Eski ABD Donanma Komutanı'nın denizaltı anlaşmasından maddi çıkar sağladığı ortaya çıktı

2015'ten 2019'a kadar Donanma Komutanı olarak görev yapan emekli amiral John M. Richardson bu görevden önce donanmanın nükleer operasyonlarının başındaydı

ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında imzalanan nükleer denizaltı anlaşmasının maliyeti 100 milyar dolar olarak açıklanmıştı (AP)
ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında imzalanan nükleer denizaltı anlaşmasının maliyeti 100 milyar dolar olarak açıklanmıştı (AP)
TT

Eski ABD Donanma Komutanı'nın denizaltı anlaşmasından maddi çıkar sağladığı ortaya çıktı

ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında imzalanan nükleer denizaltı anlaşmasının maliyeti 100 milyar dolar olarak açıklanmıştı (AP)
ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında imzalanan nükleer denizaltı anlaşmasının maliyeti 100 milyar dolar olarak açıklanmıştı (AP)

ABD'li emekli bir amiralin ABD'yle Avustralya arasında imzalanan nükleer denizaltı anlaşmasından maddi çıkar elde ettiği ortaya çıktı.
The Washington Post'un araştırmasına göre, Avustralya hükümeti ABD'de nükleer denizaltı almak için talepte bulunduktan sonra Virginia eyaletinde az bilinen, tek kişilik, Briny Deep isimli bir danışmanlık firmasıyla anlaşma imzaladı.
Avustralya hükümetinin imzaladığı belgelerden elde edilen bilgililere göre, savunma yetkililerine pazarlıklar sırasında danışmanlık sağlamak için Briny Deep isimli şirkete 210 bin dolar danışmanlık ücreti ödendi. Kayıtlara göre şirketin sahibi ise 2015'ten 2019'a kadar ABD Donanması'nın başında bulunan dört yıldızlı amiral John M. Richardson.
Ancak Avustralya ile ABD arasındaki nükleer denizaltı anlaşmasında, Avustralyalılara danışmanlık yapan tek eski donanma mensubu Richardson değil. Washington Post geçen yıl Amerikan donanmasından emekli subayların ve birkaç eski sivil yetkilinin de Avustralya'ya danışmanlık hizmeti sağladığını ortaya çıkarmıştı.
Emekli donanma mensuplarının Eylül 2021'den itibaren sahip oldukları ilişkiler ağını kullanarak nükleer anlaşmadan maddi çıkar elde ettikleri düşünülüyor. Gazetenin ulaştığı kayıtlara göre bir başka emekli amiral, günlük 4 bin dolar karşılığında Avustralya'ya danışmanlık hizmeti sundu.
Amerikan federal yasalarına göre, emekli ordu mensupları yabancı ülkelerden gelen para ve iş tekliflerini kabul etmeden önce Pentagon'dan ve Dışişleri'nden izin almak zorunda. 
Donanma Sözcüsü Sandra Gall'ın yaptığı açıklamaya göre Richardson da benzer şekilde geçen temmuzda Avustralya adına çalışmak için ABD Donanması'na başvuru yaptı. Richardson'ın başvurusu bir ay sonra kabul edildi.
ABD Donanması, Richardson dışında kaç emekli subayın daha Avustralya için çalıştığını açıklamadı. Haberde, Avustralya'nın nükleer ve gemi yapımı danışmanlığı için halihazırda istihdam sağladığı 12 eski donanma subayına ek olarak 10 emekli donanma subayının daha ordu içerisindeki boşlukları doldurmak için Avustralya ordusuyla beraber çalıştıkları ifade edildi.
Biden yönetimi Eylül 2021'de ABD ve Birleşik Krallık'ın Avustralya'ya nükleer denizaltı filosu inşa etmek için üçlü bir anlaşmaya vardığını açıklamıştı. Anlaşmanın maliyeti ise 100 milyar dolar olarak açıklanmıştı. 
Avustralya'nın yeni denizaltı filosunun, ABD ve Birleşik Krallık'ın Asya'daki deniz gücü için tamamlayıcı bir rol oynaması ve Çin'in hızla büyüyen donanması için caydırıcı bir unsur olması bekleniyor. Ancak analistler denizaltıların 2040'a kadar operasyonel hale gelemeyeceğini tahmin ediyor.

Independent Türkçe, The Washington Post, Reuters



Trump'ın hakaretlerinin ardından Minneapolis'te göçmenlere yönelik operasyonda Somalililer gözaltına aldı

New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
TT

Trump'ın hakaretlerinin ardından Minneapolis'te göçmenlere yönelik operasyonda Somalililer gözaltına aldı

New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)

Federal yetkililer dün, Başkan Donald Trump'ın Afrika Boynuzu ülkesinden gelen göçmenlere hakaretlerde bulunup, onların Amerika Birleşik Devletleri'nden çıkarılmasını istediğini söylemesinden iki gün sonra Minneapolis'te göçmenlere yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar arasında Somali kökenli kişilerin de bulunduğunu açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, operasyonla ilgili ilk açıklamasında, Minneapolis'teki gözaltıların pazartesi günü başladığını belirtti. Yetkililer gözaltına alınanların toplam sayısını açıklamadı, ancak 12'si hakkında bilgi verdi: Beşi Somali'den, geri kalanı Meksika ve El Salvador'dan. İç Güvenlik Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, gözaltına alınanların hepsini dolandırıcılıktan araç hırsızlığına, cinsel suçlardan alkollü araç kullanmaya kadar çeşitli suçlardan hüküm giymiş tehlikeli suçlular olarak nitelendirdi.

