ABD'de SVB'nin iflası küresel piyasalardaki endişeleri artırdı

Bugün Frankfurt Borsası'ndan bir görüntü (Reuters)
Bugün Frankfurt Borsası'ndan bir görüntü (Reuters)
TT

ABD'de SVB'nin iflası küresel piyasalardaki endişeleri artırdı

Bugün Frankfurt Borsası'ndan bir görüntü (Reuters)
Bugün Frankfurt Borsası'ndan bir görüntü (Reuters)

Silikon Vadisi Bankası'nın (SVB) iflası, 2008'deki finansal krizden bu yana "ABD'deki en büyük banka iflası" olarak tarihe geçerken, bankacılık sektöründe bir "iflas dalgası" başlatmasından endişe duyuluyor.
Yüksek enflasyon karşısında faiz artışlarının devam ettiği ve resesyon beklentilerinin arttığı bir dönemde gelen bankanın iflas haberi, küresel piyasalardaki endişeleri daha da artırdı.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politika faizini beklentilerin üzerinde bir noktaya kadar yükselteceğine yönelik fiyatlamalar sonrası bazı bankalar, tahvil pozisyonlarında oluşan zararları realize etmek zorunda kaldı.
Bu bankalardan Kaliforniya merkezli SVB, 21 milyar dolarlık tahvil pozisyonunu yaklaşık 1,8 milyar dolar zararla kapatması sonrası 8 Mart'ta 2 milyar doların üzerinde sermaye artırımına gideceğini duyurdu.
Piyasada bankanın likiditeye sıkıştığının duyulması üzerine SVB'nin hisse fiyatı, geçen hafta yüzde 60'ın üzerinde değer kaybetti.

Likidite krizinin ortasından risk sermayesinin neden olduğu panik bankanın kayıplarını artırdı
Bazı girişim sermayesi yatırımcılarının, şirketlere paralarını bankadan çekmelerini tavsiye etmesi sonrası bankanın kayıplarının sürmesiyle işlemleri askıya alındı.
SVB'nin hızlı çöküşü, bankacılık düzenleyicilerini harekete geçmeye zorladı ve ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), 10 Mart'ta, piyasalarda düşüşe neden olan SVB'ye kayyum atandığını duyurdu.
FDIC'nin genelde müşterilerin olası zararlarını sınırlamak için borsa kapanışı sonrası açıkladığı bankaya kayyum atama kararını SVB için gün ortasında açıklaması, sektör uzmanlarını da hayrete düşürdü.
Likidite krizini aşmaya çalışırken risk sermayelerinin neden olduğu panik, ABD'nin 16'ncı büyük bankasını 48 saat içinde ülke tarihinin en büyük iflaslarından birine sürükledi.
Bu türden en büyük iflas, 2008'deki kriz sırasında Washington Mutual tarafından yaşanmıştı. 2007 sonlarında 43 bin çalışanı, 2 bin 200 şubesi ve 188,3 milyar dolarlık mevduatı olan Washington Mutual, ABD'deki konut krizinin patlamasıyla iflas etmişti. Washington Mutual müşterilerinin 10 gün içinde 16,7 milyar dolar çekmesi bankayı iflasa götürürken, bankanın operasyonları JPMorgan Chase'e satılmıştı. Bankanın sigortasız mevduatı olan müşterileri ise paralarını kaybetmemişti.
Mevduatlarının çoğu FDIC tarafından sigortalı olmayan SVB'nin iflasının ise müşterileri için Washington Mutual'ın iflasından daha fazla acıya neden olabileceği belirtiliyor.

Teknoloji dünyası şokta
1983'te kurulan ve teknoloji endüstrisi bankacılığında uzmanlaşmış olan SVB, genellikle startup'lar ve risk sermayelerine finansman sağlıyordu.
Müşterileri arasında Shopify, ZipRecruiter ve girişim sermayesi şirketi Andreessen Horowitz gibi firmalar da bulunan SVB'nin iflası teknoloji dünyasında şok dalgasına neden oldu.
FDIC, SVB'nin sigortalı mevduat sahiplerini korumak için Santa Clara Mevduat Sigortası Ulusal Bankası'nı (DINB) kurdu ve SVB'nin tüm sigortalı mevduatlarının buraya aktarıldığını bildirdi. FDIC'den yapılan açıklamada, müşterilerin sigortalı mevduatlarına en geç pazartesi sabahı erişebilecekleri aktarıldı.
ABD basınında yer alan haberlerde ise SVB'ye yatırılan 161 milyar doların yüzde 93'ünden fazlasının FDIC tarafından sigortalı olmadığı kaydedildi.
FDIC, bankanın varlıkları satılırken, sigortasız mevduat sahiplerine gelecekte temettü ödemeleri yapılabileceğini bildirdi.
Uzmanlar, bankanın iflasının teknoloji dünyası için daha geniş kapsamlı etkilere ve bankalar için endişelere neden olabileceğini belirtiyor.

Artan faizlerin kurbanı oldu
Fed'in yüksek enflasyon karşısında agresif faiz artışları, teknoloji sektörüyle birlikte SVB'yi de sert bir şekilde etkiledi.
Teknoloji sektöründeki pek çok şirketin, özellikle de startup'ların yüksek düzeyde borçla faaliyet göstermesi, bu şirketleri ve içinde bulundukları ekosistemi faiz artışları karşısında savunmasız bıraktı.
Şirketler daha yüksek borçlanma maliyetleriyle karşı karşıya kaldıkça risk sermayesi ve diğer daha riskli yatırım türleri de daha az karlı hale geldi. Kripto paralardaki düşüş de birçok teknoloji firmasını olumsuz etkiledi. Facebook, Instagram ve WhatsApp'ın sahibi Meta, Google'un ana şirketi Alphabet ve Amazon gibi teknoloji devlerinin de aralarında bulunduğu birçok şirket, işten çıkarmalara gitmek zorunda kaldı.
Yüksek faiz oranları birçok girişim için kaynak yaratmayı daha maliyetli hale getirirken, bazı SVB müşterileri likidite ihtiyaçlarını karşılamak için paralarını çekmeye başladı. Bu da SVB'nin çekilen paraları karşılamanın yollarını aramasına ve tahvil satışına gitmesine neden oldu. Ancak devam eden faiz artışları tahvilleri de negatif etkilediği için SVB tahvil pozisyonunu zararla kapattı.
Uzmanlar, tahvil piyasasındaki kayıplar nedeniyle bankaların toplam kaybının 600 milyar doların üzerinde olduğunu ancak bunun bankacılık sektöründe 2008'deki gibi bir krize tek başına neden olmayacağını belirtiyor.
SVB'nin iyi bir risk yönetimi ve çok yönlü bir müşteri portföyü olmadığına dikkati çeken uzmanlar, banka için alıcı arayışında olunduğunu aktarıyor.
Konuya ilişkin isimsiz kaynaklara dayandırılan haberlerde de FDIC'nin SVB için cumartesi geç saatlerde açık artırma sürecini başlattığı bildirildi.

Diğer bankalara yayılmasından korkuluyor
SVB'nin iflası, Goldman Sachs ve Bank of America gibi ülkenin en büyük bankaları dahil olmak üzere geçen hafta bankacılık hisselerini olumsuz etkiledi.
Bankanın iflası, "ABD'deki en büyük ikinci banka iflası" olarak tarihe geçerken, bunun sektör geneline yayılmasından endişe duyuluyor.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, cum günü, SVB çevresindeki gelişmeleri görüşmek üzere finansal sistemi düzenleyici kurumların yetkilileriyle bir araya geldi.
Yellen, pazar günü CBS televizyonuna verdiği röportajda, SVB için kurtarma paketine sıcak bakmadıklarını aktardı. Durumun sektörü korumak için banka kurtarma paketlerine yol açan yaklaşık 15 yıl önceki finansal krizden çok farklı olduğunu vurgulayan Yellen, "Bunu (kurtarma paketi) bir daha yapmayacağız. Ancak mevduat sahipleri konusunda endişeliyiz ve onların ihtiyaçlarını karşılamaya odaklandık." ifadelerini kullandı.

SVB'nin ardından Signature Bank'tan da iflas haberi geldi
ABD'de SVB'nin iflasının ardından hareketli bir hafta sonu geçiren bankacılık sektöründe bir iflas haberi de New York merkezli Signature Bank'tan geldi.
New York Finansal Hizmetler Departmanı (DFS), dün akşam, FDIC tarafından mevduat sahiplerini korumak için Signature Bank'a kayyum atandığını bildirdi.
Söz konusu gelişmelerle ABD Hazine Bakanlığı, Fed ve FDIC, SVB ile Signature Bank'a ilişkin ortak açıklama yaparak mevduatların korunmasına ilişkin alınan kararları duyurdu.
SVB müşterilerinin bugünden itibaren paralarının tamamına erişebileceği belirtilen açıklamada, SVB ve Signature Bank ile ilgili hiçbir kaybın vergi mükellefleri tarafından karşılanmayacağı belirtildi.
Ayrıca Fed de bankaların tüm mevduat sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmelerine yardımcı olmak için uygun mevduat kurumlarına ek finansman sağlanacağını duyurdu.
Mevduat kurumlarına bir yıla kadar kredi sağlayacak ek finansman için Banka Vadeli Finansman Programı'nın (BTFP) oluşturulacağını bildiren Fed, ABD Hazine Bakanlığı'nın, programa Borsa İstikrar Fonu'ndan 25 milyar dolara kadara kadar kaynak sağlayacağını aktardı.

ABD'deki iflas diğer ülkeleri de endişelendirdi
ABD'de SVB'nin hızlı çöküşü diğer ülkelerde de endişeye neden oldu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, SVB'nin iflasının yüksek teknoloji dünyasında yarattığı krize karşı bu sektördeki İsrailli şirketlere yardım edeceklerini duyurdu.
Netanyahu, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, yüksek teknoloji dünyasında derin bir kriz yaratan SVB'nin iflasını yakından takip ettiğini ve İsrail'deki yüksek teknoloji sektöründen yetkililerle görüşmeler yaptığını bildirdi.
İsrail'deki yüksek teknoloji sektörünün bu krizden olumsuz etkilenmemesi için önlem alacaklarına işaret eden Netanyahu, gerekirse İsrail'deki yüksek teknoloji şirketlerinin ve çalışanlarının sorumluluğu dışında, operasyonları İsrail merkezli olan İsrail şirketlerinin, bu çalkantı nedeniyle yaşanan likidite krizini aşmalarına yardımcı olacak adımlar atacaklarını kaydetti.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da İngiliz hükümetinin SVB ve İngiltere'deki iştirakinin iflası nedeniyle şirketlerin maruz kalabileceği potansiyel etkileri sınırlamak için bir çözüm bulmaya çalıştıklarını belirtti.
Öte yandan, Uluslararası Para Fonu da (IMF) SVB ile ilgili gelişmeleri ve finansal istikrara yönelik olası etkilerini yakından izlediklerini bildirdi. IMF'den yapılan açıklamada, ABD'deki politika yapıcıların durumu ele almak için uygun adımları attığına dair tam bir güvene sahip olunduğu vurgulandı.



ABD Hazine Bakanı Yellen'dan borç limitine yönelik önlemlerin 1 Haziran'a kadar tükenebileceği uyarısı

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen (Reuters)
TT

ABD Hazine Bakanı Yellen'dan borç limitine yönelik önlemlerin 1 Haziran'a kadar tükenebileceği uyarısı

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen (Reuters)

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, borç limitine yönelik alınan önlemlerin 1 Haziran'a kadar tükenebileceği ve ülkenin bu tarihten sonra nakit sıkıntısı çekebileceği uyarısında bulundu.
Yellen, borç limitine ilişkin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy'ye yönelik yeni bir mektup kaleme aldı.
Hazine Bakanlığının federal hükümetin faaliyetlerini finanse etmeye devam etme kabiliyetine ilişkin McCarthy'yi haberdar etmek için kendisine yazdığını belirten Yellen, 13 Ocak'taki mektubunda, nakdin ve olağanüstü tedbirlerin haziran başından önce tükenmesinin olası olmadığını belirttiğini anımsattı.
Yellen, "Son federal vergi tahsilatlarını inceledikten sonra, en iyi tahminimiz, Kongre'nin borç limitini artırmaması veya askıya almaması durumunda, hükümetin tüm yükümlülüklerini haziran başına kadar ve potansiyel olarak 1 Haziran itibarıyla getiremeyeceğidir." değerlendirmesinde bulundu.

"Kongre'nin en kısa sürede harekete geçmesi zorunlu"
Bu tahminin mevcut verilere dayandığına dikkati çeken Yellen, federal gelirler ve harcamalar doğası gereği değişken olduğu için Hazine'nin olağanüstü önlemlerinin tükeneceği fiili tarihin bu tahminlerden birkaç hafta sonra olabileceğini kaydetti.
Yellen, Hazine'nin devlet borçlarını ne zaman ödeyemeyeceğini kesin olarak kestirmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, daha fazla bilgi geldikçe Kongre'yi bilgilendirmeye devam edeceğini aktardı.
Janet Yellen, "Mevcut tahminler göz önüne alındığında, Kongre'nin borç limitini hükümetin ödemelerini yapmaya devam edeceğine dair daha uzun vadeli kesinlik sağlayacak şekilde artırmak veya askıya almak için mümkün olan en kısa sürede harekete geçmesi zorunlu." ifadelerini kullandı.

Eyalet ve yerel yönetim tahvillerinin ihracını askıya alma kararı
Ayrıca Hazine Bakanlığının Eyalet ve Yerel Yönetim Serisi (SLGS) hazine tahvillerinin ihracını da askıya aldığına dikkati çeken Yellen, bunların eyaletlere ve belediyelere verilen özel amaçlı hazine tahvilleri olduğunu, ihraçlarının borç limitine dahil edildiğini, borç limiti ile ilgili riskleri yönetmek için bu adımın atılacağını, ancak eyalet ve yerel yönetimler mali durumlarını yönetmek için önemli bir araçtan mahrum bırakılacağı için maliyetinin de olabileceğini ifade etti.
Yellen, "Borç limitinin askıya alınması veya artırılması için son dakikaya kadar beklemenin işletmelere ve tüketici güvenine ciddi zararlar verebileceğini, vergi mükellefleri için kısa vadeli borçlanma maliyetlerini artırabileceğini ve ABD'nin kredi notunu olumsuz etkileyebileceğini geçmiş borç limiti çıkmazlarından öğrendik." değerlendirmesinde bulundu.
Kongre'nin borç limitini yükseltmemesi halinde bu durumun Amerikan aileleri için ciddi zorluklara neden olacağına dikkati çeken Yellen, ABD'nin küresel liderliğine zarar vereceğini ve ulusal güvenlik çıkarlarını savunma kabiliyeti hakkında soru işaretleri doğuracağını vurguladı.
Yellen, Kongre'ye, mümkün olan en kısa sürede harekete geçerek ABD'nin itibarını koruma çağrısında bulundu.

Borç limiti açmazı
ABD'de federal hükümet, temerrüde yol açabilecek 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış bulunuyor.
Borç limiti ya da borç tavanı, "ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para miktarının üst sınırı" anlamına geliyor.
Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler, borç limiti müzakerelerinde önemli harcama kesintilerinden yana bir tavır sergiliyor. Demokratlar ise borç limitinin artırılmasında ısrarcı oluyor ve Cumhuriyetçilerin belirli harcamaları kısma önerilerini geri çeviriyor.
Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında bir açmaz haline gelen borç limiti konusunun piyasaları sarsmasından endişe duyuluyor. ABD'de resesyon beklentileri artarken, iki partinin borç limiti üzerindeki hesaplaşması her zamankinden daha fazla risk taşıyor.