Yemen İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Aden'de toplandı

Yemen Başkanlık Konseyi, ekonomide reform ve para birimini istikrara kavuşturma yönündeki adımları onayladı

TT

Yemen İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Aden'de toplandı

Yemen'de siyasi çevreler, geçiş sürecini yönetmek için milli mutabakatın pekiştirilmesi ve uzlaşı sağlanması açısından İstişare ve Uzlaşı Komisyonu’nun Aden'deki toplantılarının sonuçlarını bekliyor. Yemen Başkanlık Konseyi, dün ekonomik reformları teşvik etme ve yerel para birimini istikrara kavuşturma yönündeki birçok adıma onay verdi.
Reşad el-Alimi liderliğindeki Başkanlık Konseyi, 7 Nisan'da eski Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'den yetki devri kararı kapsamında oluşturulan İstişare ve Uzlaşı Komisyonu'nun Husi darbesinin sona ermesine yol açan geçiş aşamasında devlet idaresi konusunda kapsamlı bir fikir birliğine varacağını umuyor.
Resmi kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Başkanlık Konseyi, Reşad el-Alimi liderliğinde, üyeleri Sultan el-Arade ve Abdullah el-Alimi’nin bizzat katılımı ile Abdullah el-Alimi, İdru ez-Zübeydi, Tarık Salih ve Abdurrahman el-Muharremi’nin online katılımıyla bir toplantı düzenledi.
SABA’nın haberine göre, konsey toplantısında hükümetin ekonomik ve yaşam koşullarına ilişkin raporu, kamu maliyesinin performansını iyileştirmek için yapılan reformlar, Husilerin terör saldırıları ve bunların feci insani yansımaları ardından petrol dışı kaynaklardan elde edilen gelir kaynakları ele alındı. Başkanlık Konseyi, kapsamlı reformların gidişatını iyileştirmek için bir dizi adım ve direktifi onayladı. Ekonomi ve yaşam dosyası ise gündemde tutuldu.
Başkanlık Konseyi, maddi, hizmet ve emtia istikrarını korumaya yönelik çabaları iki katına çıkarmaya, savunmasız sosyal gruplar üzerinde herhangi bir yan etkiyi önleyecek şekilde kamu bütçe açığını güvenli seviyelerde tutmaya dikkat çekti.
Resmi kaynakların bildirdiğine göre Başkanlık Konseyi, Tarık Salih’in birliği pekiştirme, insani acıları hafifletme, devlet kurumlarını eski haline getirme, İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerin darbesine bir son verme yönündeki için ortak çabalar çerçevesinde Taiz’e yaptığı ziyaretin sonuçlarına ilişkin raporu dinledi.
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu’nun Aden'de gerçekleştirdiği toplantının sonuçlarını memnuniyetle karşılayan Başkanlık Konseyi, komisyonun son dönemde Başkanlık Konseyi’ni desteklemedeki rolüne övgüde bulundu. Ayrıca toplantıların sonuçlarına umut bağlandığını, ulusal uyumun pekiştirilmesi, devlet yönetiminde istenen fikir birliğine varılmasının istendiğini de ekledi.
Husilerin Ekim ayından bu yana Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat limanlarına yönelik saldırıları sonucunda kaynaklarının çoğunu kaybetmesi ardından Yemen hükümeti, ekonomik durumu kontrol altına alma, hizmet, kalkınma ve maaşlar açısından yükümlülüklerini yerine getirme yönündeki mücadelesini sürdürüyor.
Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Osman Mecli, dün Katar'ın Doha şehrinde düzenlenen Beşinci Birleşmiş Milletler (BM) En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda (LDC5) yaptığı açıklamada, Husi milislerin darbesi ve halka karşı yürüttüğü savaş sebebiyle Yemen’de kaynak kıtlığından mustarip olunduğunu, Yemen halkının modern çağın değer ve gereksinimlerinden mahrum kaldığını vurguladı.
Husilerin tıpkı İran’ın Arap ülkelerinde kaos çıkarmak, bölgeyi, ülkelerini ve kabiliyetlerini kontrol etmek amacıyla kurduğu diğer terörist ve ırkçı hareketler gibi İran rejimince eğitilip finanse edildiğini vurgulayan Mecli, terörist Husi milislerin darbesini reddetme ve yıkıcı uygulamalarını kınama yönündeki net uluslararası tutumun Yemen’deki kaosun ve yıkıcı yansımalarının önlenmesinde önemli bir rolü olduğunu söyledi.
Finans eksikliğinin Başkanlık Konseyi, hükümet ve Yemen halkı için ciddi bir sıkıntı teşkil ettiğini belirten Mecli, Yemen’in uluslararası toplum ile koordinasyon ve işbirliği içerisinde önce Husi milislerin neden olduğu insani felaketin etkilerini hafifletmek için, ardından ise Arap Koalisyonu aracılığıyla dayanıklılığın arttırılması, iyileşme ve yeniden yapılanma aşamaları için çalıştığına dikkat çekti.
Husi milislerin devlet kaynaklarını soyarak bunları terör ve savaş amaçları için kullanmaya devam ettiğini belirten Mecli, vatandaşlara karşı sürekli bir savaş yürüten milislerin kendi kontrolleri altında tuttuğu bölgelerde terörist baskı uyguladıklarını, vatandaşların haklarına, siyasi, ekonomik ve insani kazanımlarına tamamen el koyduklarını, üç referansa ve BM kararlarına dayalı adil ve kapsamlı bir barış yönündeki her türlü çabayı reddettiğini vurguladı.



