Libya’da yaklaşan seçimlerde ‘rakipleri dışlama’ çağrıları

Başbakan Dibeybe, geçtiğimiz haftanın ortalarında BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batili'yi kabul etti (UBH)
Başbakan Dibeybe, geçtiğimiz haftanın ortalarında BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batili'yi kabul etti (UBH)
TT

Libya’da yaklaşan seçimlerde ‘rakipleri dışlama’ çağrıları

Başbakan Dibeybe, geçtiğimiz haftanın ortalarında BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batili'yi kabul etti (UBH)
Başbakan Dibeybe, geçtiğimiz haftanın ortalarında BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batili'yi kabul etti (UBH)

Libya'da bazı siyasi liderler, tarihi henüz belirlenemeyen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde rakiplerinin yarıştan çıkarılması çağrılarında bulunurken uluslararası taraflar, seçimlerin bu yıl bitmeden yapılması çabalarını sürdürüyorlar.
Birkaç gün önce, geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe, ordu personelinin istifa etmeden seçimlerde adaylıklarını koymalarına karşı olduğunu açıkladı. Bazı çevreler, Dibeybe’nin bu açıklamasını, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’e yapılmış üstü kapalı bir gönderme olarak gördüler.
Öte yandan Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri, Başbakan Dibeybe’yi yaklaşan seçimlere katılmamaya çağırdı. Mişri, DYK ve Temsilciler Meclisi'nin (TM) seçim yasalarına Dibeybe ve Başkanlık Konseyi üyelerinin adaylığını engelleyecek bir madde koyabileceği imasında bulundu.
Libyalı siyasetçiler, bu gerilimin, her ne kadar ülkenin içinde bulunduğu bölünme ve gerilim ortamının doğal bir sonucu olsa da ülkedeki liderlerin seçimlerin yapılması için herhangi bir adım atmasının önünde bir engel teşkil ettiğinin ortaya çıktığını düşünüyorlar. TM üyesi Salah Ebu Şelbi, “Rakiplerin her potansiyel aday ile ilgili seçimlerden dışlanması gerektiği çağrısında bulunması, son yıllarda Libya krizinin doğal bir sonucu haline geldi” dedi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Ebu Şelbi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maalesef gerek ülkenin önde gelen isimleri, güçleri ister Batılı ülkelerin temsilcileri olsun herkes, Libyalıların kalıcı anayasa yapılıncaya kadar istisnai bir süre için de olsa haklarında halka karşı suç işlemekten dolayı kesinleşmiş yargı kararı olanlar dışında kimseyi adaylıktan dışlamayan adil seçim yasaları bulmakla sınırlı olan çıkarları yerine kendi çıkarlarına ulaşmaya çalışıyor.”
Dış desteğin, Libyalı isimlerin ve güçlerin cumhurbaşkanlığına aday olma koşullarına ilişkin siyasi bir çerçeve üzerinde fikir birliği oluşturmak ve kazanan kişi kim olursa olsun sonuçları kabul etme konusunda uzlaşamamalarının başlıca nedeni olduğunu düşünen Ebu Şelbi, bu durumun onları, halkı kendilerine karşı harekete geçirmek için erken bir girişimde bulunarak, şimdiden rakiplerini dışlamaya ittiğini söyledi.
Ebu Şelbi ayrıca TM ve DYK arasında kurulması beklenen ortak komitenin krizin çözümünde iktidar paylaşımına izin veren yasalar üzerinde düşünülmesi, ordu personeli olanların ya da çifte vatandaşlığı bulunanların adaylığıyla ilgili toplumsal bir diyalog yürütülmesi ve bu konuda bir halk referandumu yapılması dahil birçok olumlu senaryoya ulaşabileceğine inanıyor.
Diğer taraftan Libya Ulusal Meclis Partisi Kurucu Başkanı Esad Zeyho, bazı adayların bu tür açıklamalarda bulunmasındaki asıl amacın, rakiplerine karşı bir atak yapmakla sınırlı olmadığını, bilakis siyasi denklemdeki varlıklarının ve eğer talepleri karşılanmazsa seçim sürecini engelleyebileceklerinin bir teyidi olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Zeyho, şunları söyledi:
“Dibeybe’nin çağrısının asıl amacı, ordu personelinin seçimlerde adaylıklarını koymalarına karşı çıkmak ve herhangi bir anayasal zeminde referandum yapılması gerektiğini konuşmaktır. Bu, Hafter'in cumhurbaşkanlığı yarışından dışlanmaya yönelik değil, TM içindeki ve dışındaki (Hafter) destekçilerini seçim yasalarına Dibeybe’nin adaylığını yasaklayan herhangi bir madde koymaya çalışmaktan caydırmaya yönelik bir girişimdir.”
Zeyho, DYK Başkanı Mişri'nin geçtiğimiz günlerde TM ve DYK’nın, seçim yasalarına, Dibeybe ve Başkanlık Konseyi üyelerinin 2020 yılı sonlarında Tunus ve Cenevre'de düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) sırasında cumhurbaşkanlığına aday olmama taahhüdünde bulunduklarından adaylıklarını engelleyecek maddeler ekleme niyetiyle ilgili açıklamalarına dikkati çekti.
Zeyho ayrıca, ABD liderliğindeki Batılı ülkelerin başta Seyfülislam Kaddafi olmak üzere bazı adayları ‘veto’ etmesini ve bu tutumu, söz konusu kişilerin adaylığını engelleyecek yasal hükümlere çevirmeye çalışacaklarını düşünüyor.
İster Hafter ister Dibeybe ister Seyfülislam Kaddafi isterse hepsi olsun, cumhurbaşkanlığı yarışındaki tartışmalı adaylardan herhangi birinin seçim yasalarındaki hükümlerle saf dışı bırakılması halinde Libyalıların büyük bir sorunla karşı karşıya kalacağını vurgulayan Zeyho, “Adaylık şartlarını seçim yasalarına koymak, bunları anayasal beyannameye ya da kalıcı anayasaya dahil etmekten daha az zararlı olacaktır. Anayasayı sahadaki bölünmelerden, gerilimlerden uzak, objektif bir şekilde yazmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.



İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

TT

İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin dün yaptığı açıklamada, ordunun Han Yunus'un güneyinde Hamas mensuplarıyla yaşanan çatışmanın ardından Gazze şehrinin kontrolünü ele geçirmek için planlanan operasyonun ilk adımlarını attığını duyurdu.

Defrin, dünkü çatışmanın ardından “Terör örgütünün hükümet ve askeri kalesi olan Gazze şehrinde Hamas'a yönelik saldırımızı yoğunlaştıracağız” dedi.

İsrail güçlerinin Gazze şehrinin çevresini kuşatmaya başladığını belirten Defrin, “Hamas artık bitkin ve tükenmiş bir gerilla gücü haline geldi… Ön hazırlık operasyonlarına ve saldırının ilk aşamalarına başladık. İsrail ordusu şu anda Gazze şehrinin çevresini kontrol altında tutuyor” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ın kalelerini ele geçirme ve yok etme süresinin kısaltılması emri verdiğini duyurdu.

Netanyahu ayrıca, Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri inşa etme niyetinde olmadığını da vurguladı. İsrail basını, Netanyahu'nun Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri inşa edilmesi konusunda aynı fikirde olmadığını, ancak bunun ‘meşru’ bir görüş olduğunu söylediğini belirtti.

cdfgrt
İsrail-Gazze sınırına yakın bir bölgede hareket eden İsrail tankı (AP)

Reuters'a göre, İsrail Ordu Sözcüsü’nün açıklaması, uluslararası eleştirilere rağmen İsrail'in Gazze Şeridi'nin en büyük kentsel merkezini kontrol altına alma planını sürdürdüğünü gösteriyor. Bu operasyon, daha fazla Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak gibi görünüyor.

Ancak bir askeri yetkili yaptığı basın açıklamasında, yedek askerlerin önümüzdeki aya kadar göreve başlamayacağını söyledi. Bu gelişme, arabuluculara Hamas ve İsrail arasında ateşkes koşulları konusunda görüşleri yakınlaştırmak için biraz zaman kazandıracak.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze şehrini işgal etmek için ayrıntılı bir plan onayladı ve İsrail ordusu, şehrin güney ve kuzeyindeki bölgelere yönelik hava ve topçu saldırılarını genişletti.

