Tunus Genel İşçi Sendikası’nın Nahda’ya desteği tartışılıyor

İşçi Sendikaları’nın Nahda ile yakınlaşması, Tunus'ta hararetli bir tartışmaya yol açtı

Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Başkanı Nureddin et-Tabubi (EPA)
Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Başkanı Nureddin et-Tabubi (EPA)
TT

Tunus Genel İşçi Sendikası’nın Nahda’ya desteği tartışılıyor

Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Başkanı Nureddin et-Tabubi (EPA)
Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Başkanı Nureddin et-Tabubi (EPA)

Nureddin et-Tabubi başkanlığındaki Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) ve Hamma Hammami liderliğindeki Marksist çizgideki İşçi Partisi, başta sol kesim olmak üzere çeşitli partilerin eleştirilerine maruz kalıyor. Zirâ UGTT’nin Nahda Hareketi’ndeki bazı liderleri ve tutuklanan bazı siyasi aktivistleri savunmasıyla iki taraf arasındaki yakınlaşmaya dair işaretler kaydedilmişti.
Tabubi, geçtiğimiz hafta sonu düzenlediği mitingde Mornaguia hapishanesindeki tüm tutukluları özel olarak selamlamıştı. Bunlar arasında eski İçişleri Bakanı Ali el-Ureyd ve Nahda Hareketi'nin diğer bazı liderlerinin de bulunması UGTT’ye karşı olumsuz tepkilere neden oldu.
Hamma Hammami ise Pazar günü düzenlediği protesto mitinginde Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi'ye hakaret eden sloganlar atmayı reddetmiş, bu hareketin uygun ve yerinde olmayacağını belirtmişti. Bu gelişme, siyasi sahnenin dışında kalan tarafları bir araya getiren ilişkilerin gerçekliğine dair soru işaretlerine sebep oldu. Zirâ Başkan Kays Said, 2021'de istisnai önlemleri açıklamış, tüm eski siyasi sistemi iktidardan uzaklaştırmıştı.
Suikasta kurban giden Milletvekili Muhammed Brahmi’nin eşi Mubaraka Avayniyye, Tabubi’nin söz konusu selamı ardından UGTT ile ilişkisini kopardığını açıkladı. Zirâ Tabubi’nin selamladığı kişiler arasında yer alan eski Bakan Ureyd, Brahmi’nin hayatını kaybettiği suikasta karışmakla suçlanıyor. Avayniyye, “Tunus'a karşı tavırları dolayısıyla önceki rejimi, Tabubi’yi ve UGTT’yi affetmeyeceğiz. Tunus yargısı, yozlaşmışlarla mücadele etmek ve siyasi suikastların arka planlarını ortaya çıkarmak için toparlanmaya başladı. Tunus halkı, Nahda döneminde yaşananları ayrıntısıyla bilecek” vurgusunda bulundu.
Siyasal İslam'ın temsilcilerini reddeden Tunuslu gazeteci Lütfi el-Ammari ise “İslamcıları son 10 yılda yaptıklarından sorumlu tutmak, Başkan Said’e karşı çıkmaktan çok daha önemli. Tunus solunun lideri Hamma Hammami, kan dökülmesine, tehcirlere ve suikastlara karışanlarla nasıl yakınlaşabilir?” ifadelerini kullanarak Nahda liderlerinin 2013’te Tunus'ta gerçekleşen siyasi suikastlardan sorumlu tutulmalarına işaret etti.
Nahda Hareketi liderlerinden Ahmed el-Ammari’nin 4 Şubat’ta Tunus'un güneydoğusunda yeniden tutuklanması, 7 Mart 2016'da Bin Kirdan’da DEAŞ unsurlarının düzenlediği terör saldırısında ardından silahlı çatışma mahallinde bulunmasının sırrına ilişkin dönen tartışmayı yeniden alevlendirdi. Çok sayıda siyasi aktivist, iş insanı, yargıç ve medya çalışanına yönelik tutuklama kampanyası kapsamında gözaltına alınan Ammari'ye yöneltilen suçlamalar henüz netlik kazanmadı. Ammari’nin çatışmaların patlak vermesinin hemen ardından olay yerinde görünmesi, silahlı gruplarla ilişkilerinin olabileceğine dair birçok soruyu gündeme getirdi. Silahlı çatışmaların kaydedildiği noktada tutuklanan Ammari, Bin Kirdan’da bir ordu kışlasına götürüldü. Ammari'nin bu silahlı çatışmalar sırasında tutuklandığı haberi güvenlik birimleri tarafınca yayınlandı.
Dönemin Savunma Bakanı Ferhad el-Harşani, gizli bir oturumda bu dosya hakkında bilgi almak üzere parlamentoya davet edildi. Bakan Harşani, o dönemde yaptığı açıklamada, ordu güçlerinin Ammari'yi çatışmalardan korumak için bir askeri kışlaya naklettiğini doğrulamıştı.
İçişleri Bakanı ise 2014-2019 yılları arasında milletvekilliğinde bulunan Ammari'nin Bin Kirdan terör olaylarında rolü olduğunu kesin bir dille yalanladı. Terör olaylarına karıştığına dair haberlerin yayınlanmasını veya terör unsurlarıyla ilişkisi olduğu iddialarını protesto eden Ammari, tutuklandığına dair haberler yayınlayan medya siteleri hakkında adli suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Bin Kirdan şehrindeki terör saldırısında 7 sivil, 12 ordu mensubu ve 36 silahlı şahıs hayatını kaybetmişti. Yaralı sayısı 27'ye ulaşmış, 7 silahlı kişi terör unsurlarının yargılanmasında uzman mahkemelerin huzuruna çıkarılmıştı. Tunus her yıl bu günü teröre karşı zaferin kaydedildiği bir ulusal gün olarak anıyor.



Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği bölge turu, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması olasılığı açısından merakla bekleniyor. İsrail'de savaşın sona erdirilmesi yönünde büyük gösteriler düzenlenirken, Kahire temasların varlığını, öneri ve fikir alışverişinde bulunulduğunu teyit ediyor ve Washington'un rolüne güveniyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) kapsayan turu öncesindeki bu büyük ivme, ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya açık bir şekilde baskı yapması halinde bir anlaşmayla sonuçlanabilir. Hamas'ın ABD'nin kapsamlı bir çözüm garantisi vermesi halinde, ateşkesi kabul etmesi muhtemel.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Papa 14. Leo, 8 Mayıs'ta seçildikten sonra Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlediği ilk pazar ayininde Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve tüm esirlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

‘Askeri çözüm yok’

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, ‘ateşkes için ciddi müzakerelere geri dönülmesi’ çağrısında bulunarak, ‘Gazze Şeridi'ndeki çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğini ve siyasi bir çözümün odak noktası olması gerektiğini’ vurguladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazı arasında oturan protez bacaklı bir Filistinli (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir televizyon röportajında, Gazze konusunda günlük temasların ve karşılıklı önerilerin varlığını teyit ederek, gerilimin sona erdirilmesi için baskı yapılmasında ABD'nin rolünden yararlanmanın önemini vurguladı. Trump yönetiminin göreve gelmeden önceki tutumunun ateşkesin istikrar kazanmasına yardımcı olduğunu ve mevcut ABD yönetiminin de aynı güçle mevcut çabaların başarısına katkıda bulunacağını umduğunu ifade etti. Abdulati, “Kapsamlı bir ateşkese ulaşmak için ABD ve Katar'ın başını çektiği uluslararası ortaklarla iş birliği içinde Mısır'ın yoğun girişimleri devam ediyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Trump'ın ziyaretinin, Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler de dahil olmak üzere çeşitli dosyalarda ‘koordinasyonu artıracağını’ doğruladı, ancak bir ateşkes anlaşmasına varılıp varılmayacağı konusunda bilgi vermedi.

Baskılar artıyor

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Trump'ın ziyaretinden önce ya da ziyaretiyle birlikte bir anlaşmaya varılacağı beklentisiyle savaşın sona erdirilmesi için büyük beklentiler, baskılar ve uluslararası taleplerin arttığını söyledi. Mısır'ın Trump'ın rolüne güvenmesinin doğru bir tutum olduğunu ve özellikle Gazze dosyasının yaklaşan tur sırasında güçlü bir şekilde masada olacağı için anlaşmanın sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunabileceğini belirtti.

