Çin lideri Şi Cinping, Ulusal Halk Kongresinde üçüncü kez devlet başkanı seçildi

Çin lideri Şi Cinping, Ulusal Halk Kongresinde yeniden devlet başkanı seçilerek iktidarını üçüncü döneme taşıdı.

Çin Devlet Başkanı Cinping, Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda Temsilciler Meclisi'nin üçüncü genel kurulunda (AFP)
Çin Devlet Başkanı Cinping, Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda Temsilciler Meclisi'nin üçüncü genel kurulunda (AFP)
TT

Çin lideri Şi Cinping, Ulusal Halk Kongresinde üçüncü kez devlet başkanı seçildi

Çin Devlet Başkanı Cinping, Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda Temsilciler Meclisi'nin üçüncü genel kurulunda (AFP)
Çin Devlet Başkanı Cinping, Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda Temsilciler Meclisi'nin üçüncü genel kurulunda (AFP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, yeniden göreve seçilerek iktidarını üçüncü döneme taşıdı.
Şi, Çin Ulusal Halk Kongresinin (ÇUHK) başkent Pekin'de devam eden 14. döneminin 1. Genel Kurulu'nda, tek aday olduğu oylamada, delegelerin oy birliği ile üçüncü kez devlet başkanı seçildi.
Kongrede devlet başkanı yardımcılığına Han Cıng, meclis başkanlığına ise Cao Licı seçildi.
Şi, Cao ve Han, yemin ederek görevlerine başladı.
Daha önce 2013 ve 2018'de iki kez devlet başkanı seçilen, 10 yıldır görev yapan Şi, 5 yıllığına yeniden seçilerek, Çin Halk Cumhuriyeti tarihinde devlet başkanlığını üçüncü dönme taşıyan ilk isim oldu.
Şi, ayrıca Merkezi Askeri Komisyon Başkanlığına da yeniden seçilerek ordunun başındaki başkomutan konumunu sürdürdü.
Şi'nin devlet başkanlığını üçüncü dönemde sürdüreceğinin işareti, Çin Anayasası'nda 2018'de yapılan değişiklikle verilmişti. Değişiklikle devlet başkanının görev süresini iki dönemle sınırlayan kural kaldırılmış, böylece Şi'nin üçüncü döneminin önü açılmıştı.

Çin Ulusal Halk Kongresinde  devlet başkanı yardımcılığına Hang Cıng seçildi
Çin'de Başbakan Birinci Yardımcısı Han Cıng, ülkenin yeni Devlet Başkanı Yardımcısı oldu.
Han, Çin Ulusal Halk Kongresinin (ÇUHK) başkent Pekin'de devam eden 14. döneminin 1. Genel Kurulu'nda, tek aday olduğu oylamada, 2 bin 952 delegenin tamamının oyunu alarak devlet başkanı yardımcısı seçildi.
Çin'de kabine işlevini yerine getiren Devlet Konseyi'nde 2018'den bu yana Başbakan Birinci Yardımcısı olarak yer alan Han, yeni görevini gelecek 5 yılda sürdürecek.
Han, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) geçen yıl düzenlediği 20. Ulusal Kongresinde partinin en üst karar organı, 7 kişilik Daimi Komite'deki koltuğunu kaybetmiş olmasına rağmen Kongre'de Daimi Komite'den ayrılan üyeler arasında, 14. Ulusal Halk Kongresi'ne temsilci seçilen tek isim olması nedeniyle devlet başkan yardımcılığının en güçlü adayı olarak görülüyordu.
1954 yılında Şanghay'da dünyaya gelen 68 yaşındaki Han, Fudan Üniversitesi ve Şanghay Normal Üniversitesi'nde öğrenim gördü, ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
Han, 2003-2012 yıllarında Şanghay Belediye Başkanı ve Parti Sekreteri Yardımcısı, 2012-2017 yıllarında ise Şanghay Parti Sekreteri olarak görev yaptı.
Şanghay'da 2006 yılında parti sekreterinin sosyal sigorta fonuyla bağlantılı bir yolsuzluk skandalı nedeniyle görevden alınmasının ardından parti sekreterliğine vekalet eden Han, o dönemde 7 ay süreyle geçici olarak bu göreve atanan Şi Cinping ile birlikte çalıştı.
Han, 2017'de ÇKP Daimi Komitesine seçildi, ardından 2018'de Başbakan Birinci Yardımcısı olarak Devlet Konseyi'nin üyesi oldu.
Hong Kong ve Makau İşleri Merkezi Liderlik Grubu'na da başkanlık eden Han, bu iki özel idari bölge ile ilgili politikalara yön verdi.
Daha önce devlet protokolünde önemli yeri olan, geleceğin lideri görülen isimlerin seçildiği devlet başkanı yardımcılığı, Şi'nin kendinden sonraki olası lider adaylarına işaret etmekten kaçınan tutumu nedeniyle geri plana itilmişti.
Çin'de devlet başkanı yardımcısının iç siyasetteki ağırlığı sınırlı olmakla birlikte uluslararası ilişkilerde ülkeyi temsil işlevi nedeniyle hala önemli bir rol olarak görülüyor.

Çin Ulusal Halk Kongresi'nde meclis başkanlığına Cao Lıci seçildi
Çin'de Ulusal Halk Kongresinin (ÇUHK) yeni başkanı, ülkeyi yöneten Komünist Partinin (ÇKP) üst düzey isimlerinden Cao Licı oldu.
Cao, Çin Ulusal Halk Kongresinin (ÇUHK) başkent Pekin'de devam eden 14. döneminin 1. Genel Kurulu'nda, tek aday olduğu oylamada, 2952 delegenin tamamının oyunu alarak için meclis başkanı seçildi.
ÇKP'de 2017-2022 yıllarında Merkezi Disiplin İnceleme Komitesi Sekreteri olarak yolsuzlukla mücadele soruşturmalarına öncülük eden Cao, ÇKP'nin Ekim 2022'deki 20. Ulusal Kongresi'nde partinin en üst karar organı olan 7 kişilik Daimi Komite'deki yerini koruyan isimlerden biri olmuştu.
Cao, ÇKP Kongresinin ardından parti protokolünde 3. sıraya yükselirken devlet protokolündeki üç numaralı konum olan yasama meclisi başkanlığının en güçlü adayı haline gelmişti.
ÇKP Kongresinde Daimi Komite'den ve parti görevlerinden ayrılan ÇHUK Başkanı Li Canşu'nun yerine seçilen Cao, 5 yıllığına bu görevi sürdürecek.
1957 yılında ülkenin kuzeybatısındaki Çinghay eyaletinde dünyaya gelen 66 yaşındaki Cao, Peking Üniversitesinde felsefe öğrenimi gördü.
2003-2007 yıllarında Çinghay Eyaleti Parti Sekteri, 2007-2012 yıllarında Şaanşi Eyaleti Parti Sekreteri olarak görev yapan Cao, 2012-2017'de ÇKP Örgütlenme Birimi Başkanlığını, 2017-2022'de ise Merkezi Disiplin İnceleme Komitesi Sekreterliğini yürüttü.
Çin'in parlamentosu olarak bilinen Ulusal Halk Kongresi, eyaletler, özerk bölgeler, özel idare bölgeleri ve merkeze bağlı yönetilen şehirlerin Yerel Halk Kongreleri'nin seçtiği temsilcilerden oluşuyor. Mevcut halinde 2 bin 980 üyeden oluşan yasama meclisi, yılda bir kez genel kurul toplantısı yapıyor. Bu toplantılar dışında meclis, yasama yetkisini, kendi içinden seçtiği 175 üyeli ÇUHK Daimi Komitesi aracılığıyla icra ediyor.

Mao'dan sonra ilk isim
69 yaşındaki Şi, ülkeyi yöneten Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Ekim 2022'de düzenlediği 20. Ulusal Kongresi'nde üçüncü kez parti genel sekreterliğine seçilerek Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu Mao Zıdong'dan bu yana parti yöneticiliğini iki dönemden fazla sürdüren ilk lider olmuştu.
Tek parti iktidarının olduğu, parti ve devlet yönetiminin iç içe geçtiği Çin'de üst düzey devlet görevleri parti iktidarının uzantısı olarak görülüyor ve aynı yetkililerce yerine getiriliyor.
Şi, mevcut haliyle 1982 Anayasası ile kurulan devlet başkanlığı makamında iki dönemden fazla kalan ilk lider olacak.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) 1949'da kurulmasının ardından devlet başkanlığı ilk kez 1954 Anayasası'nda "ÇHC Başkanlığı" adıyla oluşturuldu. Ülkenin kurucu lideri Mao, 1954-1959 yıllarında 5 yıl süreyle görevi sürdürdükten sonra devretti. Ancak sonrasında, Kültür Devrimi yıllarındaki siyasi çekişme ve tasfiyeler nedeniyle makam ya boş kaldı ya da vekaleten sürdürüldü.
Kültür Devrimi'nin ardından 1975'te kabul edilen Anayasa ile ÇHC Başkanlığı lağvedilirken partinin devlet üzerindeki otoritesi yeniden vurgulandı.
Mao'nun 1976 yılındaki ölümünün ardından iktidarın tek elde toplanmasını engelemeye yönelik arayışlar içinde "Devlet Başkanlığı" 1982 Anayasası ile yeniden yapılandırıldı. Dıng Şiaoping'in "yüksek lider" kabul edildiği bu dönemde parti genel sekreterliği, devlet başkanlığı, başbakanlık ve orduyu idare eden Merkezi Askeri Komisyon'un başkanlığının ayrı kişilerce üstlenilmesi ve bu sayede güç yoğunlaşmasının önlenmesi hedeflendi.

Şi'den önceki iki lider iki dönemde bırakmıştı
Ancak 1989'de Tienanmın Meydanı'ndaki protestoların yaratığı iç siyasi kriz, parti, devlet ve ordu liderliğinin yeniden tek elde toplanmasını getirdi. Reform ve dışa açılma siyasetinin izlendiği, yönetimde kurumsallaşma eğiliminin öne çıktığı bu dönemde, devlet başkanlığına iki dönem sınırı getirilmesi iktidarın çatışmasız devrini sağlayacak formül olarak görüldü.
Şi'den önce 1993-2003 yıllarında Ciang Zımin, 2003-2013 yıllarında Hu Cintao, iki dönem devlet başkanlığı yaptıktan sonra devlet ve parti görevlerinden ayrıldı.
Çin liderinin yakın dönemdeki teamüllerden farklı olarak iktidarını üçüncü döneme taşıması, Şi'nin yeni dönemde "tek adam" konumunun pekiştiğinin işareti olarak görülüyor.
Şi’nin “Yeni Dönemde Çin Karakterinde Sosyalizm” adı verilen düşünceleri, Parti Tüzüğü’ne ve Anayasa’ya girmiş, ÇKP'nin 2021'de parti tarihine ilişkin aldığı kararda, Şi, Mao ve Dıng ile birlikte “düşünce kurucu önder” olarak tanımlanmıştı.
Geçen yılki ÇKP Kongresi'nde partinin üst yönetim kadrolarına Şi’ye yakın isimler seçilirken Parti Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle Şi’nin partinin “çekirdek lideri” olduğu ve düşüncelerinin ÇKP iktidarına rehberlik edeceği vurgulanmıştı.



Çin: Rusya ve Ukrayna müzakerelere kapıyı kapatmadı

Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)
Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)
TT

Çin: Rusya ve Ukrayna müzakerelere kapıyı kapatmadı

Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)
Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)

Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui, hali hazırda  müzakereleri yürütmekte yaşanan zorluklara rağmen Rusya ve Ukrayna'nın krizi çözmek için müzakerelere kapıyı ‘tamamen’ kapattığına inanmadığını’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre Li Hui, Rus tarafının Çin'in Ukrayna krizine barışçıl bir çözüm bulma arzusunu ve çabalarını takdir ettiğini vurguladı.

Li geçtiğimiz mayıs ayında, 12 günlük bir Avrupa turuna çıktı. Savaşa siyasi bir çözüm bulma umuduyla Kiev, Varşova, Paris, Berlin, Brüksel ve Moskova'yı ziyaret etti.

Yaptığı açıklamada “Rusya-Ukrayna savaşının hız kazanma riski halen yüksek” diyen Li, tüm tarafların ‘durumu yatıştırmak’ ve nükleer tesislerin güvenliğini sağlamak için somut adımlar atması gerektiğini ifade etti.

Çinli yetkili ayrıca ülkesinin durumu sakinleştirmeye katkıda bulunacak her şeyi yapmaya hazır olduğunu bildirdi.

Diğer yandan Kremlin de Rusya'nın çatışmayı sona erdirmek için müzakerelere açık olduğunu duyurdu.

Ukrayna, Rusya'nın tek taraflı olarak ilhak ettiği drt bölgeden ve 2014'te ilhak ettiği Kırım'dan çekilmesi de dahil olmak üzere herhangi bir barış planını görüşmeden önce Rus kuvvetlerinin topraklarının her karışını terk etmesi gerektiğini savunuyor.


Kuzey Kore liderinin kız kardeşi, yakında 'düzgün' şekilde uzaya uydu fırlatacaklarını açıkladı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)
TT

Kuzey Kore liderinin kız kardeşi, yakında 'düzgün' şekilde uzaya uydu fırlatacaklarını açıkladı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong, ülkesinin başarısızlıkla sonuçlanan askeri casus uydu fırlatma denemesine ilişkin, yakında uzaya "düzgün" şekilde uydu fırlatacaklarını belirtti.

Yonhap'ın haberine göre, Kim Yo-jong, ABD'nin, Kuzey Kore'nin uzaya balistik uydu fırlatma girişimini kınamasına tepki gösterdi.

Kim Yo-jong, yaptığı yazılı açıklamada, "Eğer Kuzey Kore'nin uydu fırlatması özellikle engellendiyse, binlerce uydu fırlatan ABD ve diğer ülkeler kınanmalıdır. Kuzey Kore'nin askeri casus uydusunun yakında düzgün şekilde uzaya gönderileceği ve görevine başlayacağı kesin." ifadesini kullandı.

Ülkesinin askeri casus uyduya ulaşabilmesinin "düşmanların" en korktuğu şey olduğunun bir kez daha kanıtlandığına işaret eden Kim Yo-jong, keşif uydusu geliştirmek için daha fazla çaba sarf etmeleri gerektiğinin farkında olduklarını vurguladı.

Kim Yo-jong, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), Kuzey Kore'nin balistik teknoloji kullanmasını yasaklayan kararının ülkesinin uzaydan yararlanma hakkını ihlal ettiği ve bunun "haydutluk" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Ülkesine karşı "düşmanca politikalar" izleyen ABD ile diyalog kurmaya gerek duymadıklarına dikkati çeken Kim Yo-jong, "Daha saldırgan bir tavırla karşı koyma tarzımıza devam edeceğiz ki onlar da Kuzey Kore'ye yönelik düşmanca politikaların faydası olmayacağını anlasın." ifadesini kullandı.

Kuzey Kore'nin güdümlü füze teknolojisiyle fırlatış yapması yasaklanmıştı

Kuzey Kore'nin dün sabah saatlerindeki fırlatışının, taşıyıcı roket sisteminde yaşanan arıza nedeniyle başarısız olduğu bildirilmişti.

ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) de Kuzey Kore'nin balistik füze teknolojisi kullanarak yaptığı başarısız askeri casus uydu fırlatma denemesini kınamıştı.

BMGK, nükleer silah programı nedeniyle uyguladığı yaptırımlar kapsamında Kuzey Kore'nin güdümlü füze teknolojisiyle fırlatış yapmasını yasaklamıştı.


İran ve Afganistan su anlaşmazlığı nedeniyle savaşın eşiğinde

Görsel: Independent Arabia
Görsel: Independent Arabia
TT

İran ve Afganistan su anlaşmazlığı nedeniyle savaşın eşiğinde

Görsel: Independent Arabia
Görsel: Independent Arabia

İran ve Afganistan arasındaki su krizi kökleri onlarca yıl öncesine dayanmasına rağmen, son zamanlarda ülkeler arasındaki gerilim, sözlü tartışmalar ve buna eşlik eden saha çatışmalarıyla yeniden ortaya çıktı.

İran ve Afganistan, Helmend Nehri'nin kaynaklarından yararlanma konusundaki anlaşmazlık nedeniyle savaşın eşiğine geldi.

Helmend Nehri, Afganistan'ın dağlarından doğar, ülkenin sınırındaki birkaç eyaletten geçerek İran topraklarına girer ve İran'ın güneydoğusundaki Hâmun Gölü'ne dökülüyor.

Helmend, yaklaşık bin 150 kilometre uzunluğunda olup Fırat ve Sind Nehirleri arasında yer alan en büyük Asya nehirlerinden biri.

Yıllar boyunca Afganistan ve İran'ın farklı bölgelerinde tarım ve içme suyu kaynağı oldu.

Ancak, özellikle barajların nehri etkileyen kalkınma ve endüstri projelerinin başlatılmasıyla birlikte, iki ülke arasında anlaşmazlığa yol açan bir mesele haline geldi.

Bu projeler, nehrin su seviyesini etkileyerek nehrin rotasını değiştiriyor ve anlaşmazlıklara neden oluyor.

Son zamanlarda, İran'ın Belucistan bölgesi su kıtlığı kriziyle karşı karşıya kaldı. Nehrin kuruması, Helmend Nehri'nin döküldüğü Hâmun Gölü'nün kuruması tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden oldu.

İran halkı protesto gösterilerinde, İran yetkililerinden, Taliban'a karşı tutumlarını alarak İran'ın su payının ülkenin topraklarına ulaşmasını sağlamalarını talep etti.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Taliban'ı tehdit ederek, "Afganistan yöneticilerine, taleplerimizi normal bir şekilde ele almamalarını söylüyorum. Bizimle ciddi bir şekilde iletişime geçmeleri gerekiyor. Afganistan'daki yetkililer ve yöneticileri Sistan ve Belucistan bölgesindeki vatandaşların taleplerini hızla karşılamaları konusunda uyarıyorum" dedi.
 

Helmend Nehri, Afganistan'ın dağlarından doğar ve Afganistan'ın sınırındaki birkaç eyaletten geçerek İran topraklarına girer / Fotoğraf İran Haber Ajansı
Helmend Nehri, Afganistan'ın dağlarından doğar ve Afganistan'ın sınırındaki birkaç eyaletten geçerek İran topraklarına girer / Fotoğraf İran Haber Ajansı

 

Afganistan, Reisi’nin tehditlerini aşağılayıcı ve küçümseyici bir şekilde karşıladı. Hızlı ve İran'a karşı olumsuz bir şekilde algılanabilecek bir üslupla yanıt verildi.

Taliban hükümetinin açıklaması diplomasiden ve ülkeler arasındaki anlaşmalara atıfta bulunmaktan oluşurken, bir Afgan yetkili, İran Cumhurbaşkanı'na yönelik bir video mesaj iletmek için çaba gösterdi.

Afganistan'ın üst düzey askeri liderlerinden biri, bir nehir kenarına giderek plastik bir kap doldururken İran Cumhurbaşkanına "Bu suyu al ve tehdit etmeyi bırak. Bizi bundan daha fazla tehdit etme. Senden korkuyoruz" ifadeleriyle seslendi. 

Taliban hükümeti tarafından yapılan açıklamada, "İran ile Afganistan arasındaki su anlaşması 1972'den beri var ve İslam Emirliği taahhütlerine uyuyor. Son yıllarda Afganistan ve bölge su seviyelerini etkileyen kuraklık yaşandı. Helmend Nehri de bundan etkilendi. İran'ın suyla ilgili talepleri ve medyadaki uygunsuz açıklamalar sadece zarar getirir" ifadelerine yer verildi. 

Afgan hükümetinin açıklamasında ayrıca, "Helmend suyuyla ilgili bilgilerinizi tamamlamalı ve ardından taleplerinizi uygun bir şekilde iletmelisiniz" ifadeleri kullanıldı.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Son aylarda Afganistan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Molla Taki'den, Helmend Anlaşması'ndaki taahhütlerini yerine getirmelerini ve teknik komitelere su seviyesini ölçme izni vermelerini talep ettim, ancak bunu yapmadılar. Sistan bölgesi kuraklıkla mücadele ediyor. Su varlığı veya su yetersizliği siyasi beyanlarla değil, teknik komiteler tarafından ortaya konulmalı" diye konuştu.

İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi de "İran ve Afganistan arasındaki su sorununun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini ve Taliban'ın Kemal Khan Barajı'nı ziyaret etmek için yetkililerimize izin vermesi gerektiğini" ifade etti.

İran, Afganistan'ı Helmend Nehri üzerine barajlar inşa etmek ve nehrin akışını Afgan topraklarına çevirmekle suçluyor.

Bunun, nehrin ana yatağına bitişik topraklarda tuzluluğun artmasına ve İran'ın su payını sağlama taahhüdünün yerine getirilmemesine yol açtığını ileri sürüyor.

Tahran, nehrin akışını kanıtlayan uydu görüntülerine sahip olduğunu iddia ediyor.

Saha çatışmaları

İran ve Afganistan arasındaki sözlü çatışmalara, İran sınır güvenlik birimleri ve Afgan güçleri arasında gerçekleşen çatışmalar eşlik etti.

İki ülke, su anlaşmazlığındaki pozisyonlarını güçlendirmek için askeri teçhizatların sınıra sevkiyatını gösteren görüntüler yayımladı.

Geçen pazar günü, iki İran sınır muhafızı Taliban askerleriyle çatışma sonucunda hayatını kaybetti.

Her iki taraf da tehdit içeren tepkilerini sürdürdü. Taliban hükümetinin önde gelen isimlerinden Nasır Bedri olarak bilinen Abdulhamid Horasani, bir video yayımlayarak videoda, "Taliban askerlerinin ABD’lilere karşı yürütülen mücadeleden daha büyük bir coşkuyla savaşacaklarını" söyledi.

Geçen cumartesi günü, İran-Afganistan sınırında şiddetli çatışmalar ve silah sesleri duyuldu.

İran, çatışmaların Taliban unsurlarının İran topraklarına sızmaya çalışmasından kaynaklandığını söyledi.

Ayrıca, yayımlanan görüntüler Taliban üyelerinin İran tarafında bulunan sınır karakollarına ağır silahlarla ateş ettiğini ortaya koydu.

Geçen 27 Mayıs'ta İran-Afganistan sınırında şiddetli çatışmalar ve yoğun silah sesleri duyuldu. İran'ın Belucistan sınır güvenlik birimi, "tanımlanamayan silahlı kişilerin" Afganistan'dan İran'a girmek için plan yaptıklarını ve bu durumun çatışmalara yol açtığını açıkladı.

İran, sınırlarda olağandışı olayları işaret eden bir girişim olarak üst düzey kara kuvvetleri ve güvenlik yetkililerini sınır bölgelerine gönderdi.

İran Polis Yardımcısı Kasım Rezai, ülkesinin Taliban tarafından beklenmeyen bu adımlarıyla ilgili olarak "Afganistan'ın mevcut liderlerinin haksız ve uluslararası ilkelerle çelişen eylemlerinden dolayı hesap vermeleri gerektiğini" belirtti.

İran tarafındaki sınır bölgelerinde çok sayıda kişi evlerini boşaltırken, sınır bölgeleri iki taraf arasında yer yer çatışmalara sahne oldu.

İranlı sınır muhafızlarının ölümü, özellikle sağcı aşırılık yanlısı bir kesim tarafından İran Cumhurbaşkanı Reisi hükümetine yönelik geniş çaplı eleştirilere neden oldu.

Bu grup, Taliban hükümetini sert bir şekilde eleştirerek İran'ın su hakları konusunda haksızlık yapmakla suçluyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Sistan ve Belucistan'daki temsilcisi, Reisi hükümetini "ABD’yi defalarca tehdit ettiniz, ancak Afganistan'dan haklarımızı geri alma yeteneğine sahip değilsiniz. Sorunlar konuşarak çözülmez" ifadeleriyle eleştirdi.

Sosyal medya platformları, İranlıların Taliban ile yüzleşme ve haklarını Afganistan'dan geri alma çağrılarıyla dolup taşıyor.

Yurt dışındaki muhalefetin İran sınır muhafızlarının öldürülmesi konusundaki zayıf tutum eleştirileri de bu çağrılara eşlik ediyor.

Tarihi arka plan

İran ile Afganistan arasında Helmend Nehri'nin sularının kullanımına ilişkin anlaşmazlık, uzun yıllar devam etti.

İki ülke arasında 1972 yılında imzalanan ve Helmend Anlaşması olarak bilinen bir anlaşma ile sona erdi.

Bu anlaşmaya göre, Afganistan, İran'ın Helmend Nehri'nden 820 milyon metreküp su almasını sağlama taahhüdünde bulundu.

Ancak İran, Afganistan'ı defalarca taahhütlerinden vazgeçmekle ve nehrin akış yönünü değiştirmekle suçladı.

Kajaki Barajı ve Kemal Khan Barajı’nın inşası nehirden su seviyesinin düşmesine yol açtı. Nehrin Afgan toprakları içinde sellere tanık olduğu mevsimlerde bile su İran'a ulaşmadı.

Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Kemal Khan Barajı’nın açılışında, Helmend Nehri'nin yıllar boyunca Afganistan'dan çıktığını, bugün yönetiminin Afganların elinde olduğunu ve İran ile petrol karşılığında su alışverişi yapacağını vurgulamıştı.

İran, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani o dönem Eşref Gani'nin açıklamalarını protesto etmiş ve Helmend Nehri sularından payına düşeni alma hakkını savunmuştu.

Kabil'in Taliban’ın eline geçmesiyle birlikte, İran'ın Afganistan'ın Helmend Nehri boyunca üzerinde çalıştığı tesisleri ziyaret etmesi yönündeki tekrarlanan talepleri arasında mevcut yetkililer aynı yaklaşımı izliyor.

Ancak Taliban, İran delegasyonlarının kendi topraklarında keşif ziyaretleri yapmasına izin vermeyi reddediyor.

Afgan vatandaşlarının Helmend Nehri'nin nimetlerinden yararlanma haklarına bağlılığını teyit ediyor.

Independent Arabia


Pekin’den Güney Çin Denizi'ndeki gerilimden dolayı Washington’a kınama

Çin ordusunun savaş gemileri ve savaş uçakları, Güney Çin Denizi'ndeki askeri geçit törenine katılıyor (Arşiv-Reuters)
Çin ordusunun savaş gemileri ve savaş uçakları, Güney Çin Denizi'ndeki askeri geçit törenine katılıyor (Arşiv-Reuters)
TT

Pekin’den Güney Çin Denizi'ndeki gerilimden dolayı Washington’a kınama

Çin ordusunun savaş gemileri ve savaş uçakları, Güney Çin Denizi'ndeki askeri geçit törenine katılıyor (Arşiv-Reuters)
Çin ordusunun savaş gemileri ve savaş uçakları, Güney Çin Denizi'ndeki askeri geçit törenine katılıyor (Arşiv-Reuters)

Pekin hükümeti, Güney Çin Denizi üzerinde uçan Çin savaş uçağı ile ABD askeri keşif uçağı arasında meydana gelen olaydan sonra Washington’u provokasyon yapmakla suçlayarak kınadı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, bu provokatif ve tehlikeli manevraların deniz güvenliği içi sorun kaynağı olduğuna değinerek, ABD'nin bu tehlikeli provokasyonları derhal durdurması gerektiğini vurguladı.

ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri Komutanlığı (INDO-PACOM) Çin'e ait bir J-16 savaş uçağının, Güney Çin Denizi'nde ABD RC-135 keşif uçağına agresif bir manevra yaptığını bildirdi.

Bu, Pekin ve Washington arasındaki ilişkilerin Tayvan ve 2022'nin sonlarında ABD üzerinde Çin’e ait balonun uçuşu gibi konularda gerilimlerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.


Çin, uzay istasyonuna yeni taykonot ekibini yolladı

Kıdemli astronot Zheng Haping, mühendis Gu Yangju ve uzaya giden ilk sivil olan Ge Haishu (AFP)
Kıdemli astronot Zheng Haping, mühendis Gu Yangju ve uzaya giden ilk sivil olan Ge Haishu (AFP)
TT

Çin, uzay istasyonuna yeni taykonot ekibini yolladı

Kıdemli astronot Zheng Haping, mühendis Gu Yangju ve uzaya giden ilk sivil olan Ge Haishu (AFP)
Kıdemli astronot Zheng Haping, mühendis Gu Yangju ve uzaya giden ilk sivil olan Ge Haishu (AFP)

Çin İnsanlı Uzay Programı Ajansından (CMSA) yapılan açıklamaya göre, taykonotlar Cing Haypıng, Cu Yangcu ve Gui Hayçao'yu taşıyan Şıncou-16 uzay mekiği, Long March 2F roketiyle Gobi Çölü'ndeki Ciuçüen Uydu Merkezi'nden fırlatıldı.

Uzay istasyonunda 5 ay görev yapacak taykonot ekibinin, kuantum fenomenlerini, genel görelilik alanlarında deneyler ve yüksek hassasiyette uzay-zaman frekans testleri yürüteceği bildirildi.

Uzayda ilk Çinli sivil

Şıncou-16 seferiyle Çin, ilk kez sivil bir taykonotu uzaya gönderiyor. Pekin Havacılık ve Uzay Bilimleri Üniversitesi olarak bilinen Beyhang Üniversitesinde uzay mühendisliği profesörü olan Gui, Çin'in uzaya yolladığı ilk sivil oldu.

Çin uzay programında bugüne dek yalnızca Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetlerinden seçilen taykonotlar görev almıştı.

Uzay mekiği dinamiği ve yük taşıma konusunda uzman olan Gui, bilim deneyleri ve testler için kullanılacak malzeme ve donanımların yörüngedeki işleyişinden sorumlu olacak.

Seferin komutanlığını üstlenecek Cing Haypıng, daha önce Şıncou-7, Şıncou-9 ve Şıncou-11 görevlerinde yer almıştı. Tümgeneral rütbesindeki bir asker olan 56 yaşındaki Cing, Çinli taykonotlar arasında 4. kez uzaya çıkan ilk kişi olacak.

Ekipteki diğer asker Cu ise ilk kez katılacağı uzay seferinde uçuş mühendisi ve operatör görevini üstlenecek.

Çin'in uzay istasyonu kurma planı

Çin, ABD'nin uzay araştırmaları alanındaki işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle kendi uzay istasyonunu kurmak için çalışmalar yürütüyor.

Bir çekirdek modül, iki laboratuvar modülü ve uzay teleskobundan oluşması planlanan "Tiengong" (gök sarayı) istasyonu, tamamlandığında Rusya'nın artık faal olmayan Mir Uzay İstasyonu ile yaklaşık aynı boyutlarda olacak.

İstasyonun ana parçası "Tienhı" (göksel uyum) adı verilen çekirdek modül, 29 Nisan 2021'de, ilk laboratuvar modülü "Vıntien" (gökleri aramak) 24 Temmuz 2022'de, 2. laboratuvar modülü "Mıngtien" (gökleri düşlemek) ise 31 Ekim 2022'de fırlatılmıştı.

Çekirdek modüle laboratuvar modüllerinin eklenmesiyle istasyonun "T" biçimli ana iskeleti tamamlanmış, kurulum aşamasının ardından "uygulama ve geliştirme aşaması" başlamıştı.

"Şüntien" (gökleri dolaşmak) adı verilen uzay teleskobunun da ayrı bir modül olarak istasyona eklenmesi planlanıyor.

3 kişilik taykonot ekibi dönüşümlü görev yaptığı istasyona "Şıncou" (kutsal gemi) mekikleriyle personel, "Tiencou" (gök gemisi) mekikleriyle ikmal malzemeleri taşınıyor.


