Rusya'nın Ukrayna'yı istilası küresel ekonomik çalkantıyı nasıl yaydı?

Ukrayna'da savaşla geçen bir yıl: Moskova'yla Batı arasındaki mali mücadeleler Ukrayna'daki çarpışmalar kadar uzayacak

Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)
Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)
TT

Rusya'nın Ukrayna'yı istilası küresel ekonomik çalkantıyı nasıl yaydı?

Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)
Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)

Sean O'Grady
Ukrayna'daki savaşın yaygın ve ağır hasar verici etkisini anlamak için, bombardımandan çok uzakta olan Britanya'daki manşetlere göz atmak yeterli. Örneğin yerel Tesco'nuzdaki domatesin tayınlanmasına bakın. Kıtlığın nedenleri çok sayıda ve karmaşık, fakat üzerinde hemfikir olunan bir sebep, çiftçilerin yüksek enerji tüketimi gerektiren seraları işletmenin maliyetini karşılayamaması nedeniyle Britanya ve Hollanda'daki üreticilerden gelen arzın normalden daha düşük olması. Bunun nedeni de Batı'nın Rus petrol ihracatına uyguladığı yaptırımlar ve Kremlin'in Avrupa'ya enerji arzını kısıtlama yönündeki kasıtlı politikası.
Aynı şey Scunthorpe'daki çelik fabrikasında 300 kişinin işini kaybetmesi ve muhtemelen binlerce kişinin de işsiz kalacak olması için de geçerli. Çelik üretimi için çok fazla enerji gerekiyor ve British Steel'ın sahibi Çinli firma, yüksek enerji maliyeti nedeniyle tesisin bazı bölümlerin işletmenin artık ekonomik bakımdan uygun olmadığını söylüyor. Ya da hayat pahalılığı krizi ve yüksek enflasyon nedeniyle geçen yıl talebin iki katına çıktığını bildiren Flintshire'daki aşevini ele alalım. Ukrayna'daki savaşın da en azından kısmen suçu var.
Sıcak fırında pişirilen ve benzinle çalışan bir moped aracılığıyla paket servisle teslim edilen Domino's pizzasından, üretiminde yüksek enerji kullanılmış tuğlalarla yeni inşa edilmiş bir eve kadar tükettiğimiz ya da kullandığımız her şeyde bir enerji girdisi var. Gezegendeki her evi ve işletmeyi sıkıştırarak küresel ekonomiyi mahvetmenin bir yolunu bulmak isteseydiniz, enerji ve gıda kaynaklarını azaltan bir savaş tercih edeceğiniz araç olurdu.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, savunmasız hane halklarını ve işletmeleri sübvanse ederek acıyı hafifletmeye çalışırken, 2008 küresel mali krizinden ve Kovid pandemisinden kalan dağın üzerine daha fazla borç yığdılar ve onlarca yıl sürecek acı verici bir akşamdan kalmayı daha da kötüleştirdiler. Yeniden silahlanma ihtiyacı arttıkça sağlık ve eğitim gibi kamu hizmetleri daha da baskılanacak; Leopard 2 tanklarının tanesi yaklaşık 5 milyon dolar ve bir F-16 savaş uçağı vergi mükelleflerine en az 12 milyon dolara mal olacak.
Savaştan önce Ukrayna ve Rusya gaz, petrol, tahıl ve yemeklerde kullanılan ayçiçek yağının önemli üretici ve ihracatçılarıydı. Savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'da tarımın sekteye uğraması ve Rusya'nın Karadeniz limanlarını abluka altına alması tedarikleri felç etti. Bunlar küresel ticareti yapılan emtialar olduğundan, dünya genelinde fiyatların çok fazla artmasına yol açan etkileri her yerde hissedildi.
Batı'da enflasyonu (birçok ülkede çift haneli rakamlara) yükselterek ücretlerin satın alma gücünü azalttı ve merkez bankalarını talebi kısmak ve fiyat artışlarını kontrol altına almak için faiz oranlarını arttırmaya sevk etti. Bu etkiler Britanya'yı durgunluğa yaklaştırdı ve özellikle kamu sektöründe bir grev dalgasına neden oldu.
Dolup taşan hastanelerin izini kamu maliyesine, oradan da düşük büyüme ve vergi gelirlerine kadar sürdüğünüzde, sonunda Donetsk ya da Luhansk'a varırsınız. Toptan enerji fiyatları son zamanlarda hızla düşüyor, bu da çatışmanın sona ermesinden ziyade dünya ekonomisindeki yavaşlamayı ve daha da kaygı verici olarak Rusların bazı başarılı yaptırım bozuşlarını yansıtıyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) son ekonomik görünüm raporunda dünya ekonomisi üzerindeki etkileri şöyle özetledi:
"Kalıcı enflasyon, yüksek enerji fiyatları, zayıf gerçek hane halkı geliri artışı, azalan güven ve sıkılaşan finansal koşulların hepsinin büyümeyi azaltması bekleniyor. Daha yüksek faiz oranları, enflasyonu makul hale getirmek için gerekse de borçlanan hane halkı ve şirketler için finansal zorlukları arttıracak."
Savaş öngörülemez ve yatırımcılar için riskleri arttırır. Bu da gelecekteki verimlilik artışını ve yaşam standartlarını düşürecek. 5 küresel ekonomi devi (ABD, Çin, AB, Hindistan ve Japonya) arasındaki karşılıklı gerilim, dünya ekonomisinin ilerlemesini sağlayan ticaret ve yatırım akışını yalnızca baskılayabilir.
Bu tür gerilimler yıllardır artıyor, beraberinde getirdiği "küreselleşmeden uzaklaşma" sürecinin verdiği zarar da öyle. Fakat Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakı ve bir yıl önce Ukrayna'yı istilası, ülkeyi Çin'e ve bir nebze Hindistan'a yaklaştırırken, korumacılık eğilimini de büyük ölçüde hızlandırdı.
En üzücüsü de dünyanın en yoksulları üzerindeki etkisi oldu. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın büyük kısmı Ukrayna'dan gelen tahıl ve yemeklik yağlara bağımlı. BM'nin Rus ablukasını aşarak acil ihracata izin veren bir anlaşmaya aracılık etmesinden önce, bu ülkeler neredeyse açlıkla ve ardından gelen iç huzursuzluklarla karşı karşıya kaldı. En kaba haliyle Rusya, Mısır ve Yemen'in yoksul ve aç halklarını kullanarak, uluslararası alanda kınanan istilasına karşı diplomatik bir koz elde etmeye çalıştı. Putin ayrıca Batılı tüketicilerin moralini bozmak ve Almanya'nın endüstriyel gücünü azaltmak için gaz ve elektrik fiyatlarını kullandı ve bunda da kısmen başarılı oldu.
Batı ekonomileri üzerindeki çarpıcı etki göz önüne alındığında, Rusya'ya yönelik yaptırımların bizden çok Ruslara zarar vermesinin amaçlandığını düşünmek tuhaf. Tam tersi doğru çıktı. Batı, oligarklara yönelik hedefli yaptırımların, Batılı ihracatçılara yönelik yasakların ve büyük Batılı şirketlerin yatırımlarını durdurmasının yeni bir Rus devrimini tetikleyeceğini umuyordu. McDonald's yemeklerinden, Shell benzininden ve Renault otomobil fabrikalarındaki işlerinden mahrum bırakılan Moskovalıların Kremlin üzerinde baskı kurması bekleniyordu.
Bunun yerine Putin'in propaganda makinesi Rusya'nın parya statüsünü Batı'nın kötü niyetinin ispatı, Rusya'nın Amerika ve onun uydu devletlerinden gelen varoluşsal bir tehdit altında olduğunun kanıtı haline getirdi. Eski Batılı işletmeler pek çok durumda Rus devleti tarafından devralındı ya da yok pahasına satın alındı. Elde edilen bu işletmeler savaşa yönelik üretim için yeniden yapılandırılabilir.
Komünizmle geçen yılların ardından Yeltsin döneminin Vahşi Batı kapitalizmini yaşayan Ruslar, Batılı halklara kıyasla ekonomik bozulmalara daha dayanıklı. Batı, Rusların direncini ve Putin'in anti-Amerikan mitolojisini benimseme derecelerini hafife aldı.
Donbas'taki savaş alanlarında olduğu gibi, küresel ekonomi de bir yıpratma mücadelesine girmiş gibi hissediyor. Batı'da enflasyon (düşse de) yüksek seyretmeye devam ediyor ve üretimle yaşam standartlarındaki büyüme uzun yıllar boyunca yavaş seyredecek. Ruslar, elbette Tahran ve Pyongyang'daki bu oyuna uzun süredir alışkın olan dostlarından aldıkları dersle yaptırımları delmenin yollarını buluyor ve Moskova'nın Çin, Türkiye ve Hindistan'la ticareti hızla artıyor.
Eski Sovyetler Birliği'ndeki gibi Ruslar eninde sonunda kıtlıklardan ve kısıtlamalardan bıkacak fakat bu herkes için uzun ve zahmetli bir süreç olacak.

Independent Türkçe



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.