Lübnan muhalefeti, geri adım mı atıyor?

Milletvekili Mişel Muavvad (sağda), geçen perşembe günü düzenlenen seçim oturumunda meslektaşlarıyla konuşurken (EPA)
Milletvekili Mişel Muavvad (sağda), geçen perşembe günü düzenlenen seçim oturumunda meslektaşlarıyla konuşurken (EPA)
TT

Lübnan muhalefeti, geri adım mı atıyor?

Milletvekili Mişel Muavvad (sağda), geçen perşembe günü düzenlenen seçim oturumunda meslektaşlarıyla konuşurken (EPA)
Milletvekili Mişel Muavvad (sağda), geçen perşembe günü düzenlenen seçim oturumunda meslektaşlarıyla konuşurken (EPA)

Hizbullah ve müttefikleri, Lübnan cumhurbaşkanlığı konusunda diyalog çağrısı yapan ve aynı zamanda birkaç gün içerisinde adaylığını açıklaması beklenen Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye’nin adaylığına sıkı sıkıya sarıldı. Bu durumun aksine muhalefet güçleri, adayları Milletvekili Mişel Muavvad’dan vazgeçerek ve ikinci turda başarısını garanti edip 65 oy toplayabilecek mutabakata dayalı bir cumhurbaşkanı adayı konusunda uzlaşma çağrısında bulunarak kendilerini geri adım atmak zorunda hissetti.
Geçen Eylül ayında cumhurbaşkanlığı seçim savaşının başlamasından bu yana Lübnan Kuvvetleri, Ketaib ve İlerici Sosyalist başta olmak üzere muhalif güçler, kendilerine bağlı ‘egemen- reformist- kurtarıcı’ bir adayın benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Hizbullah ve silahları karşısında ileri bir konuma sahip olsan Muavvad’ın Lübnanlıların davet edildiği 11 oturumda yapılan oylamalarda 65 oy alamaması, İlerici Sosyalist Parti’yi, önerdiği 3 isim (Genelkurmay Başkanı Joseph Avn, eski Baka Cihad Azur ve eski Milletvekili Salah Hanin) arasından bir isim konusunda Hizbullah ve müttefikleriyle uzlaşmaya yönelik bir girişimde bulunmaya itti. Ancak Hizbullah, bu girişime yanıt vermedi.
Muhalefet güçleri, şu anda karşı tarafça kabul edilebilecek yeni bir aday sunulmasını görüşüyor. Ancak Lübnan Kuvvetleri ve Ketaib partileri, Franciyye’yi seçmek için bir yeter sayısı sağlamayı reddediyor.
Ketaib Partisi Başkanı Sami Cemayel, “En iyi adayı bulmak zor. Çünkü ülke bölünmüş durumda ve kimse 65 oya ulaşamıyor. Bu nedenle herkes tarafından kabul gören ve 65 oyu alabilecek isimler ortaya koymalıyız” dedi. Ancak aynı zamanda Hizbullah’ın adayını seçmeyi de kabul etmeyen Cemayel, her türlü adayın Hizbullah ile müzakere etmeyi taahhüt etmesi, Hizbullah’ın ülkenin egemenliğine saldırdığı konuları ortadan kaldırmaya çalışması ve Arap ülkeleri ve uluslararası toplumla ilişkileri yeniden kurma yeteneğine sahip olması gerektiğine dikkati çekti.
Değişim güçlerinden bir milletvekili olan Vaddah es-Sadık, “İstediğimiz adayda ısrar edip ona bağlı kalabileceğimizi, ancak adayın cumhurbaşkanlığı yarışını kazanamayacağını düşünürsek görüşmeler, şu anda cumhurbaşkanlığına ulaşabilecek bir başkana odaklanmış durumda. Dolayısıyla Mişel Muavvad, diğer taraf açısından çatışmacı bir aday olarak görülüyorsa, kabul edilebilir bir aday aranmalıdır” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Sadık, bahsettiklerinin destekleyebilecekleri herhangi bir adayın programından ve vizyonundan geri çekilmek anlamına gelmediğini vurgularken, “Devlet dışındaki silahlar konusunda net bir duruşu olan bir cumhurbaşkanından, Lübnan’ın egemenliğinden ve hükümetin reform sürecine tam desteğinden taviz verilemez” ifadelerini kullandı. Vaddah es-Sadık ayrıca, “Bugünün en şanlı adayı, Franciyye’nin sağlayamadığı 86 oyluk bir çoğunluğu sağlayabilen adaydır” dedi.
Lübnan Kuvvetler Partisi, cumhurbaşkanlığı dosyasıyla ilgili olarak muhalefetteki en ılımlı taraf olarak görünüyor. Öyle ki partinin başkanı Samir Caca, daha önce yaptığı bir açıklamada “Muhalefet, adayı Milletvekili Mişel Muavvad’a bağlı değil. Başka bir isim öne sürülürse 65 oy alabilir ve mevcut aşamanın koşullarına uygun şartnamelerden yararlanabilir” şeklinde konuştu.
Lübnan Kuvvetleri Partisi Milletvekili Antoine Habşi ise “Şii İkili’nin Franciyye’nin adaylığını kabul etmesinin ona ivme kazandırmadığı, aksine tam tersi olduğu göz önüne alındığında cumhurbaşkanlığı meselesi hala durgun” dedi. Habşi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Muhalefet bileşenlerinin çoğu, Muavvad’a oy verenlerin sayısından daha fazla oy toplayabilen bir aday bulana kadar Muavvad’a sarıldı” dedi. Antoine Habşi, “Lübnan’ın tanık olduğu kriz, onu uluslararası meşruiyetin dışına çıkaranların, Suriye’ye, Yemen’e ve dünya ülkelerine müdahale edenlerin ve Körfez ülkelerini düşmanlaştıranların meselesidir. Bu nedenle uzlaşmacı çözümlerden bahsetmek mümkün değil. Herhangi bir yeni başkanın Lübnan’ın egemenliğini geri getirmesi ve Hizbullah’ın bu sorunlarını belirlemesi gerekiyor. Ama Hizbullah, ona uymayı kabul edecek mi?!” şeklinde konuştu. Bölgesel gelişmelerin başta cumhurbaşkanlığı meselesi olmak üzere Hizbullah’ın ve gündeminin çıkarına olması pek mümkün görünmüyor.
14 Mart atmosferine yakın olan ve çoğu Muavvad’a oy vermeyen Sünni milletvekilleri ise iki şartla yolunu herhangi bir adaya bağladı. Bu çerçevede ‘Ulusal Ilımlılık Bloğu’ Milletvekili Ahmed el-Hayr’ın belirttiğine göre bu şartlar ilk olarak, en geniş iç kapsama sahip olmak. Bu durum, adayın yeter sayısı sağlamayı başarması halinde güvence altına alınacak. İkincisi ise uluslararası toplumun örtüsünün yanı sıra Suudi Arabistan Krallığı ve Körfez ülkelerinden Arap örtüsü.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.