Pakistan'ın kuzeyinde çığ düşmesi sonucu 11 kişi öldü

Kurtarma ekipleri, Pakistan'ın Astor kentinde göçebe bir kabilenin üyelerinin çığ altında kalarak ölmesinin ardından bir cenaze aracını karda itiyor (Reuters)
Kurtarma ekipleri, Pakistan'ın Astor kentinde göçebe bir kabilenin üyelerinin çığ altında kalarak ölmesinin ardından bir cenaze aracını karda itiyor (Reuters)
TT

Pakistan'ın kuzeyinde çığ düşmesi sonucu 11 kişi öldü

Kurtarma ekipleri, Pakistan'ın Astor kentinde göçebe bir kabilenin üyelerinin çığ altında kalarak ölmesinin ardından bir cenaze aracını karda itiyor (Reuters)
Kurtarma ekipleri, Pakistan'ın Astor kentinde göçebe bir kabilenin üyelerinin çığ altında kalarak ölmesinin ardından bir cenaze aracını karda itiyor (Reuters)

Pakistan Afet Yönetimi Kurumu cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkenin kuzeyindeki dağlık bir bölgeden geçerken çığ düşmesi sonucu göçebe bir kabileden en az 11 kişinin öldüğünü 13 kişinin ise yaralandığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’den aktardığı habere göre Pakistan’ın Showunter Top Pass Dağ Geçidi’nde göçebe ailelere isabet eden çığda 11 kişi hayatını kaybetti, 13 kişi yaralandı.

Geçit deniz seviyesinden 4420 metre yükseklikte yer alıyor.

Yetkililer tarafından yapılan açıklamada kurbanların cesetlerine ulaşıldığı ve aralarında bir çocuğun da bulunduğu yaralıların durumlarının kritik olduğu ve yerel bir hastaneye kaldırıldıkları belirtildi.

Kötü hava koşulları kurtarma operasyonunu engellemiş ve kaza mahalline ulaşmayı zorlaştırdı.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif yaptığı açıklamada “İklim değişikliğinin etkisiyle Pakistan'da bu tür olaylar artıyor” dedi.

Pakistan iklim değişikliği nedeniyle doğal afet riski en yüksek on ülke arasında yer alıyor.

Şerif, uluslararası toplumu iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan gelişmekte olan ülkeleri kurtarma sorumluluğunu üstlenmeye çağırdı.


Çin’e at bir uçak gemisi Tayvan Boğazı’nı geçti

Shandong uçak gemisi (Reuters)
Shandong uçak gemisi (Reuters)
TT

Çin’e at bir uçak gemisi Tayvan Boğazı’nı geçti

Shandong uçak gemisi (Reuters)
Shandong uçak gemisi (Reuters)

Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin uçak gemisi Shandong’un bugün diğer iki gemiyle birlikte Tayvan Boğazı'ndan geçtiğini duyurdu.

Bakanlık, 2019 yılında hizmete giren Shandong gemisinin gün ortasına yakın boğazdan kuzeye doğru yola çıktığını ve iki taraf arasında resmi olmayan bir engel olan ortanca hattın Çin tarafına geçtiğini açıkladı.

Açıklamada, Tayvan ordusunun Çin gemilerini yakından izlediği ve uygun şekilde karşılık verdiği aktarıldı.

Shandong, geçtiğimiz ay Tayvan çevresindeki Çin askeri tatbikatlarına katıldı ve Batı Pasifik'te faaliyet gösterdi.

Geçtiğimiz yılın Mart ayında Shandong, Çin ve ABD başkanları arasındaki görüşmelerden saatler önce Tayvan Boğazı'ndan geçti.

Çin, geçtiğimiz ay savaş oyunlarını resmen sonuçlandırmasının ardından Tayvan çevresinde sınırlı ölçekte askeri faaliyetlerine devam ediyor.

Tayvan Savunma Bakanlığı, son 24 saat içinde sekiz Çin savaş uçağının boğazın orta hattını geçtiğini bildirdi.


Hindistan'da yeni parlamento binasının açılışını 21 parti birden boykot edecek

Yeni parlamento binasıyla birlikte Hindistan'daki vekil sayısı da 793'ten 1188'e yükselecek (Reuters)
Yeni parlamento binasıyla birlikte Hindistan'daki vekil sayısı da 793'ten 1188'e yükselecek (Reuters)
TT

Hindistan'da yeni parlamento binasının açılışını 21 parti birden boykot edecek

Yeni parlamento binasıyla birlikte Hindistan'daki vekil sayısı da 793'ten 1188'e yükselecek (Reuters)
Yeni parlamento binasıyla birlikte Hindistan'daki vekil sayısı da 793'ten 1188'e yükselecek (Reuters)

Hindistan yeni inşa edilen parlamento binası için 28 Mayıs'ta yapılacak açılış törenine hazırlanıyor.

Ancak Narendra Modi hükümetinin ülkenin sömürge geçmişinin izlerini silme çabalarının bir parçası olarak görülen yeni parlamento binasının açılış töreni 21 muhalefet partisinin boykot kararıyla gölgelendi.

96 yıllık parlamento binasının yenilenmesiyle ilgili tüm partilerde fikir birliği olsa da, Modi hükümetinin açılışla ilgili attığı sembolik adımlar muhalefet partilerinden rahatsızlık yarattı.

Açılış töreninin Hindu milliyetçiliğinin sembol isimlerinden Veer Savarkar'ın doğumgününde yapılacak olması muhalefetin tepki gösterdiği adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

Savarkar'ın bağımsızlık öncesi döneme dair ayrıştırıcı figürlerden biri olduğunu savunan muhalefet partileri daha önce de şimdiki parlamento binasına Savarkar'ın portresinin asılmasına karşı çıkmıştı.

Planlanan açılış seramonisinde "Sengol" adı verilen sembolik bir asanın Hindistan Başbakanı Narendra Modi tarafından parlamentoya yerleştirilecek olması da tartışma yaratan konulardan biri. Zira Hindistan'da devlet başkanlığı görevini Cumhurbaşkanı Droupadi Murmu yürütüyor.

Muhalefet partileri, parlamentonun cumhurbaşkanı olmadan işlevsiz olacağını belirterek, Modi'nin açılış seremonisine liderlik etmesinin Hindistan demokrasisine doğrudan bir saldırı olduğu görüşünü paylaşıyor.

19 siyasi partiden yapılan ortak açıklamada, "Demokrasi ruhu parlamentodan sökülüp atılırken, yeni bir binanın değeri olmadığını düşünüyoruz" dendi.

Muhalefet tarafından otoriter olmakla suçlanan Narendra Modi'nin liderlik ettiği Hindu milliyetçisi Hindistan Halk Partisi (BJP) ve rakipleri arasındaki siyasi ve kültürel savaşın devam ettiği bir dönemde gerçekleşecek açılış, inşa edilen yapının maliyeti nedeniyle de tartışma konusu haline geldi.

Muhalefet 2,4 milyar dolara mal olan yeni parlamento binasını "gösteriş projesi" olarak tanımlıyor.

Independent Türkçe, India Today, CNN


Avustralya'da polisin elektroşok silahıyla vurduğu 95 yaşındaki kadın yaşam savaşını kaybetti

Clare Nowland, 80. yaşını paraşütle atlayarak kutlayınca gündem olmuştu (AP)
Clare Nowland, 80. yaşını paraşütle atlayarak kutlayınca gündem olmuştu (AP)
TT

Avustralya'da polisin elektroşok silahıyla vurduğu 95 yaşındaki kadın yaşam savaşını kaybetti

Clare Nowland, 80. yaşını paraşütle atlayarak kutlayınca gündem olmuştu (AP)
Clare Nowland, 80. yaşını paraşütle atlayarak kutlayınca gündem olmuştu (AP)

Avustralya'da polisin elektroşok silahıyla vurduğu yaşlı kadın yaşamını yitirdi. Ailesi, Clare Nowland'ın çarşamba günü hastanede vefat ettiğini duyurdu. Nowland ailesi ölüm sebebini açıklamazken hastane personeline teşekkür etti.

Yeni Güney Galler eyaletinde 17 Mayıs'ta gerçekleşen olayda huzurevi personeli, demans hastası kadını elinde bıçakla görünce polisi çağırmıştı. 95 yaşındaki Nowland, polis memurlarına doğru hareket edince memurlardan biri elektroşok silahıyla kadını vurmuştu. Yere düşüp kafasını zemine vuran Nowland hastaneye kaldırılmıştı.

Kristian White adlı polis memuru olayın ardından geçici olarak görevden uzaklaştırılmıştı.

Sky News Australia olaya dair yeni detaylar aktardı. Buna göre Newland'a müdahale eden diğer polis, White'a bıçağı alabileceğini söyledi. Ancak White "Hayır, lanet olsun" deyip elektroşok silahını kullandı. 

Nowland hayatını kaybetmeden önce, White hakkında zarar verme ve saldırı gibi suçlardan dava açıldı. 33 yaşındaki White'ın 5 Temmuz'da hakim karşısına çıkması bekleniyor.

Komiser Karen Web yaşlı kadının ölümünün ardından White hakkındaki suçlamaların ağırlaşabileceğini söyledi.

 

Independent Türkçe, Insider, Sky News Australia


Afganistan'da meydana gelen seller nedeniyle 13 kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Afganistan'da meydana gelen seller nedeniyle 13 kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Afganistan'ın çeşitli vilayetlerinde son günlerde etkili olan yağışlar sonucunda oluşan seller nedeniyle 13 kişi öldü, 8 kişi yaralandı.

Taliban geçici hükümetinin Doğal Afetlerden Sorumlu Devlet Bakanlığı sözcüsü Şafiullah Rahimi konuyla ilgili basına açıklamalarda bulundu.

Rahimi, sel ve taşkınların en çok Lağman, Paktiya, Daykundi, Host, Nangerhar, Meydan Vardak, Kandahar, Bağlan ve Gor vilayetlerinde etkisini gösterdiğini söyledi.

Bugüne kadar 13 kişinin hayatını kaybettiğini, 8 kişinin yaralandığını açıklayan Rahimi, bazı bölgelerde yolların ve su kanallarının tahrip olduğunu aktardı.

Rahimi, 3 bin dönümden fazla tarım alanı ve 56 evin de hasar gördüğünü kaydetti.

- Altyapı eksiklikleri can kayıplarına neden oluyor

Afganistan'da uzun yıllardır süren çatışmalı ortam nedeniyle ülke genelinde altyapının geliştirilememesi, yaşanan doğa olaylarının etkisini artırıyor ve ciddi oranda can kayıplarına neden olabiliyor.

Son yılların en şiddetli kışını atlatan Afganistan'da, 180'e yakın kişi hayatını kaybetmişti.

Ayrıca yaz ayları yaklaşırken kuzey ve iç kesimlerdeki yüksek dağlarda eriyen kar, yağışlarla birleşerek sel ve taşkınlara neden oluyor.