Kaynaklar Şarku’l Avsat’a konuştu: Mısır ve İran arasında iletişim kanalları var

Mısır Dışişleri Bakanı, İklim Zirvesi’ne (COP 27) katılan İran heyetini Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, İklim Zirvesi’ne (COP 27) katılan İran heyetini Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Kaynaklar Şarku’l Avsat’a konuştu: Mısır ve İran arasında iletişim kanalları var

Mısır Dışişleri Bakanı, İklim Zirvesi’ne (COP 27) katılan İran heyetini Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, İklim Zirvesi’ne (COP 27) katılan İran heyetini Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır, İran’ın iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden başlatma çağrıları hakkında resmi olarak yorum yapmaktan kaçınırken, konuya yakın Mısırlı bir kaynak, iki ülke arasında iletişim kanalları olduğunu söyledi.
Mevcut görevine gelmeden önce İran’ın Kahire'deki çıkarlarını koruma ofisi başkanı olan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, dün yaptığı açıklamada Mısır’ın bölgede önemli bir ülke olduğunu vurguladı.
İranlı yetkili, her iki ülkenin de bölgede birbirinin önemine inandığını dile getirerek, ilişkilerin yeniden başlatılması çağrısı yaptı.
Kenani bu açıklamaları, Suudi Arabistan ve İran’ın, Çin girişiminin bir parçası olarak diplomatik ilişkilerin normalleşmesine yol açan anlaşmaya varmasından günler sonra yaptı.
Ürdün’ün geçen yıl ev sahipliği yaptığı 2. Bağdat Zirvesi’ne atıfta bulunan Kenani, “İran Dışişleri Bakanı ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi arasında Amman’da kısa ve olumlu bir görüşme gerçekleşti” dedi.
Şarku’l Avsat, Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan Kahire’nin Tahran’ın ilişkileri yeniden başlatma çağrısına ilişkin bir yorum almaya çalıştı, ancak bu mümkün olmadı.
Konuya yakın Mısırlı bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Kahire ile Tahran arasındaki iletişim kanalları özel nitelikteki çevrelerle sınırlı değil” dedi ancak detay vermeyi reddetti.
Söz konusu kaynak, “İran’dan Mısır’a ve onun siyasi liderliğine büyük bir takdir ifadesi var” dedi.
İlişkileri yeniden başlatma yolunda siyasi olarak adım atmanın zamanlamasını ve İran’ın önerisine Mısır’ın ne zaman yanıt vereceğini tahmin etmenin zor olduğunu söyleyen kaynak, “Tahran’ın Hamas ve İslami Cihad hareketleriyle ilişkisi dışında, iki taraf arasında önemli bir ihtilaf noktası yok” diye ekledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Mısır eski Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi ise, “Mısır-İran ilişkilerinin belirleyicileri diğerlerinden farklı ve uzun süredir büyükelçi rütbesiyle maslahatgüzarlığımız var” dedi.
İran’ın bölgede önemli rolü olan bir ülke olduğunu vurgulayan Urabi şu ifadeleri kullandı;
“Mevcut aşamada bu konuda adımları hızlandırmak için stratejik bir ihtiyaç yok. Genişlememe ve devletlerin içişlerine karışmama yönünde yeni bir İran politikası mı var? Önümüzdeki dönemde İran’ın davranışını bekleyip görmeliyiz. Daha fazla değerlendirmeye ihtiyacımız var.”
Kenani, 6 Mart’ta düzenlediği basın toplantısında, İran’ın komşularıyla ilişkileri genişletme arzusunu dile getirerek, “Dost ülkelerle ilişkileri genişletmeye ve onlarla sorunları ve yanlış anlamaları çözmeye bakıyoruz. İran, Mısır da dahil olmak üzere dış ilişkilerini geliştirmek için her fırsatı değerlendiriyor” dedi.
İran, geçen yıl ‘Kahire ile diyaloğu’ memnuniyetle karşılayan birkaç mesaj gönderdi.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Aralık ayında yaptığı bir açıklamada, Irak Başbakanı Muhammed es-Sudani’nin ‘Kahire ile Tahran arasında bir diyalog başlatma’ önerisini memnuniyetle karşıladı.
Abdullahiyan, “Irak Başbakanı, 2. Bağdat Zirvesi’nin oturum aralarında, İran-Mısır müzakerelerini güvenlik ve siyasi düzeylerde başlatma arzusunu dile getirdi” diyerek, bu fikri memnuniyetle karşıladıklarını sözlerine ekledi.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.