Almanya’daki sosis köpek müzesi kapasitesini büyütüyor

Almanya'daki “Daxhound Müzesi” (DPA)
Almanya'daki “Daxhound Müzesi” (DPA)
TT

Almanya’daki sosis köpek müzesi kapasitesini büyütüyor

Almanya'daki “Daxhound Müzesi” (DPA)
Almanya'daki “Daxhound Müzesi” (DPA)

Sosis köpekleri  veya Winnie'nin köpekleri olarak da bilinen Alman Dachshund (dakhund ) köpek ırkına ait müze daha büyük binaya taşınarak kapasitesini artıyor.
Şarku’l Avsat’ın Alman Haber Ajansından aktardığı habere göre sosis köpeklerinin dünyadaki merkezi olan Bavyera'nın Regensburg şehri, bu türe ait en büyük ekipman koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.  Bu sebeple dünyadaki dakhund  severlerin destinasyonu konumunda.
Müze sahipleri Zeppe Kubelbeck ve Oliver Stortz, müzenin daha büyük binalara taşındıktan sonra sergidki nesne sayısını 2 bin 500'den 5 bine çıkarmak için çalıştıklarını söylüyor.
Kubelbeck ve Storz, yeni Dakhund Müzesi’ni 2 Nisan'da açmak istediklerini belirtti.
Yeni müzenin ana cazibe merkezi muhtemelen müzenin üç "sosis köpeği" olacak ve Kubelbeck, ile Stortz odaları gösterirken, üç köpek kuyruklarını sallayarak etrafta koşuyor ve ardından bir battaniyenin altına kıvrılıyor.
Müze, daxhound'u bir av köpeği ve aile hayvanı olarak sergileyerek, cins hakkındaki tuhaflıklar ve gerçeklere odaklanıyor.
Bavyera cazibesinin özelliklerinin neler olduğunu gösteren sergiler de var. Dakhund  ve Noel süsleri şeklinde oyunlar ve olimpiyat maskotları bulunuyor.
Alman çoban köpeğinden sonra, Dakhund  köpeği ülkedeki en popüler ikinci cins ve sosis köpeği sahipleri topluluğu düzenli olarak Dakhund  buluşuyor. Buluşmanın etkiler Berlin'deki popüler Neukölln bölgesinde hissediliyor.
Müze yeniden açıldığında cuma günleri hariç her gün 10.00-16.00 saatleri arasında hizmet verecek. Ziyaretçiler Dakhund  köpeklerini yanında getiremez ve müzeye girişte ücret ödenmiyor.



George Clooney'nin eşi, ilişkilerini anlattı

(AP)
(AP)
TT

George Clooney'nin eşi, ilişkilerini anlattı

(AP)
(AP)

Shahana Yasmin 

Amal Clooney, hayatını eşi George Clooney'yle paylaştığı için nasıl da "son derece şanslı" hissettiğini anlattı.

İnsan hakları avukatı yeni bir röportajda, Ocean's Eleven'ın yıldızıyla birlikte mesleki sorumlulukları ve ebeveynlik arasında kurdukları dengeden bahsetti.

Glamour için Charlotte Tilbury'ye konuşan Amal, "Yaptığım işi çok destekleyen bir hayat arkadaşım var. Bu yüzden özür dilemem ya da kendimi dizginlemem gerekiyormuş gibi hissetmiyorum" dedi.

Anne olduğumda, ki bu tabii ki yeni bir aşamaydı, bana 'Güvenlik Konseyi'nde konuşman olduğunu biliyorum. Senin gitmen lazım, çocuklarla ben ilgilenirim, endişelenme' diyen ilk kişinin o olduğunu hatırlıyorum. Her günümü onunla paylaştığım için kendimi son derece şanslı hissediyorum. Ve şimdi 4 kişiyiz. Ve bunların hiçbirini cepte görmüyorum. Sadece onlarla birlikte olmanın getirdiği kahkaha ve neşenin kıymetini biliyorum.

Eylül 2014'te evlenen çiftin 2017'de Alexander ve Ella adındaki ikizleri dünyaya geldi.

Amal, çocuklarını spot ışıklarından uzak tutmak için evde telefon kullanmama politikası izlediğinden de söz etti. 

Avukat, "Özel anlar ve alanlar yaratmak giderek zorlaşıyor. Ama aynı zamanda bu yüzden evde çok eğleniyoruz. Artık herkesin telefonunu almak için kullandığım bir telefon sepetim var! İnsanların aile ve arkadaşlarıyla baş başa kaldığı, güvenli ve samimi bir iletişim kurabileceğini hissettiği o dengeyi kurmak önemli" dedi. 

Ve ebeveyn olmanın, bazı müdahalelerden daha fazla rahatsızlık duymak anlamına geldiğini söyleyebilirim. Bu yüzden çocuklarımızın bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Çocuklarımızı herkesin gözü önüne koymuyoruz, hiçbir zaman fotoğraflarını falan paylaşmıyoruz.

George da daha önce çocuklarını medya manşetlerinden uzak tutmanın kendisi için ne kadar önemli olduğunu söylemişti.

Aktör geçen yıl GQ'ya verdiği bir röportajda şöyle demişti:

Amacım onları korumak, çocuklarımın fotoğraflarının çekilmesini istemiyorum. Çok ciddi konularla, cidden kötü adamlarla uğraşıyoruz ve çocuklarımızın fotoğraflarının ortalıkta dolaşmasını istemiyoruz. Bu yüzden özel hayatımızı korumak için çok çaba sarf etmemiz gerekiyor ve tahmin edebileceğiniz gibi bu zorlu bir iş.

Amal ayrıca The King's Trust için Buckingham Sarayı'yla yaptığı hayırseverlik çalışmaları ve Amal Clooney Kadınların Güçlendirilmesi Ödülü'nün başlatılması hakkında da uzun uzun konuştu.

Amal "Kenya, Hindistan ve Pakistan gibi yerlerin en ücra köşelerinde, beceri kazandırma ve eğitim yoluyla kadınları güçlendirmeye çalışan bu kuruluşun faaliyetlerinin bir örneğine ışık tutma fırsatı bulduğumuz için gerçekten çok duygulandım ve onur duydum" dedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/life-style