Yeni cihaz KOAH hastalarının acılarını azaltıyor

Yeni solunum cihazı
Yeni solunum cihazı
TT

Yeni cihaz KOAH hastalarının acılarını azaltıyor

Yeni solunum cihazı
Yeni solunum cihazı

ABD’de her 10 yetişkinden biri, KOAH’ın (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) zayıflatıcı etkilerini yaşıyor. Cincinnati Üniversitesi'ndeki göğüs hastalıkları uzmanları tarafından geliştirilen yeni bir solunum cihazı hakkında Respiratory Care dergisinde yayınlanan araştırma, bu hastaların hayatlarını iyileştirmeyi vaat ediyor.
Yeni cihaz sadece KOAH'lı kişilerde nefes darlığı semptomlarını ve yaşam kalitesini iyileştirmekle kalmıyor; aynı zamanda stres ve endişe ile uğraşan kişiler ve zihinsel uyanıklığı sağlamak isteyenler ile meditasyon veya yoga yapanlar için de faydalı.
KOAH'lı insanların, hava tüpleri daraldığı için her nefes aldıklarında ciğerlerinden hava solumaları daha uzun sürer. Bu nedenle söz konusu kişiler, fiziksel aktiviteler sırasında olduğu gibi, hızlı nefes aldıklarında, hava akciğerlerde tutulur. Bu hava birikmesi veya "dinamik hiperinflasyon", nefes darlığının ana nedeni. Ayrıca oksijen seviyelerinin düşmesine, fiziksel aktivite sırasında nefes almanın zorlaşmasına ve insanların daha az aktif ve daha izole hale gelmesine de neden oluyor.
Bu rahatsızlık için piyasada bulunan alternatif cihazlar elde taşınır, büyük ve hantalken, yeni cihaz çok basit, hafif ve kullanımı kolay. Yeni cihaz, günlük kullanım için bir kordon ile boyna takılmak ve gerektiğinde, efor sırasında veya sonrasında ağza takılmak üzere tasarlanmış. Çalışmada araştırmacılar, nefes darlığı çeken KOAH’lı hastaları inceledi. İncelemede, cihazlı ve cihazsız 6 dakikalık yürüme testi yapıldı ve iki hafta içinde cihazın kullanımının nefes darlığı ve yaşam kalitesi sonuçlarını nasıl etkilediğini görmek için takip edildi.
Şarku’l Avsat’ın çalışmadan aktardığına göre cihazın, katılımcıların yüzde 72'si için nefes darlıklarını azaltmada ve yaşam kalitelerini iyileştirmede önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koydu. Yürürken oksijen seviyesi düşenlerin yüzde 36'sı cihazı kullandıklarında oksijen seviyeleri düşmedi. Bu, KOAH’ı bulunan kişilerin oksijen seviyeleri üzerinde böyle bir etki gösteren ilk mekanik cihaz.
Kronik akciğer hastalığı ve hava akımı tıkanıklığından mustarip olan Maja Flannery, cihazı kullandıktan sonra hayatının değiştiğini söylüyor. Flannery, çalışmanın yayınlanmasıyla birlikte Cincinnati Üniversitesi web sitesinde yayınlanan rapordaki açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Çok mutluyum. Çünkü bu çalışmanın bir parçası olacak ve daha iyi nefes almak için bu harika küçük cihazı kullanabilecek kadar şanslıydım. Sabah kalktığımda cihazı kullanıyorum. Cihaz, yatar pozisyondan ayakta durmaya geçmede olduğu gibi pozisyon değiştirirken hava ihtiyacımı karşılamaya yardımcı oluyor ve ciğerlerimi, güne daha hazır hale getirmek için hazırlıyor.”



Erken bunama... Neden görmezden geliyoruz? En belirgin belirtileri neler?

Bunama genellikle yaşlılarla ilişkilendirilse de bu durum yaş ayrımı gözetmez. (Reuters)
Bunama genellikle yaşlılarla ilişkilendirilse de bu durum yaş ayrımı gözetmez. (Reuters)
TT

Erken bunama... Neden görmezden geliyoruz? En belirgin belirtileri neler?

Bunama genellikle yaşlılarla ilişkilendirilse de bu durum yaş ayrımı gözetmez. (Reuters)
Bunama genellikle yaşlılarla ilişkilendirilse de bu durum yaş ayrımı gözetmez. (Reuters)

Dünya çapında yaklaşık 57 milyon insan bunama (demans) hastalığından mustarip. Demans vakalarının çoğu yaşlı insanlarda teşhis edilirken, vakaların yaklaşık yüzde 7'si 65 yaşın altındaki insanlarda görülüyor.

Bu sayının daha yüksek olmasının nedeni erken bunamanın yeterince teşhis edilememesi olabilir. Bu da pek çok insanın ihtiyaç duyduğu destekten mahrum kalabileceği anlamına geliyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent'tan aktardığına göre erken bunamanın yeterince teşhis edilmemesinin beş nedeni ve hastalıkla ilişkili en yaygın semptomlar şunlar:

Demans ve yaşlılıkla ilişkisi

‘Demans’ kelimesini duyduğunuzda aklınıza 65 yaş altı biri geliyor mu? Demans genellikle yaşlılarla ilişkilendirilse de bu durum ayrım gözetmez. Aslında, herkese (hatta çocuklara bile) farklı demans türleri teşhisi konulabilir. Ancak bu yaygın varsayım, pek çok gencin doktorlarına başvurmayacağı anlamına geliyor. Çünkü çoğu kişi semptomlarının herhangi birinin nedeninin demans olabileceğini düşünmez.

Doktorlar da genellikle gençlerde demans olasılığını göz ardı ediyor. Erken bunama teşhisi konulan birçok kişinin semptomları başlangıçta göz ardı edilmiş ve hatta bazı doktorlar bu kişilerin deneyimlerine çok az ilgi göstermiştir. Gençlere demans için ‘çok genç’ olduklarının söylenmesi de alışılmadık bir durum değildir.

Bu deneyimlerin hayal kırıklığına yol açması şaşırtıcı değildir. Hastalar ve aileleri, sağlık sistemleri tarafından önemsenmediklerini ve ihmal edildiklerini hisseder.

Farklı semptomlar

Demans genellikle kısa süreli hafıza kaybı ile ilişkilendirilir. Ancak biliş (düşünmeden algılamaya kadar tüm zihinsel süreçlerimizi kapsar) son derece karmaşıktır.

Bu nedenle demans, kişilik ve dilde değişiklikler, nesneleri tanımada, mesafeleri tahmin etmede veya hareketleri koordine etmede zorluklar ve hatta halüsinasyonlar ve sanrılar gibi çok çeşitli semptomlara yol açabilir.

Yaşlılarda görülen demansla karşılaştırıldığında, erken bunama hastalarında hafıza kaybı dışında belirtilerin görülme olasılığı daha yüksektir. Örneğin, araştırmalar erken Alzheimer hastalığı olan kişilerin yaklaşık üçte birinde koordinasyon sorunları ve görme değişiklikleri ile ilişkili erken belirtiler olduğunu göstermektedir.

Demansın nadir nedenleri

Demans, hepsi bilişsel bozukluğa neden olan bir dizi beyin bozukluğu için kullanılan bir şemsiye terimdir. Yaşlılarda demansın en yaygın nedeni Alzheimer hastalığıdır ve vakaların yüzde 50 ila 75'ini oluşturur. Ancak 65 yaşın altındaki kişilerde demans vakalarının yalnızca yüzde 40'ı Alzheimer hastalığına bağlanabilir.

Bunun yerine, erken bunama genellikle frontotemporal demans gibi nadir görülen nörodejeneratif durumlardan kaynaklanır. Frontotemporal demans, demans teşhisi konulan yaklaşık yirmi kişiden birini etkilemektedir. Bu hastalıklar beynin kişilik, davranış, dil, konuşma ve yürütme işlevlerinden sorumlu bölümlerini etkiler.

Örneğin, primer progresif afazi bir frontotemporal demans türüdür. Bu tür, her 100 bin kişiden yaklaşık üçünü etkiler. Primer progresif afazi esas olarak kişinin iletişim kurma ve konuşmayı anlama becerisini etkiler.

Sekonder demans da erken başlangıçlı demansı olan kişilerde daha yaygındır. Altta yatan başka bir tıbbi durum, bir hastalık (Huntington hastalığı veya beyin tümörü gibi) veya bir dış faktörün (viral enfeksiyon, madde bağımlılığı veya kafa travması gibi) neden olduğu demanstır.

Semptomların diğer durumlarla örtüşmesi

Erken bunama belirtileri, bipolar bozukluk, psikoz, depresyon ve anksiyete gibi bazı ruh sağlığı durumlarında yaygın olarak görülen belirtilere çok benzer.

Belirtiler arasında ilgisizlik, panik hissi, sinirlilik, ajitasyon, halüsinasyonlar ve sanrılar da yer alabilir.

Erken bunamanın erken belirtileri kadınlarda menopoz veya yorgunluk dönemi olarak yanlış teşhis edilebilir.

Elbette bu belirtileri yaşayan herkes erken bunama hastası değildir. Ancak teşhisi kolaylaştırmak için örtüşen semptomlar hakkında farkındalık yaratmak önemlidir.

Deneyimler kişiden kişiye değişir

Bir kişinin semptomlarının türü ve şiddeti, fiziksel sağlığı, sosyal çevresi ve hatta stres düzeyleri gibi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Tüm bunlar demansın nasıl yaşandığı konusunda önemli farklılıklara yol açar.

Kişinin bilişsel rezervi (beynin hasar veya beyin değişikliklerine rağmen iyi bilişsel işlevi sürdürme yeteneği) de demans semptomlarını nasıl yaşadıklarını ve bunlarla nasıl başa çıktıklarını etkiler. Bazı insanlar bu zorlukların üstesinden gelmek için güçlü destek ağlarına, psikolojik dayanıklılığa veya kişiselleştirilmiş başa çıkma stratejilerine güvenerek daha etkili bir şekilde uyum sağlayabilir.