Lübnan’da güvenlik güçleri ile Iraklı öğrenciler arasındaki gerilim kontrol altına alınmaya çalışılıyor

Bağdat, askıdaki sorunların çözümlerini görüşmek üzere Beyrut’a bir hükümet heyeti gönderdi.

Başbakan Necib Mikati, Irak Eğitim Bakanlığı’ndan bir heyetle 10 Mart’ta bir araya geldi. (Dalati ve Nahra)
Başbakan Necib Mikati, Irak Eğitim Bakanlığı’ndan bir heyetle 10 Mart’ta bir araya geldi. (Dalati ve Nahra)
TT

Lübnan’da güvenlik güçleri ile Iraklı öğrenciler arasındaki gerilim kontrol altına alınmaya çalışılıyor

Başbakan Necib Mikati, Irak Eğitim Bakanlığı’ndan bir heyetle 10 Mart’ta bir araya geldi. (Dalati ve Nahra)
Başbakan Necib Mikati, Irak Eğitim Bakanlığı’ndan bir heyetle 10 Mart’ta bir araya geldi. (Dalati ve Nahra)

Lübnan ve Irak, Lübnan güvenlik güçlerinin perşembe günü Lübnan Eğitim Bakanlığı binasında Iraklı öğrencilere saldırmasından kaynaklanan sorunu kontrol altına almaya çalışıyor. İki taraf, Lübnan’da eğitim alan Iraklı öğrencilerin diplomalarının geçerliliği sürecini kolaylaştırmayı da içeren, ‘daha önce meydana gelen tüm sorunları sona erdirici’ onaylanmış bir mekanizma ortaya koydu.
Lübnan güvenlik güçleri ile işlemlerini tamamlamak için Eğitim Bakanlığı’na gelen çok sayıda Iraklı öğrenci arasında yaşanan sorunu gözler önüne seren görüntüler yayınlandı. Videoların birinde Lübnanlı bir güvenlik görevlisinin, elinde metal bir sopa tuttuğu ve bir öğrenciden geri çekilmesini istediği görülüyor. Diğer bir videoda ise bakanlık binasından bağırış sesleri geldiği duyuluyor.
Eğitim Bakanlığı’nın açıklamalarına rağmen videolar, Iraklı ve Lübnanlı sosyal medya öncüleri arasında yaygın bir öfkeye yol açtı. Öyle ki Lübnan hükümetine harekete geçme çağrıları yapıldı. Diğer yandan Iraklı yetkililer, Lübnan hükümetine Iraklı öğrencilerin işlerini takip etmek ve Lübnan’daki yetkili kurumlarda öğrencilerle ilgilenme prosedürlerini incelemek amacıyla bir bakanlar komitesi oluşturma çağrısı yaptı.
Bu çerçevede Irak Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı’ndan bir heyet dün (Cuma) Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile bir araya geldi.
Irak Büyükelçiliği Misyonu Başkanı Emin en-Nasravi, “Görüşmede Iraklı öğrencilerin Lübnan’da karşılaştıkları birçok sorun dile getirildi ve bu sorunların çözümüne yardımcı olacak çözüm ve mekanizmalar ele alındı” dedi.
Heyette yer alan Iraklı akademisyen Dr. Ala el-Zogbi, “Mikati’ye birçok öneri sunduk. Bu önerilerin, iki ülkedeki en üst düzey makamların imzaladığı resmi bir mekanizmaya dahil edilmesi için onay alındı” açıklamasında bulundu. Zogbi, iki gün içerisinde bu protokolün hazırlanacağını belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Daha önce meydana gelen tüm sorunları sona erdiren onaylanmış bir mekanizma olması için iki taraf arasında imzalanacak. Diploma denklik süreci kolay olacak ve öğrencinin bakanlığa müracaatını gerektirmeyecek. Ancak öğrenci ile okuduğu üniversite arasında doğrudan temas ve inceleme olacaktır.”
Yüzlerce Iraklı, Lübnan üniversitelerinde öğrenimlerine devam ediyor. Lübnan Eğitim Bakanlığı’ndaki Üniversite Öncesi Denklik Departmanı, bir yıl boyunca Irak’tan yaklaşık altı bin denklik başvurusu aldığını belirtti. Bakanlık, işlemlerini tamamlamaları için idari kolaylıklar sağladığını belirtti. Denklik Komitesi, 200’ü Iraklılar ve geri kalanı Lübnanlılar ve diğer milletlerden olmak üzere yaklaşık 500 başvuruya karar vermek üzere haftalık olarak toplanıyor.
Lübnan Eğitim Bakanlığı perşembe sabahı Iraklı öğrencilere ‘saldırı’ gerçekleştirildiği haberini yalanladı. Eğitim Bakanı Abbas el-Halabi şu açıklamada bulundu:
“Perşembe günü sabah saat beş buçukta bakanlık binasının güvenlik görevlileri bir gürültüyle şaşkınlık yaşadı. Gürültünün kaynağını görmek için dışarı çıktılar ve yüzden fazla Iraklı öğrencinin orada olduğunu gördüler. Şafakta kapılar hala kapalıyken içeri giriş konusunda aralarında anlaşmazlık yaşandı. Mahalle sakinlerinin, çevredeki binaların balkonlara çıkması üzerine güvenlik görevlileri onları sakinleştirmeye çalıştı. Bakanlık, sabah sekizde vatandaşları ve denetçileri kabul etmek üzere kapılarını açtığında çok sayıda Iraklı öğrenci bir anda içeriye akın etti. İlgililerin girişleri düzenleme çabaları ortasında Denklik Departmanı’nın önü Iraklılarla doldu. Müracaat eden genç bir Iraklı, bayılarak yere yığıldı. Öncelikli giriş mücadelesi devam etti. Bazı Iraklı öğrenciler, İç Güvenlik Güçleri ve binanın güvenlik görevlileri ile iş birliği yaparak, diğer öğrencileri genç Iraklıyı ayağa kaldırmak için geri çekilmeye ikna etti. Ancak geri adım atmadılar. Bunun üzerine güvenlik güçleri, onları geri adım atmaya ikna etmek için sesini yükseltti. Bu hareketin ardından ayağa kaldırılan gencin astım hastası olduğu anlaşıldı. Genç, Kızılhaç tarafından tedavi altına alındı.”
Yaşanan sorunun ardından Eğitim Bakanlığı medya ofisi, sosyal medyada yayınlanan videoların gerçeği yansıtmadığını, güvenlik güçleriyle bir tartışmayı gösterdiğini açıkladı. Ofis tarafından yapılan açıklamada ayrıca, “Gerçek şu ki güvenlik güçleri, bayılan Iraklıyı arkadaşlarının ayaklarının altıdan kurtarmak ve ona ilk müdahaleyi yapmak için hassas davrandı” ifadesine yer verildi.
Bağdat’ta Irak hükümeti, Iraklı öğrencilere yönelik ‘saldırının’ ayrıntılarını öğrenmek amacıyla Lübnan’a gitmek üzere bir bakanlar komitesi oluşturmaya karar verildi. Lübnan’ın Bağdat Büyükelçiliği, şu özür açıklamasını yayınladı:
“Lübnan’ın Irak Büyükelçiliği, Beyrut’ta Eğitim ve Yüksek Öğrenim Bakanlığı binası önünde aralarında değerli Iraklı öğrencilerin de bulunduğu kız ve erkek öğrenciler arasında meydana gelen izdihama açıklık getirmek istiyor. Lübnan’ın tanık olduğu zorlu ekonomik koşullar nedeniyle genel grev sonrası bakanlık çalışanlarının işe dönmesinin ardından yaşananlar kabul edilemez.  Başbakan, bakanlar ve üst düzey yöneticiler tarafından en üst düzeyde takip ediliyor ve soruşturuluyor. Bu çerçevede Lübnan Çalışma Bakanı aracılığıyla Başbakan Necib Mikati tarafından büyükelçiliğe, ‘onurlarının korunduğunu ve gözetildiklerini bildirmek, maruz kaldıkları şeyin kabul edilemez olduğunu ve yaşananların tekrarlanmasının önüne geçileceğini ifade etmek üzere’ önümüzdeki birkaç saat içinde Iraklı öğrencilerin Hükümet Sarayı’nda kabul edileceği bilgisi verildi. Ayrıca öğrencilere işlemlerinin tamamlanıp, diploma denkliklerinin en iyi koşullarda ve mümkün olan en kısa sürede takip edileceğini bildirilecek.”



