gerektiği konusunda İsrail için bir ‘uyarı yolu’ oluşturduğunu açıkladı.

Avrupa ve Ortadoğu'dan gazetecilerle yaptığı brifing sırasında, kendisine Lübnan-İsrail sınırında artan gerilime diplomatik bir çözüm bulma şansı olup olmadığı sorulduğunda Leaf, “Bu meseleyi diplomatik yollardan çözme imkânı var” yanıtını verdi. Leaf, ABD yönetiminin, Başkan Joe Biden'ın Küresel Altyapı ve Enerji Güvenliği Özel Koordinatörü Amos Hochstein'ın ‘enerjileri ve çabaları’ aracılığıyla bu konuda ‘derinden kararlı’ olduğunu vurguladı.

“Bu pencere kapanıyor” demeyi reddeden Leaf, ‘sınırda yüksek derecede bir istikrarsızlık olduğunu ve bunun da sınırın her iki tarafındaki toplulukların yerlerinden edilmesine yol açtığını’ belirterek, ‘gerilimin artma potansiyelinin ciddi olduğu’ uyarısında bulundu.

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik saldırılarının ardından ABD yönetiminin, ‘Hizbullah'ın ilk saatlerde başlattığı saldırılara nasıl karşılık vermesi gerektiği konusunda İsrail'i uyarmak için bir yol’ oluşturduğunu açıklayan Leaf sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail'i Hizbullah'a nasıl karşılık vereceği konusunda dikkatli olması konusunda uyardık. Onları çatışmanın genişlemesine yol açacak bir savaşa girmemesi konusunda uyarmak için bir dizi kanal kullandık. Diğer ortaklar da bize yardım etti ve onların Hizbullah ile kanallarını, çatışmanın büyümesine yol açacak olan savaşa girilmesine karşı uyarıda bulunmak için doğrudan ya da dolaylı kullandık. Kesinlikle gerilimi azaltma potansiyeli var. Nihayetinde Lübnan ile İsrail arasındaki sınırın belirlenmesine yönelik diplomatik bir çabaya geçilebilir.”


Beyaz Saray, Gazze'deki toplu mezarlarla ilgili İsrail'den "cevap" istiyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde bulunan cesetler insanlar ve sağlık çalışanları tarafından kurtarıldı (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde bulunan cesetler insanlar ve sağlık çalışanları tarafından kurtarıldı (AFP)
TT

Beyaz Saray, Gazze'deki toplu mezarlarla ilgili İsrail'den "cevap" istiyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde bulunan cesetler insanlar ve sağlık çalışanları tarafından kurtarıldı (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde bulunan cesetler insanlar ve sağlık çalışanları tarafından kurtarıldı (AFP)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Amerikalı yetkililerin Gazze'de toplu mezarlar bulunduğuna ilişkin son derece rahatsız edici raporlar konusunda İsrailli mevkidaşlarıyla temas halinde olduklarını belirtti.

Reuters'in haberine göre Sullivan dün (Çarşamba) düzenlediği basın toplantısında, “Bu raporlar çok rahatsız edici… tam olarak ne olduğunu anlamak istiyoruz. İsrail hükümetiyle birçok düzeyde temas halindeyiz. Cevaplar istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Sullivan, kaburga kemiğindeki rahatsızlık nedeniyle seyahatinin ertelenmesinin ardından, önümüzdeki birkaç hafta içinde Suudi Arabistan'a seyahat etmeyi beklediğini, rahatsızlığının yüzde 80 oranında iyileştiğini ve kendisini çok daha iyi hissettiğini belirtti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı, Başkan Joe Biden'ın dün (Çarşamba) Hamas'ın elinde bir süre bulunan dört yaşındaki Amerikalı kız çocuğuyla görüştüğünü açıkladı.

Hareket, geçen kasım ayında esaret altındayken dört yaşına giren Abigail Idan'ı, yedi hafta boyunca Gazze'de tutulduktan sonra serbest bıraktı.


Dünya çapında 300 milyon insan ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya

 Gazze'de gıda yardımı alan Filistinli çocuklar (DPA)
Gazze'de gıda yardımı alan Filistinli çocuklar (DPA)
TT

Dünya çapında 300 milyon insan ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya

 Gazze'de gıda yardımı alan Filistinli çocuklar (DPA)
Gazze'de gıda yardımı alan Filistinli çocuklar (DPA)

Birleşmiş Milletler ve diğer insani 16 yardım kuruluşunu dün (Çarşamba) yayınladığı bir rapora göre dünyada gıda güvensizliği 2023 yılında daha da kötüleşti ve bu durumdan muzdarip insan sayısı 282 milyona yükseldi.

Bu sayı 2022 yılına göre 24 milyonluk bir artışı ifade ediyor. Gıda Güvenliği Bilgi Ağı tarafından hazırlanan, gıda krizleriyle ilgili en son küresel raporda belirtilenlere göre bu yıl için beklentiler durumun daha da kötüleşeceği yönünde.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres raporun girişinde şunları söyledi: “Bolluğun olduğu bir dünyada açlıktan ölen çocuklar var. Finansman, ihtiyaçlarla orantısız. Özellikle yardım dağıtım maliyetinin artması nedeniyle, ülkelerin sürdürülebilirlik için mevcut kaynakları artırması gerekiyor.

 Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre savaşlar, iklim kaosu ve yüksek yaşam maliyeti krizi ve uygunsuz eylemler nedeniyle 2023'te yaklaşık 300 milyon insanı ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalacak.

Bu, akut gıda güvensizliğinden muzdarip insan sayısının art arda arttığı beşinci yıl olacak.


İran'ın Suriye'deki varlığını azaltmaya yönelik ‘örtüşen hedefler’

Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu mensupları (arşiv)
Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu mensupları (arşiv)
TT

İran'ın Suriye'deki varlığını azaltmaya yönelik ‘örtüşen hedefler’

Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu mensupları (arşiv)
Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu mensupları (arşiv)

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, İran'ın Suriye'deki askeri varlığını azaltmaya başladığını ve bunun birbiriyle örtüşen hedefleri olduğunu düşünüyor.

AFP'nin haberine göre İran güçleri, Şam'daki ve Suriye'nin güneyindeki karargâhlarını Golan Tepeleri sınırına kadar tahliye etti. Bu kararın, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) üst düzey komutanlarını hedef alan son saldırıların ardından alınan bir tedbir olduğunu öne sürdü.

“Geri çekilme haberinin sızması, İran'ın Suriye'den ayrıldığına dair bir hile olabilir” diyen Iraklı kaynaklar, “bu aldatmacanın kendilerine üçüncü bir tarafa bilgi sızmasını araştırmak için yeterli zaman verdiğini” kaydetti.

Suriye dosyasıyla bağlantılı bir Şii siyasetçi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Iraklı militanların İran ordusunun bıraktığı boşluğu doldurmak için Suriye'ye geçmeye hazır olmalarına rağmen, bu operasyon bir kamuflaj olabilir” dedi ve “İran'ın sahadaki varlığı başından beri sınırlıydı” ifadelerini kullandı.

Şii siyasetçi, “İran'ın Suriye'deki askeri varlığını azaltmasının özellikle ABD Başkanı Joe Biden'a yönelik bir önlem olduğunu, İran'ın eski Başkan Donald Trump'ın ya da herhangi bir aşırılık yanlısı Cumhuriyetçinin ABD başkanlık seçimlerini kazanmamasını istemesi nedeniyle, Biden'a bölgede nominal bir zafer kazandırmak için yapıldığı” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynaklar, Tahran'ın, ‘Suriye'deki casuslara geri çekildikleri yanılsamasını vererek tuzak kurmak ve böylece bilgi sızdıran ağı tespit etmek’ istediğini iddia etti. Kaynaklar ayrıca, İran'ın ‘İsrail ve ABD'nin Şam'daki kontrollerini gevşetme yolunda olduklarından emin olmak için herkese sahayı terk ettiği yanılsamasını vermek istediğini’ kaydetti.


Çikolata fiyatlarında sert artışa neden olan virüse karşı yeni yöntem

Kakao yetiştiricileri virüsün yanı sıra iklim koşullarıyla da mücadele ediyor (Reuters)
Kakao yetiştiricileri virüsün yanı sıra iklim koşullarıyla da mücadele ediyor (Reuters)
TT

Çikolata fiyatlarında sert artışa neden olan virüse karşı yeni yöntem

Kakao yetiştiricileri virüsün yanı sıra iklim koşullarıyla da mücadele ediyor (Reuters)
Kakao yetiştiricileri virüsün yanı sıra iklim koşullarıyla da mücadele ediyor (Reuters)

Batı Afrika'daki kakao ağaçlarına saldıran virüs, çikolata fiyatlarının küresel çapta artmasına yol açarken araştırmacılar hastalığı önlemek için yeni bir yöntem buldu.

Dünya genelinde çikolatalardaki kakaonun yaklaşık yüzde 60'ı Batı Afrika ülkeleri Fildişi Sahili ve Gana'daki kakao ağaçlarından elde ediliyor. Gana'daki ağaçlara saldıran CSSV (cacao swollen shoot virus disease / kakao sürgününü şişiren virüs) hasadın yüzde 15 ila 50'sini yok ediyor. 

Unlu bitler denen küçük böcekler, ağaçların yaprak, tomurcuk ve çiçeklerini yiyerek bu virüsü yayıyor. 

Teksas Üniversitesi Matematik Bölümü'nden Benito Chen-Charpentier, "Bu virüs küresel çikolata tedariği karşısında gerçek bir tehdit yaratıyor" diyor:

Pestisitler unlu bitlere karşı iyi sonuç vermediğinden çiftçiler, virüs bulaşan ağaçları keserek ve virüse dayanıklı ağaçlar yetiştirerek hastalığın yayılmasını önlemeye çalışmak zorunda kalıyor.

Unlu bitlerle mücadele amacıyla çiftçiler ağaçları aşılayabilir fakat aşıların pahalı olması bu yöntemi elverişsiz hale getiriyor. Ayrıca aşılanmış ağaçların verdiği ürün miktarı da daha az oluyor.

PLOS One adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmadaysa matematiksel verileri kullanan araştırmacılar yeni bir yaklaşım benimsedi: Virüslerin ağaçtan ağaca geçişini sınırlandırmak için aşılanmış ve aşılanmamış ağaçların hangi aralıklarla dikilmesi gerektiğini hesapladılar. 

Matematikçiler, çiftçilerin aşılanmamış ağaçların etrafında aşılanmış kakao ağaçlarından oluşan koruyucu bir kalkan yaratmasını sağlayan iki farklı model yarattı. Araştırmanın yazarlarından Chen-Charpentier "Unlu bitler çeşitli yollarla hareket ediyor" diyor:

Yapmamız gereken şey kakao yetiştiricileri için bir model oluşturarak virüsün yayılmasını önleme amacıyla aşılanmış ağaçları aşılanmamışlardan ne kadar uzağa güvenle dikebileceklerini bilmelerini ve küçük ölçekli çiftçilerin maliyetleri makul seviyede tutmasını sağlamaktı.

Araştırmacılar çalışmaları henüz deneysel olsa da kakao ağaçlarını korumak için umut vaat ettiğini söylüyor. 

Son bir yılda fiyatı üç katına çıkan kakaonun bir tonunun fiyatı geçen ay tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarak 10 bin doları görmüştü. Uzmanlar dünyanın 60 yıldan uzun süredir en büyük kakao arz açığıyla karşı karşıya olduğunu söylerken Uluslararası Kakao Örgütü 2023-2024 döneminde 374 bin tonluk bir arz açığı yaşanmasını öngörüyor. Bu, önceki sezondaki 74 bin tonluk açığa kıyasla yüzde 405'lik bir artışa denk geliyor.

Kakao ağaçlarını tehdit eden tek şey unlu bitler de değil. El Nino hava olayı mevsim normallerinin üzerinde yağışa neden olurken, bunun iklim kriziyle birleşmesi sonraki aylarda aşırı sıcaklara yol açarak hasadın azalmasına zemin hazırlıyor.

Independent Türkçe, Phys.org, CNBC, Euronews, PLOS One


Cephedeki Ukraynalılar, ABD yardımının çözemeyeceği sorunu anlattı

Washington'da onaylanan pakette yer alan son tasarıda ABD'de bulunan Rusya'ya ait varlıkların dondurularak Ukrayna'ya yardım amacıyla kullanılabilmesinin önü açılıyor (AFP)
Washington'da onaylanan pakette yer alan son tasarıda ABD'de bulunan Rusya'ya ait varlıkların dondurularak Ukrayna'ya yardım amacıyla kullanılabilmesinin önü açılıyor (AFP)
TT