Sudan’da ateşkesin sona ermesinin ardından şiddetli çatışmalar başladı

Geçtiğimiz Pazartesi günü yaşanan çatışmalar sonucunda Hartum'un güneyinden dumanlar yükseliyor (AFP)
Geçtiğimiz Pazartesi günü yaşanan çatışmalar sonucunda Hartum'un güneyinden dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Sudan’da ateşkesin sona ermesinin ardından şiddetli çatışmalar başladı

Geçtiğimiz Pazartesi günü yaşanan çatışmalar sonucunda Hartum'un güneyinden dumanlar yükseliyor (AFP)
Geçtiğimiz Pazartesi günü yaşanan çatışmalar sonucunda Hartum'un güneyinden dumanlar yükseliyor (AFP)

Sudan'ın başkenti Hartum dün Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile başkente takviye kuvvet getiren Sudan ordusu arasındaki ateşkesin bozulmasının ardından ağır silahlarla şiddetli çatışmalara sahne oluyorken, ABD çatışmanın her iki tarafına da yaptırımlar uyguladı.

Görgü tanıkları, başkentin batısındaki Omdurman’da ve el-Lamab bölgesinde ‘radyo ve televizyon binasının çevresinde top atışları’ duyduklarını söyledi.

Şiddetin daha da artması olasılığı varken ordu dün, Hartum'un merkezindeki operasyonlara katılmak için takviye kuvvetler getirdiğini duyurdu. Gözlemciler, ordunun yakında HDK’ya büyük bir saldırı başlatmayı planladığını ve bu nedenle Cidde'deki müzakerelerden çekildiğini düşünüyor.

Sudan Silahlı Kuvvetleri resmi sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre, Sudan ordusu dün Suudi Arabistan ve ABD liderliğindeki arabulucuları karşı tarafı ateşkes ve ateşkes şartlarını uygulamaya ikna etme çabalarını sürdürmeye çağırdı.

Sudan Dışişleri Bakanı Ali Sadık Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ABD'nin önceki gün Sudan'a uyguladığı yaptırımların savaşan güçleri değil Sudan halkını etkilediğini söyledi. Sadık savaşın başlangıcından bu yana yaptığı ilk basın açıklamasında, yaptırımların savaşan tarafı değil halkı etkilediğini ifade ederek, Sudan'ın yaptırımlara ilişkin tutumundan bahsetti.


Mısır’ın kuzeyinde bir trenin tuk tuk ile çarpışması sonucu 6 kişi öldü

3 tekerlikli tuk tuk (Arşiv-AFP)
3 tekerlikli tuk tuk (Arşiv-AFP)
TT

Mısır’ın kuzeyinde bir trenin tuk tuk ile çarpışması sonucu 6 kişi öldü

3 tekerlikli tuk tuk (Arşiv-AFP)
3 tekerlikli tuk tuk (Arşiv-AFP)

Mısır’da güvenlik ve sağlık kaynakları, ülkenin kuzeyindeki Buheyre’de bir yük treninin 3 tekerlekli küçük bir araçla (Tuk Tuk) çarpışması sonucu 3'ü çocuk 6 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Kaynaklar, kazada iki kişinin daha yaralandığını ve gerekli sağlık hizmetinin alınması için Buheyre Hastanesine nakledildiğini ifade etti.

