Suriye: Siviller ölüm riskine rağmen geçinmek için mantar topluyor

Siviller, mayınlar ve DEAŞ pusuları arasında geçimlerini güvence altına almak için kendilerini riske atıyor

Suriye’nin merkezindeki Hama şehrinde trüf mantarı satıcıları (AFP)
Suriye’nin merkezindeki Hama şehrinde trüf mantarı satıcıları (AFP)
TT

Suriye: Siviller ölüm riskine rağmen geçinmek için mantar topluyor

Suriye’nin merkezindeki Hama şehrinde trüf mantarı satıcıları (AFP)
Suriye’nin merkezindeki Hama şehrinde trüf mantarı satıcıları (AFP)

Suriye’nin Hama şehrindeki en büyük pazardaki satıcıların ‘sarı altın’ diye bağrış sesleri duyuluyor. Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre 8 Mart’ta Suriye’nin orta kesimlerindeki Hama’dan edindiği bilgilere göre satıcılar, çevreye saçılan mayın tehlikesini ya da terör örgütü DEAŞ’ın pusularını göz ardı ederek, çölden toplamak için hayatlarını riske attıkları geçim kaynakları olan trüf mantarından bahsediyor.
Bugün pazarda Muhammed Salha (31 yaşında), Hama’nın doğu kırsalındaki Aliyah köyü yakınlarındaki çöllük arazide bir haftalık turu sonrasında, satılık trüf mantarlarını sergiliyor. Ürünlerinin kirini temizlerken ise AFP’ye yaptığı açıklamada “Kana batırılmış bir lokma. Onu elde etmek için hayatlarımızı ve bedenlerimizi riske atıyoruz ama artık umursamıyoruz. Çünkü çocuklarımızı beslemek istiyoruz. Her gün evimden çıkıyorum ve bir daha karıma ve kızıma geri dönüp dönmeyeceğimi bilmiyorum” diyor.
Suriye’de kalitesiyle bilinen trüf mantarı, genellikle Şubat- Nisan ayları arasında hasat ediliyor. Hasat mevsimi boyunca siviller, genellikle DEAŞ tarafından döşenen mayınlar veya geniş çöl alanlarında saklanan ve ani, kanlı saldırılar gerçekleştiren teröristlerin ateşi nedeniyle tehlikeyle karşı karşıya.
Geçen Şubat ayından bu yana Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye çölünde trüf mantarı toplarken çoğu DEAŞ ateşiyle olmak üzere 130’dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Mantarların yüksek fiyatlara satılması, 12 yıldır devam eden savaş nedeniyle kırsal kesimdeki vatandaşların zor ekonomik koşullarda satmak üzere onları toplama arzularını da açıklıyor.
AFP’nin aktardığına göre Hama pazarında kilogram fiyatı, ürünün kalitesine ve büyüklüğüne göre 5 ila 25 dolar arasında değişiyor.
“İki aylık trüf mantarı sezonunda büyük karlar elde ediyoruz ama aynı zamanda canımızı da ortaya koyuyoruz” diyen Salha, “Sarı altın diyoruz, çünkü altın kadar pahalı ve bulunması zor” ifadelerini kullandı.
Onlarca satıcının doldurduğu pazarda, zaman zaman içlerinden biri “Mezat, mezat” diye bağırıyor ve kutuları diğer sebze ve meyvelerle dolduruyor.
Ömer el-Bush, mezatını kilogram başına 32 bin lira (4.5 $) ile açtı ve 15 dakikadan daha az bir sürede 61 bin lira (9 $) ile kapattı.
Bush (52 yaşında), AFP’ye yaptığı açıklamada “Et yerine trüf mantarı almayı tercih eden aileler var. Fiyatları kalitesine göre değişmekte olup, orta gelir grubuna uygun ürünlerimiz de mevcuttur” dedi.