Cephedeki Ukraynalılar, ABD yardımının çözemeyeceği sorunu anlattı

Washington'da onaylanan pakette yer alan son tasarıda ABD'de bulunan Rusya'ya ait varlıkların dondurularak Ukrayna'ya yardım amacıyla kullanılabilmesinin önü açılıyor (AFP)
Washington'da onaylanan pakette yer alan son tasarıda ABD'de bulunan Rusya'ya ait varlıkların dondurularak Ukrayna'ya yardım amacıyla kullanılabilmesinin önü açılıyor (AFP)

ABD Senatosu, içinde Ukrayna'ya 61 ve İsrail'eyse 26 milyar dolarlık askeri yardımın da yer aldığı toplam 95 milyar dolarlık dış yardım paketini onaylayarak Beyaz Saray'a gönderdi. Başkan Joe Biden'ın en kısa sürede onay vermesi bekleniyor. 

Bu gelişme Kiev'de sevinçle karşılanırken ABD'nin Wall Street Journal gazetesi cephe hattındaki Ukrayna askerlerine düşüncelerini sordu.

Ülkenin doğusunda yer alan Çasov Yar'da abluka altındaki askerler, Amerikan silahlarına ihtiyaçları olduğunu zira Rusya'nın bu konudaki avantajını hissettirdiğini vurguladı. Yeni silahlar gelene kadar burayı ellerinde tutmaya çalıştıklarını belirttiler.

Ukrayna askerleri, uçaklardan fırlatılan yarım ton patlayıcı yüklü bombaların mevzilerini yok ettiğini, drone'ların hareket eden her şeye saldırdığını anlattı. 

Moskova'nın geçen sene istilasının en kanlı muharebesiyle kazandığı Bahmut'un karşısındaki Çasov Yar stratejik öneme sahip. Eğer Kiev bu kenti kaybederse Donetsk bölgesinde kontrol ettiği diğer bölgeleri bu yaz kaybetmesi ihtimali kayda değer ölçüde artıyor. 

Ukrayna'nın 92. Taarruz Tugayı'ndaki drone'lardan sorumlu komutan Yuriy Fedorenko, Çasov Yar'ın kaybı durumunda bölgede kontrol ettikleri yerlerden en büyük üçünün önemli tehlikeye gireceğini söylüyor.  

Her Ukrayna topuna karşı Rusya'nın 10 tanesini fırlattığını ve bu oranın daha da kötüye gittiğini belirten askerler, ağır hasarlar verdikleri Moskova güçlerinin istikrarlı bir şekilde ilerlemeyi sürdürdüğünü vurguluyor. 

Nemo kod adlı 29 yaşındaki asker, "Ağaçları sırf eğlencesine bombalayabiliyorlar. Bizim karşılık vermek için hedeften yüzde 100 emin olmamız lazım" diyor.

Kentin doğusuna ulaşan Rusları durdurmakta kullanılması gereken binalar da Moskova'nın saldırılarında yok ediliyor. 

Moskova'nın Ukrayna'daki birincil hedefine dönüşen bu doğu kentinde savaşan askerlerin birinci sıkıntısıysa savaşçı eksikliği. Bu, Amerikan yardımının çözüm bulamayacağı bir sorun. 

Aylardır aralıksız savaşan askerlerin öne cephede 5 günü aşmamaları gerekirken bu süre artık 10-15 günü bulabiliyor. 

Bu süre zarfında gıda, su ve ilaçtan yoksun kalan askerler, tedavi edilebilecekken yaşamlarını kaybediyor. 

38 yaşındaki Kıpiş, geçen hafta Rusların cephede ilerlememesini sağladıklarını ama 110 adamdan yalnızca 35'inin savaşabilecek durumda kaldığını söyledi:

Komutanlarımız bile bizimle birlikte mevzilerde çünkü adam eksiğimiz var.

Moskova'nın attığı kayma bombalarından şikayetçi olan 59 yaşındaki insani yardım çalışanı Vitaliy Yeremenko da yataktayken bunlardan birinin şok dalgasıyla kendini yerde bulduğunu anlattı:

Duvarlar o kadar fazla sallanıyordu ki binanın yıkılabileceğini düşündüm. Bir bodrumdan diğerine koşuyoruz. Bizim hayatımız böyle.

Ukraynalı yetkililer, savaş öncesinde 12 bin civarında kişinin yaşadığı kentte 700 sivilin kaldığını söylüyor. 