İsrail ordusu, Hamas’ın mali sorumlusunu öldürdüğünü açıkladı

Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
TT

İsrail ordusu, Hamas’ın mali sorumlusunu öldürdüğünü açıkladı

Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)

İsrail ordusu, bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’de Hamas’ın askerî kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın finans bölümünde görevli olduğu belirtilen Abdülhay Zakkut’un öldürüldüğünü duyurdu.

Ordunun sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail Savunma Kuvvetleri ile iç istihbarat servisi Şin Bet’in ortak faaliyeti kapsamında, yaklaşık iki hafta önce Gazze kentinde yaşayan ve Hamas’ın askerî kanadının mali yapılanmasında yer alan Abdülhay Zakkut etkisiz hâle getirildi” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Zakkut’un Raid Saad adlı kişiyle birlikte bulunduğu sırada aracında hedef alındığı belirtildi. Son bir yıl içinde Zakkut’un, Hamas’ın askerî kanadına aktarılmak üzere onlarca milyon dolar toplamak ve transfer etmekten sorumlu olduğu, bu kaynakların İsrail’e karşı yürütülen çatışmaların sürdürülmesi amacıyla kullanıldığı öne sürüldü.

İsrail ordusu, yaklaşık iki hafta önce Gazze kentinde bir araca düzenlenen hava saldırısında Raid Saad’ın da öldürüldüğünü açıklamış, Saad’ı 7 Ekim 2023’teki saldırıların planlayıcılarından biri olarak tanımlamıştı.

Saad’ın, ekim ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Hamas içinde öldürülen en üst düzey isim olduğu belirtilirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yisrael Katz, söz konusu saldırının Gazze’nin güneyinde iki İsrail askerinin el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralanmasına misilleme olarak gerçekleştirildiğini ifade etmişti.

Cibaliya’da bir kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı

Filistin kaynakları, İsrail ordusunun bugün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya’da düzenlediği saldırılarda bir Filistinlinin hayatını kaybettiğini, dört kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı SAFA’ya göre İsrail güçleri Cibaliya beldesindeki el-Curn bölgesinde bir Filistinliyi ateş açarak öldürdü. Ayrıca İsrail topçusunun sabah saatlerinde Gazze Şeridi’nin doğusundaki bölgelere yoğun atışlar yaptığı, savaş uçaklarının ise Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’un doğusuna iki hava saldırısı düzenlediği aktarıldı.

Ajans, Han Yunus’ta çok sayıda sivil yerleşimin geniş çaplı yıkıma uğradığını da kaydetti.


Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkanı Burhanettin Duran, bugün yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan özel uçağın Ankara yakınlarında düşmeden önce elektrik arızası bildirdiğini ve acil iniş talebinde bulunduğunu söyledi.

Açıklamada ayrıca, Dassault Falcon 50 tipi uçağın dün TSİ 17:17'de Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru havalandığı ve TSİ 17:33'te elektrik arızası nedeniyle hava trafik kontrolüne acil durum bildirdiği belirtildi.

Libya ve Türk yetkililer, kazada üç mürettebat da dahil olmak üzere 8 kişinin öldüğünü açıkladı.

Duran, hava trafik kontrolünün uçağı Esenboğa Havalimanı'na yönlendirdiğini ve acil durum prosedürlerinin uygulandığını, ancak uçağın iniş sırasında 17:36'da radar ekranlarından kaybolduğunu ve iletişimin kesildiğini söyledi.

gthyu
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün Ankara'da Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali el-Haddad ile görüşmesi sırasında (Türkiye Savunma Bakanlığı- X)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya daha önce yaptığı açıklamada, uçağın Ankara'nın Haymana ilçesi üzerinde uçarken acil iniş talebinde bulunduğunu ve enkazın daha sonra aynı ilçenin Kesik Kavak köyü yakınlarında bulunduğunu belirtmişti.