Reuters’a konuşan kaynaklar, kazanın tuk tukun Buheyre’deki hemzemin geçitten yanlış zamanda geçmesi sonucu meydana geldiğini ifade etti.


Gazze Şeridi: Masumların, karnı açların mezarlığı

Yardımın azaltılması yönündeki adımlar, Gazze halkına daha çok zarar verecek / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia
Yardımın azaltılması yönündeki adımlar, Gazze halkına daha çok zarar verecek / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia
TT

Gazze Şeridi: Masumların, karnı açların mezarlığı

Yardımın azaltılması yönündeki adımlar, Gazze halkına daha çok zarar verecek / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia
Yardımın azaltılması yönündeki adımlar, Gazze halkına daha çok zarar verecek / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia

İzzeddin Ebu Ayşe

Gazze Şeridi mahallelerinde hüküm süren ekonomik kriz, daha fazla açlığı, yoksulluğu ve hayal kırıklığını peşinde getiriyor.

Zira uluslararası kuruluşlar, bu yoksul bölgeye yaptıkları yardımları ve gıda yardımlarını azaltıyor. Bu durum insani bir felaketi işaret ediyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatları, Gazze Şeridi'ne yardım sağlamaya devam edemeyeceklerini açıklarken, ABD ise Filistinlilere yaptığı aylık mali katkıyı kesti. 

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki yoksullara ve Gazze hükümeti çalışanlarına tahsis edilen Katar hibe fonlarının girişini engelleyerek durumu daha da kötüleştirdi.

Değişen öncelikler ve fon kaynaklarının kıtlığı nedeniyle, birçok ülke yardım ve insani krizlere hızlı müdahale alanında çalışan uluslararası ve yerel kuruluşlara yönelik mali yardımlarını durdurdu. 

Gıda güvensizliği, yoksulluk ve işsizlik oranlarında artış kaydedilirken ekonomi uzmanları ise yardımın azaltılması yönündeki adımların Gazze halkına daha fazla zarar vereceğini vurguluyor.

Bu adımların sonuçları, gıda yardımı ile bağlantılı olduğu için Filistinlilerin hayatlarında etkisini hızla gösteriyor. 

BM, art arda ve ani kesintileri uluslararası fonlardaki düşüşe, değişen bağışçı önceliklerine ve küresel ekonomik krize bağlıyor.

Ancak geçen yıl kaydettiği uyarılarda bu krizleri odak alan BM, nüfusun koşullarını önemli ölçüde iyileştirmeye çalışmıştı.

BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze'deki yoksullara yönelik gıda yardımını ilk durduran kuruluş oldu.

Ardından gelen BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ise önümüzdeki ağustos ayı sonuna kadar yararlanıcılara gıda yardımı yapamayacağını açıkladı. 

Uluslararası kaygı

Temel gıda ve acil yardım hizmetlerini destekleyen BM kurumlarının karşı karşıya kaldığı fon kriziyle ilgili endişelerini dile getiren BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, şu aaçıklamada bulundu:

Fon sağlanmadığı taktirde Filistinlilere yönelik gıda yardımını bırakmamız gerekecek. Tüm ülkeler Gazze halkına acil fon sağlamaya teşvik ediliyor olsa da, bağışçı desteği önemli ölçüde azaldı. Bu, hayati hizmetleri sürdürmek için acil bir önceliktir. Hükümetler ödeme yapmadığı taktirde, insani açıdan ve belki de güvenlik hususunda ciddi derecede sorunlar ile karşı karşıya kalacağız. Şiddet döngüsünün dışında kalmak için fonlar gereklidir. 

Dünya Bankası Batı Şeria ve Gazze Ülke Direktörü Stefan Emblad de"Kasvetli bir döneme giriyoruz, zirâ Gazze halkı hala yabancı bağışçılara bağımlı halde. Yerli finansman kaynakları bulunmuyor. Yaşam standartları yükseltilmediği, kamu mali hesaplarının sürdürülebilirliği iyileştirilmediği, işsizlik anlamlı bir şekilde azaltılmadığı taktirde insani açıdan ve güvenlik hususunda risk ile karşı karşıya kalacağız. Gazze'de gıda güvensizliği artıyor, ekonomik gerileme yüksek, hayat pahalılığı insanları yoruyor, nitekim durum vahim. Her üç kişiden ikisi yemek bulmakta zorlanıyor, bu oldukça endişe verici. Haziran ayının başında Gazze ekonomisi, azalan fon nedeniyle milyonlarca dolar kaybedecek" şeklinde konuştu. 

En çok etkilenen UNRWA 

UNRWA'nın medya danışmanı Adnan Ebu Hana, ajansın 10 yıldır mali kriz içinde olduğunu söyledi.

Ancak bütçeyi daha fazla kısamayacaklarını, mali açık nedeniyle hizmetlerinin bir kısmını durdurmak zorunda kaldıklarını vurguladı.

Hibeleri azaltma kararının tüm BM kurumları için geçerli olduğunu, ancak sadece gönüllü bağışlara bağlı olması dolayısıyla UNRWA'nın statüsünün daha hassas olduğunu belirten Adnan Ebu Hana, yaklaşık 1,2 milyon kişinin bulunduğu Gazze'deki gıda yardım fonlarını hala karşılayamadıklarına dikkat çekti. 

Miktarın çok büyük ve şok edici olduğunu söyleyen Adnan Ebu Hana, hangileri olduğunu belirtmediği birkaç ülkenin finansmanı durdurduğuna değindi.

Yalnızca "Finansmanı durdurma kararının büyük ve tehlikeli neticeleri olacak" ifadelerini kullanmakla yetindi. 

Filistinlilerin adımları 

Söz konusu gelişmelerin ardından Filistin Otoritesi ise Gazze'yi kurtarmak için harekete geçti.

Bu gelişmelerin getireceği risklerden kaçınmak için çeşitli taraflarla diyaloglar kurduğunu açıklayan Başbakan Muhammed İştiyye, "Kriz farklı yönleriyle etki edecek. Artan yoksullukla sınırlı kalmayıp elektriği de etkileyecek" vurgusunda bulundu. 

İştiyye'nin açıkladığına göre, ABD gerek Gazze gerek ise Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik yaklaşık 500 milyon dolar değerindeki yardımını durdurdu.

Bu miktarın 300 milyonu UNRWA, 200 milyonunun ise Filistin'e yardım için olduğu biliniyor. 

Filistinli kalkınma işleri uzmanı Nihad Ebu Guş, Gazze'ye yönelik hibelerin durdurulması ve azaltılması kararlarının Filistinlilerin hayatlarında etkisini hızla göstereceğini, zirâ gıda ile bağlantılı olduğunu vurguladı.

Bu kapsamda gıda güvensizliği, yoksulluk ve işsizlik oranlarının artacağını, elektrik sektörünün de bundan etkileneceğini, neticede gerek Filistin Otoritesi, gerek ise Gazze hükümetine bağlı çalışanların maaşlarının düşeceğini de sözlerine ekledi. 

Ayrıca Guş, "Gazze'de kaydedilen, insani felaket sınırlarını aşarak korkunç bir insanlık dramı boyutuna ulaşan ekonomik baskılar ve azalan hizmetler neticesinde vatandaş yoksullaşacak, hayatını sürdüremez hale gelecektir. Bağışçılar bu kararları alarak aslında halkın yoksullaşmasına yol açıyor. Sonrasında olacaklar hesaplanmıyor. Uluslararası toplum ise Gazze'yi destekleme sorumluluklarından kaçıyor. Nüfusun ayda 40 milyon dolara ihtiyacı var, dolayısıyla sektörün uluslararası toplum üzerindeki yükü çok düşük. Bu, diğer ülkelere yapılan hibelerle asla kıyaslanamaz" şeklinde konuştu.

Fon kaynaklarının kıtlığının ve değişen önceliklerin ikna edici bir neden olmadığına, bunun bağışçıları değiştirerek önlenebileceğine değinen Nihad Ebu Guş, "Bu siyasi nitelikte bir mesele. Bir caydırıcılık denklemi kurulu. Bu bizi güvenlik zafiyeti dahil olmak üzere tehlikeli sonuçlara götürüyor" diye vurguladı.

 

Independent Arabia


Binlerce Sudanlı Mısır sınırında tutsak kaldı

Bir önceki hafta sonuna kadar vize başvuru sayısı 7 bine ulaştı / Fotoğraf: AFP
Bir önceki hafta sonuna kadar vize başvuru sayısı 7 bine ulaştı / Fotoğraf: AFP
TT

Binlerce Sudanlı Mısır sınırında tutsak kaldı

Bir önceki hafta sonuna kadar vize başvuru sayısı 7 bine ulaştı / Fotoğraf: AFP
Bir önceki hafta sonuna kadar vize başvuru sayısı 7 bine ulaştı / Fotoğraf: AFP

Mısır makamları 25 Mayıs'ta, Mısır sınır noktalarından Sudanlılar için geçici seyahat belgeleriyle seyahat etmeyi durdurma kararı aldı.

Bu belgeler, 15 Nisan'da Hartum'da çatışmaların patlak vermesinden bu yana pasaportu olmayan Sudanlı çocuklar, kadınlar, hastalar ve 16 yaşın altındaki erkeklerin Mısır'a girmelerinin tek yoluydu.

Kapılarda mahsur kalanların bir kısmına göre, Mısır makamları, yanlış evrak ve sahte belge ibraz edilmesiyle ilgili gerekçelerle belgelerle girişi durdurdu.

Ancak sınır noktasında adını vermeyi reddeden Mısırlı bir kaynak şunları söyledi:

Ülke yetkilileri, Sudanlıların belgeleriyle ilgili işlemleri geçici olarak askıya aldı ve yeni kontrollerle eski duruma tekrar geçilecek.

Aşırı kalabalık

Seyahat belgelerinin iptali sadece çocuklar, kadınlar ve hastalar için değil, geçen günlerde Mısır'a girmek için Sudan'ın kuzeyindeki Halfa kentine gelen çok sayıda 17 ila 49 yaş arası erkekler için de geçerliydi. Bu grup, Mısır Konsolosluğundan vize almıştı.

Grubun bir kısmına göre, bazılarının vize alması bir aydan fazla sürdü, ancak yeni gelişmelerle birlikte Mısır'a geçiş birçokları için bir hayal haline geldi.

Hartum'daki Stratejik Araştırma Merkezi'nde kriz yönetimi ve müzakere uzmanı Emin İsmail Meczub, giriş vizesinin alınmasındaki gecikmenin nedenleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

Bu, Mısır tarafının giriş, ikamet ve Sudan tarafı ile koordineli olarak çalışmayı düzenlemesine yönelik konsolosluk prosedürlerinin sonucudur.

Zor koşullar

Halfa kentindeki aktivist Hatim Yusuf, vizenin alınmasındaki gecikmenin sebebini ise şöyle ifade etti:

Mısır tarafı günde 200 pasaport almayı taahhüt etmişti ama acil sağlık vakaları ve sırasını bekleyen hastalar olduğunu bile bile bu sayıyı önce 60'a, ardından 10 pasaporta indirmeye başladı ve bu durum çok büyük bir yığılmaya yol açtı. Oteller ve evler Halfa kentine gelen çok sayıda insanı barındıramadı, bu nedenle okullar, devlet kurumları ve camiler onları almaya hazırlandı. Ancak sorun şu ki, işlemler, kendi merkezinden kaydı açan Mısır Konsolosluğu tarafından düzenlenmiyor. Geçen hafta sonuna kadar vize başvuru sayısı 7 bine ulaştı ve şimdi Halfa'da 27 günü tamamladık. Geçen Mayıs'ın 7'sinde başvuran ilk grup için çalışmalar devam ediyor.

Krizden yararlanmak

Giriş belgelerini almak için bazılarının yaşını taklit eden bir dizi dolandırıcı ortaya çıktı ve bu da Mısırlı yetkililerin prosedürlerini sıkılaştırmasına yol açtı. 

İnsan hakları aktivisti Nermin Taha, bu sorunun insani boyutunu şöyle aktardı:

Konsolosluk yetkilileri Mısır'a girmek isteyen Sudanlılara yardım etmek için muazzam çaba sarf ettiğinden, Mısır hükümetinin sağladığı kolaylıklar harikaydı. Mısır Kızılayı da hasta ve yaşlıların tüm ihtiyaçlarını karşıladı. Ancak kriz tüccarları, Mısır makamlarının seyahat belgesini iptal etmenin yanı sıra, eskisi kadar hızlı bir şekilde vize vermekten vazgeçmesinde büyük rol oynadı. Bu, Mısır'a girmek için acil ihtiyaç içinde olduğunu ibraz eden dolandırıcıların yasal olarak girmek isteyen binlerce kişiye zarar vermesi anlamına geliyor. Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah Sisi, ülkesinin 150.000 Sudanlıyı kabul ettiğini ve uzun yıllardır 5 milyon Sudanlı'nın Mısır'da yaşadığını ifade etti, ayrıca memnuniyetle karşıladığı binlerce Sudanlının girişini kolaylaştırmak için hâlâ hatırı sayılır çabalar sarf ediyor. Diğer yandan, Sudanlıların sınır kapılarında ve Halfa kentindeki mağduriyetlerinin azaltılmasına yönelik çözümlere ilişkin olarak su ve ilaç eksikliği giderilmelidir. Bu maddelerin eksikliği nedeniyle sınırlarda oluşan ölüm riskini azaltmak için sorumlu makamlarla iş birliği kurulmalı ve sağlamak için bu alanlarda gönüllü girişimler oluşturulmalıdır.

 

Independent Arabia 


Lübnan Başbakanı Mikati'den Hizbullah'a "silahlı tatbikat" tepkisi

AA
AA
TT

Lübnan Başbakanı Mikati'den Hizbullah'a "silahlı tatbikat" tepkisi

AA
AA

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Hizbullah'ın ülkenin güneyinde 21 Mayıs'ta yaptığı silahlı tatbikatı kınadığını ve "devlet içinde devleti" kabul etmediğini söyledi.

Lübnan hükümeti medya ofisinden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Mikati Euronews'e yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın ülkenin güneyinde 2 hafta önce gerçekleştirdiği silahlı tatbikata ilişkin eleştiride bulundu.

Lübnan devletinin kimsenin hegemonyası altında olmadığını kaydeden Mikati, "Devlet içinde devlet varlığını kabul etmiyoruz. Ülkenin egemenliğine dokunacak uygulamaları ilk eleştiren benim." ifadelerini kullandı.

Mikati, Hizbullah'ın ülkenin güneyinde yaptığı silahlı tatbikatı kınadığını belirtti.

"Hizbullah'ın silahları" konusunun çözümünün yalnız hükümetin elinde olmadığını aktaran Mikati, bu konuda Lübnan'da kapsamlı ve tam bir mutabakata ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Mikati ayrıca, "Hizbullah'ın, silahlarını ülke içinde kullanılmasına asla izin vermeyeceğim. İsrail'in Lübnan topraklarını işgaline direnme konusunda hükümetimin programına bağlıyım." ifadelerini kullandı.

Hizbullah'ın askeri tatbikatı

Hizbullah, 21 Mayıs Pazar günü, Lübnan'ın güneyinde yer alan İsrail sınırına yakın Nebatiye şehrinde askeri tatbikat gerçekleştirmişti.

Hizbullah'ın etkin olduğu Nebatiye'nin Er-Reyhan bölgesindeki dağlık bir alanda gerçekleştirilen tatbikatta, çok sayıda hafif ve ağır silah kullanılmıştı.


Mısır'da kum fırtınası nedeniyle 4 kişi öldü, 3 kişi yaralandı

Toz fırtınası sırasında (Şarku'l Avsat)
Toz fırtınası sırasında (Şarku'l Avsat)
TT

Mısır'da kum fırtınası nedeniyle 4 kişi öldü, 3 kişi yaralandı

Toz fırtınası sırasında (Şarku'l Avsat)
Toz fırtınası sırasında (Şarku'l Avsat)

Mısır'da etkili olan kum fırtınası nedeniyle 4 kişinin hayatını kaybettiği, 3 kişinin yaralandığı belirtildi.

El-Yevm Es-Sabi (Yedinci Gün) gazetesinde yer alan habere göre, ülkenin kuzeyindeki Menufiye ilinin Şüheda ilçesinde fırtına nedeniyle büyük bir ağacın evin üzerine devrilmesi sonucu içerde bulunan 73 yaşındaki kişi yaşamını yitirdi, oğlu ise yaralandı.

Eş-Şarkiyye ilinin El-Kurin ilçesinde de şiddetli rüzgarın etkisiyle bir binadan düşen taş parçasının isabet ettiği 61 yaşındaki bir vatandaş öldü.

İsmailiyye kentinde de 43 yaşındaki bir kadın, ikamet ettiği evin duvarının şiddetli fırtına nedeniyle üzerine devrilmesi sonucu hayatını kaybetti.

Mısır Yerel Kalkınma Bakanlığı, perşembe günü, ülkede hayatı olumsuz etkileyen fırtına sebebiyle acil durum ilan etmişti.

Bakanlıktan aynı gün yapılan açıklamada, başkent Kahire'deki 6 October Köprüsü'ndeki bir reklam panosunun devrilmesi sonucu 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı ve 3 aracın kullanılmaz hale geldiği duyurulmuştu.

Hava tahminlerine göre, ülkede etkili olan şiddetli rüzgar ve kum fırtınasının gün sonunda etkisini kaybederek, cumartesi günü ise hava şartlarının normale dönmesi bekleniyor.


Sisi, ABD ile yakın stratejik ortaklıktan gurur duyduğunu belirtti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi, Kahire’de ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi, Kahire’de ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi, ABD ile yakın stratejik ortaklıktan gurur duyduğunu belirtti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi, Kahire’de ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi, Kahire’de ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden’ı kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ülkesinin ABD ile yakın stratejik ilişkisinden ve yıllardır süren ortaklığından gurur duyduğunu ifade etti. Sisi’nin bu açıklamaları, Mısır’a iki günlük bir ziyarette bulunan ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden’ı (Cuma) kabulü sırasında geldi. Jill Biden’ın Mısır’da eğitimi desteklemek için ABD yatırımlarını ele alması planlanıyor.

Mısır Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Ahmed Fehmi tarafından yapılan açıklamaya göre Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin eşi İntisar es-Sisi, Kahire Uluslararası Havalimanı’nda (Cuma) Jill Biden’ı kabul etti. Fehmi, Cumhurbaşkanı Sisi ve eşinin, ABD Başkanı Joe Biden’a selamlarını ilettiği Federal Başkanlık Sarayı’nda (Kahire’nin doğusunda) Jill Biden’ı karşıladığını da sözlerine ekledi.

First Lady Biden’ın Sisi’ye selamlarını ileterek, karşılama ve misafirperverlik için teşekkür etti.

Kahire’deki ABD Büyükelçiliği’nden Perşembe akşamı yapılan açıklamada, “Mısır, Jill Biden’ın bir hafta süren ve bölgedeki dört ülkeyi kapsayan turunun ikinci durağı” denildi.

Büyükelçilikten yapılan açıklamada Jill Biden’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yaptığı ziyaretler sayesinde, ABD’nin bölgedeki ortaklıkları güçlendirme ve ortak öncelikleri teşvik etme taahhüdünün teyit edileceği vurgulandı. Büyükelçilik, “Jill Biden, Mısır ziyareti sırasında kadın ve genç figürlerle bir araya gelecek. Eğitim girişimlerini desteklemeye ve ekonomik fırsatları artırmaya yönelik ABD yatırımlarına ışık tutacak” açıklamalarında bulundu.


Tunus'tan Türkiye ile güvenlik işbirliğini genişletme çağrısı

Tunus polisi (AA)
Tunus polisi (AA)
TT

Tunus'tan Türkiye ile güvenlik işbirliğini genişletme çağrısı

Tunus polisi (AA)
Tunus polisi (AA)

Tunus İçişleri Bakanı Kemal el-Faki, ülkesinin Türkiye ile derin ve güçlü ilişkileri olduğunu vurgulayarak, iki ülke arasındaki güvenlik işbirliğini genişletme çağrısı yaptı.

Tunus İçişleri Bakanlığı'nın Facebook hesabından yapılan açıklamaya göre, Bakan Faki, Türkiye'nin Tunus Büyükelçisi Çağlar Fahri Çakıralp ile başkent Tunus'ta bir araya geldi.

İki ülke arasında ortak öneme sahip alanlardaki mevcut işbirliği yollarının ele alındığı görüşmede Tunus İçişleri Bakanı Faki, ülkesinin Türkiye ile derin ve güçlü ilişkileri olduğunu belirterek, iki ülke arasında güvenlik işbirliğini genişletme çağrısı yaptı.

Türkiye'nin Tunus Büyükelçiliğinden yapılan yazılı açıklamada da görüşmede iki ülke arasındaki güvenlik işbirliği ve bunun geliştirilmesi yollarının ele alındığı kaydedildi.


Libya’nın Zuvara kentinde petrol kaçakçılarına yönelik hava operasyonu düzenlendi

Batı Libya'daki Zuvara Güvenlik Müdürlüğü'nden güvenlik görevlileri (Müdürlük)
Batı Libya'daki Zuvara Güvenlik Müdürlüğü'nden güvenlik görevlileri (Müdürlük)
TT

Libya’nın Zuvara kentinde petrol kaçakçılarına yönelik hava operasyonu düzenlendi

Batı Libya'daki Zuvara Güvenlik Müdürlüğü'nden güvenlik görevlileri (Müdürlük)
Batı Libya'daki Zuvara Güvenlik Müdürlüğü'nden güvenlik görevlileri (Müdürlük)

Libya Silahlı Kuvvetleri, başkent Trablus’un 120 kilometre batısındaki Zuvara kentinde faaliyet gösteren petrol kaçakçılarının sığınaklarına hava operasyonu düzenledi.

Başkent Trablus merkezli February televizyon kanalının haberine göre, çetelerin kontrolünde bulunan kent kırsalındaki kaçak petrol depoları hedef alındı.

Haberde, kaçakçılık yapan çetelerin Libya hava unsurları tarafından vuruluşuna ilişkin görüntüler yer aldı. Operasyonla ilgili Libya makamlarından henüz herhangi bir açıklama yapılmadı.

Amazig (Berberi) halkının yoğun olarak yaşadığı sınır bölgesindeki Zuvara kentinde, Tunus’a deniz ve kara yolu ile petrol kaçakçılığı yapan çeteler faaliyet gösteriyor.

Libya hava unsurları 25 Mayıs’ta da başkentin 50 kilometre batısındaki Zaviye kentinde faaliyet gösteren kaçakçıların sığınaklarını bombalamıştı.


İran’da tutuklu 3 Avrupa vatandaşı, Umman'ın arabuluculuğunda serbest bırakıldı

Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecastel, 26 Mayıs'ta serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle birlikte (Reuters)
Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecastel, 26 Mayıs'ta serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle birlikte (Reuters)
TT

İran’da tutuklu 3 Avrupa vatandaşı, Umman'ın arabuluculuğunda serbest bırakıldı

Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecastel, 26 Mayıs'ta serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle birlikte (Reuters)
Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecastel, 26 Mayıs'ta serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle birlikte (Reuters)

İran'da tutuklu iki Avusturya ve bir Danimarka vatandaşının, Umman'ın arabuluculuğunda serbest bırakıldığı belirtildi.

Umman Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İran'da tutuklu bulunan 3 Avrupa vatandaşının Umman'ın söz konusu ülkeler arasında yaptığı arabuluculuğunun ardından, ülkelerine gönderilmek üzere Umman Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait bir uçakla Tahran'dan Muskat'a getirildikleri kaydedildi.

Serbest bırakılanlardan birinin Danimarka vatandaşı diğer 2 kişinin ise Avusturya vatandaşı olduğu aktarılan açıklamada, İranlı yetkililerin Umman'ın çabalarına verdiği olumlu yanıt takdir edildi.

Bakanlığın açıklamasında söz konusu 3 kişinin neden ve ne zaman tutuklandığına ilişkin bilgi verilmedi.

Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg de bugün Twitter’dan yaptığı yazılı açıklamada, İran’da tutuklu Kamran Ghaderi ve Massud Mossaheb isimli İran asıllı iki Avusturya vatandaşının serbest bırakıldığını açıklamıştı.

Schallenberg, "İran'da yıllarca süren zorlu hapis cezasının ardından Ghaderi ve Mossaheb’iyi sonunda eve getiriyor olmak beni çok rahatlattı" ifadesini kullanmıştı.

Schallenberg, iki kişinin serbest bırakılmasında katkı sağlayan Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib ve Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi’ye teşekkür etmişti.

Belçika Başbakanı Alexander De Croo da mahkum takası konusunda arabuluculuk yapan Umman yönetimine teşekkür etti.

İran-Belçika arasında tutuklu takası anlaşması yapılmıştı

Belçikalı Olivier Vandecasteele de İran'da casusluk suçlamasıyla 40 yıl hapse mahkum edilmesinin ardından tutuklu takasıyla 26 Mayıs'ta serbest kalarak ülkesine dönmüştü.

İran'da "casusluk, kara para aklama ve döviz kaçakçılığı" suçlamasıyla yargılanıp, 40 yıl hapse mahkum edilen ve yaklaşık 15 ay cezaevinde tutulan insani yardım çalışanı Vandecasteele'nin durumu ülkesinde büyük tepki çekmiş, Uluslararası Af Örgütü serbest bırakılması için imza kampanyası düzenlemişti.

Belçika hükümeti geçen yıl İran ile tutuklu takasının yolunu açan anlaşma imzalamış, anlaşma uzun tartışmalardan sonra geçen nisan ayında yürürlüğe girmişti.

Bunun ardından Haziran 2018'de İran'da terör örgütü kabul edilen Halkın Mücahitleri Örgütünün Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlediği bir etkinliğe saldırı planladığı iddiasıyla Almanya'da tutuklanan ve Belçika'da 2021'de yargılanarak 21 yıl hapse mahkum edilen İranlı diplomat Esedullah Esedi ile Vandecasteele'nin takası gerçekleşmişti.