15 dakikada migren ağrısını kesebilen burun spreyi ABD'de onaylandı

Hızlı ilaç emilimine sahip sprey, türünün ilk örneği

Migren ağrısı, hastanın günlük yaşamanı etkileyebiliyor ve gündelik aktivitelerde kısıtlılık yaratabiliyor (Pixabay)
Migren ağrısı, hastanın günlük yaşamanı etkileyebiliyor ve gündelik aktivitelerde kısıtlılık yaratabiliyor (Pixabay)
TT

15 dakikada migren ağrısını kesebilen burun spreyi ABD'de onaylandı

Migren ağrısı, hastanın günlük yaşamanı etkileyebiliyor ve gündelik aktivitelerde kısıtlılık yaratabiliyor (Pixabay)
Migren ağrısı, hastanın günlük yaşamanı etkileyebiliyor ve gündelik aktivitelerde kısıtlılık yaratabiliyor (Pixabay)

ABD Gıda ve İlaç İdaresi, yetişkinlerde migren ağrısını hızla giderdiği belirtilen yeni bir burun spreyini onayladı.
ABD'li ilaç devi Pfizer'ın geliştirdiği Zavzpret adlı ilacın Temmuz 2023'te eczanelerde satışa sunulması bekleniyor.
İlaç şirketinin baş ticari yetkilisi Angela Hwang "Zavzpret'in FDA'den onay alması, ağrıdan kurtulmaya ihtiyaç duyan ve ağızdan alınan ilaçlara karşı alternatif seçenekleri tercih eden migren hastaları için önemli bir atılım" dedi.
İlacın klinik deneylerinde bazı migren hastalarının ağrısını ve diğer rahatsız edici semptomlarını 15 dakika gibi kısa bir sürede kesebildiği görüldü. Ağrı dışındaki migren semptomları arasında ışık hassasiyeti ve mide bulantısı da var.
Halihazırda migreni tedavi etmek kullanılan için birkaç çeşit burun spreyi ve bir dizi farklı ilaç türü mevcut. Zavzpret ise beyinde salgılanan ve iltihaplanmaya katkıda bulunan bir protein olan kalsitonin geniyle ilişkili  CGRP adlı bir peptidi bloke ederek çalışıyor. Spreyin bu türden ilk ilaç olduğu ifade ediliyor.
Öte yandan, CGRP'yi bloke etmek üzere tasarlanmış ağızdan alınan birkaç hap da var. Ancak migreni olan birçok kişinin ciddi mide bulantısı deneyimlediğini ve yutmak zorunda oldukları ilaçları tolere edemediklerini belirtiyor.
Hakemli bilimsel dergi The Lancet Neurology'de yayımlanan deney sonuçlarında 10 miligramlık tek bir Zavzpret dozu alan kişilerin yaklaşık 24'ünün semtomlarının yaklaşık iki saat içinde kaybolduğu gözlemlendi.
New England Nöroloji ve Baş Ağrısı Enstitüsü'nün tıbbi direktör yardımcısı Kathleen Mullin, ilacı ​"hızlı ilaç emilimine sahip bir burun spreyi" diye niteledi.
Mullin, "Zavzpret, ağrı kesici ihtiyacı olan veya mide bulantısı veya kusma nedeniyle ağızdan ilaç alamayan kişiler için alternatif bir tedavi seçeneği sunuyor" diye ekledi.
​Pfizer, Zavzpret'i geçen yıl ilaç şirketi Biohaven'dan yaklaşık 10 milyar dolar karşılığında şirketin diğer migren tedavileriyle birlikte satın almıştı.
Migrenlerin dünya genelinde insanların yüzde 10'undan fazlasını etkilediği tahmin ediliyor. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık üç kat daha yaygın görülüyor.
Genellikle kafa bölgesinde saatlerce veya günlerce sürebilen zonklayıcı ağrıya neden olan migren, ışığa veya sese duyarlılık, mide bulantısı, kusma veya görme bozukluklarına da sebebiyet verebiliyor.
 
Independent Türkçe, Science Alert, CNN International



Alzheimer belirtilerini orta yaşta tespit edebilen kan testi geliştirildi

"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
TT

Alzheimer belirtilerini orta yaşta tespit edebilen kan testi geliştirildi

"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)

Alzheimer hastalığının belirtilerinin, orta yaş gibi erken bir dönemde kanda tespit edilebileceğini gösteren bir çalışma, hafıza sorunları ortaya çıkmadan çok önce yapılacak rutin testlerin, risk altındaki kişileri belirlemede yardımcı olabileceğine dair umutları artırdı.

Uzun vadeli "Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan büyük bir Finlandiya projesi, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteçlerin yüksek seviyede olduğunu tespit etti. Bu durum, Alzheimer'la bağlantılı biyolojik değişimlerin genellikle semptomlar görülmeden onlarca yıl önce başladığına işaret ediyor.

Ebeveynlerin ve özellikle annelerin biyobelirteç düzeylerinin, çocuklarda da benzer örüntülerle ilişkili olabileceğinin aktarıldığı çalışmada, potansiyel bir kalıtsal bileşenin altı çiziliyor.

Çalışmaya toplam 2 bin 51 kişi katıldı: 1237'si 41 ila 56 yaşındaki orta yaşlı yetişkinler, 814'ü ise 59 ila 90 yaşındaki ebeveynleriydi. Turku Üniversitesi'nden araştırmacıların yürüttüğü çalışma The Lancet'ın Healthy Longevity adlı hakemli dergisinde yayımlandı.

Turku Üniversitesi Uygulamalı ve Önleyici Kardiyovasküler Tıp Araştırma Merkezi'nden kıdemli araştırmacı Suvi Rovio, "Halihazırda klinik uygulamada, Alzheimer'la ilişkili beta-amiloid patolojisini tespit etmek için görüntüleme çalışmaları veya beyin omurilik sıvısı örneği gerekiyor" diyor.

Ancak yakın zamanda geliştirilen ultra hassas ölçüm teknolojileri artık Alzheimer hastalığıyla ilişkili beyin biyobelirteçlerinin, kan örneklerinden tespit edilmesine olanak sağlıyor.

Araştırmacılar ileri yaş ve böbrek hastalığı gibi bazı faktörlerin, bilişsel gerileme başlamadan önce bile daha yüksek biyobelirteç seviyeleriyle bağlantılı olduğunu saptadı.

Ayrıca Alzheimer'ın bilinen bir genetik risk faktörü olan APOE ε4 geninin, yaşlı bireylerde daha yüksek biyobelirteç seviyeleriyle ilişkili olduğunu ancak görünüşe göre 60 yaşın altındakilerde seviyeleri henüz etkilemediğini tespit ettiler.

Ancak araştırmacılar, kan testlerinin henüz teşhis için uygun olmadığı uyarısında bulunuyor.

Rovio, "Gelecekte Alzheimer hastalığı teşhisinde kan bazlı biyobelirteçlerin güvenilir bir şekilde kullanılabilmesi için, referans değerlerin standartlaştırılması amacıyla farklı popülasyonlar ve yaş grupları arasında daha fazla araştırma yapılması gerekiyor" diyor.

Projede yer alan bir diğer kıdemli araştırmacı Marja Heiskanen bulguların, orta yaştan itibaren beyin sağlığına ilişkin yeni bilgiler sunduğunu söylüyor.

Heiskanen "Şimdiye kadar Alzheimer hastalığıyla ilişkili beyin biyobelirteçleri çoğunlukla yaşlı bireylerde incelenmişti. Çalışmamız, orta yaştan itibaren biyobelirteç seviyeleri ve ilişkili faktörler hakkında yeni bilgiler sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe