Çin'in 'ideoloji çarı' Vang Huning, danışma meclisinin yeni başkanı oldu

Çin'de ülkeyi gelecek 5 yılda yönetecek kadrolar belirlendi (AA)
Çin'de ülkeyi gelecek 5 yılda yönetecek kadrolar belirlendi (AA)
TT

Çin'in 'ideoloji çarı' Vang Huning, danışma meclisinin yeni başkanı oldu

Çin'de ülkeyi gelecek 5 yılda yönetecek kadrolar belirlendi (AA)
Çin'de ülkeyi gelecek 5 yılda yönetecek kadrolar belirlendi (AA)

Çin'de danışma meclisi işlevini yerine getiren Çin Halk Siyasi Danışma Konferansının (ÇHSDK) meclis başkanlığına Vang Huning seçildi.
ÇHSDK'nın 14. Genel Kurulu bugün başkent Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda yapılan oturumunda Çin Komünist Partisi (ÇKP) Daimi Komitesi üyesi Vang'ı başkanlığa seçti.
Devlet protokolündeki dört numaralı görev olan danışma meclisi başkanlığına getirilen 67 yaşındaki Vang, 5 yıl süreyle bu görevi sürdürecek.
Devlet Başkanı Şi Cinping'e yakın bir isim olarak bilinen Vang, ÇKP'nin Ekim 2022'de düzenlediği 20. Ulusal Kongresi'nde, partinin en üst yönetim organı olan 7 kişilik Daimi Komite'deki yerini koruyan isimlerden biri olmuştu.
Şi'nin üçüncü kez genel sekterliğe seçilerek iktidarını üçüncü döneme taşıdığı Kongre'de Vang, parti protokolünde 4. sıraya yükselmişti.

"İdeoloji çarı"
Çin'in "ideoloji çarı", "liderlerin arkasındaki beyin" olarak anılan akademisyen kökenli Vang, Devlet Başkanı Şi'nin "Yeni Dönemde Çin Karakterinde Sosyalizm" adı verilen düşüncelerinin, "Çin Rüyası" ve "Kuşak ve Yol Girişimi" gibi kavram ve politikaların formüle edilmesinde önemli rol oynadığı biliniyor.
Uluslararası siyaset uzmanı bir profesör olan Vang, Şanghay Normal Üniversitesinde lisans, Fudan Üniversitesinde yüksek lisans öğrenimi gördü.
1989-1989 yıllarında Fudan Üniversitesinde asistan, doktor öğretim üyesi ve profesör olarak çalışan Vang, 1989-1994 yıllarında üniversitenin Uluslararası Siyaset Bölümünün direktörlüğünü, 1994-1995 yıllarında da Hukuk Fakültesinin dekanlığını yürüttü.
Vang, 1995'te ÇKP'ye bağlı bir düşünce kuruluşu olan Merkezi Siyaset Araştırmaları Ofisi'nde çalışmaya başladı. 1998'de direktör yardımcısı olan Vang, 2002-2017 yıllarında 15 yıl süreyle direktör olarak kuruluşun başında bulundu.
Bu dönemde Çin liderleri ile yakın çalışan Vang, önceki Devlet Başkanları Ciang Zımin'in "Üç Temsil" ve Hu Cintao'nun "Kalkınmaya Bilimsel Yaklaşım" teorilerinin şekillendirmesinde rol oynadı.
2002'de ÇKP Merkezi Komitesine seçilen Vang, 2007'de Parti Sekretaryasına, 2012'de Siyasi Büro'ya ve 2017'de Daimi Komite'ye seçilerek partinin yönetim basamaklarında yükseldi.

Şi'nin güvendiği akil adam
Vang, Şi Cinping'in ÇKP Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı olduğu dönemde en güvendiği isimlerden biri oldu, Şi'nin, "Yeni Dönemde Çin Karakterinde Sosyalizm" adı verilen düşüncelerinin, "Çin Rüyası" ve "Kuşak ve Yol Girişimi" gibi kavram ve politikaların formüle edilmesinde önemli rol oynadı.
Vang, ÇKP'nin 2021'de parti tarihine ilişkin aldığı "üçüncü tarihsel kararın" şekillendirilmesinde etkili oldu. Söz konusu kararda Şi Cinping, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu Mao Zıdong ve 1980'li yıllardan itibaren reform ve dışa açılma politikasının öncüsü olan Çin lideri Dıng Şiaoping ile birlikte “düşünce kurucu önder” olarak tanımlandı.
2017-2022 yıllarında Daimi Komite'de ÇKP Birinci Sekreteri olarak parti sekretaryasının başında bulunan Vang, Kovid-19 salgınıyla ilgili politikaların şekillendiren Merkezi Liderlik Grubunda yer aldı.
Vang'ın, yeni dönemde, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'a ilişkin yeni bir politikanın şekillendirilmesinde rol oynayacağı, Ada ile barışçı yollardan yeniden birleşmenin teorik çerçevesini oluşturacak önerileri hazırlayacağı ileri sürülüyor.
Yeni görevinde danışma meclisinin faaliyetlerine yön verecek olan Vang'ın, Çin'in modernleşmesine ilişkin problemlerden, iç siyasete ve dış politikaya kadar ideolojik çizgilerin şekillendirilmesinde ve önerilerin formüle edilmesinde etkili olacağı tahmin ediliyor.

Yeni muhafazakarlık
Vang, Çin'in ekonomik büyüme ve istikrarını sürdürebilmesi için tek parti iktidarına dayalı merkezi ve otoriter bir devlet yapısını sürdürmesi gerektiğini savunan fikirleriyle tanınıyor.
1988 yılında yayımladığı "Çin'in Değişen Siyasi Kültürünün Yapısı" başlıklı makalesinde Vang, ülkenin "yazılımı" olarak adlandırdığı, kültürel değer ve tutumlar ile ekonomik sistem ve kurumların oluşturduğu "donanımın" nasıl uzlaştıracağına kafa yorulması gerektiğini belirterek kültürel birliğe dayalı ve Batılı liberal değerlere bilinçli direnç gösterecek bir toplum yaratılması gerektiğini savunmuştu.
Gerek sosyalist sistemin gerekse de kapitalist dönüşümün, kültürden bağımsız ele alındığında "Çin'in temel değerlerden yoksun kalmasına" yol açacağını ileri süren Vang, modern yaşamın tarihsel değer yargılarının değerlerin uzlaştırılması gerektiğini görüşünü dile getirmişti.

"Amerika Amerika'ya karşı"
1988'de misafir öğretim üyesi olarak 6 aylığına ABD'de bulunan Vang, Iowa Üniversitesi ve California Üniversitesinde çalışmalar yapmış, 30'dan fazla şehirde 20'ye yakın üniversiteyi ziyaret etmişti.
Bu ziyaretteki gözlemlerini 1991'de "Amerika Amerika'ya Karşı" adlı kitapta toplayan Vang, ABD'de modernleşmenin övgüye değer başarılarına karşı gelir adaletsizliği ve ekonomik çatışmaların toplumsal ve ahlaki değerlerde yozlaşmaya açtığı, bunun sonunda ABD'nin ve Batı uygarlığının çöküşüne yol açacağı değerlendirmesinde bulunmuştu.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.