The Guardian: Depremler Esed'in beklediği geri dönüş şansını sundu

Suriye'yi etkileyen depremlerin ardından daha önce Esed'in bölgesel rakipleri olarak öne çıkan birçok ülkeden diplomatlar Şam'ı ziyaret etti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

The Guardian: Depremler Esed'in beklediği geri dönüş şansını sundu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremlerden ciddi şekilde etkilenen Suriye'de Beşşar Esed'in deprem sonrası pozisyonu yeniden tartışılıyor.
Britanya merkezli The Guardian gazetesi tarafından yayınlanan analizde, Esed'in depremle birlikte "geri dönme" şansını yeniden ele geçirdiği değerlendirmesi yapıldı.
Afetin ardından uluslararası yardım kuruluşlarının şefleri, rejim kontrolü dışında kalan alanlara ulaşmak için dahi Esed'den izin istemiş, uluslararası kurumlar bir kez daha Esed'a parçalanmamış bir devletin egemen lideri gibi davranmıştı.
Takip eden günlerde bu yaklaşım yerini diplomatik temaslara bıraktı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün ve Mısır'ın dışişleri bakanları ve diğer Arap ülkelerinden üst düzey diplomatlar depremin ardından taziye ziyareti adı altında Şam'a ziyaretler düzenleyerek Esed rejimiyle görüşmeler yaptı.
10 yıldan fazla süren savaş ve kaos döneminde, bölgesel rakiplerinin gözünde "parya statüsünde" olan Esed, depremin ardından aynı rakipler tarafından yaşanan krizi çözecek kişi olarak görüldü.
20 Şubat'ta Umman'a yaptığı resmi ziyarette, kırmızı halılar, bayraklarla donatılmış sokaklar ve motorsiklet konvoylarıyla karşılanan Suriye lideri bu görüntülerle geri dönüşünü de pekiştirmiş oldu. Bu gelişmelerin, Suriye'nin gelecek yıl Arap Ligi'ne yeniden katılmasıyla devam etmesi bekleniyor.

Komşuları Esed'den ne isteyecek?
Yıllar sonra yeniden tesis edilen ilişkiler ve diplomatik normalleşme çabaları devam ederken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'dan bu yakınlaşmaya karşılık ne beklendiği henüz net değil.
BAE ve Suudi Arabistan'dan üst düzey yetkililerin bir süredir iki konu için Şam'a baskı yaptığı biliniyor: Suriye'nin İran etkisinden arındırılması ve komşu ülkelere Captagon uyuşturucularının ihracının durdurulması.
Geçen yıl martta Dubai şeyhi Muhammed bin Raşid el-Maktum ve BAE lideri Muhammed bin Zayed el-Nahyan, Esed'i resmi olmayan bir ziyaret için BAE'ye davet ederek bugün yaşanan değişimin ilk adımlarını atmıştı.
İki lider, Beşşar Esed'i olaylara yaklaşımını değiştirirse tekrar saflara davet edilebilecek aksi bir lider olarak konumlamıştı.

Captagon sorunu devam ediyor
Suriye'de devlet destekli uyuşturucu sektörünün geliri, gayrı safi yurtiçi hasıla ile yarışacak şekilde 6 milyar dolara ulaşmış durumda.
Geçen ay BAE yetkilileri, fasulye konservelerinin içine gizlenmiş 4 buçuk milyon Captagon hapı ele geçirmişti. Aynı süreçte İtalyan yetkililer ise 2020'de Libya ve Suudi Arabistan'a gönderilen 14 tonluk sevkiyatla ilgili bir Suriye vatandaşını tutuklamıştı.
İtalyan polisi uyuşturucu hapların Suriye'den geldiğine emin olduklarını ve İran destekli Şii milis gücü Hizbullah'la bağlantılı olabileceğini duyurmuştu.
Bölgedeki istihbarat servisleri Suriye'nin uyuşturucu üretiminin Beşşar Esed'in kardeşi Maher Esed ve emrindeki 4. Tümen tarafından koordine edildiğini, Ürdün sınırındaki faaliyetlerin ve Irak'taki ticaretin ise İran destekli milisler aracılığıyla yapıldığını düşünüyor.

İran-Suriye ilişlileri
Uzun süreli müttefiki İran'dan elde ettiği kazanca bakılırsa, Esed'in Suriye'yi İran etkisinden arındırma talebine nasıl yanıt vereceği belirsizliğini koruyor.
Üstelik geçen cuma Riyad ile Tahran arasında imzalanan sürpriz anlaşma, bu talebin geleceğini daha da belirsiz kılmış durumda. Bölgeyi yakından takip eden uzmanlar bu anlaşmanın, İran'ın Suriye'deki etkinliğini devam ettirebilmesi için olumlu bir atmosfer yaratacağını düşünüyor.
The Guardian'a göre ise Esed'in yeniden kabul edilme noktasına erişmesinde İran'dan aldığı destek önemli rol oynadı ve bu destekten vazgeçmesi Suriye lideri için yaşamsal problemler yaratma potansiyeli taşıyor.
Ancak 10 yıldan uzun süredir hem Batı'dan hem Körfez'den gelen talep ve baskılarla karşı karşıya kalan Suriye lideri için 'yeniden kabul edilme' şansı, artık izlediği politikaları değiştirmeden de mümkün olabilir.

Independent Türkçe, The Guardian, Haaretz



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.