Otobiyografisiyle tartışma yaratan Prens Harry bu defa da uyuşturucu övdü

Sussex Dükü "Psikedelik uyuşturucular hayatımı değiştirdi" dedi

 (Reuters)
(Reuters)
TT

Otobiyografisiyle tartışma yaratan Prens Harry bu defa da uyuşturucu övdü

 (Reuters)
(Reuters)

Yılbaşında çıkardığı Spare (Yedek) adlı kitabında pek çok sansasyonel açıklama yapan Prens Harry, dünyayı şaşırtmayı sürdürüyor. 
38 yaşındaki Sussex Dükü, cumartesi günü travma uzmanı Gabor Maté'le internet üzerinden konuştu. Geçmişte yaşadığı travmaları atlatmasında psikedelik uyuşturucuların kendisine fayda sağladığını belirtti:
"Hayatın filtreleri kalktı. Bu filtre katmanlarının kalkmasını sağlamasıyla bana rahatlama, ferahlık, konfor, uzun zamandır engel olduğum bir hafifleme getirdi. Önce keyif için başlamıştım ama sonra bana ne kadar iyi geldiğini fark eder oldum. Benim hayatımdaki değişimi sağlayan temel parçalardan biri olduğunu ve geçmişin travmaları ve acılarıyla başa çıkmama yardım ettiğini söyleyebilirim. Bastırdığımız çok fazla şeyin kilidini açıyorlar."
En büyük bilimsel ve kültürel etkiye sahip "klasik" psikedelikler LSD, meskalin, psilosibin ve DMT olarak biliniyor. 
Prens Harry, Spare'de gençliğinde kokain ve esrar kullandığını da itiraf etmişti. 
Kitaptaki ilginç anılardan biriyse Friends'le tüm dünyanın tanıdığı Courteney Cox'ın evinde geçiyor. Ünlü aktrisin evinde "sihirli mantar" diye bilinen uyuşturucuyu kullandığını belirten Prens Harry, çöp kutusunun insan kafasına döndüğü bir halüsinasyon gördüğünü anlatmıştı. Sonrasında konuyla ilgili konuşan Courteney Cox uyuşturucuyu Prens'e kendisinin vermediğini vurgulamıştı. 
Prens Harry daha önceki başka bir röportajında da annesi Prenses Diana'nın ölümünü bir türlü kabul edemediğini anlatmıştı. Harry, profesyonel birinin yanında psikedelik madde kullandıktan sonra algısının değiştiğini söylemişti.
Avustralya Alkol ve Uyuşturucu Vakfı'nın "kişinin düşüncesini, zaman algısını ve duygularını değiştirebilen bitki bazlı bir saykodelik" diye tanımladığı Ayahuasca adlı uyuşturucuyu kullanan Harry, deneyimini şöyle anlatmıştı:
"Doğru kişilerin yanında Ayahuasca kullanınca birden dank etti ve "Vay canına, mesele ağlamak değil! Annem benim mutlu olmamı istiyor!" dedim. Annemin gittiğini böyle kabullendim."
Diğer yandan Prens Harry, bir anı kitabı daha yazacak kadar hikayesi olduğunu ama bunları anlatırsa babası ve abisinin kendisini asla affetmeyeceğinden korktuğunu söylüyor.
 
Independent Türkçe, Page Six, Variety



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture