Fransa, küresel silah ticaretinde Rusya'yı yakalamak üzere: Silahların yüzde 41'i Ortadoğu'ya gitti

Fransa'nın son 5 yılda küresel silah ihracatından aldığı pay yüzde 7,1'den yüzde 11'e yükseldi

Fransız savaş uçakları Kıbrıs Rum kesimine indi (AA)
Fransız savaş uçakları Kıbrıs Rum kesimine indi (AA)
TT

Fransa, küresel silah ticaretinde Rusya'yı yakalamak üzere: Silahların yüzde 41'i Ortadoğu'ya gitti

Fransız savaş uçakları Kıbrıs Rum kesimine indi (AA)
Fransız savaş uçakları Kıbrıs Rum kesimine indi (AA)

Fransa, dünyanın en büyük silah ihracatçıları listesinde ABD'nin ardından ikinci sıraya oturmak için Rusya ile rekabet ediyor.
Satışlarda yaşanan keskin artış ve Asya, Okyanusya ve Ortadoğu ülkelerinden son 5 yıl içerisinde gelen yeni siparişler, Fransız üreticilerin 10 yıl içinde Rus rakiplerini geçebileceklerini gösteriyor.
Stockhol Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (Sipri) raporuna göre, Fransa'nın küresel silah ihracatındaki payı 2018-2022'de yüzde 11 oldu. Yüzde 44'lük artışın ölçüldüğü bu rakam 2013-2017'de yüzde 7,1'di.
Raporu yazan isimlerden biri olan Pieter Wezeman, Fransa devletinin savunma sanayisini büyütme çabalarının ve Rusya'ya yönelik yaptırımların Fransa'yı küresel silah ticaretinde öne çıkardığıni söyledi. 
Fransa'nın en çok silah ihracatı yaptığı ülkeler ise Hindistan, Katar ve Mısır olarak kayıtlara geçti. Paris yönetiminin gelecek yıllar için aldığı yüksek hacimli siparişler Fransa'nın küresel silah ticaretindeki payının daha da artacağına işaret ediyor.

Rusya'nın payı eridi
Aynı süreçte Rusya'nın küresel silah ihracatından aldığı pay ise yüzde 31 azalarak, yüzde 22'den yüzde 16'ya düştü.
Raporda Rus silahlarının ihracatındaki çöküşün, son üç yılda iki büyük müşteri Çin ve Mısır'ın baskı altına girmesiyle yaşandığı değerlendirmesinde bulundu.
Raporda, "Bu iki ülkeden gelen siparişler muhtemelen önümüzdeki yıllarda azalacak. Örneğin, Mısır büyük ihtimalle ABD'de gelen baskı sonucunda 2022'de verdiği savaş uçağı siparişini iptal etti. İleri düzey silahlarda yerel üretimi hızlandıran Çin'in Rusya'ya bağımlılığı giderek azalıyor" ifadeleri kullanıldı.
Savaş uçağı ve savaş helikopteri satışlarının Rusya'nın silah ihracatının önemli bölümünü oluşturduğu vurgulanan raporda, Rus ordusunun kendi ihtiyacının bu araçların ihracatını düşürebileceğine dikkat çekildi.

Silahların yüzde 41'i Ortadoğu'ya gitti
Kilit ortaklarıyla yaptığı anlaşmaları sonuçlandırmakta zorlanan Birleşik Krallık'ın küresel silah ihracatındaki payı ise yüzde 4,7'den yüzde 3,2'ye düştü. 
Küresel silah ihracatında ilk 5 sırayı alan, ABD, Rusya, Fransa, Çin ve Almanya toplam ihracatın yüzde 76'sını yapmayı başardı.
Dünyanın en büyük silah ihracatçısı konumundaki Amerika Birleşik Devletleri'nin toplam ihracattaki payı son 5 yılda yüzde 33'ten yüzde 40'a yükseldi. 
İhraç edilen silahların yüzde 41'i Ortadoğu'ya giderken, ABD son 5 yılda 103 ülkeye silah satışı yaptı. 
2018-2022'de Ukrayna büyük bir silah ithalatçısına dönüşürken, sadece 2022'de en fazla silah ithalat eden üçüncü ülke oldu. 5 yıllık periyotta en çok silah satın alan ülkeler ise Hindistan, Suudi Arabistan, Katar, Avustralya ve Çin.

Independent Türkçe, The Guardian, Deutsche Welle



Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
TT

Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)

ABD medyası ABC News, Washington’da Beyaz Saray yakınında iki askerin silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Donald Trump’ın olay hakkında bilgilendirildiğini ve Beyaz Saray’ın kapatıldığını açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ise iki Ulusal Muhafız mensubunun Washington’da silahlı saldırıya maruz kaldığını doğruladı, ancak detay vermedi.


İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
TT

İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf

Financial Times, İran’daki elit çevrelerde özellikle Batı ve Arap ülkeleriyle ilişkiler konusunda dış politikanın yeniden şekillendirilmesi gerektiğine dair tartışmaların arttığını bildirdi. Bu tartışmalar, Haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından gündeme geldi.

Habere göre, İran elitleri arasında bir değişim gözlemleniyor; devrimin ikinci kuşağı, üst düzey yetkililer ve yönetim içi önemli isimler bu tartışmalara dahil. Lider Ali Hamaney’in (86) görünürlüğü, İsrailli yetkililerin suikast tehdidi sonrası azaldı ve Hamaney’in yerine geçecek liderle ilgili spekülasyonlar gündeme geldi.

İçerideki pragmatik sesler arasında yer alan Hamza Safavi, İran’ın ABD ve İsrail’e karşı tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor ve Çin modelinden örnek veriyor. Eski parlamento üyesi Fazile Haşimi ise Washington ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını ve İran’ın daha açık bir sisteme doğru adım atmasını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığı analize göre bu tartışmaların kısa vadede sınırlı etkisi olabileceğini, ancak Hamaney sonrası dönemin temel fikir ve nüfuz mücadelesini şimdiden şekillendirdiğini belirtiyor. Halkın, ideolojik çatışmaların ekonomik ve yaşam standartları üzerindeki etkilerinden endişeli olduğu vurgulanıyor.


Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.