Hamas'a yakın bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun'a göre ise ‘tüm olasılıklar halen masada, ancak İsrail ateşkesi garanti eden ya da Filistin halkına karşı devam eden soykırımı durduran herhangi bir anlaşmayı reddetmekte ısrar ediyor.’

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırlar (Reuters)

Öte yandan Hamas, maliyeti ne olursa olsun herhangi bir kısmi anlaşmaya girmeyi reddediyor. Kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediğini vurguluyor, ancak aşılamayacak net koşullar ve kırmızı çizgiler belirliyor.

El-Medhun'a göre kırmızı çizgiler üç yönlü; ‘İlk olarak hiçbir koşul altında silahların teslim edilmesinden söz edilmiyor, zira direniş için silahlar hayatta kalmanın garantisi ve caydırıcılık aracıdır. İkinci olarak ister liderler ister sıradan insanlar olsun, Filistinlilerin yerinden edilmesi reddediliyor. Son olarak, saldırganlığın kapsamlı bir şekilde durdurulmasına, kuşatmanın kaldırılmasına ve esirlerin serbest bırakılmasına yol açmayan her türlü kısmi anlaşmaya karşı çıkılıyor.’

El-Medhun, “Hamas kısa süre önce İsrail'in değiştirilmiş bir teklifini reddetti. Çünkü bu teklif kabul edilemeyecek kırmızı çizgilere dokunan noktalar içeriyordu. Ancak hareket diyaloğa açık olmakla birlikte silahları teslim etmeyecek, mevcut koşullar altında gelecekteki herhangi bir hükümette yer almayacak ve herhangi bir kısmi anlaşmayı kabul etmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Kanal 12 televizyonuna göre cumartesi akşamı binlerce İsrailli, savaşın sona erdirilmesi ve tüm esirlerin geri dönmesi talebiyle Savunma Bakanlığı yakınlarında gösteri yaptı. Bu gelişme, cumartesi günü Gazze Şeridi'nde hayatta olan iki İsrailli esirden birinin Gazze Şeridi'nde devam eden savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunduğu videonun Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından yayınlanmasıyla aynı zamanda gerçekleşti.

Hamas'ta iyimserlik

Hamas kaynakları dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Katar ve Mısır'ın katıldığı, ABD'li ve İsrailli yetkililerin yakından takip ettiği görüşmelerde ‘bu kez bir anlaşmaya varılabileceğine dair iyimserliğe tanık olunduğunu’ belirterek, ‘şu anda önerilenler üzerinde anlaşmaya varılması halinde önümüzdeki 48 saat içinde bir anlaşmanın ilan edileceğini’ öne sürdü.

Kaynaklar, ‘ABD tarafının kısmi bir anlaşmaya varmaya odaklandığını, hareketin liderliğinin ise anlaşmanın açık ve net bir metin taşımasını, Başkan Trump'ın garantisini içermesini, İsrail'in ilk aşamada olduğu gibi anlaşmaları ihlal etmeden savaşı sona erdirecek ikinci bir aşamaya geçilmesini talep ettiğini’ açıkladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği saldırıda öldürülen bir çocuğun cenazesini taşıyan Filistinli (Reuters)

‘Hamas'ın ateşkesi hızlandırmak ve Trump yönetimine net bir mesaj göndermek için ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander da dahil olmak üzere tüm esirleri serbest bırakmaya istekli olduğunu’ belirten el-Medhun, “Şimdi parola, soykırımı durdurmak, insani yardımın girişine izin vermek ve savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması için işgal hükümetine gerçek bir baskı yapma sorumluluğuna sahip olan ABD yönetiminin elinde” dedi.

Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmenin yollarını açıklayacağı bir anlaşmanın çerçevesini duyurmasını bekleyen Ferec, önümüzdeki saatlerin ABD'nin tutumunu, takas anlaşmasının tamamlanma şansını ve yardım girişini duyurmak açısından belirleyici olacağını öne sürdü.