Demokrat Partili Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, Trump'ın şehrin Somali sakinlerine yönelik saldırılarını eleştirdi ve dün Amerikalılara, Kuzey Amerika'nın en büyüğü olan Minnesota'nın Somali göçmen topluluğunu "sevme ve saygı duyma" çağrısında bulundu.

Trump'ın müttefikleri, Somalililere yönelik ırkçı söylemlerini ve onları savunan Minnesota'lı politikacılara yönelik saldırılarını övdüler. Salı günü televizyonda yayınlanan bir kabine toplantısında Trump, Minnesotalıları ilgilendiren hükümet yolsuzlukları hakkındaki haberlere, göçmenleri "çöp" olarak nitelendirerek ve onları "geldikleri yere geri göndermek" istediğini söyleyerek yorum yaptı.


ABD, Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladı

Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
TT

ABD, Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladı

Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)

ABD, Başbakan Mark Carney'nin Washington ile ilişkilerdeki belirsizlik ortamında savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmasının ardından, dün Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladığını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın, her biri 226 kg (500 pound) ağırlığında ve birlik formasyonlarını vurabilen 3 bin 414 adede kadar BLU-111 bombası ve sabit hedeflere karşı hassas vuruşlar için tasarlanmış 3 bin 108 adede kadar GBU-39 bombası içerdiğini belirtti. Ayrıca anlaşma, güdümsüz bombaları güdümlü mühimmata dönüştürmek için 5 binden fazla Ortak Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) da içeriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre'ye gönderdiği bildirimde, anlaşmanın "Kanada'nın bölgedeki saldırganlığı caydırmak için güvenilir savunma kabiliyetini artıracağını, ABD kuvvetleriyle birlikte çalışabilirliği sağlayacağını ve Kanada'nın ortak kıta savunmasına katkıda bulunma yeteneğini güçlendireceğini" belirtti.

Kanada Başbakanı Mark Carney, ağustos ayında ülkesinin NATO'nun bu yıl savunmaya GSYİH'nın %2'sini harcama hedefini, planlanandan yıllar önce karşılayacağını doğruladı. Carney, Kanada'nın komşusu ve NATO içinde uzun süredir güvenliğin garantörü olan Amerika Birleşik Devletleri'nin rolüne ilişkin artan belirsizliğin yanı sıra, Rusya'nın Arktik'teki olası saldırganlığına da değindi.

Trump, özellikle Carney'nin Justin Trudeau'nun yerine başbakanlık görevini üstlenmesinden önce, Kanada'nın 51. ABD eyaleti olması gerektiğini söyleyerek, Kanada'yı sık sık küçümsemişti.


Amerika, seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planlıyor

Donald Trump (EPA)
Donald Trump (EPA)
TT

Amerika, seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planlıyor

Donald Trump (EPA)
Donald Trump (EPA)

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump yönetiminin seyahat yasağının kapsadığı ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planladığını söyledi.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Portland'daki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) merkezinin yakınındaki protestoları gözlemliyor (AFP) ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Portland'daki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) merkezinin yakınındaki protestoları gözlemliyor (AFP)

Fox News'e verdiği bir röportajda Noem'e, Trump yönetiminin seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 32'ye çıkarıp çıkarmayacağı soruldu.

Noem, "Sayı konusunda net bir şey söylemeyeceğim, ancak 30'dan fazla ülke var ve başkan ülkeleri değerlendirmeye devam ediyor" diye yanıt verdi.

Trump, haziran ayında 12 ülkenin vatandaşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ne girişini yasaklayan ve 7 ülkenin vatandaşlarının girişini kısıtlayan bir bildiriyi imzalayarak, bunun "yabancı teröristlere" ve diğer güvenlik tehditlerine karşı koruma sağlamak için gerekli olduğunu belirtti. Yasak, turistler, öğrenciler ve iş seyahatinde olanlar da dahil olmak üzere hem göçmenler hem de göçmen olmayanlar için geçerli.

Hangi ülkelerin ekleneceğini belirtmeyen Noem, "Eğer orada istikrarlı bir hükümet yoksa ve kendilerini geçindirebilecek, bu kişileri bize teşhis edebilecek ve kimliklerini doğrulamamıza yardımcı olabilecek bir ülkeleri yoksa, neden o ülkeden insanların Amerika Birleşik Devletleri'ne gelmesine izin verelim?" ifadelerini kullandı.

ABD'nin başkanı Donald Trump (Arşiv-Reuters)ABD'nin başkanı Donald Trump (Arşiv-Reuters)

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre, Dışişleri Bakanlığı'na ait bir iç yazışma, Trump yönetiminin 36 ülkenin vatandaşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ne girişini yasaklamayı düşündüğünü ortaya koydu.

Listenin genişletilmesi, yönetimin geçen hafta Washington, D.C.'de iki Ulusal Muhafızın vurulmasından bu yana aldığı göçmenlik önlemlerinin daha da artırılması anlamına gelecek.

Soruşturmacılar saldırının, 2021 yılında Trump yönetimi yetkililerinin yeterli güvenlik incelemesinden yoksun olduğunu söylediği bir yeniden yerleştirme programı aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri'ne giren bir Afgan vatandaşı tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Saldırıdan birkaç gün sonra Trump, herhangi bir ülke ismi vermeden veya hangilerini kastettiğini belirtmeden, tüm "Üçüncü Dünya" ülkelerinden göçü "kalıcı olarak durduracağına" yemin etti.