Ayrılmak isteyen sivilleri tahliyeyle görevlendirilen Mykola Mohylevskiy, hedef kitlesindekilerin çoğunun kendi başına bölgeyi terk edemeyecek yaşlılar olduğunu belirtiyor. Bölgedeki durumun bir önceki görev yeri Bahmut'tan kötü olduğunu vurguluyor:

İki ay önce otomobille kente girip etrafta yürüyebilirdim. Şimdiyse hızlı hareket etmek gerekiyor. Drone'ların otomobili patlatma riski büyük. Bazen sivillere bile saldırıyorlar.

Askeri uzmanlarsa Rusya'nın nüfusunun Ukrayna'nın 4 katı olduğuna işaret ederek Moskova'nın bu kayıpları daha iyi karşılayabileceğini söylüyor. 

Avustralya Ordusu'ndan emekli tümgeneral Mick Ryan, Ukraynalı liderler hakkında şöyle konuşuyor:

Bazı zor siyasi kararlar almak zorundalar. Elindeki toprağı tutup pek çok yaşamı yitirmek mi, toprak verip ordunu kurtarmak mı? Bulundukları pozisyon bu şekilde.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, AA


ABD'de Filistin eylemleri: Columbia Üniversitesi protestoculara süre tanıdı

Geçen hafta polisin çağrılmasından sonra kamp alanı daha da büyüdü (AFP)
Geçen hafta polisin çağrılmasından sonra kamp alanı daha da büyüdü (AFP)
TT

ABD'de Filistin eylemleri: Columbia Üniversitesi protestoculara süre tanıdı

Geçen hafta polisin çağrılmasından sonra kamp alanı daha da büyüdü (AFP)
Geçen hafta polisin çağrılmasından sonra kamp alanı daha da büyüdü (AFP)

ABD'nin elit üniversitelerindeki öğrenciler, Filistin için ayağa kalkarken New York şehrindeki Columbia Üniversitesi'nde geçen hafta başlayan eylemler de sürüyor. 

Columbia Üniversitesi Başkanı Minouche Shafik, salı gününün geç saatlerinde okulun internet sitesinden bir açıklama yayımladı. Protestoculardan kurdukları kamp bölgesini boşaltmaları talep edilirken gece yarısına kadar süre tanındı. 

Okulun protestoları düzenleyen öğrencilerle bir süredir bu konu hakkında görüşme halinde olduğunu hatırlatan Shafik, eğer Morningside Heights kampüsündeki West Lawn bölgesinde yer alan çadırlar kaldırılmazsa üniversite yönetiminin "huzuru yeniden tesis etmek için alternatifleri değerlendirmek zorunda kalacağını" söyledi.

Bu alternatiflerin neler olacağıysa açıklanmadı. 

Verilen sürenin dolmasından sonra herhangi bir ciddi etkinlik gözlemlenmedi. Ne öğrenciler çadırların tamamını söktü ne de okula polis geldi.

Üniversitenin tanıdığı süreyi uzattığı dedikodularıysa resmen doğrulanamadı.

Geçen hafta yönetimin kampüse polis sokmasının ardından güvenlik güçleri en az 108 öğrenciyi gözaltına almış, 80 öğrenciye de disiplin cezası verilmişti. 

Shafik'in bu hamlesi insan hakları örgütleri ve öğrenci liderleri tarafından eleştirilmişti. Güvenlik ve huzurun önceliğini savunanların karşısında ifade ve eylem özgürlüğünün üniversite kampüslerinde gerçekten yaşanabilmesinin önemini vurguluyorlar. Öğrenciler, okullarının İsrail'le bağı olan şirketlerle iş yapmamaları çağrısında bulunuyor.

Columbia haricinde Yale, Harvard ve MIT gibi elit üniversitelerde de benzer eylemler sürdürülüyor.

ABD Başkanı Joe Biden pazartesi günkü açıklamasında Yahudi öğrencilerin bir kısmının rahatsız olduğu bu eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Andrew Bates de pazar günkü açıklamasında "Yahudilere karşı şiddet çağrısı yapan antisemitik protestoları kınıyoruz" ifadelerini kullanmıştı. 

Columbia'daki eylemleri düzenleyen Columbia Üniversitesi Apartheid'ı Durdur ve Filistin'de Adaleti Savunan Columbia Öğrencileri adlı gruplar,  pazartesi yayımladıkları açıklamada "eylemlerinde hiçbir nefret ve bağnazlığa yer olmadığını" savunmuştu.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times