Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Mustafa: Siyasi geçiş temelli kapsamlı çözümden yanayız

AA
AA
TT

Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Mustafa: Siyasi geçiş temelli kapsamlı çözümden yanayız

AA
AA

Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa, siyasi geçiş temelli kapsamlı çözümden yana olduklarını belirterek, "Bu doğrultuda taraf olan ülkelerden, siyasi çözümle ilgili olan uluslararası karara uyması için rejime baskı yapmasını bekliyoruz." dedi.
Suriyeli muhaliflerin kurduğu Geçici Hükümetin Başkanı Mustafa, Suriye'deki iç savaşın 12. yılında Anadolu Ajansına (AA) değerlendirmelerde bulundu.
Esed rejiminin siyasi çözümden yana olmadığının farkında olduklarını belirten Mustafa, "Suriye muhalefeti olarak rejimin hiçbir siyasi çözüme taraf olamayacağını uluslararası topluma göstermek için bu müzakerelere katıldık. Siyasi geçiş temelli kapsamlı çözümden yanayız. Bu doğrultuda taraf olan ülkelerden, siyasi çözümle ilgili olan uluslararası karara uyması için rejime baskı yapmasını bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yapılan Suriye Anayasa Komitesi toplantılarında da istenilen ilerlemenin kaydedilmediğini vurgulayan Mustafa, şöyle devam etti:
"Her fırsatta siyasi çözümü baltalamak için bahane arayan Rusya'nın tavrı nedeniyle Esed rejimi heyetinin artık anayasa komitesi çalışmalarına da katılmadığını görüyoruz. Daha önce 'tarafsız' olmadığı bahanesiyle görüşmelerin Cenevre'de yapılmasına karşı çıkan Rusya, Suriye dosyasını Ukrayna savaşında pazarlık kozu görüyor. İran da aynı şekilde nükleer müzakereleri için koz olarak görüyor."

Depremler ve yankıları
Mustafa, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin Suriye'nin kuzeybatısındaki bölgelerde yıkımlara yol açarak, bölge halkının acısını derinleştirdiğini kaydetti.
BM'nin depremzedelere yardım ulaştırma konusunda geç kaldığını hatırlatan Mustafa, ülkenin kuzeybatısında depremlerin etkili olduğu bölgelere uluslararası insani yardımların "siyasi şantajlara" maruz kalmasının üzücü bir durum olduğunu aktardı.
"Depremler öncesinde uluslararası toplumca yüz üstü bırakılan halkımız deprem sırasında da aynı kaderi yaşadı." ifadesini kullanan Mustafa, şunları kaydetti:
"BM Genel Sekreteri'nin insani yardımlardan sorumlu yardımcısı da Suriye'nin kuzeybatısındaki depremzedelere yardım konusunda geç kaldıklarını belirtmişti. BM'nin sorumluluğunu yerine getirerek Suriye halkına yönelik koruma ve yardım sağlaması gerekiyor."
Mustafa, Suriye halkına desteklerinden dolayı Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'a teşekkür etti.

"Rejim yardımlara el koydu"
Esed rejiminin, Suriye'nin çeşitli illerinin etkilendiği depremleri siyasi amaçlar için kullandığını vurgulayan muhalif lider Mustafa, "Yaptırımlardan kurtulmak için fırsat kollayan rejim, kontrolündeki bölgelerde yaşayan depremzedeler için gönderilen insani yardımlara el koydu." dedi.
Mustafa, "Rejimin Suriye halkına yaşattığı acılar, depremin yol açtıklarından kat kat daha büyük. Dünyanın Esed rejiminin Suriye halkına karşı işlediği suçları ve hak ihlallerini unutmaması gerekiyor. Şehirleri bombalayıp Suriyelileri katleden, onları alıkoyan ve yerinden eden bu rejimdir." ifadesini kullandı.
Depremlerde Suriye'de, yarısından fazlası muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde olmak üzere, en az 3 bin 688 kişi hayatını kaybetti, 14 bin 749 kişi yaralandı.

Geri dönüşler
İç savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin geri dönüşüne de değinen Mustafa, "Yurt dışına çıkmak zorunda kalan Suriyelilerin tümünün, halkın çektiği acılara son veren ve ülkeye geri dönme hayalini gerçekleştirecek kapsamlı bir çözümü sabırsızlıkla beklediğini söylersem abartmış olmam. Halkımızın bu isteğinin bir an önce gerçekleşmesini istiyoruz." görüşünü paylaştı.
Mustafa, Esed rejiminin Suriye halkına karşı işlediği suçların gönüllü ve güvenli dönüşleri engellediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Rejimin güvenlik güçlerinin memleketlerine geri dönenlere yönelik öldürme, alıkoyma ve tecavüz gibi suçları, Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları örgütlerince belgelendi. Dolayısıyla sivillerin güvenliğini sağlayacak siyasi çözüm olmadıkça rejim bölgesinde gönüllü geri dönüşler mümkün değil."
Terör örgütü PKK/YPG işgalindeki bölgelerde geri dönüşlerin mümkün olmadığının altını çizen Mustafa, "PKK/PYD gençleri zorla silah altına alıyor, buna karşı çıkanları da alıkoyuyor. Dolayısıyla insanlar bu bölgelere dönemiyor. Geri dönüşler için uygun şartların oluşması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Suriye'nin kuzeyinde terörden kurtarılarak güvenli bölgelere dönüşen alanlarda çeşitli alanlarda oluşan istikrardan dolayı bölgenin daha fazla Suriyeliyi barındırabileceğini vurgulayan Mustafa, artan nüfus nedeniyle bölge halkının ihtiyacını karşılayacak daha fazla kalkınma projeleri ve yardımlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Mustafa, PKK/YPG'nin terörden temizlenmiş bölgelerde terör saldırıları yaparak bölge halkının huzurunu bozmayı sürdürdüğünü belirtti.



Filistin Dışişleri Bakanlığı: Ateşkesin devamını ve Filistin Devleti'nin toprak bütünlüğünün desteklenmesini istiyoruz

Gazze'nin Cibaliye kentinde evleri enkaz halinde olan bir aile (AP)
Gazze'nin Cibaliye kentinde evleri enkaz halinde olan bir aile (AP)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı: Ateşkesin devamını ve Filistin Devleti'nin toprak bütünlüğünün desteklenmesini istiyoruz

Gazze'nin Cibaliye kentinde evleri enkaz halinde olan bir aile (AP)
Gazze'nin Cibaliye kentinde evleri enkaz halinde olan bir aile (AP)

Filistin Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin sürdürülmesi ve Filistin Devleti'nin toprak bütünlüğü ile Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki meşru kurumlarının desteklenmesi çağrısında bulundu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, "halkımızın yerinden edilmesi ve yok etme, yer değiştirme ve ilhak savaşının devam etmesi yönünde çağrıda bulunan provokatif ve kışkırtıcı İsrail açıklamaları ve tutumları seli tehlikesi" konusunda uyarıda bulundu.

xascdfrgt
Yerinden edilmiş Filistinliler kuzey Gazze Şehri'ndeki hasarı inceliyor (AFP)

Açıklamada, “Bu kışkırtıcı çağrılar, çatışma alanında ve bölgede daha fazla gerilim ve karmaşıklık yaratmış, halkımızı, haklarını ve davasını hedef alan ve uluslararası alanda tanınan meşruiyetine darbe vuran önceden tasarlanmış niyet ve planları akla getirmiştir” denildi.

Bakanlık, “ateşkesin sürdürülebilir olmasını, imha savaşına, yerinden etme ve ilhak projelerine son verilmesini ve Gazze Şeridi'nin, Filistin Devleti'nin ve meşru kurumları ile hükümetinin egemenliği altına geri dönmesini” talep etti.

Hamas dün yaptığı açıklamada, kırılgan Gazze ateşkesi kapsamında İsrailli rehinelerin Filistinli tutuklularla takas edilmesini “bir sonraki duyuruya kadar” erteleme kararı aldığını duyururken, İsrail, ordusunun “olası tüm senaryolara” hazırlandığını doğruladı.

Gazze Şeridi'nde 15 ayı aşkın süredir devam eden çatışmaları büyük ölçüde durduran ve 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkes, İsrail hapishanelerinde tutulan yüzlerce Filistinli karşılığında beş grup halinde İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasıyla sonuçlandı.

Açıklama, müzakerecilerin önümüzdeki günlerde Katar'da bir araya gelerek 42 günlük ateşkesin ilk aşamasının uygulanmasını ve halen sonuçlandırılmayı bekleyen sonraki aşamaları görüşecekleri bir dönemde yapıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ikinci aşamaya ilişkin görüşmelerin ateşkesin 16. gününde başlaması planlanıyordu, ancak İsrail müzakerecilerini bu amaçla Doha'ya göndermeyi reddetti.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, Hamas'ın açıklamasının ateşkes anlaşmasının “tamamen ihlali” olduğunu söyleyerek çatışmaların yeniden başlayabileceğini ima etti.