ÖSO: Tanf Üssü’nün bombalanması, yıkıcı projeleri hayata geçirmeyi amaçlıyor

ÖSO lideri Kasım, Şarku’l Avsat’a ‘rejime ve DEAŞ’a karşı mücadele eden taraflarla anlaşmaya açık olduklarını söyledi.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) lideri Albay Muhammed Ferid el-Kasım, Tanf bölgesin ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) lideri Albay Muhammed Ferid el-Kasım, Tanf bölgesin ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)
TT

ÖSO: Tanf Üssü’nün bombalanması, yıkıcı projeleri hayata geçirmeyi amaçlıyor

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) lideri Albay Muhammed Ferid el-Kasım, Tanf bölgesin ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) lideri Albay Muhammed Ferid el-Kasım, Tanf bölgesin ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) lideri Albay Muhammed Ferid el-Kasım, İran ve vekillerini Suriye- Ürdün- Irak sınırındaki Tanf Üssü’nü hedef almakla suçlayarak, saldırının amacının ‘bölgeyi Suriye halkının çıkarına olmayan yan çatışmalara sokmak’ olduğunu söyledi. Kasım, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteğini alan grubun, Suriye rejimi ve DEAŞ’a karşı birleşik ve kapsayıcı bir Suriye koalisyonunun veya projesinin parçası olmak için tüm Suriyeli taraflarla anlaşmaya hazır olduğunu belirtti.
Uluslararası Koalisyon’un, 2014 yılından itibaren Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Özgür Suriye Ordusu” (eski adıyla Devrim Komandoları Ordusu) gibi yerel Suriye güçleriyle çalışmaya başladığı biliniyor. Bu iş birliği, Fırat’ın doğusu gibi Suriye bölgelerinde Tanf üssü ve Suriye’nin uzak güneydoğusunda yer alan üssü çevreleyen 55 kilometrelik alanı kapsıyordu.
Özgür Suriye Ordusu Başkomutanı Albay Muhammed Ferid el-Kasım, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada kendi grubunun 55 kilometrelik bölgede bulunan tek grup olduğunu dile getirdi. Kasım, ABD önderliğindeki koalisyondan bölgeye ve ÖSO’ya verilen desteğin devam ettiğini ve durmadığını da sözlerine ekledi.
Tanf’taki koalisyon bölgesine yönelik tehditler hakkında ise 55 kilometrelik alan ve koalisyon üssünün insansız hava araçları (İHA) ile birden fazla kez saldırıya uğraması nedeniyle İran milislerini ve vekillerini suçladı. Şu anda herhangi bir kanıtın bulunmadığına dikkati çeken Kasım, operasyonların amacının ‘bölgeyi Suriye halkına hizmet etmeyen yan çatışmalara sürüklemek’ olduğunu vurguladı.
Suriye-Ürdün sınırında uyuşturucu ve silah kaçakçılığı hakkında da konuşan Kasım, ÖSO ve koalisyon güçlerinin Irak sınırıyla birlikte Suriye’nin güneyinde Ürdün ve Suriye sınırlarındaki bölgede gerçekleştirdiği yoğun ve sürekli devriyelerin uyuşturucu ve silah kaçakçılığını azalttığını söyledi ve “Bu, bölgedeki çalışmaların öncelikleri arasında yer alıyor” ifadesini kullandı. Ferid el-Kasım, kaçakçılık operasyonlarıyla mücadelede son dört ayda büyük olumlu sonuçlar elde edildiğini belirterek, birkaç gün önce de ‘uyuşturucu kaçakçılığının önlenmesi’ amacıyla operasyonların gerçekleştirildiğini vurguladı. Ürdün’e gönderilmek üzere büyük miktarda maddi değere sahip uyuşturucu ele geçirdiklerini ve boyutunun, bunların yalnızca Ürdün’e gönderilmediğini gösterdiğini söyleyen ÖSO lideri, sınır ötesi kaçakçılık operasyonlarının takibinin ve bunlarla mücadelenin devam ettiğini dile getirdi.
ÖSO lideri Albay Muhammed Ferid el-Kasım, grubun en önemli görevlerinin ‘bölgenin Suriye rejimi veya İran milisleri ve vekillerinden gelen kaçakçılık ve sabotaj faaliyetlerinden ve DEAŞ tehlikesinden korunmasını sağlama ve herhangi birinin genişlemesini engelleme olduğunu vurguladı. Koşulların özel eğitim, özel silahlar ve koalisyon güçleriyle ortak devriyeler yoluyla güçlendirildiğini belirten Kasım, bölgedeki faaliyetlerinin askeri alanla sınırlı olmadığını kaydettiği açıklamasının devamında “ÖSO, yeni neslin yeni Suriye’nin temeli olduğu inancıyla eğitim sektörünü önemli ölçüde desteklemeye katkıda bulunurken, sivil sektör de gelişmeye tanık oluyor” ifadesini kullandı. Yetkili, çocuklara güvenli içme suyu sağladıklarına ve bölgedeki tek fırına ‘imkanlar ölçüsünde’ destek verdiklerine dikkati çekerek, tüm sivil sektörleri desteklemek ve gerçek kurumlar inşa etmek için sarf edilen sürekli çabaların ortasında halk için yeni bir hastane kurulduğunu ve bölgede yeni bir sivil oluşumun desteklendiğini belirtti. Ancak Suriye rejimi ve İran milislerinin bölgeye uyguladığı ablukanın ve DEAŞ tehdidinin başarıya ulaşmalarını engellediğini vurguladı.
Kasım, ÖSO’nun yerel ittifakları konusuna ilişkin olarak ise Uluslararası Koalisyon’la ilişkilerinin güçlü olduğunu ve rejim karşıtı bir güç olduklarını belirtti. Ferid Kasım, Suriye halkının birliğini ve özgürlüğünü koruyarak, Suriye rejimi ve DEAŞ’a karşı birleşik ve kapsayıcı bir Suriye ittifakının ve projesinin bir parçası olmak için tüm Suriyeli gruplarla anlaşmaya açık olduklarını kaydetti. Suriye’nin güneyindeki Dera, es-Suveyde ve Kuneytra vilayetleri ile iyi temasların var olduğunu söyleyen yetkili, Suriye’nin kuzeyi hakkında ise “Bir sonraki aşamada doğrudan temas oluşturmak için ciddi çabalar var. Ancak mevcut aşamada doğrudan bir temas yok” dedi.
Albay Muhammed Ferid el-Kasım, ‘Devrim Komandoları Ordusu’ liderliğinin ve isminin yeni bir liderliğe ve ÖSO ismine dönüştürülmesine yol açan sebepler ve değişimin başında ortaya çıkan yapının bazı unsurlarının reddedilmesi hakkında ise yeni bir isim ve yeni bir yapı gerektiren yeni bir aşamayla karşı karşıya olduklarını söyledi. Kasım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgeyi bir sonraki aşamaya uygun yeni bir şekilde ortaya koyma girişimiydi. Oluşum, disiplinini ve ilkelerini sürdürdü. Başlangıçta değişimi reddedici bazı girişimlerle karşılaşsak bile herkesle ilgilenmeye açıktık. Ancak sahneye, kolektif bilinç hakimdi. En büyük arzumuz olan özgür bir Suriye için oluşumun ve rotasının sürdürülmesinin önemli olduğu da herkes tarafından biliniyordu.”



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."