Esnafa göre en pahalı trüf mantarı, Halep ve Hama kırsalındaki çöl bölgeleri ile ünlü olan siyah trüf mantarıdır. Çöl bölgesinin geniş kapsamı nedeniyle, Suriye farklı türde trüf mantarı üretmekte.
Şamlı bir toptancı olan Cemaleddin Dakak’a (51 yaşında) göre birçok esnaf, kaliteli mahsul satın alıp bunları Irak ve Lübnan’a ihraç ediyor. Ayrıca Ürdün üzerinden kaçakçılık yoluyla Körfez’e de ihraç yapılıyor.
Trüf mantarlarının fiyatı, hasat tehlikeleri nedeniyle bu yıl daha yüksek.
Onlarca trüf mantarıyla dolu bir tezgâhın arkasında oturan Yusuf Safaf (43 yaşında), DEAŞ’ın döşediği mayınlar, haydutlar ve uçsuz bucaksız topraklar var. İnsanlar kendilerini doyurmak için hayatlarını feda ediyorlar” dedi.
Safaf, mallarını her sabah şehre gelen ve farklı miktarlarda trüf mantarına sahip Bedevilerden alıyor. Heyecanla “Bazı bedevilerin kıyafetlerinde kan lekeleri var. Trüf mantarı toplarken aile fertlerini kaybedenler var. Başka çareleri olmadığı ve yaşamak istedikleri için bunu yapmaya devam ediyorlar. Onları mazur görüyorum” ifadelerini kullandı.
Yetkili makamların güvenlik uyarılarına rağmen trüf mantarı toplayıcılığı gelişiyor.
Bu ayın başlarında Suriye ‘el-Vatan’ gazetesi, askeri bir kaynaktan alıntı yaparak, çöllerin henüz güvenli alan olarak ilan edilmemiş olduğu için trüf mantarı toplamak için çöle gitmeme çağrısı yaptı.
Kaynak, “Birçok sektör, mayın ve patlayıcılarla döşeli” dedi.
Üç yıl önce Cihad el-Abdullah (30 yaşında), Hama’nın doğu kırsalındaki es-Saan köyünde trüf mantarı toplamak için kamyonunu sürerken patlayan mayın sonucu bir bacağını kaybetti. O günden bu yana etrafta dolaşmak için iki metal koltuk değneği kullanıyor. Ancak yine de bu yılki zamanının çoğunu kardeşlerinin çölden topladığı mahsulü satmaya ayırmasına rağmen, bazen trüf mantarı toplamaya devam ediyor.
AFP’ye konuşan Abdullah, pazarda trüf mantarıyla dolu bir tezgâhın başında “Ayaklarımı kaybettikten sonra kaybedecek bir şeyim yok. Günlük rızkımı kazanmak için işime devam ediyorum. Allah’a emanetim” dedi.
On ikinci yılını doldurmak üzere olan Suriye savaşıyla ilgili çetrefilli konular arasında mayınlar da dahil olmak üzere patlayıcılar konusu yer alıyor. Birkaç tarafın çeşitli bölgelere mayın döşeme stratejisini benimsediği, yaklaşık yarım milyon kişinin ölümüne yol açmış karmaşık bir çatışmaya tanık olan bir ülkede bununla mücadele kolay görünmüyor.
Tarım arazilerinde ve yerleşim bölgeleri arasında terk edilmiş maden ocakları, çiftçiler, yoldan geçenler ve çobanlar için sürekli bir tehdit oluşturuyor.
BM’ye göre yaklaşık 10,2 milyon Suriyeli mayınlı alanlarda yaşıyor ve 2015 ile 2022 arasında yaklaşık 15 bin kişi mayınlar yüzünden hayatını kaybetti.
Eve dönmek için ürünlerini satmayı bekleyen Abdullah, trüf mantarı toplamayı ise kâğıt oyununa benzeterek, “Bir kez kazanırsın, bir kez kaybedersin. Bu bir kumar ve ben de bunu oynamayı kabul ettim” dedi.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.