Savaş Ukraynalı kadınların da yaşamını değiştirdi

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ilk günlerinden itibaren askeri üniformayı taşıyan Ukraynalı kadınlar sevdiklerinden uzakta zor şartlarda görevlerini yerine getiriyor.

AA
AA
TT

Savaş Ukraynalı kadınların da yaşamını değiştirdi

AA
AA

Cephede veya ordu için kurulan sağlık merkezlerinde kalan kadınlar askerlerin tedavisinde yardımcı oluyor.
Ukrayna ordusunun 114. Bölgesel Savunma Tugayı'na bağlı, askerlerin tedavi gördüğü bir sağlık merkezinin yöneticisi Yana Prasov (24), gönüllü olarak orduya katıldığını ve 1 yıldan fazladır askerlere yardım ettiğini anlattı.
Prasov, "24 Şubat 2020'den beri Ukrayna Silahlı Kuvvetlerindeyim. Gönüllü olarak geldim. Orduya bu şekilde yardım etmem gerektiğine karar verdim, benim yolum bu." dedi.
Yoğun bir çalışma programı olduğunu, artık eskisi gibi yaşamadığını dile getiren Prasov, "Topyekun bir savaşın başlangıcından bu yana hiçbir bayramı kutlamadım çünkü, bayram kelimesini duyduğum zaman savaşın bittiğine dair haberi de almak istiyorum." diye konuştu.
Savaş bitince aile kurmak istediğini aktaran Prasov, "Huzurlu bir hayata dönmek, ailemi kurmak istiyorum. Ama şimdi Rus füzeleri uçarken hiçbir şey inşa edemiyorum veya planlayamıyorum. Roketler uçmayı bıraktığında oğlum veya kızım olsun isterdim." ifadelerini kullandı.
Aynı sağlık merkezinde askeri sağlık personeli olarak çalışan iki çocuk annesi Olga Skopiç (32) ise savaş başlamadan önce Kiev'de bir hastanede hemşire olarak çalıştığını, savaş başlayınca gönüllü olarak orduya katılıp askerlere sağlık hizmeti sunduğunu kaydetti.
Skopiç, "Savaştan önce sakin ve rahat bir hayatım vardı, çocuklar, iş, ev. Savaşın başından beri artık nadiren eve gidiyorum. Çocukları pek göremiyorum. Orduda daha faydalı olacağıma karar verdim." dedi.
Savaşın Ukrayna'da birçok kadının hayatını değiştirdiğini dile getiren Skopiç, "Birçoğu dul kaldı. Orduda görev yapanlar barış zamanında daha da güçlenecek ve kendi kendine yetecek, irademize ve gücümüze daha çok değer vereceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Ukrayna ordusunun 114. Bölgesel Savunma Tugayı'nda asker olarak görev yapan Alina da (27) diğer kadınlar gibi orduya gönüllü olarak katıldığını, babası da asker olduğu için çocukluğundan bu yana orduda görev yapmayı hayal ettiğini söyledi.
Amacının gönüllü olarak orduya hizmet olduğunu ancak, savaş bittikten sonra da asker olarak göreve devam etmek istediğini bildiren Alina, sözlerini, "Bu iş zor ama benim için zor değil." diye tamamladı.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.