Duran, İçişleri Bakanlığı'nın operasyonu başlatmasının ardından arama kurtarma ekiplerinin kaza yerine ulaştığını ve kazanın nedenine ilişkin soruşturmanın tüm ilgili makamların katılımıyla devam ettiğini kaydetti.

Uluslararası alanda tanınan Libya hükümeti, ölenler arasında Ordu Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali Ahmed el-Haddad, Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı, Askeri Üretim Otoritesi Direktörü, Libya Ordusu Genelkurmay Başkanının danışmanı ve Genelkurmay Başkanının medya ofisinden bir fotoğrafçının bulunduğunu açıkladı.

Libyalı yetkililer, uçağın Malta'dan kiralandığını ve orada kayıtlı olduğunu belirterek, olayla ilgili soruşturma kapsamında uçağın sahipliği, önceki sorun kayıtları ve teknik özellikleri gibi bilgilerin inceleneceğini ifade etti.


Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

TT

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘tarif edilemez ölçüde büyük insani acı’ uyarıları yaptığı bir dönemde, Sudan’da geçiş hükümetinin başbakanı Kâmil İdris, ülkesinde bin gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi üyelerine sundu. Aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’yu (Hamideti) derhal insani ateşkesi kabul etmeye çağırdı.

Burhan ile Hamideti’nin bu önerileri kabul edip etmeyeceği henüz netlik kazanmazken, HDK’nin geçtiğimiz kasım ayı başında bir insani ateşkesi kabul ettiği hatırlatıldı.

İdris, pazartesi akşamı New York’ta düzenlenen BM Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, “Sudan, savaş nedeniyle varoluşsal bir krizle karşı karşıya” dedi. Söz konusu girişimin ‘bir yanılsamadan değil, bir zorunluluktan; bir zaferden değil, bir sorumluluktan’ doğduğunu ifade eden İdris, planın BM, Afrika Birliği (AfB) ve Arap Birliği gözetiminde ateşkes ilan edilmesini, HDK’nin kontrol ettiği tüm bölgelerden çekilmesini, kamplara taşınmasını ve silahsızlandırılmasını öngördüğünü belirtti.

Zorunlu değil

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’dan oluşan Uluslararası Dörtlü’nün desteklediği ateşkese dolaylı bir gönderme yapan Kâmil İdris, hükümetin önerisinin ‘yerel olarak hazırlandığını ve dışarıdan dayatılmadığını’ vurguladı. HDK’nin kamplarla sınırlandırılmaması halinde ateşkesin ‘başarı şansının olmadığını’ belirten İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesine girişimine destek çağrısında bulundu. İdris, “Bu girişim, Sudan’ın uçurumun kenarından geri döndüğü ve uluslararası toplumun tarihin doğru tarafında yer aldığı bir an olabilir” dedi. İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘çöküşün tanığı olarak değil, toparlanmanın ortağı olarak anılması gerektiğini’ ifade etti.

frgt
New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi oturumundan (BM)

Öte yandan, İdris’ten önce BM Güvenlik Konseyi üyelerine hitap eden ABD’nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Jeffrey Bartos, Trump yönetiminin ilerlemenin yolu olarak insani ateşkes önerdiğini söyledi. Bartos, “Savaşan iki tarafı bu planı ön koşulsuz ve derhal kabul etmeye çağırıyoruz” dedi. Bartos, Trump yönetiminin Darfur ve Kordofan bölgelerindeki dehşet verici şiddeti ve Sudan ordusu ile HDK tarafından işlenen, hesap sorulması gereken vahşetleri şiddetle kınadığını belirtti.

Bu açıklamalar, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçtiğimiz cuma günü yaptığı değerlendirmeleri de hatırlattı. Rubio, yeni yılın Sudan’da insani ateşkes için bir fırsat sunduğunu belirterek, “Odaklanmamızın yüzde 99’u bu insani ateşkese ve ona mümkün olan en kısa sürede ulaşmaya yönelik” dedi. Yeni yılın iki taraf için de anlaşmaya varmak adına büyük bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Rubio, bu yönde azami çaba gösterdiklerini söyledi. Rubio, “Orada yaşananlar dehşet verici, gerçekten korkunç” diye konuştu.

sxdcfg
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında (AFP)

Silah tedariki konusunda Rubio, “Bu konuda bazı ilerlemeler kaydedebileceğimizi umuyoruz, ancak ilerleme kaydetmek için dış aktörlerin nüfuzlarını kullanmaları gerektiğini biliyoruz” dedi.

Silah tedariki

BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Halid Hıyari, gelişmiş silahların kesintisiz sevkiyatıyla körüklenen Sudan’daki savaşa ilişkin artan endişelerini dile getirdi. Hıyari, silah tedarikini durdurmayı reddeden ülkeleri eleştirirken, uzlaşmaya yanaşmayan ve gerilimi düşürme iradesi göstermeyen hükümet güçleri ile yarı askerî unsurları da hedef aldı.

Hıyari, “Bu ülkeler petrol gelirlerini korumak için çatışmaları durdurmayı başarabildi, ancak kendi halklarını korumak söz konusu olduğunda bunu yapmayı başaramadı” dedi. Her iki tarafın destekçilerine nüfuzlarını ‘katliamı durdurmaya yardımcı olmak için kullanmaları’ çağrısında bulundu.

Son gelişmelerin, ‘çatışmanın giderek daha karmaşık bir nitelik kazandığını ve bölgesel boyutlarının genişlediğini’ gösterdiği uyarısında bulunan Hıyari, bu eğilimlere müdahale edilmemesi halinde Sudan’ın komşularının ülke içinde ve çevresinde bölgesel bir çatışmaya sürüklenebileceğini söyledi. Çatışmanın özellikle kaygı verici yönlerinden birinin, her iki tarafın da insansız hava araçlarını (İHA) yoğun şekilde kullanarak rastgele saldırılar düzenlemesi olduğunu belirten Hıyari, bunun çok sayıda sivil can kaybına yol açtığını ifade etti. Silah akışının, daha gelişmiş ve daha ölümcül hâle gelerek sürmesinin çatışmanın temel itici gücü olmaya devam ettiğini vurgulayan Hıyari, “Bu akışın durdurulması yönündeki çağrılar görmezden gelindi ve kimse hesap vermedi” dedi.

Hıyari, durumun daha fazla kötüleşmesini önlemek, Sudan’ın birliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için ‘hızlı ve eşgüdümlü bir hareketin’ gerekli olduğunu kaydetti.

BM Genel Sekreteri’nin Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra’nın, şiddeti azaltmaya ve sivillerin korunmasını güçlendirmeye yönelik somut ve uygulanabilir tedbirler üzerinde görüşmeler yapılması için çatışmanın taraflarıyla temas hâlinde olduğunu bildiren Hıyari, odağın şu anda AfB öncülüğünde yürütülecek kapsamlı bir Sudan diyaloğuna destek vermek olduğunu söyledi. Bu sürecin, sivil liderliğinde güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi geçişin önünü açmasının hedeflendiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Operasyonlar ve Savunuculuk Bölümü Direktörü Edem Wosornu ise “Bu çatışmanın vahşeti sınır tanımıyor” diyerek, Kordofan eyaletinin şiddet ve acının yeni merkezi hâline geldiğine dikkat çekti. Wosornu, BM’nin, HDK’nin el-Faşir’i ele geçirmesi sırasında ve sonrasında uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerine ilişkin yeni raporlar almaya devam ettiğini, bunlar arasında toplu katliamlar ve cinsel şiddet vakalarının da bulunduğunu söyledi.

BAE'nin pozisyonu

BAE'nin BM Daimî Temsilcisi Muhammed Ebu Şihab, insani ateşkesin derhal hayata geçirilmesi ve buna en acil şekilde ihtiyaç duyan Sudanlı sivillere yardımların ulaştırılması için acil bir fırsat bulunduğunu söyledi. Tarihten çıkarılan dersler ile mevcut gerçeklerin, savaşan taraflardan herhangi birinin tek başına yürüteceği çabaların sürdürülebilir olmadığını ve yalnızca savaşın uzamasına yol açacağını ortaya koyduğunu vurguladı. Ebu Şihab, insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkes sağlanması ve ‘çatışan taraflardan bağımsız, sivil yönetime giden bir sürecin’ başlatılması gerektiğini ifade etti.