İsrail ordusu, Gazze şehrinin güneyindeki ez-Zeytun ve es-Sabra mahallelerinde hava saldırılarını yoğunlaştırırken, şehrin kuzeyindeki Cibaliye ve Cibaliye en-Nezle kasabalarına da benzer saldırılar düzenledi. İnsansız hava araçları (İHA), bu iki kasabaya geri dönen sakinlere yeniden tahliye olup Gazze Şeridi'nin güneyindeki el-Mevasi'ye göç etmeleri çağrısında bulunan broşürler attı.

sdfr
İsrail'in gece yarısı bir çadırı bombalaması sonucu annesi, babası ve erkek kardeşini kaybeden Filistinli bir kız, Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde ağlıyor. (Reuters)

İsrail ordusu dün sabah 60 bin yedek asker çağırırken, 20 bin askerin yedeklik süresi de uzatıldı. Operasyona hava kuvvetlerinin desteğiyle beş veya altı askeri birlik katılacak; operasyonun dört ila altı ay sürmesi bekleniyor.

Yeni operasyona ‘Gideon’un Savaş Arabaları 2’ adı verildi. Bu, ordunun birkaç hafta önce ilk bölümünün sona erdiğini duyurduğu bir operasyondu.

Filistinliler İsrail'in kararlarını kınadı

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze şehrini işgalini tamamlama ve Batı Şeria'da yerleşim yerleri inşa etme kararını kınadı ve bunları ‘soykırım, sürgün ve ilhakın iki yüzü’ olarak nitelendirdi.

Bakanlık yaptığı açıklamada, bu kararların ‘uluslararası toplumun işgalci devleti suçlarını durdurmaya zorlamak ve ona iki seçenek (Ya şimdi harekete geçip halkımızı kurtarmak ve iki devletli çözümü sağlamak ya da bu suçlarla birlikte yaşamaya mahkûm olmak) sunmak konusunda tereddüt etmesine veya başarısız olmasına yer bırakmadığını’ belirtti.

Bakanlık, bu kararların, ‘tüm dünya ülkelerini Filistin devletini ve onun Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üyeliğini tanımaya itmesi ve soykırımı ve açlığı derhal durdurmak için 7. maddeye başvurmaya teşvik etmesi’ gerektiğini bildirdi.

Kızılhaç uyarıyor

Diğer taraftan İsrail ve Filistin topraklarındaki Kızılhaç misyonunun direktörü Julien Lerisson yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasının, zaten kötüleşen insani durumu daha da kötüleştirdiğini ve Hamas'ın elinde tutulan rehinelerin hayatını tehlikeye attığını ifade etti.

Lerisson, “Herhangi bir gerilim, insani acıları daha da derinleştirecek, daha fazla aileyi parçalayacak ve rehinelerin hayatını tehlikeye atacak” dedi.

Lerisson, Gazze Şeridi nüfusunun yüzde 80'inden fazlasının tahliye emirlerinden etkilendiğini belirterek, mevcut koşullar altında yeni bir göç dalgasının kabul edilemez olduğunu vurguladı ve özellikle Gazze şehrinde yapılacak herhangi bir geniş çaplı tahliye operasyonunun siviller için riskleri iki katına çıkaracağını ifade etti.

Kızılhaç yetkilisi, uluslararası insani hukukun sivillerin evlerini terk etseler de etmeseler de korunmasını garanti ettiğini vurguladı. Gazze halkının bugün ihtiyaç duyduğu şeyin daha fazla baskı değil yardım, korku değil güven olduğunu belirten yetkili, gıda, ilaç, temiz su ve barınak dahil olmak üzere insani yardımların acil ve sınırsız bir şekilde girişine izin verilmesini talep etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği ani saldırının ardından Gazze Şeridi'nde geniş çaplı bir savaş başlattı.

Filistin verilerine göre o zamandan bu yana, İsrail'in askeri operasyonları 62 bin 122 Filistinlinin hayatını kaybetmesine, 156 bin 758 kişinin yaralanmasına ve binalar ile altyapıda büyük hasara yol açtı.