Almanya’ya ait savaş uçakları, Baltık üzerinde 27 Rus sortisini durdurdu

Ekim ayında Estonya’nın Amari kentindeki bir askeri tatbikat sırasında bir Eurofighter uçuyor (Reuters)
Ekim ayında Estonya’nın Amari kentindeki bir askeri tatbikat sırasında bir Eurofighter uçuyor (Reuters)
TT

Almanya’ya ait savaş uçakları, Baltık üzerinde 27 Rus sortisini durdurdu

Ekim ayında Estonya’nın Amari kentindeki bir askeri tatbikat sırasında bir Eurofighter uçuyor (Reuters)
Ekim ayında Estonya’nın Amari kentindeki bir askeri tatbikat sırasında bir Eurofighter uçuyor (Reuters)

NATO’nun doğu kanadında konuşlanmış Alman savaş uçakları, Baltık bölgesi üzerinde bilinmeyen bir uçağın varlığına dair bir uyarı aldıktan sonra, geçtiğimiz yıl Ağustos ayından bu yana 27 sorti gerçekleştirdi.
Almanya Hava Kuvvetleri Sözcüsü, bugün başkent Berlin’de DPA’ya yaptığı açıklamada, Alman kuvvetlerinin konuşlandırma operasyonları sırasında Baltık Denizi üzerinde Rus askeri uçağı tespit ettiğini söyledi.
Alman Hava Kuvvetleri’ne ait Eurofighter Typhoon uçağı, kimliği belirsiz bir uçak, verici sinyali veya telsiz iletişimi olmadan Baltık Denizi hava sahasına yaklaştığında alarm veriyor.
Fransa, bölge semalarında NATO için hava polisi görevini üstlendikten sonra, NATO’nun doğu kanadındaki hava sahasını korumak için geçen yıl Ağustos ayından bu yana Estonya’da 150’den fazla Alman askeri konuşlandırıldı.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Çarşamba günü Estonya’daki Amari Hava Üssü’nü ziyaret edecek.
İngiliz ve Alman kuvvetleri, 6 Mart’tan bu yana NATO’nun Hızlı Tepki Uyarısı (QRA) misyonunun bir parçası olarak, Baltık ülkeleri ve Baltık Denizi üzerindeki uluslararası hava sahası üzerinde ortak koruma sortileri yürütüyor.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP