İsrail’de Netanyahu hükümetine karşı 'sivil itaatsizlik günü' gösterilerinde vatandaşlara sokaklara döküldü

Atlı İsrail polisi, bugün havaalanına giden bir otoyolu kapatan göstericilerle karşı karşıya geldi (AP)
Atlı İsrail polisi, bugün havaalanına giden bir otoyolu kapatan göstericilerle karşı karşıya geldi (AP)
TT

İsrail’de Netanyahu hükümetine karşı 'sivil itaatsizlik günü' gösterilerinde vatandaşlara sokaklara döküldü

Atlı İsrail polisi, bugün havaalanına giden bir otoyolu kapatan göstericilerle karşı karşıya geldi (AP)
Atlı İsrail polisi, bugün havaalanına giden bir otoyolu kapatan göstericilerle karşı karşıya geldi (AP)

İsrail'de Binyamin Netanyahu hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan yasal düzenlemelerine karşı "sivil itaatsizlik günü" kapsamında, ülke genelinde kitlesel protestolar başladı.
İsrail'de hükümet, tartışmalı yargı düzenlemesini Meclis'ten geçirme noktasında adım adım ilerlerken, bunu "yargıya müdahale" olarak değerlendiren grupların ülke genelinde 9 haftayı geride bırakan eylemleri giderek artıyor.
Göstericiler, daha önce çağrıları yapılan bugünkü eylem çerçevesinde, yüzlerce kişilik gruplar halinde, başta Tel Aviv olmak üzere ülke genelinde çok sayıda kentte toplandı.
Eylemci grupların, yol kapama gibi günlük hayatı sekteye uğratacak şekilde planladığı protesto çağrıları; İsrail basınına, "Diktatörlüğe Karşı Direniş Günü", "Direniş Günü" ve "Sivil İtaatsizlik Günü" gibi başlıklarla yansıdı.
Tel Aviv’de, yargı düzenlemesinin ülkedeki güçler ayrılığına karşı tehdit oluşturduğunu ve demokratik yapıya zarar vereceğinin düşünen gösteriler, “Demokrasi” sloganları attı.

Protestocular Tel Aviv otoyolunu trafiğe kapattı
İsrail polisi, eylemler nedeniyle TOMA ve atlı polislerle yoğun güvenlik önlemi aldı.
Binlerce protestocu, Tel Aviv’in ana caddelerdeki polis barikatlarını aşarak kentin en merkezi Ayalon Otoyoluna çıktı ve yolu çift yönlü şekilde trafiğe kapattı.
Polis, yolu kapatan bazı göstericilere darp ederek müdahale etti.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (KAN), polisin göstericilere müdahalesini, “tehlikeli polis şiddeti” olarak aktardı.
Batı Kudüs'te de bir grup gösterici Başbakan Netanyahu'nun evinin önünde toplandı.
Bir başka grup ise Netanyahu hükümetinin de destekçisi sağcı sivil toplum kuruluşu Kohelet'in Batı Kudüs'teki merkezine gelerek, buranın girişini kapatmaya çalıştı. Göstericiler merkezden çıkanların üzerine sahte dolar banknotları attı.
Sokaklara yayılan protesto eylemleri, denizde de gerçekleştiriliyor.
Hayfa sahilinde onlarca yat, tekne ve kano, buraya yanaşacak gemileri engellemek için limanın önünü kapattı. Protestocular arasında eski donanma komutanları Ami Ayalon ve David Ben-Besht de yer aldı.
Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise göstericilerin Netanyahu'nun İtalya ziyaretini aksatmak için toplanma çağrısı yaptığı Ben Gurion Uluslararası Havalimanı'na gelerek, "Güvenlik güçlerimizi desteklemek için geldim. Anarşiye izin vermeyeceğiz." dedi.

“Hükümetten daha az kararlı değiliz”
Gösterilere katılan 66 yaşındaki Theodore Hertzkoretz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Hükümetin hayata geçirmek istediği yargı inkılabını protesto etmek için bu harika insanlarla buradayız.” ifadelerini kullandı.
Netanyahu hükümetinin, protestolara rağmen yargı düzenlemesini Meclis'ten geçirmekteki ısrarlı tutumunu değerlendiren Hertzkoretz, “Onlar bunu yapmakta kararlı, ancak biz onlardan daha az kararlı değiliz. Bunu engellemek için biz daha kararlıyız. Güçlüyüz, ısrarcıyız ve bunu yapacağız.” diye konuştu.
İsrailli protestocu, hükümetin yargı düzenlemesi hayata geçirmesi durumunda, “milyonlarca insanın buna karşı olduğunu” ve hükümetin “üstesinden gelebilecek” güçte olduklarını dile getirdi.
Yüksek teknoloji sektöründe çalışan bilgisayar programcısı Ofer Chuav da gösterilere, “kırılgan durumdaki İsrail demokrasisini savunmak için” katıldığını ifade ederek, “Hükümetin, diktatörlük ve insanlık dışı değerlendirebileceğim uygulamalarını engelleyebilecek yegane kurumlardan biri olan mahkemelerimizi korumak için buradayız.” dedi.
Protestoların Netanyahu’nun yasa tasarısını geçirmesini “engelleyebileceğinden kuşkulu olduğunu” dile getiren gösterici, “Yine de mücadele etmeden bırakmayacağız. Bu da değerli bir şey.” şeklinde konuştu.

13 gösterici gözaltına alındı
Bu arada İsrail polisinden yapılan yazılı açıklamada, sabahtan itibaren 13 göstericinin, “yolları kapamak gibi eylemlerle kamu düzenini bozdukları” gerekçesiyle gözaltına alındığı belirtildi.
İsrail Polis Şefi Kobi Shabtai, daha önce yaptığı yazılı açıklamada, polisin "insanların gösteri yapmasına izin vereceğini ancak yolların kapatılmasına müsamaha göstermeyeceğini" duyurmuştu.
Shabtai, sivil itaatsizlik eylemleri için 3 bin polisin 130 farklı bölgede konuşlandırılacağı bilgisini vermişti.
Protestolar nedeniyle İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın da bugün ülkeyi ziyaret edecek ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile Batı Kudüs’teki makamında değil Tel Aviv'deki Uluslararası Ben Gurion Havaalanı yakınında görüşeceği belirtilmişti.
İsrail basınında yer alan bir haberde de bugün İtalya'yı ziyaret edecek Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, protestolar nedeniyle, Kudüs'ten Tel Aviv'e helikopterle geçmek zorunda kalabileceği kaydedilmişti.

Netanyahu hükümetinin tartışmalı "yargı reformu"
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir yasa planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclis'e devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı merci olarak görev yapan Yüksek Mahkeme, Meclis'in çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.
İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, hükümetin yargı düzenlemesine karşı itirazlarını yazılı olarak iletmiş, kaygılarının "güçler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve bireysel hakların korunması"nın bozulması üzerinde toplandığını paylaşmıştı.
Ülkede her cumartesi Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi ve sağ politikalarına karşı düzenlenen kitlesel gösteriler 9 haftayı geride bırakırken, muhalefet, kamu kurumları ve iş sektörlerinden de hükümetin yasa tasarısına karşı tepkiler yükseliyor.
Başta Tel Aviv olmak üzere Hayfa, Batı Kudüs, Birüssebi ve Netanya gibi büyük kentler dahil ülke çapında onlarca noktada gerçekleştirilen gösterilere on binlerce İsrailli katılıyor.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian